Giriş


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte hasen li ğayrihidir.

    Öneri Formu
70795 HM021693 İbn Hanbel, V, 152

Bize Ebu Rabi' el-Atekî, ona Hammad b. Zeyd, ona Ma'bed b. Hilal el-Anezîi;(T) Bize Said b. Mansur –lafız ona aittir-, ona Hammad b. Zeyd, ona Ma'bed b. Hilal el-Anezi şöyle rivayet etmiştir: Sabit'i aracı kılarak Enes b. Malik’e gittik. Yanına vardığımızda kuşluk namazı kılıyordu. Sabit bizim için izin istedi. Huzuruna girdik. Sabit'i yanına döşeğine oturttu. Sabit 'Ey Ebu Hamza! Basralı kardeşlerin senden kendilerine şefaat hadisini rivayet etmeni rica ediyorlar' dedi. Enes 'Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur' dedi: "Kıyamet günü geldiğinde insanlar deniz dalgaları gibi hercümerç olacak, birbirlerine karışacaklar. Sonra Âdem'e gelip 'Zürriyetine şefaat et' diyecekler. Hz. Âdem (as) 'Ben ona ehil değilim. Siz İbrahim’e gidin. Çünkü o Allah’ın dostu, halilidir' diye karşılık verecek. Bunun üzerine İbrahim’e gidecekler. O da 'Ben buna ehil değilim. Siz Musa’ya gidin, o Allah’ın kendisiyle konuştuğu kişi (Kelîmullah)’tır' dedi. Ardından Musa’nın yanına gelecekler. Musa onlara 'Ben buna ehil değilim. İsa’ya gidin. O Allah’ın ruhu ve kelimesidir' diyecek. Hz. İsa’ya gidecekler. O da 'Ben buna ehil değilim. Siz Muhammed'e (sav) gidin' diyecek. Sonunda bana gelecekler. Ben onlara 'Evet, ben bu işe ehilim' deyip Hemen oradan ayrılıp Rabbimin huzuruna gitmek için izin isteyeceğim. Bene izin verilecek. Onun huzurunda kalkıp şu an bilemediğim bazı dualarla hamd edeceğim. Rabbim bana bunları ilham edecek. Sonra Rabbime secde edeceğim. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır. Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' buyuracak. Ben de 'Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!' diyeceğim. O zaman 'Haydi git! Kalbinde buğday veya arpa tanesi kadar imanı olanı cehennemden çıkar' buyuracak. Ben gidip bunu yapacağım. Sonra yine Rabbime dönüp hamd ve sena edeceğim, ona secde edeceğim. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır' denilecek. Ardından Rabbim 'Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' buyuracak. Ben de 'Ümmetim! Ümmetim!' diyeceğim. Sonra bana 'Kalbinde hardal tanesi kadar iman olanı cehennemden çıkar' denilecek. Ben de onları oradan çıkaracağım. Sonra tekrar Rabbime gidip ona hamd ü sena edeceğim. Ardından ona secde edeceğim. Bana 'Başını kaldır. Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' denilecek. Ben 'Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!' diyeceğim. Bana 'Haydi git, hardal tanesinden kat kat küçük da olsa, kalbinde iman olanları da cehennemden çıkar' denilecek." İşte Enes’in bize rivayet ettiği bu hadistir. Onun yanından kalktık. Çölün yüksek bir yerine varınca “Hasan’ın yanına uğrayıp ona bir selam versek. O şimdi Ebu Halife’nin evinde gizlenmiştir” dedik. Onun huzuruna girip selam verdik ve “Ey Ebu Said! Kardeşin Ebu Hamza’nın yanından geldik. Bize şefaat hakkında rivayet ettiği hadis gibi başka bir hadis duymamıştık” dedik. Ebu Said “Neymiş o hadis, söyleyin bakalım” dedi. Bu hadisi kendisine aktardık. “Devam edin” dedi. “Bize bundan daha fazlasını söylemedi” dedik. Bunun üzerine “O bu hadisi bize yirmi yıl önce rivayet etti. O zaman tamdı. Şimdi bazı kısımlarını bırakmış. Unuttu mu yoksa, dayanıp güvenirsiniz diye size rivayet etmek mi istemedi bilemiyorum” dedi. Biz “Kalan kısmını bize aktar” dedik. Güldü ve “İnsan aceleden yaratılmıştır. Bunu size zaten hadisi rivayet etmek istediğim için söyledim” dedi ve şöylece rivayet etti: "Sonra dördüncü defa rabbime döneceğim. Ona aynı şekilde hamd ve sena edip secde edeceğim. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır. Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' denilecek. Ben de 'Rabbim! 'Allah'tan başka ilah yoktur' diyen herkes için bana izin ver' diyeceğim. Rabbim 'Bu senin hakkın değildir. Ancak izzetim, yüceliğim ve azametime yemin olsun ki Allah'tan başka ilah yoktur diyenleri cehennemden ben çıkaracağım' buyuracaktır. " [Ravi Ma'bed şöyle der ki: Hasan üzerine şehadet ederim ki o bize, bu hadisi, Enes b. Malik’ten işittiğini söyleyerek rivayet etti ve “Zannederim yirmi sene önce, o zaman derli topluydu” dedi.]


    Öneri Formu
279291 M000479-2 Müslim, İman, 326

Bize Ebu Rabi' el-Atekî, ona Hammad b. Zeyd, ona Ma'bed b. Hilal el-Anezîi;(T) Bize Said b. Mansur –lafız ona aittir-, ona Hammad b. Zeyd, ona Ma'bed b. Hilal el-Anezi şöyle rivayet etmiştir: Sabit'i aracı kılarak Enes b. Malik’e gittik. Yanına vardığımızda kuşluk namazı kılıyordu. Sabit bizim için izin istedi. Huzuruna girdik. Sabit'i yanına döşeğine oturttu. Sabit 'Ey Ebu Hamza! Basralı kardeşlerin senden kendilerine şefaat hadisini rivayet etmeni rica ediyorlar' dedi. Enes 'Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur' dedi: "Kıyamet günü geldiğinde insanlar deniz dalgaları gibi hercümerç olacak, birbirlerine karışacaklar. Sonra Âdem'e gelip 'Zürriyetine şefaat et' diyecekler. Hz. Âdem (as) 'Ben ona ehil değilim. Siz İbrahim’e gidin. Çünkü o Allah’ın dostu, halilidir' diye karşılık verecek. Bunun üzerine İbrahim’e gidecekler. O da 'Ben buna ehil değilim. Siz Musa’ya gidin, o Allah’ın kendisiyle konuştuğu kişi (Kelîmullah)’tır' dedi. Ardından Musa’nın yanına gelecekler. Musa onlara 'Ben buna ehil değilim. İsa’ya gidin. O Allah’ın ruhu ve kelimesidir' diyecek. Hz. İsa’ya gidecekler. O da 'Ben buna ehil değilim. Siz Muhammed'e (sav) gidin' diyecek. Sonunda bana gelecekler. Ben onlara 'Evet, ben bu işe ehilim' deyip Hemen oradan ayrılıp Rabbimin huzuruna gitmek için izin isteyeceğim. Bene izin verilecek. Onun huzurunda kalkıp şu an bilemediğim bazı dualarla hamd edeceğim. Rabbim bana bunları ilham edecek. Sonra Rabbime secde edeceğim. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır. Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' buyuracak. Ben de 'Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!' diyeceğim. O zaman 'Haydi git! Kalbinde buğday veya arpa tanesi kadar imanı olanı cehennemden çıkar' buyuracak. Ben gidip bunu yapacağım. Sonra yine Rabbime dönüp hamd ve sena edeceğim, ona secde edeceğim. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır' denilecek. Ardından Rabbim 'Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' buyuracak. Ben de 'Ümmetim! Ümmetim!' diyeceğim. Sonra bana 'Kalbinde hardal tanesi kadar iman olanı cehennemden çıkar' denilecek. Ben de onları oradan çıkaracağım. Sonra tekrar Rabbime gidip ona hamd ü sena edeceğim. Ardından ona secde edeceğim. Bana 'Başını kaldır. Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' denilecek. Ben 'Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!' diyeceğim. Bana 'Haydi git, hardal tanesinden kat kat küçük da olsa, kalbinde iman olanları da cehennemden çıkar' denilecek." İşte Enes’in bize rivayet ettiği bu hadistir. Onun yanından kalktık. Çölün yüksek bir yerine varınca “Hasan’ın yanına uğrayıp ona bir selam versek. O şimdi Ebu Halife’nin evinde gizlenmiştir” dedik. Onun huzuruna girip selam verdik ve “Ey Ebu Said! Kardeşin Ebu Hamza’nın yanından geldik. Bize şefaat hakkında rivayet ettiği hadis gibi başka bir hadis duymamıştık” dedik. Ebu Said “Neymiş o hadis, söyleyin bakalım” dedi. Bu hadisi kendisine aktardık. “Devam edin” dedi. “Bize bundan daha fazlasını söylemedi” dedik. Bunun üzerine “O bu hadisi bize yirmi yıl önce rivayet etti. O zaman tamdı. Şimdi bazı kısımlarını bırakmış. Unuttu mu yoksa, dayanıp güvenirsiniz diye size rivayet etmek mi istemedi bilemiyorum” dedi. Biz “Kalan kısmını bize aktar” dedik. Güldü ve “İnsan aceleden yaratılmıştır. Bunu size zaten hadisi rivayet etmek istediğim için söyledim” dedi ve şöylece rivayet etti: "Sonra dördüncü defa rabbime döneceğim. Ona aynı şekilde hamd ve sena edip secde edeceğim. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır. Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' denilecek. Ben de 'Rabbim! 'Allah'tan başka ilah yoktur' diyen herkes için bana izin ver' diyeceğim. Rabbim 'Bu senin hakkın değildir. Ancak izzetim, yüceliğim ve azametime yemin olsun ki Allah'tan başka ilah yoktur diyenleri cehennemden ben çıkaracağım' buyuracaktır. " [Ravi Ma'bed şöyle der ki: Hasan üzerine şehadet ederim ki o bize, bu hadisi, Enes b. Malik’ten işittiğini söyleyerek rivayet etti ve “Zannederim yirmi sene önce, o zaman derli topluydu” dedi.]


    Öneri Formu
279292 M000479-3 Müslim, İman, 326

Bize Ebu Rabi' el-Atekî, ona Hammad b. Zeyd, ona Ma'bed b. Hilal el-Anezîi;(T) Bize Said b. Mansur –lafız ona aittir-, ona Hammad b. Zeyd, ona Ma'bed b. Hilal el-Anezi şöyle rivayet etmiştir: Sabit'i aracı kılarak Enes b. Malik’e gittik. Yanına vardığımızda kuşluk namazı kılıyordu. Sabit bizim için izin istedi. Huzuruna girdik. Sabit'i yanına döşeğine oturttu. Sabit 'Ey Ebu Hamza! Basralı kardeşlerin senden kendilerine şefaat hadisini rivayet etmeni rica ediyorlar' dedi. Enes 'Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur' dedi: "Kıyamet günü geldiğinde insanlar deniz dalgaları gibi hercümerç olacak, birbirlerine karışacaklar. Sonra Âdem'e gelip 'Zürriyetine şefaat et' diyecekler. Hz. Âdem (as) 'Ben ona ehil değilim. Siz İbrahim’e gidin. Çünkü o Allah’ın dostu, halilidir' diye karşılık verecek. Bunun üzerine İbrahim’e gidecekler. O da 'Ben buna ehil değilim. Siz Musa’ya gidin, o Allah’ın kendisiyle konuştuğu kişi (Kelîmullah)’tır' dedi. Ardından Musa’nın yanına gelecekler. Musa onlara 'Ben buna ehil değilim. İsa’ya gidin. O Allah’ın ruhu ve kelimesidir' diyecek. Hz. İsa’ya gidecekler. O da 'Ben buna ehil değilim. Siz Muhammed'e (sav) gidin' diyecek. Sonunda bana gelecekler. Ben onlara 'Evet, ben bu işe ehilim' deyip Hemen oradan ayrılıp Rabbimin huzuruna gitmek için izin isteyeceğim. Bene izin verilecek. Onun huzurunda kalkıp şu an bilemediğim bazı dualarla hamd edeceğim. Rabbim bana bunları ilham edecek. Sonra Rabbime secde edeceğim. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır. Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' buyuracak. Ben de 'Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!' diyeceğim. O zaman 'Haydi git! Kalbinde buğday veya arpa tanesi kadar imanı olanı cehennemden çıkar' buyuracak. Ben gidip bunu yapacağım. Sonra yine Rabbime dönüp hamd ve sena edeceğim, ona secde edeceğim. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır' denilecek. Ardından Rabbim 'Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' buyuracak. Ben de 'Ümmetim! Ümmetim!' diyeceğim. Sonra bana 'Kalbinde hardal tanesi kadar iman olanı cehennemden çıkar' denilecek. Ben de onları oradan çıkaracağım. Sonra tekrar Rabbime gidip ona hamd ü sena edeceğim. Ardından ona secde edeceğim. Bana 'Başını kaldır. Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' denilecek. Ben 'Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!' diyeceğim. Bana 'Haydi git, hardal tanesinden kat kat küçük da olsa, kalbinde iman olanları da cehennemden çıkar' denilecek." İşte Enes’in bize rivayet ettiği bu hadistir. Onun yanından kalktık. Çölün yüksek bir yerine varınca “Hasan’ın yanına uğrayıp ona bir selam versek. O şimdi Ebu Halife’nin evinde gizlenmiştir” dedik. Onun huzuruna girip selam verdik ve “Ey Ebu Said! Kardeşin Ebu Hamza’nın yanından geldik. Bize şefaat hakkında rivayet ettiği hadis gibi başka bir hadis duymamıştık” dedik. Ebu Said “Neymiş o hadis, söyleyin bakalım” dedi. Bu hadisi kendisine aktardık. “Devam edin” dedi. “Bize bundan daha fazlasını söylemedi” dedik. Bunun üzerine “O bu hadisi bize yirmi yıl önce rivayet etti. O zaman tamdı. Şimdi bazı kısımlarını bırakmış. Unuttu mu yoksa, dayanıp güvenirsiniz diye size rivayet etmek mi istemedi bilemiyorum” dedi. Biz “Kalan kısmını bize aktar” dedik. Güldü ve “İnsan aceleden yaratılmıştır. Bunu size zaten hadisi rivayet etmek istediğim için söyledim” dedi ve şöylece rivayet etti: "Sonra dördüncü defa rabbime döneceğim. Ona aynı şekilde hamd ve sena edip secde edeceğim. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır. Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' denilecek. Ben de 'Rabbim! 'Allah'tan başka ilah yoktur' diyen herkes için bana izin ver' diyeceğim. Rabbim 'Bu senin hakkın değildir. Ancak izzetim, yüceliğim ve azametime yemin olsun ki Allah'tan başka ilah yoktur diyenleri cehennemden ben çıkaracağım' buyuracaktır. " [Ravi Ma'bed şöyle der ki: Hasan üzerine şehadet ederim ki o bize, bu hadisi, Enes b. Malik’ten işittiğini söyleyerek rivayet etti ve “Zannederim yirmi sene önce, o zaman derli topluydu” dedi.]


    Öneri Formu
279293 M000479-4 Müslim, İman, 326

Bize Ebu Rabi' el-Atekî, ona Hammad b. Zeyd, ona Ma'bed b. Hilal el-Anezîi;(T) Bize Said b. Mansur –lafız ona aittir-, ona Hammad b. Zeyd, ona Ma'bed b. Hilal el-Anezi şöyle rivayet etmiştir: Sabit'i aracı kılarak Enes b. Malik’e gittik. Yanına vardığımızda kuşluk namazı kılıyordu. Sabit bizim için izin istedi. Huzuruna girdik. Sabit'i yanına döşeğine oturttu. Sabit 'Ey Ebu Hamza! Basralı kardeşlerin senden kendilerine şefaat hadisini rivayet etmeni rica ediyorlar' dedi. Enes 'Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur' dedi: "Kıyamet günü geldiğinde insanlar deniz dalgaları gibi hercümerç olacak, birbirlerine karışacaklar. Sonra Âdem'e gelip 'Zürriyetine şefaat et' diyecekler. Hz. Âdem (as) 'Ben ona ehil değilim. Siz İbrahim’e gidin. Çünkü o Allah’ın dostu, halilidir' diye karşılık verecek. Bunun üzerine İbrahim’e gidecekler. O da 'Ben buna ehil değilim. Siz Musa’ya gidin, o Allah’ın kendisiyle konuştuğu kişi (Kelîmullah)’tır' dedi. Ardından Musa’nın yanına gelecekler. Musa onlara 'Ben buna ehil değilim. İsa’ya gidin. O Allah’ın ruhu ve kelimesidir' diyecek. Hz. İsa’ya gidecekler. O da 'Ben buna ehil değilim. Siz Muhammed'e (sav) gidin' diyecek. Sonunda bana gelecekler. Ben onlara 'Evet, ben bu işe ehilim' deyip Hemen oradan ayrılıp Rabbimin huzuruna gitmek için izin isteyeceğim. Bene izin verilecek. Onun huzurunda kalkıp şu an bilemediğim bazı dualarla hamd edeceğim. Rabbim bana bunları ilham edecek. Sonra Rabbime secde edeceğim. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır. Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' buyuracak. Ben de 'Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!' diyeceğim. O zaman 'Haydi git! Kalbinde buğday veya arpa tanesi kadar imanı olanı cehennemden çıkar' buyuracak. Ben gidip bunu yapacağım. Sonra yine Rabbime dönüp hamd ve sena edeceğim, ona secde edeceğim. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır' denilecek. Ardından Rabbim 'Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' buyuracak. Ben de 'Ümmetim! Ümmetim!' diyeceğim. Sonra bana 'Kalbinde hardal tanesi kadar iman olanı cehennemden çıkar' denilecek. Ben de onları oradan çıkaracağım. Sonra tekrar Rabbime gidip ona hamd ü sena edeceğim. Ardından ona secde edeceğim. Bana 'Başını kaldır. Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' denilecek. Ben 'Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!' diyeceğim. Bana 'Haydi git, hardal tanesinden kat kat küçük da olsa, kalbinde iman olanları da cehennemden çıkar' denilecek." İşte Enes’in bize rivayet ettiği bu hadistir. Onun yanından kalktık. Çölün yüksek bir yerine varınca “Hasan’ın yanına uğrayıp ona bir selam versek. O şimdi Ebu Halife’nin evinde gizlenmiştir” dedik. Onun huzuruna girip selam verdik ve “Ey Ebu Said! Kardeşin Ebu Hamza’nın yanından geldik. Bize şefaat hakkında rivayet ettiği hadis gibi başka bir hadis duymamıştık” dedik. Ebu Said “Neymiş o hadis, söyleyin bakalım” dedi. Bu hadisi kendisine aktardık. “Devam edin” dedi. “Bize bundan daha fazlasını söylemedi” dedik. Bunun üzerine “O bu hadisi bize yirmi yıl önce rivayet etti. O zaman tamdı. Şimdi bazı kısımlarını bırakmış. Unuttu mu yoksa, dayanıp güvenirsiniz diye size rivayet etmek mi istemedi bilemiyorum” dedi. Biz “Kalan kısmını bize aktar” dedik. Güldü ve “İnsan aceleden yaratılmıştır. Bunu size zaten hadisi rivayet etmek istediğim için söyledim” dedi ve şöylece rivayet etti: "Sonra dördüncü defa rabbime döneceğim. Ona aynı şekilde hamd ve sena edip secde edeceğim. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır. Dile sözün işitilsin, iste, istediğin verilsin. Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' denilecek. Ben de 'Rabbim! 'Allah'tan başka ilah yoktur' diyen herkes için bana izin ver' diyeceğim. Rabbim 'Bu senin hakkın değildir. Ancak izzetim, yüceliğim ve azametime yemin olsun ki Allah'tan başka ilah yoktur diyenleri cehennemden ben çıkaracağım' buyuracaktır. " [Ravi Ma'bed şöyle der ki: Hasan üzerine şehadet ederim ki o bize, bu hadisi, Enes b. Malik’ten işittiğini söyleyerek rivayet etti ve “Zannederim yirmi sene önce, o zaman derli topluydu” dedi.]


    Öneri Formu
1379 M000479 Müslim, İman, 326