Giriş

Bize Ebu'l-Hüseyn Muhammed b. el-Hüseyn b. Muhammed b. el-Fadl el-Kattân Bağdat'ta haber verdi. Dedi ki: Bize Ebû Sehl Ahmed b. Muahmmed b. Ziyâd el-Kattân haber verdi. Dedi ki: Bize İshak b. el-Hasen el-Harbî nakletti. Dedi ki: Bize Affân nakletti. Dedi ki: Bize Ebân nakletti. Dedi ki: Bize Yahyâ b. Ebî Kesîr, Zeyd b. Sellâm'dan, o da dedesi Memtûr'dan, o da Ebû Mâlik el-Eş'arî'den naklettiğine göre Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururdu: "Temizlik imanın yarısıdır. "Elhamdülillah" (demek) mizanı doldurur. "Sübhanallah" ve "Allahu Ekber" (demek) gök ile yer arasını doldurur. Oruç bir kalkandır. Sabır bir aydınlıktır. Sadaka, (veren kişinin imanına dair) bir delildir. Kur'ân (okuyup amel ettiğin takdirde) senin lehine ya da (aksi takdirde) aleyhine bir delildir. Bütün insanlar çalışıp çabalar ve sonuçta nefsini satar. Kimisi (Allah'a satarak) nefsini azat eder, kimisi de (Şeytan'a satarak) helâk eder." Müslim bu hadisi es-Sahîh'te İshak b. Mansûr > Habbân b. Hilâl > Ebân b. Yezîd el-Attâr tarikiyle tahric etmiştir.


    Öneri Formu
136911 BS000187 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, I, 78


    Öneri Formu
137969 BS001219 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, I, 350

Bize Bağdat'ta Mescid-i Harbiye Ebû'l-Kasım Abdurrahman b. Ubeydullah b. Abdullah el-Hurakî el-Harbî haber verdi. Ona da Ebû Bekir Muhammed b. Abdullah eş-Şâfiî, ona İshak b. el-Hasan, ona Ebû Nuaym, ona da Ebû'l-Umeys şöyle rivâyet etti: Ali b. el-Akmer'in Ebû'l-Ahvas'tan rivâyet etmiş olduğu Abdullah b. Mes'ûd'un (ra) şu sözünü işittim: “Yarın Allah’a müslüman olarak kavuşmak isteyen, şu beş vakit namazı ezan okunan yerlerde kılsın! Çünkü Yüce Allah, Peygtamberinize (sav) hidâyet yollarını (sünen-i hüdâ) göstermiştir; şüphesiz namazların bu şekilde kılınması da hidâyet yollarındandır. Eğer cemâati terk edip namazı evinde kılan gibi siz de namazlarınızı evlerinizde kılarsanız, şüphesiz Peygamber’inizin sünnetini terk etmiş olursunuz. Peygamber’inizin sünnetini terk ettiğinizde de hiç şüphesiz sapıtırsınız. Güzelce abdestini alıp sonra şu câmilerden birine giden hiç bir insan yoktur ki, Allah onun attığı her adıma bir sevap yazmasın, bir derecesini yükseltmiş ve bir günahını da silmiş olmasın! Vallahi biz, münâfık olduğu açıkça bilinenlerden başka hiç kimsenin cemâatten geri kaldığını görmedik. Vallahi iki kişinin yardımıyla cemâate getirilip safa dahil edilen kişiler vardı.” Bunu Müslim Sahîh'inde Ebû Bekir b. Ebî Şeybe vasıtasıyla Ebû Nuaym el-Fadl b. Dükeyn'den tahric etti.


Açıklama: Bağlayıcılığı itibariyle sünnet, genelde ikiye ayrılır. Birine Sünen-i Hüdâ, diğerine de Sünen-i Zevâid denir. Bizim “Hidâyet yolları” diye tercüme ettiğimiz “Sünen-i Hüdâ”; Hz. Peygamber tarafından emredilen ve terk edilmesi meşrû olmayan cemâat, ezân gibi sünnetlerdir. Bunlar, farz ve vâcib olmamakla birlikte dinin kemâl vasıflarındandır. Sünen-i Zevâid ise; Hz. Peygamber’in bir insan olarak yaptıkları, oturup kalkmak, yemek-içmek gibi mûtad davranışlarıdır. Bunlar, uyulması dinen zorunlu olmayan şeylerdir.

    Öneri Formu
141786 BS005015 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, III, 84


    Öneri Formu
138840 BS002114 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, I, 586


    Öneri Formu
139089 BS002359 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, II, 41


    Öneri Formu
139211 BS002480 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, II, 75