8 Kayıt Bulundu.
Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahves ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Bizler, namazda oturduğumuzda ne diyeceğimi bilmiyorduk. Rasulullah (sav) de (bu durumu) biliyordu. (Ravi, önceki hadisin) benzerini (nahve) zikredip ona Şerik, ona Cami b. Şeddad, ona Ebu Vail ona da Abdullah'ın şöyle dediğini nakletti: Hz. Peygamber (sav), bizlere teşehhüdü öğrettiği gibi öğretmediği (bir takım) dualar öğretirdi. (Mesela), "Allah'ım! Kalplerimizi birbirimize ısındır. Aramızı düzelt. Bizleri kurtuluş yollarına sevk et. Bizleri karanlıklardan kurtarıp aydınlığa (ulaştır). Açık ve gizli olmak üzere kötülükleri bizden uzaklaştır. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi, soyumuzu bizim için mübarek kıl. Bizleri bağışla. Şüphesiz sen, tövbeleri çokça bağışlayıp rahmet edensin. Bizleri nimetlerine şükredip onlara hamd edenlerden, onlardan razı olanlardan kıl. Bize nimetlerini tamamla" (duası, bu dualardandır).
Bir önceki hadisin manasını aynı senedle bize Temim b. el-Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Husayf da rivayet etti. (Husayf) dedi ki: "Allah'ın elçisi (sav) tekbir getirince her iki saf da birlikte tekbir getirdi." [Ebû Davud dedi ki: (Şerik'in rivayet ettiği) bir önceki hadisi Husayf'tan aynı manada es-Sevrî de rivayet etmiştir. Abdurrahman b. Semüre de korku namazını böyle kılmıştır. Ancak imamla (ikinci) rekâtı kılan grup, imam selâm verince, (daha önce birinci rekâtı imamla kılıp düşman karşısında nöbet tutan) arkadaşlarının yerine gitmişler, arkadaşları da gelip kendi başlarına bir rekât kılmışlardı. Sonra onlar da düşman karşısında nöbet tutan arkadaşlarının yerine gitmişler ve onlar da gelip kendi başlarına bir rekât daha kılıp selam vermişlerdi.] [Ebû Davud dedi ki: Bunu bize Müslim b. İbrahim de Abdussamed b. Habib'den nakletti. O dedi ki: Bana babam, Abdurrahman b. Semüre ile birlikte Kâbul'e savaşa gittiklerini söyledi ve Abdurrahman bize korku namazı kıldırdı dedi.]
Bize Temim b. el-Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Ebu Bişr Verkâ, ona Mansur, ona Hilal b. Yesaf, ona Halid b. Arfece, ona Salim b. Ubeyd el-Eşca'î bu hadisi Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.