حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ حَدَّثَنَا بَكْرٌ أَنَّهُ ذَكَرَ لاِبْنِ عُمَرَ أَنَّ أَنَسًا حَدَّثَهُمْ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَهَلَّ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ ، فَقَالَ أَهَلَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِالْحَجِّ ، وَأَهْلَلْنَا بِهِ مَعَهُ ، فَلَمَّا قَدِمْنَا مَكَّةَ قَالَ « مَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيَجْعَلْهَا عُمْرَةً » . وَكَانَ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم هَدْىٌ ، فَقَدِمَ عَلَيْنَا عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ مِنَ الْيَمَنِ حَاجًّا فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « بِمَ أَهْلَلْتَ فَإِنَّ مَعَنَا أَهْلَكَ » . قَالَ أَهْلَلْتُ بِمَا أَهَلَّ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ « فَأَمْسِكْ ، فَإِنَّ مَعَنَا هَدْيًا » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34480, B004353
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ حَدَّثَنَا بَكْرٌ أَنَّهُ ذَكَرَ لاِبْنِ عُمَرَ أَنَّ أَنَسًا حَدَّثَهُمْ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَهَلَّ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ ، فَقَالَ أَهَلَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِالْحَجِّ ، وَأَهْلَلْنَا بِهِ مَعَهُ ، فَلَمَّا قَدِمْنَا مَكَّةَ قَالَ « مَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيَجْعَلْهَا عُمْرَةً » . وَكَانَ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم هَدْىٌ ، فَقَدِمَ عَلَيْنَا عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ مِنَ الْيَمَنِ حَاجًّا فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « بِمَ أَهْلَلْتَ فَإِنَّ مَعَنَا أَهْلَكَ » . قَالَ أَهْلَلْتُ بِمَا أَهَلَّ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ « فَأَمْسِكْ ، فَإِنَّ مَعَنَا هَدْيًا » .
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Bişr b. el-Mufaddal, ona Humeyd et-Tavîl, ona Bekr’in rivâyet ettiğine göre o, İbn Ömer’e Enes’in kendilerine, Nebi’nin (sav) bir umre ve bir hac niyetiyle ihrama girdiğini söyleyince, o (İbn Ömer) dedi ki: Nebi (sav) hac niyetiyle ihrama girdi, biz de hac niyetiyle onunla birlikte ihrama girdik. Mekke’ye vardığımızda, o: “Beraberinde hediyelik kurban bulunmayan bir kimse bu ihram niyetini umre niyetine çevirsin” buyurdu. Nebi (sav) ile birlikte kurbanlık vardı, bu sırada Ali de Yemen’den hac etmek niyetiyle yanımıza geldi. Nebi (sav): “Hangi niyetle ihrama girdin? Senin ehlin (eşin Fatıma) bizimle beraberdir” buyurdu. Ali: Ben Nebi’nin (sav) ihrama giriş niyeti ne ise, o niyetle ihrama girdim, dedi. Allah Rasulü: “O halde niyetinin üzerinde kal, çünkü bizimle birlikte kurbanlık var” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 61, 2/120
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
3. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
4. Ebu İsmail Bişr b. Mufaddal er-Rakâşi (Bişr b. Mufaddal b. Lahik)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Hac, ihrama girmek
Hac, ihramdan kurbanla çıkmak
Hac, ihramlının telbiye ve tehlili
Hac, Umreye tebdili, feshi
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ حَدَّثَنَا بَكْرٌ أَنَّهُ ذَكَرَ لاِبْنِ عُمَرَ أَنَّ أَنَسًا حَدَّثَهُمْ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَهَلَّ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ ، فَقَالَ أَهَلَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِالْحَجِّ ، وَأَهْلَلْنَا بِهِ مَعَهُ ، فَلَمَّا قَدِمْنَا مَكَّةَ قَالَ « مَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيَجْعَلْهَا عُمْرَةً » . وَكَانَ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم هَدْىٌ ، فَقَدِمَ عَلَيْنَا عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ مِنَ الْيَمَنِ حَاجًّا فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « بِمَ أَهْلَلْتَ فَإِنَّ مَعَنَا أَهْلَكَ » . قَالَ أَهْلَلْتُ بِمَا أَهَلَّ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ « فَأَمْسِكْ ، فَإِنَّ مَعَنَا هَدْيًا » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34481, B004354
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ حَدَّثَنَا بَكْرٌ أَنَّهُ ذَكَرَ لاِبْنِ عُمَرَ أَنَّ أَنَسًا حَدَّثَهُمْ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَهَلَّ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ ، فَقَالَ أَهَلَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِالْحَجِّ ، وَأَهْلَلْنَا بِهِ مَعَهُ ، فَلَمَّا قَدِمْنَا مَكَّةَ قَالَ « مَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيَجْعَلْهَا عُمْرَةً » . وَكَانَ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم هَدْىٌ ، فَقَدِمَ عَلَيْنَا عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ مِنَ الْيَمَنِ حَاجًّا فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « بِمَ أَهْلَلْتَ فَإِنَّ مَعَنَا أَهْلَكَ » . قَالَ أَهْلَلْتُ بِمَا أَهَلَّ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ « فَأَمْسِكْ ، فَإِنَّ مَعَنَا هَدْيًا » .
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Bişr b. el-Mufaddal, ona Humeyd et-Tavil, ona Bekr’in rivâyet ettiğine göre İbn Ömer’e Enes’in kendilerine Nebi’nin (sav) bir umre ve bir hac yapmak niyetiyle ihrama girdiğini zikredince, o (İbn Ömer) şöyle dedi: Nebi (sav) hac niyetiyle ihrama girdi, biz de o niyetle onunla birlikte ihrama girdik. Mekke’ye vardığımız zaman "beraberinde hediyelik kurbanlık bulunmayan kimse bu niyetini umre niyetine çevirsin" buyurdu. Nebi (sav) ile birlikte kurbanlık vardı. Daha sonra Ali b. Ebu Talib de hac etmek niyetiyle Yemen’den yanımıza ulaştı. Nebi (sav): "Ne niyetle ihrama girdin? Şüphesiz senin ehlin (eşin Fatıma) de bizimle beraberdir" buyurdu. Ali: Nebi (sav) hangi niyetle ihrama girdiyse, ben de o niyetle ihrama girdim, deyince, Allah Rasulü: "O halde niyetin üzere kalmaya devam et, çünkü beraberimizde kurbanlık vardır" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 61, 2/120
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
3. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
4. Ebu İsmail Bişr b. Mufaddal er-Rakâşi (Bişr b. Mufaddal b. Lahik)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Hac, ihrama girmek
Hac, ihramlının telbiye ve tehlili
Hac, Umreye tebdili, feshi
عبد الرزاق عن الثوري عن عاصم عن بكر بن عبد الله المزني قال : قال ابن عباس : الدخول ، والتغشي ، والافضاء ، والمباشرة ، والرفث ، واللمس : هذا الجماع ، غير أن الله حيي كريم ، يكنى بما شاء عما شاء.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
80492, MA010826
Hadis:
عبد الرزاق عن الثوري عن عاصم عن بكر بن عبد الله المزني قال : قال ابن عباس : الدخول ، والتغشي ، والافضاء ، والمباشرة ، والرفث ، واللمس : هذا الجماع ، غير أن الله حيي كريم ، يكنى بما شاء عما شاء.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Nikah 10826, 6/277
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
Konular:
Evlilik, cinsel münasebet
Hadis, anlaşılması, yorumu
Bize Fadl b. Yakub, ona Abdullah b. Cafer er-Rakkî, ona Mu'temir b. Süleyman, ona Saîd b. Übeydullah es-Sakafî, ona Bekir b. Abdullah el-Müzenî ve Ziyâd b. Cübyr, onlara da Cübeyr b. Hayye şöyle demiştir:
Ömer müşriklerle savaşmaları için İran'ın büyük şehirleri üzerine ordular gönderdi. (Yapılan savaşlarda) Hürmüzân Müslüman oldu. Bunun üzerine Ömer “ey Hürmüzân, şu (Fars, Isfahan, Azerbaycan) gazalarım hakkında sana danışmak istiyorum” dedi. Hürmüzân “evet, bu topraklarda yaşayan Müslüman düşmanları, iki kanadı, iki ayağı ve bir başı bulunan bir kuşa benzer. Bu kuşun kanatlarından biri kırılsa, bir kanadı ve bir başı ile iki ayağı üstünde durur. Öbür kanadı da kırılmış olsa bir başı ve iki ayağı ile yaşar durur. Amma kuşun başı ezilirse ayakları da, kanatları da, başı da gider. İşte bu baş, Kisrâ'dır. Kanadın biri Kayser'dir, diğeri de Fâris'tir. Ey Müminlerin Emiri, Müslümanlara, Kisrâ üzerine yürümelerini emret” dedi.
Bekir ve Ziyâd, Cübeyr b. Hayye'den rivayetle şöyle demişlerdir: Ömer bizi gaza için çağırdı ve başımıza Numan b. Mukarrin'i kumandan yaptı. Düşman diyarına varınca Kisrâ'nın kumandanı kırk bin asker ile karşımıza çıktı. Bir tercüman ayağa kalktı ve “içinizden bir kişi bana cevap versin” dedi. Bunun üzerine Muğîre “ne istersen sor” dedi. Tercüman “sizler kimsiniz?” dedi. Muğîre şöyle cevap verdi: “biz Arap soyundan kimseleriz. Vaktiyle azgın bir eşkıyalık, zorlu bir belâ içinde yaşar, açlıktan hurma çekirdeği ve deri parçası yer, deve yününden ve kıldan elbise giyer, ağaçlara ve taşlara tapardık. Biz böyle bir vahşet ve cehalet içinde iken, göklerin ve yerlerin, şanı büyük, azameti yüce Rabbi, bize kendi aramızdan bir peygamber gönderdi. Biz O'nun anasını, babasını tanırız. Rabbimizin elçisi Peygamberimiz (sav) bize, bir olan Allah'a inanıncaya ya da cizye ödeyinceye kadar, sizinle savaşmamızı emretti ve Rabbimizin şu mesajını iletti: Bizden şehit olanlar, benzeri asla görülmemiş nimetlerle dopdolu olan cennete gidecek. Gazi olup hayatta kalanlar ise size sahip olacaklardır.”
Öneri Formu
Hadis Id, No:
280489, B003159-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ الرَّقِّىُّ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ الثَّقَفِىُّ حَدَّثَنَا بَكْرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْمُزَنِىُّ وَزِيَادُ بْنُ جُبَيْرٍ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ حَيَّةَ قَالَ بَعَثَ عُمَرُ النَّاسَ فِى أَفْنَاءِ الأَمْصَارِ يُقَاتِلُونَ الْمُشْرِكِينَ ، فَأَسْلَمَ الْهُرْمُزَانُ فَقَالَ إِنِّى مُسْتَشِيرُكَ فِى مَغَازِىَّ هَذِهِ . قَالَ نَعَمْ ، مَثَلُهَا وَمَثَلُ مَنْ فِيهَا مِنَ النَّاسِ مِنْ عَدُوِّ الْمُسْلِمِينَ مَثَلُ طَائِرٍ لَهُ رَأْسٌ وَلَهُ جَنَاحَانِ وَلَهُ رِجْلاَنِ ، فَإِنْ كُسِرَ أَحَدُ الْجَنَاحَيْنِ نَهَضَتِ الرِّجْلاَنِ بِجَنَاحٍ وَالرَّأْسُ ، فَإِنْ كُسِرَ الْجَنَاحُ الآخَرُ نَهَضَتِ الرِّجْلاَنِ وَالرَّأْسُ ، وَإِنْ شُدِخَ الرَّأْسُ ذَهَبَتِ الرِّجْلاَنِ وَالْجَنَاحَانِ وَالرَّأْسُ ، فَالرَّأْسُ كِسْرَى ، وَالْجَنَاحُ قَيْصَرُ ، وَالْجَنَاحُ الآخَرُ فَارِسُ ، فَمُرِ الْمُسْلِمِينَ فَلْيَنْفِرُوا إِلَى كِسْرَى . وَقَالَ بَكْرٌ وَزِيَادٌ جَمِيعًا عَنْ جُبَيْرِ بْنِ حَيَّةَ قَالَ فَنَدَبَنَا عُمَرُ وَاسْتَعْمَلَ عَلَيْنَا النُّعْمَانَ بْنَ مُقَرِّنٍ ، حَتَّى إِذَا كُنَّا بِأَرْضِ الْعَدُوِّ ، وَخَرَجَ عَلَيْنَا عَامِلُ كِسْرَى فِى أَرْبَعِينَ أَلْفًا ، فَقَامَ تُرْجُمَانٌ فَقَالَ لِيُكَلِّمْنِى رَجُلٌ مِنْكُمْ . فَقَالَ الْمُغِيرَةُ سَلْ عَمَّا شِئْتَ . قَالَ مَا أَنْتُمْ قَالَ نَحْنُ أُنَاسٌ مِنَ الْعَرَبِ كُنَّا فِى شَقَاءٍ شَدِيدٍ وَبَلاَءٍ شَدِيدٍ ، نَمَصُّ الْجِلْدَ وَالنَّوَى مِنَ الْجُوعِ ، وَنَلْبَسُ الْوَبَرَ وَالشَّعَرَ ، وَنَعْبُدُ الشَّجَرَ وَالْحَجَرَ ، فَبَيْنَا نَحْنُ كَذَلِكَ ، إِذْ بَعَثَ رَبُّ السَّمَوَاتِ وَرَبُّ الأَرَضِينَ تَعَالَى ذِكْرُهُ وَجَلَّتْ عَظَمَتُهُ إِلَيْنَا نَبِيًّا مِنْ أَنْفُسِنَا ، نَعْرِفُ أَبَاهُ وَأُمَّهُ ، فَأَمَرَنَا نَبِيُّنَا رَسُولُ رَبِّنَا صلى الله عليه وسلم أَنْ نَقَاتِلَكُمْ حَتَّى تَعْبُدُوا اللَّهَ وَحْدَهُ أَوْ تُؤَدُّوا الْجِزْيَةَ ، وَأَخْبَرَنَا نَبِيُّنَا صلى الله عليه وسلم عَنْ رِسَالَةِ رَبِّنَا أَنَّهُ مَنْ قُتِلَ مِنَّا صَارَ إِلَى الْجَنَّةِ فِى نَعِيمٍ لَمْ يَرَ مِثْلَهَا قَطُّ ، وَمَنْ بَقِىَ مِنَّا مَلَكَ رِقَابَكُمْ .
Tercemesi:
Bize Fadl b. Yakub, ona Abdullah b. Cafer er-Rakkî, ona Mu'temir b. Süleyman, ona Saîd b. Übeydullah es-Sakafî, ona Bekir b. Abdullah el-Müzenî ve Ziyâd b. Cübyr, onlara da Cübeyr b. Hayye şöyle demiştir:
Ömer müşriklerle savaşmaları için İran'ın büyük şehirleri üzerine ordular gönderdi. (Yapılan savaşlarda) Hürmüzân Müslüman oldu. Bunun üzerine Ömer “ey Hürmüzân, şu (Fars, Isfahan, Azerbaycan) gazalarım hakkında sana danışmak istiyorum” dedi. Hürmüzân “evet, bu topraklarda yaşayan Müslüman düşmanları, iki kanadı, iki ayağı ve bir başı bulunan bir kuşa benzer. Bu kuşun kanatlarından biri kırılsa, bir kanadı ve bir başı ile iki ayağı üstünde durur. Öbür kanadı da kırılmış olsa bir başı ve iki ayağı ile yaşar durur. Amma kuşun başı ezilirse ayakları da, kanatları da, başı da gider. İşte bu baş, Kisrâ'dır. Kanadın biri Kayser'dir, diğeri de Fâris'tir. Ey Müminlerin Emiri, Müslümanlara, Kisrâ üzerine yürümelerini emret” dedi.
Bekir ve Ziyâd, Cübeyr b. Hayye'den rivayetle şöyle demişlerdir: Ömer bizi gaza için çağırdı ve başımıza Numan b. Mukarrin'i kumandan yaptı. Düşman diyarına varınca Kisrâ'nın kumandanı kırk bin asker ile karşımıza çıktı. Bir tercüman ayağa kalktı ve “içinizden bir kişi bana cevap versin” dedi. Bunun üzerine Muğîre “ne istersen sor” dedi. Tercüman “sizler kimsiniz?” dedi. Muğîre şöyle cevap verdi: “biz Arap soyundan kimseleriz. Vaktiyle azgın bir eşkıyalık, zorlu bir belâ içinde yaşar, açlıktan hurma çekirdeği ve deri parçası yer, deve yününden ve kıldan elbise giyer, ağaçlara ve taşlara tapardık. Biz böyle bir vahşet ve cehalet içinde iken, göklerin ve yerlerin, şanı büyük, azameti yüce Rabbi, bize kendi aramızdan bir peygamber gönderdi. Biz O'nun anasını, babasını tanırız. Rabbimizin elçisi Peygamberimiz (sav) bize, bir olan Allah'a inanıncaya ya da cizye ödeyinceye kadar, sizinle savaşmamızı emretti ve Rabbimizin şu mesajını iletti: Bizden şehit olanlar, benzeri asla görülmemiş nimetlerle dopdolu olan cennete gidecek. Gazi olup hayatta kalanlar ise size sahip olacaklardır.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cizye ve'l-Muvâdea 1, 1/829
Senetler:
1. Ebu Abdullah Muğîra b. Şube es-Sekafî (Mugîra b. Şube b. Ebu Amir b. Mesud b. Muattib)
2. Cübeyr b. Hayye es-Sekafî (Cübeyr b. Hayye b. Mesud)
3. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
4. Said b. Ubeydullah es-Sekafî (Said b. Ubeydullah)
5. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Cafer el-Kuraşî (Abdullah b. Cafer b. Gaylan)
7. Fadl b. Yakub er-Ruhamî (Fadl b. Yakub b. İbrahim)
Konular:
Cahiliye, temel karakteri
KTB, CİHAD
Sosyal katmanlar, İranlılar
Sosyal Katmanlar, Rumlar ilgili herşey
Yönetim, cizye vergisi
فَقَالَ النُّعْمَانُ رُبَّمَا أَشْهَدَكَ اللَّهُ مِثْلَهَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَلَمْ يُنَدِّمْكَ وَلَمْ يُخْزِكَ ، وَلَكِنِّى شَهِدْتُ الْقِتَالَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ إِذَا لَمْ يُقَاتِلْ فِى أَوَّلِ النَّهَارِ انْتَظَرَ حَتَّى تَهُبَّ الأَرْوَاحُ وَتَحْضُرَ الصَّلَوَاتُ .
Numan (b. Mukarrin, Muğîre'ye) şöyle demiştir:
Allah sana, Rasulullah (sav) ile beraber bu gibi nice seferde bulunma fırsatı vermiştir. (Sabır ve teenni ile hareket etmek) seni pişman etmez ve küçük düşürmez. Ben de Rasulullah (sav) ile beraberinde savaşa katıldım. Rasulullah (sav) Sabahaın ilk vakitlerinde savaşa girmemiş ise öğlen ve ikindi namazlarının kılınıp, rüzgarın esintisiyle havanın serinlediği vakte kadar beklerdi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
280490, B003160-2
Hadis:
فَقَالَ النُّعْمَانُ رُبَّمَا أَشْهَدَكَ اللَّهُ مِثْلَهَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَلَمْ يُنَدِّمْكَ وَلَمْ يُخْزِكَ ، وَلَكِنِّى شَهِدْتُ الْقِتَالَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ إِذَا لَمْ يُقَاتِلْ فِى أَوَّلِ النَّهَارِ انْتَظَرَ حَتَّى تَهُبَّ الأَرْوَاحُ وَتَحْضُرَ الصَّلَوَاتُ .
Tercemesi:
Numan (b. Mukarrin, Muğîre'ye) şöyle demiştir:
Allah sana, Rasulullah (sav) ile beraber bu gibi nice seferde bulunma fırsatı vermiştir. (Sabır ve teenni ile hareket etmek) seni pişman etmez ve küçük düşürmez. Ben de Rasulullah (sav) ile beraberinde savaşa katıldım. Rasulullah (sav) Sabahaın ilk vakitlerinde savaşa girmemiş ise öğlen ve ikindi namazlarının kılınıp, rüzgarın esintisiyle havanın serinlediği vakte kadar beklerdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cizye ve'l-Muvâdea 1, 1/829
Senetler:
1. Numan b. Mukarrin el-Müzeni (Numan b. Mukarrin b. Aiz)
2. Cübeyr b. Hayye es-Sekafî (Cübeyr b. Hayye b. Mesud)
3. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
4. Said b. Ubeydullah es-Sekafî (Said b. Ubeydullah)
5. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Cafer el-Kuraşî (Abdullah b. Cafer b. Gaylan)
7. Fadl b. Yakub er-Ruhamî (Fadl b. Yakub b. İbrahim)
Konular:
Strateji, saldırı için uygun zamanı kollamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46094, HM003495
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي عَدِيٍّ عَنْ حُمَيْدٍ عَنِ بَكْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
وَلَكِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ دَخَلَ الْمَسْجِدَ وَهُوَ عَلَى بَعِيرِهِ وَخَلْفَهُ أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ فَاسْتَسْقَى فَسَقَيْنَاهُ نَبِيذًا فَشَرِبَ ثُمَّ نَاوَلَ فَضْلَهُ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ فَقَالَ قَدْ أَحْسَنْتُمْ وَأَجْمَلْتُمْ فَكَذَلِكَ فَافْعَلُوا فَنَحْنُ لَا نُرِيدُ أَنْ نُغَيِّرَ ذَلِكَ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 3495, 1/919
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
3. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
4. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
Konular:
İçecekler, Nebiz, helal/haram oluşu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46291, HM003528
Hadis:
حَدَّثَنَا رَوْحٌ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ بَكْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ
أَنَّ أَعْرَابِيًّا قَالَ لِابْنِ عَبَّاسٍ مَا شَأْنُ آلِ مُعَاوِيَةَ يَسْقُونَ الْمَاءَ وَالْعَسَلَ وَآلُ فُلَانٍ يَسْقُونَ اللَّبَنَ وَأَنْتُمْ تَسْقُونَ النَّبِيذَ أَمِنْ بُخْلٍ بِكُمْ أَوْ حَاجَةٍ فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ مَا بِنَا بُخْلٌ وَلَا حَاجَةٌ وَلَكِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ جَاءَنَا وَرَدِيفُهُ أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ فَاسْتَسْقَى فَسَقَيْنَاهُ مِنْ هَذَا يَعْنِي نَبِيذَ السِّقَايَةِ فَشَرِبَ مِنْهُ وَقَالَ أَحْسَنْتُمْ هَكَذَا فَاصْنَعُوا
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 3528, 1/925
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
3. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
Konular:
İçecekler, Nebiz, helal/haram oluşu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
97128, MŞ006727
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصٌ ، عَنْ عَاصِمٍ ، عَنْ بَكْرِ بْنِ عَبْدِ اللهِ الْمُزَنِيِّ ، قَالَ : سُئِلَ ابْنُ عَبَّاسٍ عَنْ ثَلاَثَةٍ صَلُّوا الْعَصْرَ ، ثُمَّ مَرُّوا بِمَسْجِدٍ ، فَدَخَلَ أَحَدُهُمْ فَصَلَّى ، وَمَضَى وَاحِدٌ ، وَجَلَسَ وَاحِدٌ عَلَى الْبَابِ ؟ فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ : أَمَّا الَّذِي صَلَّى فَزَادَ خَيْرًا إِلَى خَيْرٍ ، وَأَمَّا الَّذِي مَضَى فَمَضَى لِحَاجَتِهِ ، وَأَمَّا الَّذِي جَلَسَ عَلَى الْبَابِ فَأَخَسُّهُمْ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Salât 6727, 4/453
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
Konular:
Namaz, aynı vakti bir günde iki kere kılmak
Namaz, ikindi namazı