6 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Cafer b. Süleyman, ona Mualla b. Ziyad, ona Ala b. Beşir el- Müzeni, ona Ebu Sıddîk en-Naci, ona Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir: "Zayıf (yoksul) muhacirlerden oluşan bir toplulukla birlikte oturuyordum. Öyle ki, bazılarımız çıplaklıktan dolayı (elbiseleri yetmediğinden) birbirinin arkasına saklanıyordu. O sırada bir kişi bize Kur'an okuyordu. Derken Rasulullah (sav) yanımıza geldi. Yanımıza vardığında Kur'an okuyan sustu. Peygamber (sav) selam verdi ve 'ne yapıyordunuz?' diye sordu. Biz de 'ey Allah’ın Rasulü! Bize Kur'an okuyan bir kardeşimiz vardı, biz de Allah’ın kitabını dinliyorduk' dedik. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'ümmetim içinde, kendileriyle birlikte sabretmem emredilen kimseleri var var eden Allah'a hamdolsun' buyurdu, sonra Peygamber (sav) bizim ortamıza oturdu, adeta aramızda eşit olmak için kendisini tam ortamıza konumlandırdı ve elini şöyle (daire çizer gibi) yaptı, biz de hemen halka oluşturduk, yüzlerimiz O’na bakar hâle geldi. (Ebu Saîd el Hudrî der ki:) Rasulullah’ın (sav) aramızdan bir tek beni tanıdığını fark ettim. Sonra şöyle buyurdu: Müjde size ey yoksul muhacirler topluluğu! Kıyamet günü, sizler tam bir nurla parlayacak ve zenginlerden yarım gün önce cennete gireceksiniz. Bu da beş yüz yıl demektir."