Bize Vekî, ona da Seleme b. Verdân, Enes b. Malik’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) bir gün ashâbına 'Bugün hanginiz bir cenazeye katıldı?' diye sorduğunda, Ömer 'Ben' dedi. Yine 'Hanginiz bir hastayı ziyaret etti?' diye sorduğunda, Ömer 'Ben' dedi. 'Hanginiz sadaka verdi?' dediğinde, Ömer 'Ben' dedi. 'Peki hanginiz oruca niyet etti?' dediğinde, Ömer yine 'Ben' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Gerekli (vacip) oldu, gerekli oldu' dedi."
Açıklama: Hadisin diğer tariklerinden anlaşıldığı kadarıyla, rivayetin sonunda Hz. Peygamber'in (sav) 'Gerekli oldu/vacip oldu' dediği şey, 'Bunları yapanın cennete girmesi vacip/gerekli oldu' anlamındadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
52679, HM012205
Hadis:
حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنِي سَلَمَةُ بْنُ وَرْدَانَ قَالَ سَمِعْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ قَالَ:
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِأَصْحَابِهِ ذَاتَ يَوْمٍ مَنْ شَهِدَ مِنْكُمْ الْيَوْمَ جَنَازَةً؟ قَالَ عُمَرُ أَنَا. قَالَ مَنْ عَادَ مِنْكُمْ مَرِيضًا؟ قَالَ عُمَرُ أَنَا. قَالَ مَنْ تَصَدَّقَ؟ قَالَ عُمَرُ أَنَا. قَالَ مَنْ أَصْبَحَ صَائِمًا؟ قَالَ عُمَرُ أَنَا. قَالَ وَجَبَتْ وَجَبَتْ."
Tercemesi:
Bize Vekî, ona da Seleme b. Verdân, Enes b. Malik’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) bir gün ashâbına 'Bugün hanginiz bir cenazeye katıldı?' diye sorduğunda, Ömer 'Ben' dedi. Yine 'Hanginiz bir hastayı ziyaret etti?' diye sorduğunda, Ömer 'Ben' dedi. 'Hanginiz sadaka verdi?' dediğinde, Ömer 'Ben' dedi. 'Peki hanginiz oruca niyet etti?' dediğinde, Ömer yine 'Ben' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Gerekli (vacip) oldu, gerekli oldu' dedi."
Açıklama:
Hadisin diğer tariklerinden anlaşıldığı kadarıyla, rivayetin sonunda Hz. Peygamber'in (sav) 'Gerekli oldu/vacip oldu' dediği şey, 'Bunları yapanın cennete girmesi vacip/gerekli oldu' anlamındadır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Enes b. Malik 12205, 4/305
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ya'lâ Seleme b. Verdân el-Cünde'î (Seleme b. Verdân)
3. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
Konular:
Cenaze, törenine katılmak
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
KTB, ADAB
KTB, HASTA, HASTALIK
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Bize Hasan, ona İbn Lehîa, ona Zebbân, ona Sehl b. Muâz, ona da babası Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kim oruçlu olur, bir hastayı ziyaret eder ve cenazeye iştirak ederse, ondan sonra işleyecekleri hariç, geçmiş günahları affolunur."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
63923, HM015727
Hadis:
حَدَّثَنَا حَسَنٌ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ لَهِيعَةَ حَدَّثَنَا زَبَّانُ عَنْ سَهْلِ بْنِ مُعَاذٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ قَالَ:
"مَنْ كَانَ صَائِمًا وَعَادَ مَرِيضًا وَشَهِدَ جَنَازَةً غُفِرَ لَهُ مِنْ بَأْسٍ إِلَّا أَنْ يُحْدِثَ مِنْ بَعْدُ."
Tercemesi:
Bize Hasan, ona İbn Lehîa, ona Zebbân, ona Sehl b. Muâz, ona da babası Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kim oruçlu olur, bir hastayı ziyaret eder ve cenazeye iştirak ederse, ondan sonra işleyecekleri hariç, geçmiş günahları affolunur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Muaz b. Enes el-Cühenî 15727, 5/377
Senetler:
1. Muaz b. Enes el-Ensârî (Ebu Sehl b. Muaz)
2. Sehl b. Muaz el-Cühenî (Sehl b. Muaz b. Enes)
3. Ebu Cüveyn Zebbân b. Fâid el-Hamrâvî (Zebbân b. Fâid)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Lehîa el-Hadramî (Abdullah b. Lehîa b. Ukbe)
5. Ebu Ali Hasan b. Musa el-Eşyeb (Hasan b. Musa)
Konular:
Cenaze, törenine katılmak
KTB, ADAB
KTB, HASTA, HASTALIK
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Tevbe, Günah, günahsız olmanın imkanı
Bize Affân, ona büdelâdan sayılan Ebu Halef Musa b. Halef, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona da dedesi Memtûr, ona da Harîs el-Eş'arî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Aziz ve Celil Allah, Yahya b. Zekeriya'ya (as) beş kelimeyi (emri) uygulamasını ve İsrail oğullarına da bunları uygulamalarını emretmesini vahyetti. Ancak Yahya bunu iletmekte ağır kaldı. Bunun üzerine İsa (as) ona 'sana beş kelimeyi uygulaman ve İsrail oğullarına da uygulamalarını emretmen vahyedildi. Ya sen bu emri iletirsin ya da ben iletirim' dedi. Yahya da ona 'Ey kardeşim! Eğer bu konuda benim önüme geçersen, ben ya azaba uğrarım ya da yerin dibine geçirilirim' dedi. Sonra Yahya, Beytülmakdis'te İsrail oğullarını topladı. Mescid insanlarla dolup taştı. Yahya yüksek bir yere oturdu, Allah'a hamd etti ve şöyle dedi:"
"Şüphesiz Aziz ve Celil Allah bana beş kelimeyi uygulamamı ve size de uygulamanızı emretti: (1) Allah, kendisine kulluk etmenizi ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanızı emretti. Bunun misali şöyledir: Bir adam kendi malıyla bir köle satın alıp ona çalışmasını söyler, fakat köle başkasına çalışır. Hanginiz böyle bir köleden memnun olur? Şüphesiz Allah sizi yarattı ve rızıklandırdı. O halde O'na ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. (2) Allah size namazı emretti. Şüphesiz kul namazda olduğu sürece, Allah, yüzünü ona çevirir. Öyleyse namaz kılarken yüzünüzü O’ndan çevirmeyin. (3) Allah size orucu emretti. Bunun misali, bir grup insan içinde misk dolu bir torba taşıyan adam gibidir. Herkes miskin kokusunu alır. Allah katında, oruçlunun ağız kokusu misk kokusundan daha güzeldir. (4) Allah size sadaka vermeyi emretti. Bunun misali, düşmanları tarafından esir alınıp elleri boynuna bağlanan bir adam gibidir. Onu öldürmek isterler. Adam onlara fidye vererek kendini kurtarır. Sadaka da böyledir, insanı azaptan kurtarır. (5) Allah size, kendisini çokça zikretmeyi emretti. Bunun misali, düşmanlarından kaçan ve sağlam bir kaleye sığınan bir adam gibidir. Şüphesiz kul, Allah’ı zikrettiğinde şeytandan korunmuş olur."
"Sonra Rasulullah (sav) 'ben de size beş şeyi emrediyorum: Cemaatten ayrılmayın, itaat edin, hicret edin, Allah yolunda cihad edin. Kim cemaatten bir karış ayrılırsa, İslam bağını boynundan çıkarıp atmış olur. Kim cahiliye davasıyla çağrıda bulunursa, cehennemin ortasında yerini almış olur' buyurdu. Sahabeler 'Ey Allah’ın Rasulü! Oruç tutsa, namaz kılsa ve kendini Müslüman saysa bile mi?' diye sordular. Rasulullah (sav) 'evet, oruç tutsa da, namaz kılsa da ve kendini Müslüman saysa da (eğer cahiliye davasıyla çağırırsa, yine de cehennemdedir). O hâlde Müslümanları, Müslümanlar, müminler ve Allah’ın kulları gibi Allah’ın onlara verdiği isimle çağırın' buyurdu."
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
66635, HM017953
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا أَبُو خَلَفٍ مُوسَى بْنُ خَلَفٍ كَانَ يُعَدُّ مِنْ الْبُدَلَاءِ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي كَثِيرٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ سَلَّامٍ عَنْ جَدِّهِ مَمْطُورٍ عَنِ الْحَارِثِ الْأَشْعَرِيِّ
أَنَّ نَبِيَّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ أَمَرَ يَحْيَى بْنَ زَكَرِيَّا بِخَمْسِ كَلِمَاتٍ أَنْ يَعْمَلَ بِهِنَّ وَأَنْ يَأْمُرَ بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنْ يَعْمَلُوا بِهِنَّ فَكَادَ أَنْ يُبْطِئَ فَقَالَ لَهُ عِيسَى إِنَّكَ قَدْ أُمِرْتَ بِخَمْسِ كَلِمَاتٍ أَنْ تَعْمَلَ بِهِنَّ وَأَنْ تَأْمُرَ بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنْ يَعْمَلُوا بِهِنَّ فَإِمَّا أَنْ تُبَلِّغَهُنَّ وَإِمَّا أُبَلِّغَهُنَّ فَقَالَ لَهُ يَا أَخِي إِنِّي أَخْشَى إِنْ سَبَقْتَنِي أَنْ أُعَذَّبَ أَوْ يُخْسَفَ بِي قَالَ فَجَمَعَ يَحْيَى بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي بَيْتِ الْمَقْدِسِ حَتَّى امْتَلَأَ الْمَسْجِدُ وَقُعِدَ عَلَى الشُّرَفِ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ أَمَرَنِي بِخَمْسِ كَلِمَاتٍ أَنْ أَعْمَلَ بِهِنَّ وَآمُرَكُمْ أَنْ تَعْمَلُوا بِهِنَّ أَوَّلُهُنَّ أَنْ تَعْبُدُوا اللَّهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا فَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ مَثَلُ رَجُلٍ اشْتَرَى عَبْدًا مِنْ خَالِصِ مَالِهِ بِوَرِقٍ أَوْ ذَهَبٍ فَجَعَلَ يَعْمَلُ وَيُؤَدِّي عَمَلَهُ إِلَى غَيْرِ سَيِّدِهِ فَأَيُّكُمْ يَسُرُّهُ أَنْ يَكُونَ عَبْدُهُ كَذَلِكَ وَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ خَلَقَكُمْ وَرَزَقَكُمْ فَاعْبُدُوهُ وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَأَمَرَكُمْ بِالصَّلَاةِ فَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يَنْصِبُ وَجْهَهُ لِوَجْهِ عَبْدِهِ مَا لَمْ يَلْتَفِتْ فَإِذَا صَلَّيْتُمْ فَلَا تَلْتَفِتُوا وَأَمَرَكُمْ بِالصِّيَامِ فَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ كَمَثَلِ رَجُلٍ مَعَهُ صُرَّةٌ مِنْ مِسْكٍ فِي عِصَابَةٍ كُلُّهُمْ يَجِدُ رِيحَ الْمِسْكِ وَإِنَّ خُلُوفَ فَمِ الصَّائِمِ أَطْيَبُ عِنْدَ اللَّهِ مِنْ رِيحِ الْمِسْكِ وَأَمَرَكُمْ بِالصَّدَقَةِ فَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ كَمَثَلِ رَجُلٍ أَسَرَهُ الْعَدُوُّ فَشَدُّوا يَدَيْهِ إِلَى عُنُقِهِ وَقَرَّبُوهُ لِيَضْرِبُوا عُنُقَهُ فَقَالَ هَلْ لَكُمْ أَنْ أَفْتَدِيَ نَفْسِي مِنْكُمْ فَجَعَلَ يَفْتَدِي نَفْسَهُ مِنْهُمْ بِالْقَلِيلِ وَالْكَثِيرِ حَتَّى فَكَّ نَفْسَهُ وَأَمَرَكُمْ بِذِكْرِ اللَّهِ كَثِيرًا وَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ كَمَثَلِ رَجُلٍ طَلَبَهُ الْعَدُوُّ سِرَاعًا فِي أَثَرِهِ فَأَتَى حِصْنًا حَصِينًا فَتَحَصَّنَ فِيهِ وَإِنَّ الْعَبْدَ أَحْصَنَ مَا يَكُونُ مِنْ الشَّيْطَانِ إِذَا كَانَ فِي ذِكْرِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ قَالَ وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَا آمُرُكُمْ بِخَمْسٍ اللَّهُ أَمَرَنِي بِهِنَّ بِالْجَمَاعَةِ وَبِالسَّمْعِ وَالطَّاعَةِ وَالْهِجْرَةِ وَالْجِهَادِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَإِنَّهُ مَنْ خَرَجَ مِنْ الْجَمَاعَةِ قِيدَ شِبْرٍ فَقَدْ خَلَعَ رِبْقَةَ الْإِسْلَامِ مِنْ عُنُقِهِ إِلَى أَنْ يَرْجِعَ وَمَنْ دَعَا بِدَعْوَى الْجَاهِلِيَّةِ فَهُوَ مِنْ جُثَا جَهَنَّمَ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنْ صَامَ وَصَلَّى قَالَ وَإِنْ صَامَ وَصَلَّى وَزَعَمَ أَنَّهُ مُسْلِمٌ فَادْعُوا الْمُسْلِمِينَ بِمَا سَمَّاهُمْ [الله] الْمُسْلِمِينَ الْمُؤْمِنِينَ عِبَادَ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ
Tercemesi:
Bize Affân, ona büdelâdan sayılan Ebu Halef Musa b. Halef, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona da dedesi Memtûr, ona da Harîs el-Eş'arî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Aziz ve Celil Allah, Yahya b. Zekeriya'ya (as) beş kelimeyi (emri) uygulamasını ve İsrail oğullarına da bunları uygulamalarını emretmesini vahyetti. Ancak Yahya bunu iletmekte ağır kaldı. Bunun üzerine İsa (as) ona 'sana beş kelimeyi uygulaman ve İsrail oğullarına da uygulamalarını emretmen vahyedildi. Ya sen bu emri iletirsin ya da ben iletirim' dedi. Yahya da ona 'Ey kardeşim! Eğer bu konuda benim önüme geçersen, ben ya azaba uğrarım ya da yerin dibine geçirilirim' dedi. Sonra Yahya, Beytülmakdis'te İsrail oğullarını topladı. Mescid insanlarla dolup taştı. Yahya yüksek bir yere oturdu, Allah'a hamd etti ve şöyle dedi:"
"Şüphesiz Aziz ve Celil Allah bana beş kelimeyi uygulamamı ve size de uygulamanızı emretti: (1) Allah, kendisine kulluk etmenizi ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanızı emretti. Bunun misali şöyledir: Bir adam kendi malıyla bir köle satın alıp ona çalışmasını söyler, fakat köle başkasına çalışır. Hanginiz böyle bir köleden memnun olur? Şüphesiz Allah sizi yarattı ve rızıklandırdı. O halde O'na ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. (2) Allah size namazı emretti. Şüphesiz kul namazda olduğu sürece, Allah, yüzünü ona çevirir. Öyleyse namaz kılarken yüzünüzü O’ndan çevirmeyin. (3) Allah size orucu emretti. Bunun misali, bir grup insan içinde misk dolu bir torba taşıyan adam gibidir. Herkes miskin kokusunu alır. Allah katında, oruçlunun ağız kokusu misk kokusundan daha güzeldir. (4) Allah size sadaka vermeyi emretti. Bunun misali, düşmanları tarafından esir alınıp elleri boynuna bağlanan bir adam gibidir. Onu öldürmek isterler. Adam onlara fidye vererek kendini kurtarır. Sadaka da böyledir, insanı azaptan kurtarır. (5) Allah size, kendisini çokça zikretmeyi emretti. Bunun misali, düşmanlarından kaçan ve sağlam bir kaleye sığınan bir adam gibidir. Şüphesiz kul, Allah’ı zikrettiğinde şeytandan korunmuş olur."
"Sonra Rasulullah (sav) 'ben de size beş şeyi emrediyorum: Cemaatten ayrılmayın, itaat edin, hicret edin, Allah yolunda cihad edin. Kim cemaatten bir karış ayrılırsa, İslam bağını boynundan çıkarıp atmış olur. Kim cahiliye davasıyla çağrıda bulunursa, cehennemin ortasında yerini almış olur' buyurdu. Sahabeler 'Ey Allah’ın Rasulü! Oruç tutsa, namaz kılsa ve kendini Müslüman saysa bile mi?' diye sordular. Rasulullah (sav) 'evet, oruç tutsa da, namaz kılsa da ve kendini Müslüman saysa da (eğer cahiliye davasıyla çağırırsa, yine de cehennemdedir). O hâlde Müslümanları, Müslümanlar, müminler ve Allah’ın kulları gibi Allah’ın onlara verdiği isimle çağırın' buyurdu."
Açıklama:
mütabileriyle sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Haris el-Eşari 17953, 6/108
Senetler:
()
Konular:
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cemaat, birlik olma
Cihad, cihada teşvik
Hitabet, sembolik anlatım
Önceki ümmetler, İsrailoğullarının İtaatsizlikleri
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Peygamberler, Hz. İsa
Peygamberler, Hz. Yahya
Şeytan, sembolizmi, bağlanması
Şirk, şirk koşmak
Siyer, Hicret
Toplumsal Düzen, Cemaatten ayrılmak
Yönetim, İtaat, emir sahiplerine
Zikir, mahlukatın Allah'ı zikretmesi
Zikir, zamanı
Bize Yezid b. Harun, ona Hişam, ona Vasıl, ona el-Velid b. Abdurrahman İyaz b. Ğutayf’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Hastalanan Ebu Ubeydeyi ziyaret etmek için yanına gitmiştik. Bize ben Rasul-i Ekrem’i şöyle derken duydum dedi:
"Kim Allah yolunda (ihtiyaç) fazlasından harcama yaparsa yediyüz kat fazlasını alır. Kim kendine veya ailesine harcama yapar veya bir hastayı ziyaret eder ya da yoldan rahatsızlık verici bir şeyi kaldırırsa (bu bir iyiliktir ve) iyiliğe on misli karşılık verilir. Oruç (gıybet vs. gibi bir günahla) zedelenmediği sürece kalkandır. Allah kimi vücud (sağlığı) ile imtihan ederse o günahına kafarettir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
40805, HM001700
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَنْبَأَنَا هِشَامٌ عَنْ وَاصِلٍ عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عِيَاضِ بْنِ غُطَيْفٍ قَالَ:
"دَخَلْنَا عَلَى أَبِي عُبَيْدَةَ نَعُودُهُ قَالَ إِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ مَنْ أَنْفَقَ نَفَقَةً فَاضِلَةً فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَبِسَبْعِ مِائَةٍ وَمَنْ أَنْفَقَ عَلَى نَفْسِهِ أَوْ عَلَى أَهْلِهِ أَوْ عَادَ مَرِيضًا أَوْ مَازَ أَذًى عَنْ طَرِيقٍ فَهِيَ حَسَنَةٌ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا وَالصَّوْمُ جُنَّةٌ مَا لَمْ يَخْرِقْهَا وَمَنْ ابْتَلَاهُ اللَّهُ بَلَاءً فِي جَسَدِهِ فَهُوَ لَهُ حِطَّةٌ"
Tercemesi:
Bize Yezid b. Harun, ona Hişam, ona Vasıl, ona el-Velid b. Abdurrahman İyaz b. Ğutayf’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Hastalanan Ebu Ubeydeyi ziyaret etmek için yanına gitmiştik. Bize ben Rasul-i Ekrem’i şöyle derken duydum dedi:
"Kim Allah yolunda (ihtiyaç) fazlasından harcama yaparsa yediyüz kat fazlasını alır. Kim kendine veya ailesine harcama yapar veya bir hastayı ziyaret eder ya da yoldan rahatsızlık verici bir şeyi kaldırırsa (bu bir iyiliktir ve) iyiliğe on misli karşılık verilir. Oruç (gıybet vs. gibi bir günahla) zedelenmediği sürece kalkandır. Allah kimi vücud (sağlığı) ile imtihan ederse o günahına kafarettir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Ubeyde b. Cerrah 1700, 1/523
Senetler:
1. Ebu Ubeyde b. Cerrah (Amir b. Abdullah b. Cerrah b. Hilal b. Üheyb)
2. Iyaz b. Ğutayf el-Kindi (Iyaz b. Ğutayf b. Haris)
3. Velid b. Abdurrahman el-Ceraşi (Velid b. Abdurrahman)
4. Vasıl Mevla Ebu Uyeyne (Vasıl)
5. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
6. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
İnfak, Allah yolunda
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Oruç, oruçlu gıybet yapmaz
Oruç, zedelenmediği sürece oruç kalkandır
Bize Amr b. Avn, ona Halid b. Abdullah, ona Vasıl Mevla Ebu Uyeyne, ona Beşşar b. Ebu Seyf, ona Velîd b. Abdurrahman, ona Iyaz b. Ğutayf, ona da Ebu Ubeyde b. Cerrah'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"(Yalan ve gıybet gibi) günahlarla delmedikçe oruç, (kişiyi cehennem ateşinden koruyan) bir kalkandır."
[Ebu Muhammed (ed-Darimî) dedi ki: Yani "gıybetle" delmedikçe...]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41617, DM001773
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ أَخْبَرَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ وَاصِلٍ مَوْلَى أَبِى عُيَيْنَةَ عَنْ بَشَّارِ بْنِ أَبِى سَيْفٍ عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عِيَاضِ بْنِ غُطَيْفٍ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ بْنِ الْجَرَّاحِ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ :
" الصَّوْمُ جُنَّةٌ مَا لَمْ يَخْرِقْهَا "
[ قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : يَعْنِى بِالْغِيبَةِ.]
Tercemesi:
Bize Amr b. Avn, ona Halid b. Abdullah, ona Vasıl Mevla Ebu Uyeyne, ona Beşşar b. Ebu Seyf, ona Velîd b. Abdurrahman, ona Iyaz b. Ğutayf, ona da Ebu Ubeyde b. Cerrah'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"(Yalan ve gıybet gibi) günahlarla delmedikçe oruç, (kişiyi cehennem ateşinden koruyan) bir kalkandır."
[Ebu Muhammed (ed-Darimî) dedi ki: Yani "gıybetle" delmedikçe...]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Savm 27, 2/1081
Senetler:
1. Ebu Ubeyde b. Cerrah (Amir b. Abdullah b. Cerrah b. Hilal b. Üheyb)
2. Iyaz b. Ğutayf el-Kindi (Iyaz b. Ğutayf b. Haris)
3. Velid b. Abdurrahman el-Ceraşi (Velid b. Abdurrahman)
4. İbn Ebu Seyf Beşşar b. Ebu Seyf el-Cermî (Beşşar b. Ebu Seyf)
5. Vasıl Mevla Ebu Uyeyne (Vasıl)
6. Halid b. Abdullah et-Tahhan (Halid b. Abdullah b. Abdurrahman)
7. Ebu Osman Amr b. Avn es-Sülemî (Amr b. Avn b. Evs b. Ca'd)
Konular:
Gıybet, gıybet etmek, dedi kodu yapmak
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Oruç, oruçlu gıybet yapmaz
Oruç, oruçlunun davranış biçimi
Oruç, oruçlunun yapıp yapamayacağı şeyler
Oruç, zedelenmediği sürece oruç kalkandır
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona da İbn Ömer; (T) Ubeydullah dedi ki, ona Kasım b. Muhammed, ona da Aişe şöyle söylemiştir:
Bilal gece ezan okurdu. (Bunun üzerine) Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"İbn Ümmü Mektum ezan okuyana dek yiyin ve için. Çünkü o, fecir doğana kadar ezan okumaz."
Ravilerden Kasım şöyle demiştir: İkisinin ezanı arasında fecr-i kazib ile ile fecr-i sadığın doğması arasındaki kadar bir fark vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279054, B001918-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ أَبِى أُسَامَةَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ . وَالْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّ بِلاَلاً كَانَ يُؤَذِّنُ بِلَيْلٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم " كُلُوا وَاشْرَبُوا حَتَّى يُؤَذِّنَ ابْنُ أُمِّ مَكْتُومٍ ، فَإِنَّهُ لاَ يُؤَذِّنُ حَتَّى يَطْلُعَ الْفَجْرُ " . قَالَ الْقَاسِمُ وَلَمْ يَكُنْ بَيْنَ أَذَانِهِمَا إِلاَّ أَنْ يَرْقَى ذَا وَيَنْزِلَ ذَا .
Tercemesi:
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona da İbn Ömer; (T) Ubeydullah dedi ki, ona Kasım b. Muhammed, ona da Aişe şöyle söylemiştir:
Bilal gece ezan okurdu. (Bunun üzerine) Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"İbn Ümmü Mektum ezan okuyana dek yiyin ve için. Çünkü o, fecir doğana kadar ezan okumaz."
Ravilerden Kasım şöyle demiştir: İkisinin ezanı arasında fecr-i kazib ile ile fecr-i sadığın doğması arasındaki kadar bir fark vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Savm 17, 1/566
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Cafer Abdullah b. İsmail el-Haşimi (Abdullah b. İsmail b. İbrahim b. İsa b. Ebu Cafer)
Konular:
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Oruç, Sahur, İmsak, vakti sahur yemeği
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona da İbn Ömer; (T) Ubeydullah dedi ki, ona Kasım b. Muhammed, ona da Aişe şöyle söylemiştir:
Bilal gece ezan okurdu. (Bunun üzerine) Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"İbn Ümmü Mektum ezan okuyana dek yiyin ve için. Çünkü o, fecir doğana kadar ezan okumaz."
Ravilerden Kasım şöyle demiştir: İkisinin ezanı arasında fecr-i kazib ile ile fecr-i sadığın doğması arasındaki kadar bir fark vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279055, B001919-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ أَبِى أُسَامَةَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ . وَالْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّ بِلاَلاً كَانَ يُؤَذِّنُ بِلَيْلٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم " كُلُوا وَاشْرَبُوا حَتَّى يُؤَذِّنَ ابْنُ أُمِّ مَكْتُومٍ ، فَإِنَّهُ لاَ يُؤَذِّنُ حَتَّى يَطْلُعَ الْفَجْرُ " . قَالَ الْقَاسِمُ وَلَمْ يَكُنْ بَيْنَ أَذَانِهِمَا إِلاَّ أَنْ يَرْقَى ذَا وَيَنْزِلَ ذَا.
Tercemesi:
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona da İbn Ömer; (T) Ubeydullah dedi ki, ona Kasım b. Muhammed, ona da Aişe şöyle söylemiştir:
Bilal gece ezan okurdu. (Bunun üzerine) Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"İbn Ümmü Mektum ezan okuyana dek yiyin ve için. Çünkü o, fecir doğana kadar ezan okumaz."
Ravilerden Kasım şöyle demiştir: İkisinin ezanı arasında fecr-i kazib ile ile fecr-i sadığın doğması arasındaki kadar bir fark vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Savm 17, 1/566
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Abdullah b. İsmail el-Hebari (Ubeyd b. İsmail)
Konular:
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Oruç, Sahur, İmsak, vakti sahur yemeği