334 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said, Osman b. Muhammed b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, rivayet Kuteybe'nin lafızlarıyla nakledilmiştir, İshak (hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için) 'ahberena, diğer iki ravi ise 'haddesenâ' lafzını kullanmıştır, onlara Cerir, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr) ona da Hz. Osman'ın azatlısı Humrân şöyle rivayet etmiştir: (Bu hadisi) Osman b. Affân'dan mescidin avlusundayken işitmiştim. İkindi vakti müezzin onun yanına geldi. Hz. Oman abdest almak için su istedi ve abdest aldı. Ardından şöyle dedi: Allah'a yemin ederim ki, size bir hadis rivayet edeceğim, eğer Allah'ın Kitabı'ndaki bir ayet olmasaydı onu size anlatmazdım. Rasulullah'ı (sav) şöyle derken işittim: "Hiçbir Müslüman kimse yok ki, abdest alsın; bunu güzelce yapsın ve peşinden namaz kılsın da, Allah (cc) kıldığı o namazla bir sonraki namaz arasındaki günahlarını bağışlamasın."
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, -İbn Eyyub 'İsmail bize tahdis etti' demiştir, İsmail b. Cafer'e el-Alâ, ona babası (Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) "Size Allah'ın, (işlediğiniz) hataları ne ile yok edip derecelerinizi ne ile yükselttiğini göstereyim mi?" diye sordu. 'Elbette, göster Ey Allah'ın Rasulü!' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Güçlüklere rağmen abdesti iyi bir şekilde almak, uzun mesafe yürüyerek gitmek ve kıldığı bir namazdan sonra diğer namazı beklemek. İşte sizin ribatınız budur."
Bize Affan, ona Hammad b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir kul namaz kıldığı yerde (mescit) diğer namaz (vaktini) beklediği sürece namazda sayılır. Melekler, yerlerinden ayrılıncaya veya abdestini bozuncaya kadar onlar için 'Allah'ım, onu affet! Allah'ım ona merhamet et!' diye dua ederler." Dedim ki,' Abdesti bozan (hades) ne demektir?'(Ravi) şöyle dedi: 'Ben de Ebu Said'e bunu sordum. O da, 'Sessiz ya da sesli yellenmektir' diye cevap verdi.
Açıklama: Sahih li ğayrihi'dir. Bu isnad Ali b. Zeyd'in zaafından dolayı zayıftır.
Bize Yahya b. Eyyüb, Süreyc b. Yunus, Kuteybe b. Said ve Ali b. Hucr, onlara İsmail b. Cafer'den, -İbn Eyyüb, İsmail'den haddesena sigasını kullanmış, hadisi şeyhinden işittiğini belirtmiştir-, ona Alâ, ona Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub, ona Ebu Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) mezarlığa gelip; "selam size ey müminlerin diyarı! Allah'ın dilediği zaman biz de size katılacağız! Kardeşlerimi görmüş olmayı çok isterdim" buyurmuştu. (Orada bulunan ashab) Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ey Allah'ın Rasulü? diye sordular. Hz. Peygamber; "siz benim ashabımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir" buyurdu. Ümmetinden daha gelmeyenleri nasıl tanıyor ve biliyorsun ey Allah'ın Rasulü? diye sordular. Hz. Peygamber; "bir adamın simsiyah atlar arasında alnı ve ayakları beyazlı atları olsa onları seçemez mi?" diye sordu Elbette seçer dediler. Hz. Peygamber bunun üzerine şöyle buyurdu: "Onlar aldıkları abdest sebebiyle alınlarında ve ayaklarında nur olduğu halde gelirler. Ben onları havuza götürürüm. Dikkat ediniz! Bazı kimseler benim havuzumdan kaybolup (başka bir sürüye katılmış) devenin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara; haydi, buraya gelin derim. Ama onlar senden sonra hallerini değiştirdiler denilir. Ben de öyleyse uzak olsunlar, uzak olsunlar derim."
Açıklama: Burada havuzdan uzaklaştırılanların Rasulullah'tan sonra yaşayan mürted ve munafıklar olduğu belirtilir. Bunların abdest yerlerinin parlaması caiz görülmüştür. (Nevevî, Şerhu Muslim, III, 136-137). Nitekim kendilerine kahraman denilsin diye savaşıp ölenlerin kanlarıyla Allah huzuruna getirilmesinde benzer bir mana bulunabilir. Ancak Allah onların niyetleri ila-i kelimetullah olmadığı için amellerini kabul etmemiştir.
Bize Züheyr b. Harb, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona İbn Şihab, ona Atâ b. Yezîd el-Leysî, ona da Hz. Osman'ın azatlısı Humran şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Hz. Osman'ı gördüm; abdest almak için bir kap istedi. Avuçlarına üç kez su döktü ve ellerini yıkadı. Sonra sağ elini su kabına daldırdı, (aldığı suyla) ağzını çalkaladı ve burnuna su çekti. Ardından yüzünü ve dirsekleriyle birlikte kollarını üçer defa yıkadı. Sonra başını meshetti. Ayaklarını da üçer kez yıkadıktan sonra Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu söyledi: "Her kim benim şimdi aldığım gibi abdest alır ve gönlünden bir şeyler geçirmeden (huşu içinde) iki rekat namaz kılarsa geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsame; (T) Bize Züheyr b. Harb ve Ebu Küreyb, onlara Veki'; (T) Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, onların hepsine de Hişam (hadisi) bu isnatla rivayet etmiştir. Ebu Üsame'nin rivayetinde; "güzelce abdest alır ve farz bir namazı kılarsa" ifadesi bulunmaktadır. [Ebu Üsame'nin rivayetinde fazlalık olarak diğer rivayetlerde bulunmayan 'el-Mektûbete (farz namaz)' ifadesi vardır.]
Bize Kuteybe b. Said ve Ahmed b. Abde ed-Dabbî, onlara Abdülaziz -Ed-Derâverdî-, ona Zeyd b. Eslem, ona Hz. Osman'ın azatlısı Humran şöyle rivayet etmiştir: Osman b. Affân'a (ra) abdest alması için su getirdim. Abdest aldı ve şöyle dedi: "Bazı insanlar Hz. Peygamber'den (sav) ne olduğunu bilmediğim bazı hadisler rivayet ediyorlar. Ama ben Rasulullah'ı (sav) işte böyle abdest aldığını gördüm. Sonra şöyle buyurdu: Her kim böyle abdest alırsa geçmiş günahları bağışlanır. Onun namazı ve mescide yürümesi de nafile olur." [İbn Abde rivayetinde hadisin ibaresi Osman'a geldim. O da ben geldikten sonra abdest aldı şeklindedir.]
Bize Kuteybe, ona Malik, ona Ala' b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın günahları neyle sildiğini ve dereceleri neyle yükselttiğini size bildireyim mi? Tüm zorluklarına rağmen abdest almak, mescidlere [giderken] adımları çoğaltmak, bir namazı kılınca sonraki namazın gelmesini [arzu ederek] beklemek. İşte sizin ribatınız [ibadet nöbetiniz] budur.
Bize Ebu Küreyb ile Vasıl b. Abdula'la -hadisin lafzı Vasıl'a aittir-, onlara İbn Fudayl, ona Ebu Malik el-Eşca'i, ona Ebu Hazim, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ümmetim Kevser havuzunun başında benim yanıma gelecek. Başkasının develerini kendi devesinden uzaklaştıran adam gibi ben de bazı insanları havuzdan uzaklaştıracağım." Bunun üzerine sahabe; ey Allah'ın Peygamberi! O zaman sen bizi tanıyacak mısın? diye sordu. Rasulullah (sav) da "evet. Sizin, sizden başka kimsede bulunmayan bir simanız olacak, o gün siz benim yanıma abdest izlerinden dolayı yüzünüz ve ayaklarınız parlayarak geleceksiniz. Ancak içinizden bir gurup insan benden alıkonulacak ve bana erişemeyecek. O zaman Ben; ya Rabbi onlar benim ashabımdan olan insanlardır diyeceğim. Hemen bir melek bana; 'Senden sonra onların neler yaptıklarını biliyor musun?' şeklinde cevap verecek."