1248 Kayıt Bulundu.
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona da Zührî bu isnad ile İbn Uyeyne hadisine benzer şekilde nakletmiştir.
Açıklama: İlgili rivayet için bk. M002599; İbn Uyeyne rivayeti için bk. M002595.
Bize Nasr b. Ali, ona Yezid (İbn Zürey'); (T) Bize Ali b. Abdullah, ona Muhammed b. Bişr, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katade, ona Nadr b. Enes, ona Beşir b. Nehik, ona da Ebu Hureyre'den (ra) rivayet olunduğuna göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse bir köle üzerinde bulunan hissesini yahut kendisine düşen payını azad ederse, eğer malı varsa (bu) malıyla köleyi (tamamen) azad etmek onun üzerine borç olur. Eğer malı yoksa köle (nin kıymeti) doğru bir şekilde takdir edilir. (Bu kıymeti kazanıp da öbür) sahibine (ödemesi için) fazla meşakkat vermemek şartıyla köle çalıştırılır." [Ebû Davud dedi ki: (Yezid b. Zürey' ile Nasr b. Ali'nin) ikisinin hadisinde de "meşakkat vermemek üzere çalıştırılır" (sözü) vardır, (fakat) "bu kölenin kıymeti doğru olarak takdir edilir" sözü yoktur.]
Açıklama: Kölenin kısmı olarak hürriyetine kavuşturulması, toplumsal huzuru da doğrudan etkileyen bir tasarruftur. Zira 'kısmi / yarı hür' bir insanın davranışsal bozukluğa düşmesi kaçınılmazdır. Bu durum toplumu da etkileyecektir. O nedenle öncelikle hissesi kadarını özgürleştiren şahsa tam özgürlük sağlaması için yükümlülük yüklenmiş, buna imkan olmaması durumunda da mükatep köle statüsünde değerlendirilerek, emeğiyle özgürlüğünü satın alması yolu açılmıştır. Sonuçları itibariyle bağışçıya da, eyleminin sonucunu dikkate alarak hareket etmesi uyarısı yapılmıştır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, o ikisine Cerir, ona Süheyl, ona babası, ona Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Hiçbir evlat babanın hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp azat ederse, babalık hakkını ödemiş olur." [İbn Ebu Şeybe rivayetinde "evlat, babasının" şeklindedir.]
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerir, ona Muğîra, ona Haris, ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Temîm oğulları hakkında söylediği üç şeyi duyduktan sonra onlara olan sevgim daim oldu. Rasulullah onlar hakkında; "ümmetimin Deccâl'a karşı en güçlü direniş gösterenleridir" buyurdu. Yine onların zekat malları geldiğinde Hz. Peygamber (sav); "bu mallar bizim kavmimizin sadakalarıdır" buyurdu. Aişe'nin elinde Temîm oğullarından esir bir cariye vardı. Rasulullah (sav) Aişe'ye; "bu kadını azat et, çünkü o İsmail'in neslindendir" buyurdu.
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsâme, ona İsmail b. Kays, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Ben (İslam'a girmek üzere) Medine'ye Peygamber'in huzuruna gelirken yolda “beni küfür diyarından kurtaracak bu gece ne uzun, ne zorlu bir gecedir” dedim. Bu arada kölem de yolda benden kaçmıştı. Peygamber'in (sav) huzuruna geldiğim zaman O'na biat ettim. O sırada köle çıkageldi. Rasulullah (sav) hemen bana hitaben "ey Ebu Hureyre, senin kölen bu mudur?" buyurdu. Ben de “artık o Allah rızası içindir” dedim ve köleyi azat ettim.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara Cerîr, ona Süheyl, ona babası (Ebu Salih es-Semmân), ona Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Hiçbir evlat babanın hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp azat ederse, babalık hakkını ödemiş olur." "İbn Ebû Şeybe rivayetinde "Evlat, babasının" şeklindedir.