Giriş

Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Usame, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Bir Arap kabilesinin, azat ettiği ama kendileri ile beraber kalan, siyah bir cariye şunları anlattı: Hane halkından bir kız çocuğu, üzerinde ince tellerden yapılmış, kırmızı altından bir kemer bulunduğu halde dışarı çıktı. Kız kemerini ya yere koydu ya da düşürdü. O sırada, oradan geçen bir çaylak, onu et zannederek kapıp götürdü. Onu aramaya koyuldular, fakat bulamadılar. Bu sefer, beni onu almakla itham ettiler. Râvî der ki: Onu aramaya başladılar hatta onun fercini dahi araştırdılar. Cariye der ki: Vallahi, ben onlarla birlikte ayakta iken çaylak gelip onu bırakıverdi, o da aralarına düştü. Ben de onlara “işte sizin beni almakla itham ettiğiniz şey bu, siz böyle iddia ettiniz, hâlbuki ben bundan uzağım. İşte sizin bu aradığınız” dedim. (Aişe) der ki: O kadın, Rasulullah’a (sav) gelip Müslüman oldu. Bu kadının mescitte bir çadırı yahut da küçük bir odası vardı. Zaman zaman yanıma gelir, yanımda konuşup sohbet ederdi. Yanımda kaç kere oturduysa mutlaka “O kemer günü, Rabbimizin acayip takdirlerindendir. Şüphesiz ki O, küfür beldesinden beni kurtardı” derdi. Ben de ona “neden benimle oturduğun her seferinde mutlaka bu sözü söylüyorsun” dedim. Bunun üzerine o kadın bana bu olayı anlattı."


    Öneri Formu
3373 B000439 Buhari, Salat, 57

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Hammâd, ona Sabit ve Şuayb b. Habhâb, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: Ra­sulullah (sav) Safiye'yi azat etmiş, azatlığını da mehir olarak saymıştır.


    Öneri Formu
13815 B005086 Buhari, Nikah, 13

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Abdurrahman b. Kasım, ona da Kasım şöyle rivayet etmiştir: Âişe, Berîre'yi satın almak istedi, ancak sahipleri Berîre'nin velâyetinin kendilerine ait olmasını şart koştular. Âişe bu durumu Peygamber'e (sav) iletti. Bunun üzerine Peygam­ber (sav) "sen Berîre'yi satın al ve onu hürriyetine kavuştur. Hiç şüphesiz velâyet hakkı hürriyete kavuşturana aittir" buyurdu. Berîre'ye bir miktar et hediye edilmişti. Hz. Peygamber'e (sav) “bu et Berîre'ye sadaka verilmiştir” denildi. Peygamber (sav) "o Berîre için sadaka, bizim için hediyedir" buyurdu. Berîre hürriyetine kavuşunca (ni­kâhının feshi veya devamı konusunda) serbest bırakıldı. Râvî Abdurrahman der ki: Berîre'nin kocası hür yahut köleydi. Şu'be de der ki: Ben Abdurrahman'a Berîre'nin kocasının durumunu sordum. Abdurrahman “hür mü, yoksa köle miydi, bilmiyorum” dedi.


    Öneri Formu
20670 B002578 Buhari, Hibe, 7

Bize Yunus b. Abdula'lâ, ona İbn Vehb, ona içinde Yunus ve Leys'in de bulunduğu ilim ehlinden bazı adamlar, onlara İbn Şihâb, ona Urve, ona da Âişe şöyle demiştir: Berire bana geldi ve “ey Âişe, ben efendimle her sene bir okiyye vermek üzere dokuz okiyyeye azat olma antlaşması yaptım, bana yardım edebilir misin?” dedi. Kitabet borcundan hiç bir şey ödememişti. Âişe onu beğendi ve “Sahibine dön, eğer velâyet hakkın bana ait olursa tüm borcunu bir seferde ödeyebileceğimi onlara söyle” dedi. Berire gitti durumu onlara arz etti ama onlar razı olmadılar ve “bedelini ödeyecekse karşılıksız ödesin, velâyet hakkı falan istemesin” dediler. Ben, durumu Rasulullah'a (sav) arz edince, Rasulullah (sav) "velayet hakkına kimse engel olamaz, onu bedelini öde ve azat et. Velâyet satın alıp azat edene aittir" buyurdu. Âişe’de öyle yaptı. Sonra Rasulullah (sav) insanlar arasında kalktı ve Allah’a hamdederek şöyle konuştu: "İnsanlara ne oluyor da Allah’ın Kitabı'nda olmayan şartlar öne sürüyorlar. Kim Allah’ın Kitabı'nda olmayan bir şart ileri sürerse o şart geçersizdir. İsterse yüz şart koşulmuş olsun. Allah'ın hükmü uyulmaya en layık ve Allah'ın şartları en sağlam olandır. Velâyet ancak azat edenindir"


    Öneri Formu
28110 N004660 Nesai, Buyû', 86

Bana Ferve b. Ebu Mağrâ, ona Ali b. Müshir, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Arap kabilelerinin birinden siyahî bir kadın Müslüman oldu. O kadının mescitte küçük bir odası vardı. Âişe der ki: Bu kadın bize gelir, yanı­mızda konuşur, konuşması bittikten sonra da “Vuşâh günü Rabbimizin hayret edilecek işlerindendir. Bilin ki Rabbim, beni küfür beldesinden kurtarmıştır” der idi. Kadın bu mısraı çokça söyleyince Âişe ona “Vuşâh günü nedir?” diye sordu. Bunun üzerine o kadın şöyle anlattı: Hane halkımızdan bir kız çocuğu, üzerinde kırmızı tirşeler dizilmiş deriden bir kemer olduğu hâlde dışarı çıkmış­tı. O meşin kemer üzerinden düştü, hemen ardından bir çaylak inip, onu se­miz bir et parçası sanarak kapıp gitti. Hane halkı beni hırsızlıkla suçlayıp bana işkence ettiler. Hatta işi, benim ön tarafımda kemeri araştıracak dereceye vardırdılar. Onlar bu şekilde benim etrafımda iken ve ben de kederim içinde bunaldığım bir sırada, birden o çaylak tam başımızın üzerine geldi, sonra da o ke­meri aşağıya attı. Bunun üzerine onlar hemen kemeri aldılar, ben de onlara “alın işte, ben yapmadığım halde, beni hırsızlıkla itham ettiğiniz şey” dedim.


    Öneri Formu
34963 B003835 Buhari, Menakıbu'l-Ensar, 26

Bize Yunus b. Abdula'lâ, ona İbn Vehb, ona içinde Yunus ve Leys'in de bulunduğu ilim ehlinden bazı adamlar, onlara İbn Şihâb, ona Urve, ona da Âişe şöyle demiştir: Berire bana geldi ve “ey Âişe, ben efendimle her sene bir okiyye vermek üzere dokuz okiyyeye azat olma antlaşması yaptım, bana yardım edebilir misin?” dedi. Kitabet borcundan hiç bir şey ödememişti. Âişe onu beğendi ve “Sahibine dön, eğer velâyet hakkın bana ait olursa tüm borcunu bir seferde ödeyebileceğimi onlara söyle” dedi. Berire gitti durumu onlara arz etti ama onlar razı olmadılar ve “bedelini ödeyecekse karşılıksız ödesin, velâyet hakkı falan istemesin” dediler. Ben, durumu Rasulullah'a (sav) arz edince, Rasulullah (sav) "velayet hakkına kimse engel olamaz, onu bedelini öde ve azat et. Velâyet satın alıp azat edene aittir" buyurdu. Âişe’de öyle yaptı. Sonra Rasulullah (sav) insanlar arasında kalktı ve Allah’a hamdederek şöyle konuştu: "İnsanlara ne oluyor da Allah’ın Kitabı'nda olmayan şartlar öne sürüyorlar. Kim Allah’ın Kitabı'nda olmayan bir şart ileri sürerse o şart geçersizdir. İsterse yüz şart koşulmuş olsun. Allah'ın hükmü uyulmaya en layık ve Allah'ın şartları en sağlam olandır. Velâyet ancak azat edenindir"


    Öneri Formu
277704 N004660-2 Nesai, Buyû', 86

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Hammâd, ona Sabit ve Şuayb b. Habhâb, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: Ra­sulullah (sav) Safiye'yi azat etmiş, azatlığını da mehir olarak saymıştır.


    Öneri Formu
287387 B005086-2 Buhari, Nikah, 13


    Öneri Formu
4049 M002314 Müslim, Zekat, 41


    Öneri Formu
4052 M002317 Müslim, Zekat, 44


    Öneri Formu
17458 M003499 Müslim, Nikah, 86