Öneri Formu
Hadis Id, No:
27999, D003964
Hadis:
حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ مُحَمَّدٍ الرَّمْلِىُّ حَدَّثَنَا ضَمْرَةُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ أَبِى عَبْلَةَ عَنِ الْغَرِيفِ بْنِ الدَّيْلَمِىِّ قَالَ أَتَيْنَا وَاثِلَةَ بْنَ الأَسْقَعِ فَقُلْنَا لَهُ حَدِّثْنَا حَدِيثًا لَيْسَ فِيهِ زِيَادَةٌ وَلاَ نُقْصَانٌ فَغَضِبَ وَقَالَ إِنَّ أَحَدَكُمْ لَيَقْرَأُ وَمُصْحَفُهُ مُعَلَّقٌ فِى بَيْتِهِ فَيَزِيدُ وَيَنْقُصُ. قُلْنَا إِنَّمَا أَرَدْنَا حَدِيثًا سَمِعْتَهُ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ أَتَيْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى صَاحِبٍ لَنَا أَوْجَبَ - يَعْنِى - النَّارَ بِالْقَتْلِ فَقَالَ
"أَعْتِقُوا عَنْهُ يُعْتِقِ اللَّهُ بِكُلِّ عُضْوٍ مِنْهُ عُضْوًا مِنْهُ مِنَ النَّارِ."
Tercemesi:
Bize İsa b. Muhammed er-Remlî, ona Damre (b. Rabi'a Filistini), ona İbrahim b. Ebu Able (el-Ukaylî), ona da Ğarîf b. Ayyâş ed-Deylemî rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Vâsile b. el-Eska' (el-Leysî) geldik ve bize içerisinde ne bir ilave ne de bir eksiltme bulunmayan bir hadis nakledebilir misin? dedik. Kızdı ve hiç şüphesiz birileriniz evinde Mushaf'ı asılı bir şekilde duruyorken (ve tereddüt ettiğinde bakabilecekken yanlışlıkla) ilave ve eksiltme yaparak Kur'an okuyabiliyor! dedi. Hz. Peygamber'den (sav) duyduğun bir hadisi kastetmiştik diye cevap verdik. Bunun üzerine; İşlediği bir cinayet sebebiyle kendisine Cehennem'i vacip kılan bir arkadaşımızla ilgili olarak Rasulullah'a (sav) geldik. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu;
"Onun adına bir köle azat edin ki Allah da azat ettiğiniz o kölenin her bir organına karşılık onun bir organını Cehennem'den azat etsin!"dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Itk 13, /906
Senetler:
1. Ebu Eska' Vasile b. el-Eska el-Leysî (Vasile b. Eska' b. Abdüluzza b. Abdülyalil b. Naşib)
2. Ğarîf b. Ayyâş ed-Deylemî (Ğarîf b. Ayyâş b. Feyrûz)
3. İbrahim b. Ebu Able el-Ukaylî (İbrahim b. Şimr b. Yakzan)
4. Ebu Abdullah Damre b. Rabi'a el-Filistini (Damre b. Rabi'a)
5. ibn Nehhâs er-Remli (İsa b. Muhammed b. İshak)
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Mizan/hesaplaşma, Ahirette Günahların silinmesi/affedilmesi
Yargı, adam öldürmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27904, D003950
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سُلَيْمَانَ الأَنْبَارِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ قَتَادَةَ
"أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ - رضى الله عنه - قَالَ مَنْ مَلَكَ ذَا رَحِمٍ مَحْرَمٍ فَهُوَ حُرٌّ."
Tercemesi:
Muhammed b. Süleyman, ona Enberi, ona Abdulvehhab, ona Said, ona da Katade'den rivayet olunduğuna göre; "Ömer b. el-Hattab şöyle demiştir: Her kim (kendisine nikahı) haram olan bir yakın (ın)a sahip olursa (yakını olan) o (köle) hürdür."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Itk 7, /903
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
4. Ebu Nasr Abdulvehhab b. Ata el-Iclî (Abdulvehhab b. Ata)
5. Muhammed b. Süleyman el-Enbari (Muhammed b. Süleyman)
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27908, D003951
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ قَتَادَةَ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ
"مَنْ مَلَكَ ذَا رَحِمٍ مَحْرَمٍ فَهُوَ حُرٌّ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Süleyman, ona Abdulvehhab, ona Said, ona da Katade'den rivayet olunduğuna göre; el-Hasan (el-Basri) şöyle demiştir:
"Kim (nikahı kendisine) haram olan yakın (ın)a sahip olursa (yakın olan köle) hürdür."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Itk 7, /903
Senetler:
1. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
4. Ebu Nasr Abdulvehhab b. Ata el-Iclî (Abdulvehhab b. Ata)
5. Muhammed b. Süleyman el-Enbari (Muhammed b. Süleyman)
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27925, D003958
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى الْمُهَلَّبِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ
"أَنَّ رَجُلاً أَعْتَقَ سِتَّةَ أَعْبُدٍ عِنْدَ مَوْتِهِ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ مَالٌ غَيْرُهُمْ فَبَلَغَ ذَلِكَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ لَهُ قَوْلاً شَدِيدًا ثُمَّ دَعَاهُمْ فَجَزَّأَهُمْ ثَلاَثَةَ أَجْزَاءٍ فَأَقْرَعَ بَيْنَهُمْ فَأَعْتَقَ اثْنَيْنِ وَأَرَقَّ أَرْبَعَةً."
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona Ebu Mühelleb, ona da İmran b. Husayn'dan rivayet olunduğuna göre;
"Bir adam ölürken altı kölesini azad etmiş ve onlardan başka malı yokmuş. Bu (haber) Peygamber'e (sav) ulaşınca o kimse için ağır sözler söylemiş, sonra köleleri çağırıp onları üçe bölerek aralarında kur'a çekmiş. (Kur'a sonucu bunlardan) ikisini azad etmiş ve dördünü de köle olarak bırakmıştır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Itk 10, /904
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Mühelleb Muaviye b. Amr el-Basri (Amr b. Muaviye b. Zeyd)
3. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27924, D003957
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ أَنَّ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ يُقَالُ لَهُ أَبُو مَذْكُورٍ أَعْتَقَ غُلاَمًا لَهُ يُقَالُ لَهُ يَعْقُوبُ عَنْ دُبُرٍ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ مَالٌ غَيْرُهُ فَدَعَا بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ
"مَنْ يَشْتَرِيهِ." فَاشْتَرَاهُ نُعَيْمُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ النَّحَّامِ بِثَمَانِمِائَةِ دِرْهَمٍ فَدَفَعَهَا إِلَيْهِ ثُمَّ قَالَ
"إِذَا كَانَ أَحَدُكُمْ فَقِيرًا فَلْيَبْدَأْ بِنَفْسِهِ فَإِنْ كَانَ فِيهَا فَضْلٌ فَعَلَى عِيَالِهِ فَإِنْ كَانَ فِيهَا فَضْلٌ فَعَلَى ذِى قَرَابَتِهِ." أَوْ قَالَ "عَلَى ذِى رَحِمِهِ فَإِنْ كَانَ فَضْلاً فَههُنَا وَههُنَا."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Hanbel, ona İsmail b. İbrahim, ona Eyyüb, ona Ebu'z-Zübeyr, ona Cabir isnadıyla aktardığına göre, Ensar'dan Ebu Mezkûr diye anılan birisi Yakub adındaki kölesini kendi ölümünden sonra geçerli olmak üzere azad etti. Ebu Mezkûr'un bu köleden başka bir malı da yoktu. (Bir gün Allah'ın Rasulü, o köleyi çağırdı ve (orada hazır bulunan kimselere):
"Bunu kim satın alır?" diyerek satılığa çıkardı. Bu köleyi benden satın alacak var mı? diye sordu. Nuaym b. Abdullah el-Adevî onu sekiz yüz dirheme satın aldı. Sekiz yüz dirhemi Efendimize verdi. Efendimiz de parayı kölenin sahibine teslim etti. Sonra:
"Bu parayı harcamada önce kendi ihtiyaçlarını, sonra artarsa sırayla ailenin, sonra akrabanın, Sonra hala para kaldıysa, başkalarının ihtiyaçlarını karşılayabilirsin" buyurdu. Yani en son kalan parayı önünde, sağında, solundaki muhtaçlara verirsin" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Itk 9, /904
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Abdullah Ahmed b. Hanbel eş-Şeybanî (Ahmed b. Muhammed b. Hanbel b. Hilal b. Esed)
Konular:
İnsan, ihtiyaçları
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ - يَعْنِى ابْنَ الْمُخْتَارِ - حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ بِإِسْنَادِهِ وَمَعْنَاهُ وَلَمْ يَقُلْ فَقَالَ لَهُ قَوْلاً شَدِيدًا. قال ابو داود: قال عبد الوارث لأبي علية: ذهبت من عندنا و أنت عالم و جئتنا و أنت أمير فقال: العيال والدين. فقال: أينساك الذي لا ينسى الذرة في حجرها. و كان ابن علية يتشبه بشمائل ابن عون و لكنه بلي.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27927, D003959
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ - يَعْنِى ابْنَ الْمُخْتَارِ - حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ بِإِسْنَادِهِ وَمَعْنَاهُ وَلَمْ يَقُلْ فَقَالَ لَهُ قَوْلاً شَدِيدًا. قال ابو داود: قال عبد الوارث لأبي علية: ذهبت من عندنا و أنت عالم و جئتنا و أنت أمير فقال: العيال والدين. فقال: أينساك الذي لا ينسى الذرة في حجرها. و كان ابن علية يتشبه بشمائل ابن عون و لكنه بلي.
Tercemesi:
Bize Ebu Kamil, ona Abdulaziz (İbn Muhtar), ona Halid, ona da (Bir önceki hadisin) manası (yine aynı) senediyle Ebû Kilabe'den de rivayet olunmuştur. Şu farkla ki, Ebû Kilabe (oradan geçen) o kimse için ağır sözler söyledi cümlesini rivayet etmemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Itk 10, /905
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Mühelleb Muaviye b. Amr el-Basri (Amr b. Muaviye b. Zeyd)
3. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
4. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
5. Ebu İshak Abdulaziz b. Muhtar el-Ensarî (Abdulaziz b. Muhtar)
6. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ - هُوَ الطَّحَّانُ - عَنْ خَالِدٍ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى زَيْدٍ أَنَّ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ بِمَعْنَاهُ وَقَالَ - يَعْنِى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم -
"لَوْ شَهِدْتُهُ قَبْلَ أَنْ يُدْفَنَ لَمْ يُدْفَنْ فِى مَقَابِرِ الْمُسْلِمِينَ." قال ابو داود: خالد الحذاء هو ابو المنازل. و خالد بن عبد الله الواسطي يقال له: الطحان ابو عروبة اسمه مهران وهو سعيد بن ابي عروبة. و الأعمش سليمان بن مهران و خالد الحذاء كان على عمل السلطان في الجسر و ابن علية تولى على عمل الصدقة و حبسه هارون.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27930, D003960
Hadis:
حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ - هُوَ الطَّحَّانُ - عَنْ خَالِدٍ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى زَيْدٍ أَنَّ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ بِمَعْنَاهُ وَقَالَ - يَعْنِى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم -
"لَوْ شَهِدْتُهُ قَبْلَ أَنْ يُدْفَنَ لَمْ يُدْفَنْ فِى مَقَابِرِ الْمُسْلِمِينَ." قال ابو داود: خالد الحذاء هو ابو المنازل. و خالد بن عبد الله الواسطي يقال له: الطحان ابو عروبة اسمه مهران وهو سعيد بن ابي عروبة. و الأعمش سليمان بن مهران و خالد الحذاء كان على عمل السلطان في الجسر و ابن علية تولى على عمل الصدقة و حبسه هارون.
Tercemesi:
Bize Vehb b. Bakiyye, ona Halid b. Abdullah, ona Halid, ona Ebû Kilabe, ona da (bir önceki hadisin) manası Ebu Zeyd'den de rivayet olunmuştur. Ancak bu rivayette bir önceki hadisten fazla olarak şu cümleler de bulunmaktadır): Bu adan ensardan biriydi. Peygamber (sav) (bu haberi duyunca);
"Eğer ben bu adamı defnedilmeden önce görseydim, (Müslüman mezarlığına gömülmesine izin vermezdim ve) Müslüman mezarlığına gömülmezdi" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Itk 10, /905
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
3. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
4. Ebu Muhammed Vühban b. Bakiyye el-Vasıtî (Vehb b. Bakiyye b. Osman)
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ نَجْدَةَ حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنِى سُلَيْمُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ شُرَحْبِيلَ بْنِ السِّمْطِ أَنَّهُ قَالَ لِعَمْرِو بْنِ عَبَسَةَ حَدِّثْنَا حَدِيثًا سَمِعْتَهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"مَنْ أَعْتَقَ رَقَبَةً مُؤْمِنَةً كَانَتْ فِدَاءَهُ مِنَ النَّارِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28001, D003966
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ نَجْدَةَ حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنِى سُلَيْمُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ شُرَحْبِيلَ بْنِ السِّمْطِ أَنَّهُ قَالَ لِعَمْرِو بْنِ عَبَسَةَ حَدِّثْنَا حَدِيثًا سَمِعْتَهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"مَنْ أَعْتَقَ رَقَبَةً مُؤْمِنَةً كَانَتْ فِدَاءَهُ مِنَ النَّارِ."
Tercemesi:
Bize Abdulvehhab b. Necde, ona Bakiyye, ona Safvan b. Amr, ona Süleym b. Amir, ona da Şurahbil b. es-Simt'ten rivayet olunduğuna göre; kendisi Amr b. Abese'ye, bize Rasulullah'tan (sav) duyduğun bir hadisi naklet demiş, (o da) ben Rasulullah'ı (sav)şöyle buyururken işittim karşılığını vermiş:
"Kim imanlı bir köleyi azad ederse (o köle, azad eden kimsenin) ateşten kurtulması için fidye olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Itk 14, /906
Senetler:
1. Ebu Necih Amr b. Abese es-Sülemî (Amr b. Abese b. Halid b. Huzeyfe b. Amr)
2. Şurahbil b. Simt el-Kindî (Şurahbil b. Simt b. Esved b. Cebele)
3. Ebu Yahya Süleym b. Amir el-Kila'i (Süleym b. Amir)
4. Safvan b. Amr es-Sekseki (Safvan b. Amr b. Herm)
5. Ebu Muhammed Bakiyye b. Velîd el-Kilâ'î (Bakiyye b. Velîd b. Sâid b. Ka'b b. Harîz)
6. Ebu Muhammed Abdulvehhab b. Necde el-Hûtî (Abdulvehhab b. Necde)
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ مَعْدَانَ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ الْيَعْمَرِىِّ عَنْ أَبِى نَجِيحٍ السُّلَمِىِّ قَالَ حَاصَرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِقَصْرِ الطَّائِفِ - قَالَ مُعَاذٌ سَمِعْتُ أَبِى يَقُولُ بِقَصْرِ الطَّائِفِ بِحِصْنِ الطَّائِفِ كُلُّ ذَلِكَ - فَسَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"مَنْ بَلَغَ بِسَهْمٍ فِى سَبِيلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ فَلَهُ دَرَجَةٌ." وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَسَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"أَيُّمَا رَجُلٍ مُسْلِمٍ أَعْتَقَ رَجُلاً مُسْلِمًا فَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ جَاعِلٌ وِقَاءَ كُلِّ عَظْمٍ مِنْ عِظَامِهِ عَظْمًا مِنْ عِظَامِ مُحَرَّرِهِ مِنَ النَّارِ وَأَيُّمَا امْرَأَةٍ أَعْتَقَتِ امْرَأَةً مُسْلِمَةً فَإِنَّ اللَّهَ جَاعِلٌ وِقَاءَ كُلِّ عَظْمٍ مِنْ عِظَامِهَا عَظْمًا مِنْ عِظَامِ مُحَرَّرِهَا مِنَ النَّارِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ."
[قال ابو داود: ابو نجيح السلمي هو عمرو بن عبسة.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28000, D003965
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ مَعْدَانَ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ الْيَعْمَرِىِّ عَنْ أَبِى نَجِيحٍ السُّلَمِىِّ قَالَ حَاصَرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِقَصْرِ الطَّائِفِ - قَالَ مُعَاذٌ سَمِعْتُ أَبِى يَقُولُ بِقَصْرِ الطَّائِفِ بِحِصْنِ الطَّائِفِ كُلُّ ذَلِكَ - فَسَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"مَنْ بَلَغَ بِسَهْمٍ فِى سَبِيلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ فَلَهُ دَرَجَةٌ." وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَسَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"أَيُّمَا رَجُلٍ مُسْلِمٍ أَعْتَقَ رَجُلاً مُسْلِمًا فَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ جَاعِلٌ وِقَاءَ كُلِّ عَظْمٍ مِنْ عِظَامِهِ عَظْمًا مِنْ عِظَامِ مُحَرَّرِهِ مِنَ النَّارِ وَأَيُّمَا امْرَأَةٍ أَعْتَقَتِ امْرَأَةً مُسْلِمَةً فَإِنَّ اللَّهَ جَاعِلٌ وِقَاءَ كُلِّ عَظْمٍ مِنْ عِظَامِهَا عَظْمًا مِنْ عِظَامِ مُحَرَّرِهَا مِنَ النَّارِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ."
[قال ابو داود: ابو نجيح السلمي هو عمرو بن عبسة.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muaz b. Hişam, ona babası (Hişam b. Ebu Abdullah), ona Katade (b. Diame), ona Salim b. Ebu Ca'd, ona Ma'dan b. Ebu Talha el-Ya'merî, ona Ebu Necih (Amr b. Abese) es-Sülemî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) ile Taif köşkünü kuşatmıştık. Muaz (b. Hişam ise bu cümleyi) babam (Hişam)'ı (şöyle) derken işitmiştim: (Rasulullah (sav) ile Taif kalesindeki Taif köşkünü kuşatmıştık şeklinde rivayet etti. (Daha sonra) her ikisi de şöyle devam etti;
"Kim Aziz ve Celil olan Allah yolunda düşman bir ok isabet atarsa onun için (Allah katında büyük bir) derece vardır." Ravi Ebu Necîh, hadisin geri kalan kısmını da şöyle nakletti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Herhangi bir müslüman erkek, bir müslüman köleyi azad ederse, muhakkak ki Aziz ve Celil olan Allah (o kölenin) kemiklerinin her birini, onu azad eden kişinin bir kemiğini ateşten koruyan bir kalkan yapar. Herhangi bir müslüman kadın da müslüman bir kadını azad ederse, kuşkusuz Allah, kıyamet gününde (azad edilen kadının) kemiklerinden her birini onu azad eden kadının bir kemiğini ateşten koruyan bir kalkan yapar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Itk 14, /906
Senetler:
1. Ebu Necih Amr b. Abese es-Sülemî (Amr b. Abese b. Halid b. Huzeyfe b. Amr)
2. Ma'dan b. Ebu Talha el-Ya'merî (Ma'dan b. Ebu Talha)
3. Salim b. Ebu Ca'd el-Eşceî (Salim b. Rafi')
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
6. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
7. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Siyer, Taif Seferi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28002, D003967
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ شُرَحْبِيلَ بْنِ السِّمْطِ أَنَّهُ قَالَ لِكَعْبِ بْنِ مُرَّةَ أَوْ مُرَّةَ بْنِ كَعْبٍ حَدِّثْنَا حَدِيثًا سَمِعْتَهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ مَعْنَى مُعَاذٍ إِلَى قَوْلِهِ
"وَأَيُّمَا امْرِئٍ أَعْتَقَ مُسْلِمًا وَأَيُّمَا امْرَأَةٍ أَعْتَقَتِ امْرَأَةً مُسْلِمَةً." زَادَ "وَأَيُّمَا رَجُلٍ أَعْتَقَ امْرَأَتَيْنِ مُسْلِمَتَيْنِ إِلاَّ كَانَتَا فِكَاكَهُ مِنَ النَّارِ يُجْزَى مَكَانَ كُلِّ عَظْمَيْنِ مِنْهُمَا عَظْمٌ مِنْ عِظَامِهِ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ سَالِمٌ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ شُرَحْبِيلَ مَاتَ شُرَحْبِيلُ بِصِفِّينَ.]
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube, ona Amr b. Mürre, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona da Şurahbil b. es-Simt'ten rivayet olunduğuna göre; kendisi Kab b. Mürre'ye, yahut da Mürre b. Ka'b'a: Bize Rasulullah'tan (sav) işittiğin bir hadisi naklet, demiş. (Ka'b, yahut da Mürre, Muaz hadisinin, "Herhangi bir müslüman erkek, müslüman bir erkek köleyi azad ederse... Herhangi bir müslüman kadın da müslüman bir kadını azad ederse" sözüne kadar rivayet etmiş, (sonra sözü geçen hadise) ilave (ten şunları da rivayet etmiş:
"Herhangi bir (Müslüman) erkek, iki müslüman kadını (kölelikten) azar ederse (onlar, o kimsenin) ateşten kurtarıcısı olurlar, onların her iki kemiği onun kemiklerinden biri yerine geçer."
[Ebû Davud dedi ki: (Bu hadisin ravilerinden) Salim, Şurahbil'den (hadis) işitmemişlerdir. Çünkü Şurahbil, Sıffin (savaşın)da ölmüştür.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Itk 14, /906
Senetler:
1. Ka'b b. Mürre el-Behzi (Ka'b b. Mürre)
2. Şurahbil b. Simt el-Kindî (Şurahbil b. Simt b. Esved b. Cebele)
3. Salim b. Ebu Ca'd el-Eşceî (Salim b. Rafi')
4. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti