Giriş

Bize Muhammed b. Yahya el-Ezdî el-Basrî, ona Abdussamed b. Abdülvâris, ona Hâşim b. Said el-Kûfî, ona Zeyd el-Has'mî, ona da Esma bt. Umeys el-Has'amiyye, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Büyüklenen ve kendini beğenip, Kebîr (büyük) ve Müteâl (yüce) Allah'ı unutan kul, ne kötü bir kuldur. zorbalık yapan, haddini aşan ve Cebbâr, en yüce Allah'ı unutan kul, ne kötü bir kuldur. Gaflete düşen ve (boş işlerle) oyalanıp kabirler ile çürümeyi unutan kul, ne kötü bir kuldur. Fesatlık ve azgınlık yapıp (yaratılmasının) başlangıcını ve sonunu unutan kul, ne kötü bir kuldur. Din ile dünyayı (elde etmeye çalışan) kul, ne kötü bir kuldur. Dini, şüphelerle bozan kul, ne kötü bir kuldur. Kendisini arzularının yönettiği kul, ne kötü bir kuldur. Hevesinin kendisini saptırdığı kul, ne kötü bir kuldur. Arzusu kendisini zelil kılan kul, ne kötü bir kuldur." [Ebu İsa şöyle der ki: Bu rivayet, sadece bu isnad ile bildiğimiz garîb bir hadistir. İsnadı da sağlam (kavî) değildir.]


    Öneri Formu
14210 T002448 Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyâme, 17

Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Muhammed b. Uyeyne, ona Mervân b. Muaviye el-Fezârî, ona Kesîr b. Abdullah b. Amr b. Avf el-Müzenî, ona babası (Abdullah b. Amr), ona da dedesi (Amr b. Avf) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), Bilal b. Hâris'e, 'iyi belle' dedi. Bilal 'ey Allah'ın Rasulü, neyi?' dedi. O, (yine), 'ey, Bilal, iyi belle' dedi. Bilal ise, 'ey Allah'ın Rasulü, neyi?' dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:" "Kim, benden sonra unutulmuş olan sünnetlerimden birini ihya ederse (yeniden yaşatırsa), onunla amel edenlerin sevapları kadar sevap alır. Üstelik onların sevaplarından da hiçbir şey eksilmez. Kim de Allah ve Rasulünün razı olmadığı bir sapkın bidat ortaya çıkarırsa, onunla amel edenlerin günahları kadar günah yüklenir. Fakat bu, o insanların günahlarından hiçbir şey eksiltmez." [Ebu İsa şöyle der ki: Bu, hasen bir hadistir. Muhammed b. Uyeyne Missîsî, Şâmlı'dır. Kesir b. Abdullah ise İbn Amr b. Avf olup Müzenî'dir.]


Açıklama: ''اعْلَمْ'' ifadesinin tercümedeki gibi anlaşılabileceğine dair bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, VII, 369.

    Öneri Formu
15828 T002677 Tirmizi, İlim, 16


    Öneri Formu
2486 M004784 Müslim, İmare, 51


    Öneri Formu
3936 M005124 Müslim, Edahi, 43


    Öneri Formu
3940 M005126 Müslim, Edahi, 45