49 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Merv’de Bekir b. Muhammed es-Sayrafî, ona Abdussamed b. el-Fadl, ona el-Ka’nebî, ona Davud b. Kays, ona Ubeydullah b. Miksem, ona da Cabir b. Abdullah (ra), Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir. “Zulümden sakının! Zirâ zulüm, kıyâmet gününde zulmetler haline gelecektir. Cimrilikten de sakının! Çünkü cimrilik sizden öncekileri helâk etmiş, onları birbirlerinin kanını dökmeye ve haramları helâl saymaya sevk etmiştir.” Bunu Müslim es-Sahîh’de el-Ka’nebî’den rivayet eder.
Açıklama: Cimriliğin helâk sebebi olarak gösterilmesi, onun insanları kan dökmeye, hak ve adâletten ayrılmaya, helal olup olmadığına aldırmadan ihtirasla mal toplamaya sevk ettiği içindir. Nitekim bir âyette de şöyle buyurulmaktadır: “Kendisini cimrilikten koruyan kimse kurtulmuştur.” (Teğâbun, 16) Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اتَّقُوا الظُّلْمَ فَإِنَّ الظُّلْمَ ظُلُمَاتٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona imlâ yoluyla Ebû Bekir b. İshak, ona Ebû’l-Müsennâ ve Muhammed b. İsa b. es-Seken, onlara el-Ka’nebî, ona Davud b. Kays, ona Ubeydullah b. Miksem, ona da Cabir b. Abdullah’ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Zulümden sakının! Çünkü zulüm, kıyamet gününde zulmetler haline gelecektir. Cimrilikten de sakının! Çünkü cimrilik, sizden önceki insanları helâk etmiştir, onları birbirlerinin kanını dökmeye ve haramları helal saymaya sevk etmiştir.” Bunu Müslim es-Sahîh’de el-Ka’nebî’den rivayet etmiştir.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اتَّقُوا الظُّلْمَ فَإِنَّ الظُّلْمَ ظُلُمَاتٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Bize Müsedded, ona Mu'temir, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), 'zalim de mazlum da olsa kardeşine yardım et' buyurdu. Sahabe 'ey Allah'ın Rasulü, mazlum olduğu zaman ona yardım edeyim, fakat o zalim olduğu zaman ben ona nasıl yardım ederim' diye sordu, Rasulullah (sav) da 'onun elini tutar (zulmetmesine engel olursun)' buyurdu."
Bize Ebû Muhammed Abdullah b. Yusuf el-İsbahânî imlâ yoluyla, ona Ebû Saîd Ahmed b. Muhammed b. Ziyâd el-Basrî hicrî 340 yılında Mekke’de Mescid-i Haram’da, ona el-Abbas b. Abdullah et-Terkufî, ona Ebû Müshir Abdul’a’lâ b. Müshir, ona Saîd b. Abdülaziz, ona Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî, ona Ebû Zerr el-Ğifârî (ra), ona da Rasûlullah (sav) Cenâb-ı Hakk’ın şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Ben zulmü kendime haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım. Dolayısıyla birbirinize zulmetmeyin! Ey kullarım! Sizler gece ve gündüz hatâ edersiniz, ben de bütün günahları bağışlarım; ve aldırmam. Dolayısıylal benden mağfiret isteyin ki, sizi bağışlayayım. Ey kullarım! Benim doyurduklarım dışında hepiniz açsınız; benden rızık isteyin ki, size rızık vereyim. Ey kullarım! Benim giydirdiklerim dışında hepiniz çıplaksınız; benden sizi giydirmemi isteyin ki, giyecek vereyim. Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en müttakî olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümde hiçbir şeyi ziyadeleştirmez. Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en günahkâr olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümden hiçbir şeyi eksiltmez. Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, bir meydanda toplanıp benden istekte bulunsanız ve ben de herkese istediği her şeyi tek tek versem, bu, benim mülkümden ancak bir iğnenin denize batırılıp (çıkarıldığı) zaman o denizde meydana getirdiği eksiklik kadar bir noksanlık doğurur. Ey kullarım! Şu sizin amellerinizi ben sizin için saklıyorum, dolayısıyla kim hayır bulursa, Allah’a hamd etsin! Hayırdan başka bir şeyle karşılaşan da, kendi nefsinden başka kimseyi kınamasın!" [Bunu Müslimes-Sahîh’de Ebû Bekir b. İshak es-Sağânî vasıtasıyla Ebû Müshir’den rivâyet etmiştir.]
Açıklama: İsnadı Şeyhân'nın şartlarına göre sahihtir.
Bize Muhammed b. Hâtim el-Müktib, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, ona Humeyd et-Tavîl, ona da Enes şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), 'zalim de mazlum da olsa kardeşine yardım et' buyurdu. Biz 'ey Allah'ın Rasulü, mazluma yardım edeyim, fakat zalime nasıl yardım ederim' diye sorduk, Rasulullah (sav) da 'Onun zulmetmesine engel olursun. Ona yardım da işte budur' buyurdu." Tirmizî der ki: Bu konuda Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: انْصُرْ أَخَاكَ ظَالِمًا أَوْ مَظْلُومًا
Bize Hüşeym, ona Übeydullah b. Ebu Bekir, ona da Enes; (T) Bize Yunus ona da Hasan şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), 'zalim de mazlum da olsa kardeşine yardım et' buyurdu. Kendisine 'ey Allah'ın Rasulü, mazlum olduğu zaman ona yardım edeyim, fakat o zalim olduğu zaman ben ona nasıl yardım ederim' diye soruldu, Rasulullah (sav) da 'onu tutar, zulmetmesine engel olursun. Ona yardım da işte budur' buyurdu."
Açıklama: isnad mürseldir. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: انْصُرْ أَخَاكَ ظَالِمًا أَوْ مَظْلُومًا
Bize Yezid, ona Humeyd, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), 'zalim de mazlum da olsa kardeşine yardım et' buyurdu. Kendisine 'ey Allah'ın Rasulü, mazlum olduğu zaman ona yardım edeyim, fakat o zalim olduğu zaman ben ona nasıl yardım ederim' diye soruldu, Rasulullah (sav) da 'onun zulmetmesine engel olursun' buyurdu."
Bize Huşeym, ona Abeydullah b. Ebu Bekir, ona ona Enes, ona Yunus, ona da Hasan, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et." 'Ey Allah'ın Resulü! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeceğim. Ama zalimse nasıl yardım ederim?' diye soruldu. Resulullah şöyle buyurdu: "Onu alıkoyar, ona engel olursun. Şüphesiz bu, ona yardım etmektir."