375 Kayıt Bulundu.
Bana Halife b. Hayyât, Yezîd b. Zuray, ona Saîd b. Ebu Arûbe, ona Katâde, ona Enes, ona da Ebu Talha (r.anhuma) şöyle demiştir: Ben, Uhud günü kendisine uyku bastıran kimseler içinde idim. Hatta birkaç defa elimden kılıcım düştü. Kılıcım düşüyor, ben alıyordum, tekrar düşüyor, ben de tekrar alıyordum.
Açıklama: Anlaşılabildiği kadarıyla rivayet muallaktır; Buhari ile Halife b. Hayyât arasında inkıta vardır.
Bana Amr b. Halid, ona Züheyr, ona Abu İshak, ona da Berâ b. Âzib (r.anhuma) şöyle demiştir: Peygamber (sav) Uhud günü okçuların başına Abdullah ibn Cubeyr'i kumandan yaptı. Müşrikler bizden yetmiş kişiyi şehit ettiler. Peygamber ve sahâbîleri ise Bedir günü, müşriklerden, yetmişi ölü, yetmişi de esir olmak üzere toplam yüz kırk kişiyi vurup aldılar. Ebu Sufyân “bugün Bedir gününün karşılığıdır ve harp nöbetleşedir” dedi.
Bana Muhammed b. Alâ, ona Ebu Usame, ona Büreyd, ona dedesi Ebu Bürde, ona da Ebu Musa'nın -zannediyorum ki- Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiğine göre Hz. peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sonra gördük ki, hayır, Uhud gününden sonra (Hayber ve Mekke'nin fethi gibi), Allah'ın bize lütfettiği hayır, ve Bedir gününden sonra, samimiyetimizden dolayı Allah'ın bize verdiği sevapmış."
Bana Amr b. Halid, ona Züheyr, ona Ebu İshak, ona da Berâ b. Âzib (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Uhud günü, piyadelerin arkasına Abdullah b. Cübeyr'i (ve komutasındaki okçuları) yerleştirmişti. Onlar bozguna uğramış bir şekilde kaçtılar. İşte bu (çağrı), Rasulullah'ın (sav), kaçanların ardından, onları geri çağırmasıydı.
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Usame, ona Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde, ona dedesi Ebu Bürde, ona da zannediyorum Ebu Musa'nın (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben rüyamda kendimi kılıç sallarken gördüm. Sonra kılıcın keskin tarafı kırıldı. Bu Uhud günü Müminlerin başına gelen musibetti. Sonra kılıcı bir defa daha salladım. Bu sefer kılıç olduğundan daha güzel bir hâle döndü. Bu da Allah'ın fethi nasip etmesi ve Müminlerin derlenip toparlanmasıdır. Birtakım sığırlar gördüm. Allah (takdir ettiği) hayırdır. Anladım ki o sığırlar, Uhud günü şehit edilen müminlermiş"
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Sa'lebe b. Ebu Mâlik şöyle demiştir: Ömer b. Hattâb (ra) bir keresinde Medine ahalisinden kadınlara yünden yahut ipekten yapılmış kadın elbiseleri dağıttı ve onlardan iyi bir elbise geriye fazla kaldı. Bunun üzerine yanında bulunan bazı kişiler, Hz. Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm'ü kast ederek “ey Müminlerin Emiri, şunu da senin yanında bulunan Rasulullah'ın kızına ver” dediler. Ömer de “bu elbiseye Ümmü Selît daha lâyıktır. Ümmü Selît, Rasulullah'a (sav) biat eden Ensâr kadınlarındandır” dedi ve şunu ekledi “Ümmü Selît, Uhud günü bizim için su kırbalarını taşırdı.”
Bize Amr b. Halid, ona Züheyr, ona Ebu İshak, ona da Berâ b. Âzib (r.anhuma) şöyle demiştir: Peygamber (sav) Uhud gününde okçu piyadelerin başına Abdullah b. Cubeyr'i kumandan yapmıştı. Müslümanlar bozulmuş hâlde yönelip kaçtıkları zaman Rasulullah (sav) arkalarından onları geri çağırıyordu. O sırada Peygamber'in (sav) yanında on iki kişiden başka kimse kalmamıştı.
Bize Muhammed, ona Ebu Muaviye, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) "O müminler, savaşta bunca yara aldıktan sonra bile, Allah ve Rasulü’nün tekrar savaşa dönme çağrısına uymuşlardı. İşte böyle güzel davranışta bulunanlarla, Allah’a ve Rasulü’ne karşı gelmekten sakınanları ahirette büyük mükâfatlar beklemektedir" (Âlu İmrân, 172) ayeti hakkında şöyle demiştir: Ey kız kardeşimin oğlu, baban Zübeyir ile Ebu Bekir, bu ayette bildirilen bahtiyar müminlerdendir. Uhud günü Rasulullah'ın (sav) başına gelen musibetten (Müslümanların yenilgiye uğrayıp şehit edilmelerinden sonra) müşrikler geri dönüp gittikleri zaman Rasulullah (sav), onların tekrar dönüp Medine üzerine yürümelerinden endişe ederek "Düşmanların peşinden kim gidip onları takibe eder?" buyurdu. Bunun üzerine içlerinde Ebu Bekir ile Zübeyir'inde bulunduğu yetmiş kişi bu göreve talip oldu.
Bana Muhammed b. Müsennâ, ona Abdülvahab, ona Yahya, ona da Saîd b. Müseyyeb, “ben Sa'd b. Ebu Vakkâs'ı şöyle derken işittim” demiştir: “Peygamber (sav) Uhud günü benim için, babası ile anasını birlikte zikredip ("Babam anam sana feda olsun") buyurdu.