177 Kayıt Bulundu.
Bize Ebü'l-Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona Hakîm b. Hizâm'ın naklettiğine göre o, Hz. Peygamber'e (sav) şöyle söylemiştir: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana bazı işlerin hükmünü söyler misin? Ben cahiliye devrinde akrabalarımla ilgilenme, köle azat etme ve sadaka verme türünden bir takım iyi işler yapardım. Bu iyiliklerin benim için bir sevabı var mıdır?' Hakîm dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sen geçmişteki yapmış olduğun iyilikler vesilesiyle Müslüman oldun." Buhari dedi ki: 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) kelimesi Ebu Yeman'dan 'أَتَحَنَّتُ' (etehannetü) olarak da nakledilmiştir. Mamer, Salih ve İbn Müsâfir bu kelimeyi 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) şeklinde söylemişlerdir. İbn İshak 'التَّحَنُّثُ' (İbadet etmek, Allah'a yakınlaşmak) kelimesinin 'التَّبَرُّرُ' (Kendini temize çıkartmak) anlamında olduğunu ifade etmiştir. Bu üç kişiye Hişâm da babasından (Urve) nakletmiş olduğu rivayetle mütabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Mamer b. Raşid arasında inkıta vardır.
Bize Ebü'l-Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona Hakîm b. Hizâm'ın naklettiğine göre o, Hz. Peygamber'e (sav) şöyle söylemiştir: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana bazı işlerin hükmünü söyler misin? Ben cahiliye devrinde akrabalarımla ilgilenme, köle azat etme ve sadaka verme türünden bir takım iyi işler yapardım. Bu iyiliklerin benim için bir sevabı var mıdır?' Hakîm dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sen geçmişteki yapmış olduğun iyilikler vesilesiyle Müslüman oldun." Buhari dedi ki: 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) kelimesi Ebu Yeman'dan 'أَتَحَنَّتُ' (etehannetü) olarak da nakledilmiştir. Mamer, Salih ve İbn Müsâfir bu kelimeyi 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) şeklinde söylemişlerdir. İbn İshak 'التَّحَنُّثُ' (İbadet etmek, Allah'a yakınlaşmak) kelimesinin 'التَّبَرُّرُ' (Kendini temize çıkartmak) anlamında olduğunu ifade etmiştir. Bu üç kişiye Hişâm da babasından (Urve) nakletmiş olduğu rivayetle mütabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hişam b. Urve arasında inkıta vardır.
İman edip iyi işler yapanları, muhakkak sâlihler (zümresi) içine katarız.
İman edip sâlih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.
İman edip iyi işler yapanların (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.
Bize Hennâd, ona Ebu Muâviye, ona A'meş, ona Müslim b. Ebu İmrân el-Batîn, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Diğer günlerde yapılan salih ameller, Zilhicce ayının on gününde yapılanlar kadar Allah'a sevimli gelmez. Ashâb 'Yâ Rasulullah! Allah yolunda cihad da buna dahil mi?' diye sorduğunda, Rasulullah (sav) 'Canı ve malı ile cihada katılıp da bunlardan hiçbiri ile evine dönemeyen kimse hariç, evet Allah yolunda cihada çıkmak da buna dahildir' buyurdu. [Bu konuda İbn Ömer, Ebu Hureyre, Abdullah b. Amr ve Câbir'den de hadis nakledilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî), İbn Abbas hadisinin, hasen-sahih-garîb olduğunu belirtmiştir.]
Bize Ali b. Muhammed, ona Ebu Muâviye, ona A'meş, ona Müslim el-Batîn, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Herhangi bir günde yapılan bir salih amel, zilhiccenin son on gününü kastederek, şu günlerdeki kadar Allah'a sevimli gelmez. Ashab 'Yâ Rasulullah! Allah yolunda cihad da buna dahil mi? diye sorduklarında, 'Allah yolunda cihad da dahil. Ancak canı ve malı ile cihada çıkıp da bunlardan hiç bir şeyle dönmeyen kimsenin (şehidin) cihadı hariç' buyurdu."