2522 Kayıt Bulundu.
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Gıyas), ona el-A'meş, ona da Ma'rur şöyle demiştir: Ben, Ebu Zer ve hizmetçisinin üzerlerinde birer örtü gördüm ve ona şöyle dedim: 'Şu (hizmetçindeki) örtüyü alsan da senin de tam bir takım elbisen olsa, hizmetçine de başka bir elbise versen!' Ebu Zer de şöyle cevap verdi: "Benimle bir adam arasında bir tartışma olmuştu. O adamın annesi de yabancı (Arap olmayan) bir kadındı. Ben de adamın annesi hakkında kötü konuştum. O da beni Rasulullah'a (sav) şikayet etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) bana şöyle dedi: "Sen, falan kimseye küfürleştin mi?" Ben: 'Evet', dedim. "Onun annesi hakkında kötü konuştun mu?" buyurdu. Ben: 'Evet, kötü konuştum' dedim. Rasulullah da (sav): "Muhakkak ki sen Cahiliyye izleri taşıyan bir insansın" buyurdu. Ben: 'Bu vakitte, bu yaşıma rağmen mi?' dedim. Rasulullah da (sav) şöyle buyurdu: "Evet, Onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, onları sizin hizmetinize vermiştir. Allah, her kimi hizmetinize verirse, ona yediğinden yedirsin, giydiğinden de giydirsin. Ona, gücü yetmeyecek işler yüklemesin. Şayet yüklerse, ona yardımcı olsun."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Yahyâ, ona da Amra’nın rivayet ettiğine göre Aişe şöyle demiştir: "Berîre özgürlüğünü kazanmak için yaptığı yazışma bedeli hususunda, kendisine yardım etmesi için gelmişti. Aişe ‘Dilersen senin sahiplerine kalan borcunu ben verebilirim, velilik hakkı da bana ait olur’, dedi. Berîre’nin sahipleri ‘Sen istersen ona (borcunun) kalanını verebilirsin’, dediler. Süfyân bir keresinde ‘Sen istersen onun (Berîre’nin) hürriyetini ona verebilirsin. Bununla birlikte velâ hakkı, bizim olur’ dedi. Rasulullah (sav) gelince, Aişe Ona (sav) bu meseleyi sordu. O (sav), ‘Sen onu (Berîre’yi) satın alıp ona hürriyetini ver. Şüphesiz velâ hakkı, hürriyeti veren kimseye aittir.” buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) minberin üzerinde durdu. -Bir defasında Süfyân ‘Rasulullah (sav) minberin üzerine çıktı’ dedi- ve ‘Bir takım kimselere ne oluyor’ Allah’ın Kitabında olmayan şartlar öne sürüyorlar! Kim Allah’ın Kitabında bulunmayan bir şart koşarsa, isterse yüz defa şart koşmuş olsun, bundan dolayı onun bir hakkı bulunmaz’ buyurdu." Bize Ali, ona Abdülvehhab ve Yahya, onlara Amra rivayet etti. Cafer b. Avn ise Yahya’dan, o da Amra’dan ‘Ben Aişe’yi dinledim’ dediğini rivayet etti. Bu rivayeti Malik’e Yahya, ona Amra, ona da Berîre nakletmiştir. Ancak ilgili rivayette “Peygamber (sav) minbere çıktı” ifadesi zikredilmemiştir.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Yahyâ, ona da Amra’nın rivayet ettiğine göre Aişe şöyle demiştir: "Berîre özgürlüğünü kazanmak için yaptığı yazışma bedeli hususunda, kendisine yardım etmesi için gelmişti. Aişe ‘Dilersen senin sahiplerine kalan borcunu ben verebilirim, velilik hakkı da bana ait olur’, dedi. Berîre’nin sahipleri ‘Sen istersen ona (borcunun) kalanını verebilirsin’, dediler. Süfyân bir keresinde ‘Sen istersen onun (Berîre’nin) hürriyetini ona verebilirsin. Bununla birlikte velâ hakkı, bizim olur’ dedi. Rasulullah (sav) gelince, Aişe Ona (sav) bu meseleyi sordu. O (sav), ‘Sen onu (Berîre’yi) satın alıp ona hürriyetini ver. Şüphesiz velâ hakkı, hürriyeti veren kimseye aittir.” buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) minberin üzerinde durdu. -Bir defasında Süfyân ‘Rasulullah (sav) minberin üzerine çıktı’ dedi- ve ‘Bir takım kimselere ne oluyor’ Allah’ın Kitabında olmayan şartlar öne sürüyorlar! Kim Allah’ın Kitabında bulunmayan bir şart koşarsa, isterse yüz defa şart koşmuş olsun, bundan dolayı onun bir hakkı bulunmaz’ buyurdu." Bize Ali, ona Abdülvehhab ve Yahya, onlara Amra rivayet etti. Cafer b. Avn ise Yahya’dan, o da Amra’dan ‘Ben Aişe’yi dinledim’ dediğini rivayet etti. Bu rivayeti Malik’e Yahya, ona Amra, ona da Berîre nakletmiştir. Ancak ilgili rivayette “Peygamber (sav) minbere çıktı” ifadesi zikredilmemiştir.
Açıklama: Abdullah b. Mesud ile İshak b. İbrahim arasında inkita vardır.