Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Usame, ve Abdullah b. Numeyr, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Saîd b. Ebu Saîd el-Makburî, ona Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ümmetime zor gelmesinden endişe etmeseydim, her namazdan önce misvak kullanmalarını emrederdim."


    Öneri Formu
8729 İM000287 İbn Mâce, Tahâret, 7

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Şerîk [b. Abdullah], ona Mikdâm b. Şurayh b. Hânî'den, ona da babası [Şurayh b. Hânî]'den rivayet edildiğine göre Şurayh şöyle demiştir: "Hz. Aişe'ye 'Nebi (sav) senin yanına girdiğinde ilk yaptığı şeyi bana bildirir misin?' dedim, Aişe de 'O yanıma girdiğinde ilk önce misvak kullanırdı.' dedi."


    Öneri Formu
8735 İM000290 İbn Mâce, Tahâret, 7

Bize Amr b. Ali ve Muhammed b. Müsennâ, onlara Abdurrahman (b. Mehdi), Süfyan [es-Sevrî], ona Mansur [b. Mutemir], Ameş [Süleyman b. Mihran] ve Husayn [b. Abdurrahman], onlara da Ebu Vâil [Şakik b. Seleme], Huzeyfe b. Yeman’ın şöyle dediğini rivayet etti: "Rasûlullah (sav) gece teheccüde kalktığında dişlerini misvaklardı."


    Öneri Formu
27446 N001622 Nesai, Kıyâmu'l-Leyl ve Tatavvuu'n-Nehar, 10

Bize Muhammed b. Ahmed Ebu Halef, ona Süfyan [b. Uyeyne], ona Ebu Zinad [Abdullah b. Zekvan], ona A'rec [Abdurrahman b. Hürmüz], ona da Ebu Hureyre, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ümmetimi güçlüğe düşürmek [korkusu] olmasaydı, onlara her namazda [misvak] kullanmalarını emrederdim." Ebu Muhammed [ed-Dârimî] der ki: '[buradaki bi-hî ifadesi ile] kastedilen misvaktır.'


    Öneri Formu
38794 DM000710 Darimi, Taharet, 17

Bize Amr b. Ali ve Muhammed Müsennâ, onlara Abdurrahman [b. Mehdî], ona Süfyan [es-Sevrî], ona Mansur [b. Mu'temir], A'meş [Süleyman b. Mihrân] ve Husayn [b. Abdurrahman], onlara Ebu Vâil, [şakîk b. Seleme], ona da Huzeyfe şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (s.a.v) gece teheccüd için kalktığında dişlerini misvaklardı."


    Öneri Formu
276794 N001622-6 Nesai, Kıyâmu'l-Leyl ve Tatavvuu'n-Nehar, 10

Bize İshak b. İbrahim, Muaz b. Hişam, ona babası [Hişam b. Ebu Abdullah], ona Katade [b. Diame], ona da Zürâre b. Evfâ, ona Sa'd b. Hişam şöyle rivayet etti: "Sa'd b. Hişam karısını boşadı ve bir kısım gayr-ı menkulünü satıp silah ve ata yatırmak için Medine'ye geldi. Ensardan bir toplulukla karşılaştı [ve bu düşüncesinden bahsedince] onlar şöyle dediler: 'Rasulullah (sav) zamanında bizden altı kişi, bunu yapmak istedi ancak Hz. Peygamber (sav), onları menetti ve 'sizin için bende uyulacak bir örnek yok mudur?' buyurdu.' Sa'd b. Hişam’ın aktardığına göre kendisi daha sonra Basra'ya geldi, Abdullah b. Abbâs'la karşılaştı ve ona vitir namazını sordu. Abdullah b. Abbas: 'Sana, Rasulullah'ın (sav) vitir namazını en iyi bilenin kim olduğunu haber vereyim mi?' dedi. 'evet' dedim. 'müminlerin annesi Aişe'dir. Binaenaleyh ona gidip sor, sonra bana dön ve sana anlattığı şeyleri bana anlat!' dedi. Bunun üzerine ben Hakîm b. Efleh'e geldim ve ona; 'birlikte mü'minlerin annesi Aişe'ye gidelim' dedim. O: 'Ben gelmem. Çünkü ben onu, şu iki grubun [yani Hz. Ali ile Hz. Muâviye arasındaki anlaşmazlıklara müdaheleden) menetmiştim de o, gitmekte ısrar etmişti' dedi. 'Allah aşkına geleceksin!' dedim ve birlikte Hz. Aişe'nin yanına gelip selâm verdik. O, Hakîm'in sesini tanıdı. Bu sebeple, [benim için]; 'bu kim?' dedi. 'Sa'd b. Hişâm!' dedim. 'Hangi Hişam?' dedi. 'Âmir'in oğlu Hişâm!' dedim. 'O, ne iyi bir kişi idi. Uhud Savaşında şehid edilmişti!' dedi. 'Bize, Rasulullah'ın (sav) ahlakından bahseder misin' dedim. 'Kur'an'ı okumuyor musun?' dedi. 'Evet, okuyorum' dedim. Bunun üzerine 'İşte o (Kur'an), Rasulullah'ın (sav) ahlâkıdır' cevabını verdi. Bunun üzerine ben, kalkıp gitmeye ve Allah'a kavuşuncaya kadar hiç kimseye bir şey sormamaya niyetlendim. Fakat gece ibadeti aklıma geldi. 'Bize, Rasulullah'ın (sav) gece ibadetinden bahsedin!' dedim. Hz. Aişe: 'yâ Eyyühe'l-Müzemmilu Sûresini okumuyor musun?' dedi. 'Okuyorum' dedim. 'İşte bu sûre [içinde anlatılanlar] Rasulullah'ın (sav) gece ibadetidir. Bu Sûrenin baş tarafı indirildiğinde Rasulullah (sav) ve Ashabı, gece kalkıp, ayakları şişinceye kadar ibadet ederlerdi. Bu sûrenin sonu on altı ay gökte tutuldu, sonra indirildi ve böylece, gece kalkıp [namaz kılmak], farz iken nafile oldu' dedi. Bunun üzerine ben, kalkıp gitmeye ve Allah'a kavuşuncaya kadar hiç kimseye bir şey sormamaya niyetlendim. Ancak vitir (namazı) aklıma geldi ve 'Bize, Rasulullah'ın (sav) vitir (namazından) bahsedin' dedim. Şöyle cevap verdi: 'Rasulullah (sav) uyuduğu zaman misvağını benim yanıma kordu. Sonra Allah’ın uyanmasını dilediği vakitte uyanır ve dokuz rekat namaz kılardı. Sadece sekizinci rekâtta oturur, Allah'a hamd, Rabb'ine dua eder sonra, selâm vermeden ayağa kalkar, dokuzuncu rekâtta [tekrar] oturur, Allah'a hamd, Rabb'ine dua eder, bize işittirecek şekilde bir selâm verirdi. Sonra oturarak iki rekât daha namaz kılardı. İşte, yavrucuğum, [Hz. Peygamber’in gece namazı ] bu onbir rekâttır. Hz. Peygamber yaşlanıp et tutunca [yani kilo alınca] sadece altıncı rekâtta oturup Allah'a hamd, Rabbine dua eder, sonra [ayağa kalkıp yedinci rekâtı kılıp oturup] selâm vererek yedi rekât, sonra, oturarak iki rekât daha namaz kılardı. İşte, yavrucuğum, [Hz. Peygamber’in yaşlılığındaki gece namazı da] bu dokuz rekâttır. Hz. Peygamber'e (sav) uyku veya bir hastalık ağır basıp [da bu gece namazını kılamadığı] zaman ise, gündüz oniki rekât namaz kılardı. Rasulullah (sav) bir şeyi yapmayı adet edindiğinde, ona devam etmeyi severdi. Hz. Peygamber (sav) hiçbir gece, sabahlayıncaya kadar namaz kılmadı ve hiçbir zaman Kur'an'ın tamamını bir gecede hiç okumadı. Ramazan dışında hiçbir ayı da tamamen oruçla geçirmemiştir'" [Sa'd b. Hişam der ki]: "Ben de gelip İbn Abbas'a [Hz. Aişe'nin verdiği cevapları] anlattım. O da şöyle dedi: 'Sana doğru söyledi. Şunu bil ki, ben onun huzuruna girebilseydim, onunla yüz yüze konuşurdum.' Dedi. Bunun üzerine ben de: 'Eğer onun huzuruna girmediğini bilseydim bunları sana anlatmazdım' dedim."


Açıklama: Yaşlanıp et tutunca: Bu Hz Peygamber'in (sav) şişmanladığı anlamına gelmiyor. Normal kilosuna geldiğini ifade ediyor.

    Öneri Formu
41361 DM001516 Darimi, Salat, 165

Bize Süfyan b. Vekî, ona Hafs b. Gıyâs, ona Haccâc [b. ertât], ona Mekhul [b. Ebu Müslim], ona Ebu Şimâl [b. Zibâb], ona Ebu Eyyûb [Zeyd b. Halid el-Ensârî], Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Dört şey, tüm peygamberlerin sünnetlerindendir. Utanma duygusu, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve evlenmek." Tirmizî: Bu konuda Osman [b. Affân], Sevbân [b. Bücdüd], [Abdullah] b. Mes'ûd, Aişe [bt. Ebu Bekir], Abdullah b. Amr, Ebu Necîh [Irbâz b. Sâriye], Câbir [b. Abdullah] ve Akkâf [b. Vâdiye]’den da hadis rivayet edilmiştir. Tirmizî: Ebu Eyyûb hadisi hasen-garibtir. Bize Mahmud b. Hıdaş el Bağdadî, ona Abbâd b. el-Avvâm, ona Haccâc [b. ertât], ona Mekhûl [b. Ebu Müslim], Ebu Şimâl [b. Zibâb], ona Ebu Eyyûb [Zeyd b. Halid el-Ensârî], Hafs rivâyetinin bir benzerini rivâyet etmiştir. Tirmizî: Bu hadisi Hüşeym [b. Beşîr], Muhammed b. Yezîd el-Vâsitî, Ebu Muaviye [muhammed b. Hâzim] ve pek çok râvi, Haccac, Mekhûl senediyle Ebu Eyyûb’den rivâyet etmişler ancak senedinde Ebu Şimâl’i zikretmemişlerdir. Hafs b. Gıyas ve Abbâd b. Avvâm hadisi daha sahihtir.


Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Hüşeym b. Beşir ile Tirmizi arasında inkita' vardır. Hadisin açıklamasında geçen hasen-garîb terimleri Tirmizî'nin kullandığı hadis usulü kavramlarıdır. Tirmizî hadisleri değerlendirirken zaman zaman “hasen-sahih”, “hasen-garîb”, “sahih-hasen-garîb” şeklinde ikili ya da üçlü ifadeler kullanır. Kendisi tarafından açıkça belirtilmediği için bu terimlerin anlamları hakkında farklı yorumlar yapılmıştır. (İsmail L. Çakan, "el-Câmiu’s-Sahîh" Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1993, 7:129-132). Tirmizî’nin hasen hadis kavramı ile ilgili bilgiler için Suyûtî’nin Tedrîbu’r-râvî’sine bakılabilir.(Suyûtî, Tedrîbu’r-râvî, Lübnan 1417/1996, 1:76-89)

    Öneri Formu
278809 T001080-4 Tirmizi, Nikah, 1

Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona Ebu Muaviye [Muhammed b. Hâzim] ve babası [Abdullah b. Numeyr], ona A'meş [Süleman b. Mihrân] rivayet etti (T); Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî [b. Cerrâh], ona Süfyan [es-Sevrî], ona Mansûr [b. Mu'temir] ve Husayn [b. Abdurraman], ona Ebu Vâil [Şakîk b. Seleme], ona Huzeyfe [b. el-Yemân] şöyle rivayet etmiştir: "Rasullulah (sav) gece teheccüd namazı kılmak için kalktığında ağzını misvak ile fırçalardı."


    Öneri Formu
8723 İM000286 İbn Mâce, Tahâret, 7

Bize Muhammed b. Râfi, ona Muaviye b. Hişam, ona Süfyan [Sevrî], ona Habib b. Ebu Sabit, ona Muhammed b. Ali, ona babası [Ali b. Abdullah], ona da dedesi [Abdullah b. Abbas] şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), gece kalktı, dişlerini misvakla temizledi, ardından iki rekat namaz kıldı, sonra uyudu, tekrar kalktı dişlerini misvakla temizledi, sonra abdest alıp ikişer rekattan altı rekat daha namaz kıldı. Ardından üç rekatlık vitir namazını kıldıktan sonra [sabah namazının] iki rekat sünnetini kıldı."


    Öneri Formu
28430 N001705 Nesai, Kıyâmu'l-Leyl ve Tatavvuu'n-Nehar, 39

Bize Muhammed b. Yahya Zühli, ona Yakub b. İbrahim, ona İbrahim b. Sa'd, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona Atâ Mevla Ümmü Subeyye, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ümmetim güç [geleceği endişesi] olmasaydı, onlara, her namazda misvak kullanmayı emreder ve, yatsı namazını gecenin üçte birine kadar ertelerdim. Çünkü gecenin ilk üçte biri geçince Allah dünya semâsına, iner ve tan yeri ağarıncaya kadar orada kalmaya devam eder. [Bu esnada] biri şöyle seslenir: 'yok mu isteyen, (ona isteği) verilsin! Yok mu dua eden, ona icabet edilsin! yok mu şifa dileyen bir hasta, ona şifa verilsin! yok mu bağışlanma dileyen günahkar, bağışlansın'."


    Öneri Formu
41370 DM001525 Darimi, Salat, 168