Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona el-A'meş, ona İbrahim et-Teymî, ona babası, ona da Hz. Ali (ra) rivayet etmiştir: Biz Rasulullah'tan (sav) sadece Kur'an ile şu sahifede bulunanları yazdık. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Medîne, Âir'den Sevr’e kadar haremdir. Kim orada bir bid'at işler veya bid'at işleyen birini himâye ederse, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun! Ondan ne tövbe ne de fidye kabul edilir! Müslümanların zimmeti birdir; Müslümanların en düşüğü de o zimmet hakkına sahiptir. Kim, bir Müslüman’ın verdiği emânı bozarsa, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun! Ondan ne tövbe ne de fidye kabul edilir. Kendisini âzâd edenlerin izni olmaksızın kim bir kavmi kendine veli (efendi) ittihaz ederse, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun! Kıyamet günü ondan ne tövbe ne de fidye kabul edilir!"
Açıklama: Âir dağı, Medîne’nin güzey cihetinde bulunan bir dağ adıdır. Sevr ise, Uhud’un gerisinde bulunan küçük bir tepedir. Medîne haremi, işte bu iki dağ arasında kalan bölgedir. Doğu batı cihetinde ise, her iki tarafta bulunan iki taşlık bölge sınırı oluşturmaktadır.
“Müslümanların zimmeti”nden maksat, gayri müslimlere verdikleri emân ve güvencedir.
Bu hadîste kölenin velâyet hakkından söz edilmektedir. Velâ hakkı; âzâd edenin, âzâd ettiği köleye mirasçı olma hakkıdır. Bu hak, doğrudan doğruya âzâd edene aittir. Köleye mirasçı olma hakkı anlamına gelen velâ, ancak köleyi âzâd etmek suretiyle kazanılabilir. Bir anlamda köleyi âzâd etmek suretiyle yapılan iyiliğin karşılığı gibidir. Velâ hakkı, alınıp satılan bir şey olmadığı gibi, bizzat kölenin de o hakkı istediği birine devretmesi helâl değildir. Çünkü her şeyden önce bu, kendisine iyilikte bulunan birinin hakkını yemek anlamına gelir. Velâ, bir anlamda nesep gibidir; bir insan nesebini babasından başkasına devredemeyeceği gibi, velâ hakkını da kendisini âzâd edenden başkasına devretmesi helâl olmaz. Hadîste, bir kölenin velâyet hakkını, kendisini âzâd edenlerden başkasına devredemeyeceğini ifâde edilmektedir.
Hadîste yer alan “izin almaksızın” ifâdesi, sanki izin alınırsa bunun câiz olduğu anlamını doğurmaktadır. Bazı İslâm hukukçuları da bunu kabul ederler. Ancak İslâm hukukçularının büyük çoğunluğu, izin verilse bile, kölenin velâyet hakkını başkalarına devrini câiz görmezler. Buradaki “izin almaksızın” ifâdesini ihtirazî bir kayıt değil, vukûî bir durum olarak kabul ederler. Yani köleler bu işi ekseriyetle izin almak suretiyle yaptıkları için bu ifâde kullanılmıştır. Dolayısıyla burada mefhûm-u muhâlif geçerli değildir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11845, D002034
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَلِىٍّ - رضى الله عنه - قَالَ مَا كَتَبْنَا عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلاَّ الْقُرْآنَ وَمَا فِى هَذِهِ الصَّحِيفَةِ . قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"الْمَدِينَةُ حَرَامٌ مَا بَيْنَ عَائِرٍ إِلَى ثَوْرٍ فَمَنْ أَحْدَثَ حَدَثًا أَوْ آوَى مُحْدِثًا فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ لاَ يُقْبَلُ مِنْهُ عَدْلٌ وَلاَ صَرْفٌ وَذِمَّةُ الْمُسْلِمِينَ وَاحِدَةٌ يَسْعَى بِهَا أَدْنَاهُمْ فَمَنْ أَخْفَرَ مُسْلِمًا فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ لاَ يُقْبَلُ مِنْهُ عَدْلٌ وَلاَ صَرْفٌ وَمَنْ وَالَى قَوْمًا بِغَيْرِ إِذْنِ مَوَالِيهِ فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ لاَ يُقْبَلُ مِنْهُ عَدْلٌ وَلاَ صَرْفٌ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona el-A'meş, ona İbrahim et-Teymî, ona babası, ona da Hz. Ali (ra) rivayet etmiştir: Biz Rasulullah'tan (sav) sadece Kur'an ile şu sahifede bulunanları yazdık. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Medîne, Âir'den Sevr’e kadar haremdir. Kim orada bir bid'at işler veya bid'at işleyen birini himâye ederse, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun! Ondan ne tövbe ne de fidye kabul edilir! Müslümanların zimmeti birdir; Müslümanların en düşüğü de o zimmet hakkına sahiptir. Kim, bir Müslüman’ın verdiği emânı bozarsa, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun! Ondan ne tövbe ne de fidye kabul edilir. Kendisini âzâd edenlerin izni olmaksızın kim bir kavmi kendine veli (efendi) ittihaz ederse, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun! Kıyamet günü ondan ne tövbe ne de fidye kabul edilir!"
Açıklama:
Âir dağı, Medîne’nin güzey cihetinde bulunan bir dağ adıdır. Sevr ise, Uhud’un gerisinde bulunan küçük bir tepedir. Medîne haremi, işte bu iki dağ arasında kalan bölgedir. Doğu batı cihetinde ise, her iki tarafta bulunan iki taşlık bölge sınırı oluşturmaktadır.
“Müslümanların zimmeti”nden maksat, gayri müslimlere verdikleri emân ve güvencedir.
Bu hadîste kölenin velâyet hakkından söz edilmektedir. Velâ hakkı; âzâd edenin, âzâd ettiği köleye mirasçı olma hakkıdır. Bu hak, doğrudan doğruya âzâd edene aittir. Köleye mirasçı olma hakkı anlamına gelen velâ, ancak köleyi âzâd etmek suretiyle kazanılabilir. Bir anlamda köleyi âzâd etmek suretiyle yapılan iyiliğin karşılığı gibidir. Velâ hakkı, alınıp satılan bir şey olmadığı gibi, bizzat kölenin de o hakkı istediği birine devretmesi helâl değildir. Çünkü her şeyden önce bu, kendisine iyilikte bulunan birinin hakkını yemek anlamına gelir. Velâ, bir anlamda nesep gibidir; bir insan nesebini babasından başkasına devredemeyeceği gibi, velâ hakkını da kendisini âzâd edenden başkasına devretmesi helâl olmaz. Hadîste, bir kölenin velâyet hakkını, kendisini âzâd edenlerden başkasına devredemeyeceğini ifâde edilmektedir.
Hadîste yer alan “izin almaksızın” ifâdesi, sanki izin alınırsa bunun câiz olduğu anlamını doğurmaktadır. Bazı İslâm hukukçuları da bunu kabul ederler. Ancak İslâm hukukçularının büyük çoğunluğu, izin verilse bile, kölenin velâyet hakkını başkalarına devrini câiz görmezler. Buradaki “izin almaksızın” ifâdesini ihtirazî bir kayıt değil, vukûî bir durum olarak kabul ederler. Yani köleler bu işi ekseriyetle izin almak suretiyle yaptıkları için bu ifâde kullanılmıştır. Dolayısıyla burada mefhûm-u muhâlif geçerli değildir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Menâsik 97, /471
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu İbrahim Yezid b. Şerik et-Teymi (Yezid b. Şerik b. Tarık)
3. Ebu Esma İbrahim b. Yezid et-Teymî (İbrahim b. Yezid b. Şerik)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Köle, kölenin velayeti
Sahife, Hz. Ali'nin sahifesi
Şehirler, Harem bölgesinin konumu ve bununla ilgili hükümler
Söz, sözde durmak, ahde vefa
Açıklama: İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35651, HM000954
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ سَمِعْتُ الْقَاسِمَ بْنَ أَبِي بَزَّةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِي الطُّفَيْلِ قَالَ
سُئِلَ عَلِيٌّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ هَلْ خَصَّكُمْ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِشَيْءٍ فَقَالَ مَا خَصَّنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِشَيْءٍ لَمْ يَعُمَّ بِهِ النَّاسَ كَافَّةً إِلَّا مَا كَانَ فِي قِرَابِ سَيْفِي هَذَا قَالَ فَأَخْرَجَ صَحِيفَةً مَكْتُوبٌ فِيهَا لَعَنَ اللَّهُ مَنْ ذَبَحَ لِغَيْرِ اللَّهِ وَلَعَنَ اللَّهُ مَنْ سَرَقَ مَنَارَ الْأَرْضِ وَلَعَنَ اللَّهُ مَنْ لَعَنَ وَالِدَهُ وَلَعَنَ اللَّهُ مَنْ آوَى مُحْدِثًا
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona el-Kasım b. Ebu Bezze ona da Ebu et-Tufeyl'den şöyle rivayet edilmiştir: Ali'ye soruldu: Hz. Peygamber (sav) bütün insanlara söylemediği bir şeyi size özel olarak bildirdi mi? Ali şu cevabı verdi: Kılıcımın kınında bulunan (kağıttakiler) hariç, Rasulullah (sav) bütün insanlarla mahsus olmayan özel bir şeyi bize buyurmadı. Sonra (kılıcın kınından) bir sayfa çıkardı, orada şu yazılıydı: "Allah adından başkasına hayvan kesene Allah lanet etsin. Arazinin sınır taşlarını çalana Allah lanet etsin. Ana-babasına lanet edene Allah lanet etsin. Kötü bir şey ihdas eden bozguncuyu himaye edene Allah lanet etsin."
Açıklama:
İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ali b. Ebu Talib 954, 1/341
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Tufeyl Amir b. Vasile el-Leysi (Amir b. Vasile b. Abdullah b. Umeyr b. Cabir)
3. Kasım b. Ebû Bezze (Ebû Abdullah Kasım b. Nafi' b. Yesar)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
Konular:
Sahife, Hz. Ali'nin sahifesi
Açıklama: İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38022, HM001307
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ الْقَاسِمَ بْنَ أَبِي بَزَّةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِي الطُّفَيْلِ قَالَ
سُئِلَ عَلِيٌّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ هَلْ خَصَّكُمْ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِشَيْءٍ فَقَالَ مَا خَصَّنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِشَيْءٍ لَمْ يَعُمَّ بِهِ النَّاسَ كَافَّةً إِلَّا مَا كَانَ فِي قِرَابِ سَيْفِي هَذَا قَالَ فَأَخْرَجَ صَحِيفَةً فِيهَا مَكْتُوبٌ لَعَنَ اللَّهُ مَنْ ذَبَحَ لِغَيْرِ اللَّهِ لَعَنَ اللَّهُ مَنْ سَرَقَ مَنَارَ الْأَرْضِ وَلَعَنَ اللَّهُ مَنْ لَعَنَ وَالِدَهُ وَلَعَنَ اللَّهُ مَنْ آوَى مُحْدِثًا
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona el-Kasım b. Ebu Bezze ona da Ebu et-Tufeyl'den şöyle rivayet edilmiştir: Ali'ye soruldu: Hz. Peygamber (sav) bütün insanlara söylemediği bir şeyi size özel olarak bildirdi mi? Ali şu cevabı verdi: Kılıcımın kınında bulunan (kağıttakiler) hariç, Rasulullah (sav) bütün insanlarla mahsus olmayan özel bir şeyi bize buyurmadı. Sonra (kılıcın kınından) bir sayfa çıkardı, orada şu yazılıydı: "Allah adından başkasına hayvan kesene Allah lanet etsin. Arazinin sınır taşlarını çalana Allah lanet etsin. Ana-babasına lanet edene Allah lanet etsin. Kötü bir şey ihdas eden bozguncuyu himaye edene Allah lanet etsin."
Açıklama:
İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ali b. Ebu Talib 1307, 1/421
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Tufeyl Amir b. Vasile el-Leysi (Amir b. Vasile b. Abdullah b. Umeyr b. Cabir)
3. Kasım b. Ebû Bezze (Ebû Abdullah Kasım b. Nafi' b. Yesar)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
Konular:
Hırsızlık
Kurban, Allahtan başkası adına hayvan kesmek
Lanet, Aile, Anne-Babaya lanet, sövme
Lanet, Hz. Peygamber'in laneti
Sahife, Hz. Ali'nin sahifesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28440, N004749
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ قَالَ حَدَّثَنَا الْحَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ قَالَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَبِى حَسَّانَ قَالَ قَالَ عَلِىٌّ مَا عَهِدَ إِلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِشَىْءٍ دُونَ النَّاسِ إِلاَّ فِى صَحِيفَةٍ فِى قِرَابِ سَيْفِى . فَلَمْ يَزَالُوا بِهِ حَتَّى أَخْرَجَ الصَّحِيفَةَ فَإِذَا فِيهَا « الْمُؤْمِنُونَ تَكَافَأُ دِمَاؤُهُمْ يَسْعَى بِذِمَّتِهِمْ أَدْنَاهُمْ وَهُمْ يَدٌ عَلَى مَنْ سِوَاهُمْ لاَ يُقْتَلُ مُؤْمِنٌ بِكَافِرٍ وَلاَ ذُو عَهْدٍ فِى عَهْدِهِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona el-Haccâc b. el-Minhâl, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Ebu Hassân ona da Ali (ra) rivayet ederek dedi ki Resulullah (sav) kılıcımın kınındaki sayfadan başka, bana başkalarına söylemediği bir tavsiyede bulunmadı. Oradakiler ısrarla sayfayı görmek isteyince sayfayı çıkardı. Sayfada şunlar yazılıydı: "Mü’minlerin kanları (kısas ve diyette) eşittir. En güçsüz olanı bile birbirini korumak için gayret sarfeder ve onlar diğerlerine (gayri müslimlere) karşı tek vücuttur. Kafire karşılık bir Mü’min ve bir zimmi de anlaşması boyunca öldürülmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kasâme ve'l-kaved ve'd-diyât 13-14, /2395
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Hassan Müslim b. Abdullah el-Basrî (Müslim b. Abdullah)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
5. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Sahife, Hz. Ali'nin sahifesi
Yargı, Hukukta eşitlik
Yargı, Kısas
Zimmet Ehli, Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30361, B003047
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا مُطَرِّفٌ أَنَّ عَامِرًا حَدَّثَهُمْ عَنْ أَبِى جُحَيْفَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قُلْتُ لِعَلِىٍّ - رضى الله عنه هَلْ عِنْدَكُمْ شَىْءٌ مِنَ الْوَحْىِ إِلاَّ مَا فِى كِتَابِ اللَّهِ قَالَ وَالَّذِى فَلَقَ الْحَبَّةَ وَبَرَأَ النَّسَمَةَ مَا أَعْلَمُهُ إِلاَّ فَهْمًا يُعْطِيهِ اللَّهُ رَجُلاً فِى الْقُرْآنِ ، وَمَا فِى هَذِهِ الصَّحِيفَةِ . قُلْتُ وَمَا فِى الصَّحِيفَةِ قَالَ الْعَقْلُ وَفَكَاكُ الأَسِيرِ ، وَأَنْ لاَ يُقْتَلَ مُسْلِمٌ بِكَافِرٍ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Mutarrif, ona da Ebu Cühayfe (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ali (b. Ebu Tâlib'e), "Yanınızda Allah'ın Kitab'ındakinden başka vahiy var mıdır?" dedim. (Ali), "Taneyi yarıp çıkaran ve beşeriyeti yaratana yemin olsun ki, Cenâb-ı Hakk'ın Kur'ân hususunda birine verdiği anlayıştan ve bu sahifenin içindekinden başka bir şey yoktur" dedi. Ben, "O sahifedeki nedir?" dedim. (Ali), "Diyete, esirin kurtarılmasına ve müslümanın kafire karşılık öldürülmeyeceğine ilişkin (hükümler)" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 171, 1/803
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Cuhayfe Vehb b. Vehb es-Süvaî (Vehb b. Abdullah b. Cünade)
3. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
4. Ebu Bekir Mutarrif b. Tarif el-Harisi (Mutarrif b. Tarif)
5. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
6. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
Hadis, hadislerin yazılması
Kısas, gayrı müslime
Sahife, Hz. Ali'nin sahifesi
Savaş, esirler
Yargı, diyet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28441, N004750
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَفْصٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى قَالَ حَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ طَهْمَانَ عَنِ الْحَجَّاجِ بْنِ الْحَجَّاجِ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَبِى حَسَّانَ الأَعْرَجِ عَنِ الأَشْتَرِ أَنَّهُ قَالَ لِعَلِىٍّ إِنَّ النَّاسَ قَدْ تَفَشَّغَ بِهِمْ مَا يَسْمَعُونَ فَإِنْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَهِدَ إِلَيْكَ عَهْدًا فَحَدِّثْنَا بِهِ . قَالَ مَا عَهِدَ إِلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَهْدًا لَمْ يَعْهَدْهُ إِلَى النَّاسِ غَيْرَ أَنَّ فِى قِرَابِ سَيْفِى صَحِيفَةً فَإِذَا فِيهَا « الْمُؤْمِنُونَ تَتَكَافَأُ دِمَاؤُهُمْ يَسْعَى بِذِمَّتِهِمْ أَدْنَاهُمْ لاَ يُقْتَلُ مُؤْمِنٌ بِكَافِرٍ وَلاَ ذُو عَهْدٍ فِى عَهْدِهِ » . مُخْتَصَرٌ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Hafs, ona babası, ona İbrahim b. Tahmân, ona el-Haccâc b. el-Haccâc, ona Katâde, ona Ebu Hassân el-E'rac ona da el-Eşter, Ali'ye (ra) şöyle söylediğini rivayet etmiştir: İnsanların senden işittikleri şeyler çabuk yayılıyor, şayet Resulullah (sav) sana bir tavsiyede bulunduysa onu bize anlat. Ali, Rasulullah (sav) insanlara [umumi olarak] bildirmediği bir şeyi bana [hususi olarak] bildirmedi, yalnız şu kılıcımın kılıfında bulunan hariç, dedi ve içinde şunların yazılı olduğu bir sahife çıkardı: "Mü’minlerin kanları (kısas ve diyette) eşittir. En güçsüz olanı bile birbirini korumak için gayret sarfeder. Kafire karşılık bir Mü’min ve bir zimmi de anlaşması boyunca öldürülmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kasâme ve'l-kaved ve'd-diyât 13-14, /2395
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Eşter Malik b. Haris en-Nehai (Malik b. Haris b. Abduyeğus b. Mesleme)
3. Ebu Hassan Müslim b. Abdullah el-Basrî (Müslim b. Abdullah)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Haccac b. Haccac el-Bahili (Haccac b. Haccac)
6. Ebu Said İbrahim b. Tahman el-Herevî (İbrahim b. Tahman b. Şube)
7. Ebu Amr Hafs b. Abdullah es-Sülemî (Hafs b. Abdullah b. Raşid)
8. Ebu Ali Ahmed b. Hafs es-Sülemî (Ahmed b. Hafs b. Abdullah b. Raşid)
Konular:
Sahife, Hz. Ali'nin sahifesi
Vasiyet, Hz. Peygamber'in
Yargı, Hukukta eşitlik
Yargı, Kısas
Zimmet Ehli, Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33387, D004531
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ عَلِىٍّ زَادَ فِيهِ
"وَيُجِيرُ عَلَيْهِمْ أَقْصَاهُمْ وَيَرُدُّ مُشِدُّهُمْ عَلَى مُضْعِفِهِمْ وَمُتَسَرِّيهِمْ عَلَى قَاعِدِهِمْ."
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Ömer, ona Hüşeym, ona Yahyâ b. Saîd, ona da Amr b. Şuayb, ona babası, ona da dedesinden şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) buyurdu, deyip yukarıdaki Hz. Ali hadisinin benzerini zikretti. Amr, rivayetinde şunları da ilâve etti:
"Onların (Müslümanların) en alt seviyesindeki kişi hepsi adına eman verebilir. En güçlüleri (aldığı ganimetten) zayıflarına da verir, savaşa giren mücahitler, katılmayan askerlere de (ganimet) verirler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 11, /1037
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
5. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
6. Ebu Said Ubeydullah b. Ömer el-Cüşemî (Ubeydullah b. Ömer b. Meysera)
Konular:
Sahife, Hz. Ali'nin sahifesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
266539, AVM007847
Hadis:
7847 - حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ يَعْقُوبَ الْقَاضِي، قَالَ: ثَنَا عَمْرِو بْنُ مَرْزُوقٍ، قَالَ: ثَنَا شُعْبَةُ، قَالَ: سَمِعْتُ الْقَاسِمَ بْنَ أَبِي بَزَّةَ، يُحَدِّثُ عَنْ أَبِي الطُّفَيْلِ، قَالَ: سُئِلَ عَلِيٌّ: هَلْ خَصَّكُمْ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِشَيْءٍ، فَقَالَ: مَا خَصَّنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِشَيْءٍ، لَمْ يَعُمَّ بِهِ النَّاسَ كَافَّةً، إِلَا مَا كَانَ فِي قِرَابِ سَيْفِي هَذَا، قَالَ: فَأَخْرَجَ صَحِيفَةً مَكْتُوب فِيهَا، «لَعَنِ اللَّهُ مَنْ ذَبَحَ لِغَيْرِ اللَّهِ، لَعَنَ اللَّهُ مَنْ سَرَقَ مَنَارَ الْأَرْضِ، لَعَنِ اللَّهُ مَنْ لَعَنَ وَالِدَيْهِ، لَعَنِ اللَّهُ مَنْ آوَى مُحْدِثًا»
Tercemesi:
Bize Yusuf b. Yakub el-Kâdî, ona Amr b. Merzûk, ona Şu'be, ona el-Kasım b. Ebu Bezze ona da Ebu et-Tufeyl'den şöyle rivayet edilmiştir: Ali'ye soruldu: Hz. Peygamber (sav) bütün insanlara söylemediği bir şeyi size özel olarak bildirdi mi? Ali şu cevabı verdi: Kılıcımın kınında bulunan (kağıttakiler) hariç, Rasulullah (sav) bütün insanlarla mahsus olmayan özel bir şeyi bize buyurmadı. Sonra (kılıcın kınından) bir sayfa çıkardı, orada şu yazılıydı: "Allah adından başkasına hayvan kesene Allah lanet etsin. Arazinin sınır taşlarını çalana Allah lanet etsin. Ana-babasına lanet edene Allah lanet etsin. Kötü bir şey ihdas eden bozguncuyu himaye edene Allah lanet etsin.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebu Avâne el-İsferâyînî, Müsned-i Ebu Avâne, Edâhî 7847, 5/76
Senetler:
()
Konular:
Sahife, Hz. Ali'nin sahifesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271948, D004530-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ وَمُسَدَّدٌ قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ قَيْسِ بْنِ عَبَّادٍ قَالَ انْطَلَقْتُ أَنَا وَالأَشْتَرُ إِلَى عَلِىٍّ عَلَيْهِ السَّلاَمُ فَقُلْنَا هَلْ عَهِدَ إِلَيْكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَيْئًا لَمْ يَعْهَدْهُ إِلَى النَّاسِ عَامَّةً قَالَ لاَ إِلاَّ مَا فِى كِتَابِى هَذَا - قَالَ مُسَدَّدٌ قَالَ - فَأَخْرَجَ كِتَابًا - وَقَالَ أَحْمَدُ كِتَابًا مِنْ قِرَابِ سَيْفِهِ - فَإِذَا فِيهِ
"الْمُؤْمِنُونَ تَكَافَأُ دِمَاؤُهُمْ وَهُمْ يَدٌ عَلَى مَنْ سِوَاهُمْ وَيَسْعَى بِذِمَّتِهِمْ أَدْنَاهُمْ أَلاَ لاَ يُقْتَلُ مُؤْمِنٌ بِكَافِرٍ وَلاَ ذُو عَهْدٍ فِى عَهْدِهِ مَنْ أَحْدَثَ حَدَثًا فَعَلَى نَفْسِهِ وَمَنْ أَحْدَثَ حَدَثًا أَوْ آوَى مُحْدِثًا فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ."
[قَالَ مُسَدَّدٌ عَنِ ابْنِ أَبِى عَرُوبَةَ فَأَخْرَجَ كِتَابًا.]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Hanbel ve Müsedded, o ikisine Yahya b. Said, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katade, ona Hasan, ona da Kays b. Ubâd'dan (ra) şöyle de (diği rivayet edil) mistir: Esterle birlikte Hz. Ali'nin (ra) yanına gidip Rasulullah (sav) tüm insanlara vasiyet etmediği bir şeyi sana tavsiye etti mi? dedik. Ali (ra) hayır, ancak benim şu kitabımdaki müstesna.. dedi. Müsedded; bir kitap çıkardı dedi. Ahmed ise kılıcının torbasından bir kitap çıkardı dedi. O mektupta şunlar vardı:
"Müslümanların kanları eşittir. Başkalarına karşı onlar tek bir el gibidirler. En alt seviyedekinden de olsa, emanlarını tanırlar. Haberiniz olsun! Bir mümin bir kâfire karşılık ve ahd sahibi (bir gayr-i müslim de) ahdi esnasında, kâfire karşılık (kısas yoluyla) öldürülmez. Bir kimse bir şey ihdas ederse (bir cinayet işlerse) cezası sadece kendisinedir. Her kim bir şey ihdas eder veya ihdas edeni (caniyi) barındırırsa Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların laneti onun üzerine olsun."
[Müsedded, İbn Ebu Arûbe'den (naklen) bir kitap çıkardı dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 11, /1036
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Kays b. Ubâd el-Kaysî (Kays b. Ubâd)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
7. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Sahife, Hz. Ali'nin sahifesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276916, M005126-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ الْمُثَنَّى - قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ الْقَاسِمَ بْنَ أَبِى بَزَّةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى الطُّفَيْلِ قَالَ سُئِلَ عَلِىٌّ أَخَصَّكُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِشَىْءٍ فَقَالَ مَا خَصَّنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِشَىْءٍ لَمْ يَعُمَّ بِهِ النَّاسَ كَافَّةً إِلاَّ مَا كَانَ فِى قِرَابِ سَيْفِى هَذَا - قَالَ - فَأَخْرَجَ صَحِيفَةً مَكْتُوبٌ فِيهَا « لَعَنَ اللَّهُ مَنْ ذَبَحَ لِغَيْرِ اللَّهِ وَلَعَنَ اللَّهُ مَنْ سَرَقَ مَنَارَ الأَرْضِ وَلَعَنَ اللَّهُ مَنْ لَعَنَ وَالِدَهُ وَلَعَنَ اللَّهُ مَنْ آوَى مُحْدِثًا » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ile Muhammed b. Beşşâr, onlara -lâfız İbn- el-Müsennâ'ya aittir- Muhammed b. Cafer ona da Şu'be şöyle demiştir: Kasım b. Ebu Bezze'nin Ebu et-Tufeyl'den şunu naklettiğini işittim: Ali'ye (ra) Rasulullah (sav) size has olan bir bilgi verdi mi? diye soruldu . Bunun üzerine Ali (ra): Rasulullah (sav) bütün insanlara umumi bildirmediği bir bilgiyi bize hususi olarak bildirmedi, yalnız şu kılıcımın kılıfında bulunan hariç dedi. İçinde şunların yazılı olduğu bir sahife çıkardı: "Allah'tan başkasının adıyla hayvan kesene Allah lanet etsin! Arazi sınırlarını gösteren işaretleri çalanlara Allah lanet etsin! Babasına lânet edene Allah lanet etsin! Suçluyu barındırana Allah lanet etsin!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Edâhî 5126, /842
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Tufeyl Amir b. Vasile el-Leysi (Amir b. Vasile b. Abdullah b. Umeyr b. Cabir)
3. Kasım b. Ebû Bezze (Ebû Abdullah Kasım b. Nafi' b. Yesar)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Arazi, toprak anlaşmazlıkları
Bid'at, bid'at çıkarmak
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Hadis, hadislerin yazılması
Lanet, Aile, Anne-Babaya lanet, sövme
Sahife, Hz. Ali'nin sahifesi