Öneri Formu
Hadis Id, No:
37011, DM000297
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ جَمِيلٍ الْكِنَانِىُّ حَدَّثَنَا مَكْحُولٌ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« فَضْلُ الْعَالِمِ عَلَى الْعَابِدِ كَفَضْلِى عَلَى أَدْنَاكُمْ ». ثُمَّ تَلاَ هَذِهِ الآيَةَ {إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاءُ} إِنَّ اللَّهَ وَمَلاَئِكَتَهُ وَأَهْلَ سَمَوَاتِهِ وَأَرَضِيهِ وَالنُّونَ فِى الْبَحْرِ يُصَلُّونَ عَلَى الَّذِينَ يُعَلِّمُونَ النَّاسَ الْخَيْرَ.
Tercemesi:
Bize Yakub b. İbrahim, ona Yezid b. Harun, ona da Velîd b. Cemîl el-Kinânî, Mekhûl’den Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
Âlimin âbide üstünlüğü benim sizin (mertebece) en düşük olanınıza üstünlüğüm gibidir, buyurdu. Sonra da şu ayeti okudu: “Kulları içinden ancak âlimler, Allah'tan (gereğince) korkar”. (Ardından şöyle dedi:) Şüphesiz insanları hayrı öğreten kimselere Allah merhamet, onun melekleri, göklerin ve yerlerin ehli ile denizdeki balıklar dua ederler.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
فَضْلُ الْعَالِمِ عَلَى الْعَابِدِ كَفَضْلِي عَلَى أَدْنَاكُمْ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 29, 1/334
Senetler:
1. Mekhul b. Ebu Müslim eş-Şâmî (Mekhul b. Ebu Müslim Şehrab b. Şazel eş-Şamî)
2. Ebu Haccac Velid b. Cemil el-Kuraşî (Velid b. Cemil b. Kays)
3. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
4. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Abdî (Yakub b. İbrahim b. Kesir b. Zeyd b. Eflah)
Konular:
Bilgi, bilgi ile amel arasındaki ilişki
Bilgi, Öğrenilmesi, Öğretilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36942, DM000264
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُجَاهِدُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ مِغْوَلٍ قَالَ قَالَ رَجُلٌ لِلشَّعْبِىِّ : أَفْتِنِى أَيُّهَا الْعَالِمُ. فَقَالَ : الْعَالِمُ مَنْ يَخَافُ اللَّهَ.
Tercemesi:
Bize Mücahid b. Musa, ona Abdullah b. Numeyr, ona Malik b. Miğvel’in şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam Şa’bî’ye: Ey âlim kişi, bana fetva ver, dedi. eş-Şa’bî: Âlim kişi Allah’tan korkandır, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 27, 1/318
Senetler:
1. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
2. Malik b. Miğvel el-Becelî (Malik b. Miğvel b. Asım Malik)
3. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
4. Mücahid b. Musa el-Hutteli (Mücahid b. Musa b. Ferruh)
Konular:
Bilgi, alimin/ilmin önemi
Bilgi, bilgi ile amel arasındaki ilişki
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37025, DM000303
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَرَفَةَ حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ الْبَجَلِىُّ عَنْ مِسْعَرٍ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ قَالَ قِيلَ لَهُ : مَنْ أَفْقَهُ أَهْلِ الْمَدِينَةِ؟ قَالَ : أَتْقَاهُمْ لِرَبِّهِ.
Tercemesi:
Bize Hasan b. Arafe, ona Nadr b. İsmail el-Becelî, ona da Misar b. Kidam, Sa'd b. İbrahim'e Medine'nin en fakihi kim? diye sorulduğunu, onun da 'Rabbinden en fazla korkandır' dediğini nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 303, 1/337
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
2. Ebu Seleme Misar b. Kidam el-Âmirî (Misar b. Kidam b. Zuheyr b. Ubeyde b. Haris)
3. Nadr b. İsmail el-Becelî (Nadr b. İsmail b. Hazım)
4. Hasan b. Arafe el-Abdi (Hasan b. Arafe b. Yezid)
Konular:
Bilgi, bilgi ile amel arasındaki ilişki
Bilgi, Öğrenilmesi, Öğretilmesi
Bilgi. bilgelik ve cahalet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38759, DM000674
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عُثْمَانَ الْبَصْرِىُّ عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ مُسْلِمٍ الْقَسْمَلِىِّ أنبأنا زَيْدٌ الْعَمِّىُّ عَنْ بَعْضِ الْفُقَهَاءِ أَنَّهُ قَالَ : يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ اعْمَلْ بِعِلْمِكَ ، وَأَعْطِ فَضْلَ مَالِكَ ، وَاحْبِسِ الْفَضْلَ مِنْ قَوْلِكَ إِلاَّ بِشَىْءٍ مِنَ الْحَدِيثِ يَنْفَعُكَ عِنْدَ رَبِّكَ ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ إِنَّ الَّذِى عَلِمْتَ ثُمَّ لَمْ تَعْمَلْ بِهِ قَاطِعٌ حُجَّتَكَ وَمَعْذِرَتَكَ عِنْدَ رَبِّكَ إِذَا لَقِيتَهُ ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ إِنَّ الَّذِى أُمِرْتَ بِهِ مِنْ طَاعَةِ اللَّهِ لَيَشْغَلُكَ عَمَّا نُهِيتَ عَنْهُ مِنْ مَعْصِيَةِ اللَّهِ ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ لاَ تَكُونَنَّ قَوِيًّا فِى عَمَلِ غَيْرِكَ ضَعِيفاً فِى عَمَلِ نَفْسِكَ ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ لاَ يَشْغَلَنَّكَ الَّذِى لِغَيْرِكَ عَنِ الَّذِى لَكَ ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ جَالِسِ الْعُلَمَاءَ وَزَاحِمْهُمْ وَاسْتَمِعْ مِنْهُمْ وَدَعْ مُنَازَعَتَهُمْ ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ عَظِّمِ الْعُلَمَاءَ لِعِلْمِهِمْ ، وَصَغِّرِ الْجُهَّالَ لِجَهْلِهِمْ وَلاَ تُبَاعِدْهُمْ وَقَرِّبْهُمْ وَعَلِّمْهُمْ ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ لاَ تُحَدِّثْ بِحَدِيثٍ فِى مَجْلِسٍ حَتَّى تَفْهَمَهُ ، وَلاَ تُجِبِ امْرَأً فِى قَوْلِهِ حَتَّى تَعْلَمَ مَا قَالَ لَكَ ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ لاَ تَغْتَرَّ بِاللَّهِ وَلاَ تَغْتَرَّ بِالنَّاسِ ، فَإِنَّ الْغِرَّةَ بِاللَّهِ تَرْكُ أَمْرِهِ وَالْغِرَّةَ بِالنَّاسِ اتِّبَاعُ أَهْوَائِهِمْ ، وَاحْذَرْ مِنَ اللَّهِ مَا حَذَّرَكَ مِنْ نَفْسِهِ ، وَاحْذَرْ مِنَ النَّاسِ فِتْنَتَهُمْ ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ إِنَّهُ لاَ يَكْمُلُ ضَوْءُ النَّهَارِ إِلاَّ بِالشَّمْسِ كَذَلِكَ لاَ تَكْمُلُ الْحِكْمَةُ إِلاَّ بِطَاعَةِ اللَّهِ ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ إِنَّهُ لاَ يَصْلُحُ الزَّرْعُ إِلاَّ بِالْمَاءِ وَالتُّرَابِ كَذَلِكَ لاَ يَصْلُحُ الإِيمَانُ إِلاَّ بِالْعِلْمِ وَالْعَمَلِ ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ كُلُّ مُسَافِرٍ مُتَزَوِّدٌ وَسَيَجِدُ إِذَا احْتَاجَ إِلَى زَادِهِ مَا تَزَوَّدَ ، وَكَذَلِكَ سَيَجِدُ كُلُّ عَامِلٍ إِذَا احْتَاجَ إِلَى عَمَلِهِ فِى الآخِرَةِ مَا عَمِلَ فِى الدُّنْيَا ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ إِذَا أَرَادَ اللَّهُ أَنْ يَحُضَّكَ عَلَى عِبَادَتِهِ فَاعْلَمْ أَنَّهُ إِنَّمَا أَرَادَ أَنْ يُبَيِّنَ لَكَ كَرَامَتَكَ عَلَيْهِ فَلاَ تَحَوَّلَنَّ إِلَى غَيْرِهِ فَتَرْجِعَ مِنْ كَرَامَتِهِ إِلَى هَوَانِهِ ، يَا صَاحِبَ الْعِلْمِ إِنَّكَ إِنْ تَنْقُلِ الْحِجَارَةَ وَالْحَدِيدَ أَهْوَنُ عَلَيْكَ مِنْ أَنْ تُحَدِّثَ مَنْ لاَ يَعْقِلُ حَدِيثَكَ ، وَمَثَلُ الَّذِى يُحَدِّثُ مَنْ لاَ يَعْقِلُ حَدِيثَهُ كَمَثَلِ الَّذِى يُنَادِى الْمَيِّتَ وَيَضَعُ الْمَائِدَةَ لأَهْلِ الْقُبُورِ.
Tercemesi:
Bize Ebu Osman el-Basrî, ona Abdülaziz b. Müslim el-Kasmelî, ona Zeyd el-Ammî, ona fukahâdan birisinin şöyle dediğini rivayet etti: Ey ilim sahibi kişi! İlminle amel et! Malının artanını ver ama Rabbin nezdinde sana faydası olacak bir miktar söz müstesnâ, sözünün fazlasını da hapset.
Ey ilim sahibi kişi, öğrendiğin, sonra da gereğince amel etmediğin ilim, sana ileri süreceğin bir delil bırakmaz, Rabbinin huzuruna çıkacağın zaman, bir mazeret göstermene imkân vermez. Ey ilim sahibi, sana emrolunan Allah’a itaat etmek, sana yasaklanmış Allaha isyanla uğraşmana imkân vermeyecek kadar seni meşgul eder. Ey ilim sahibi kişi, başkasına ait işlerde güçlü, kendin için yapacağın amellerde güçsüz olma! Ey ilim sahibi, başkasına ait olan bir şey, seni, kendine ait bir işle uğraşmaktan alıkoyacak kadar meşgul etmesin.
Ey ilim sahibi kişi! Âlimlerle otur kalk, hatta onları sıkıştır, onlardan dinle, onlarla çekişmeyi bırak! Ey ilim sahibi, âlimleri ilimlerinden ötürü tazim et, cahilleri de bilgisizliklerinden ötürü küçült (durumlarının farkına varmalarını sağla)! Bununla birlikte onları uzaklaştırma, onları yakınlaştır, onlara öğret! Ey ilim sahibi kişi, sen iyice anlamadıkça, hiçbir mecliste bir hadis nakletme (konuşma), kapat. Bir kimsenin sana ne söylediğini iyice bilmeden, söylediğine cevap verme. Ey ilim sahibi, Allah hakkında aldanma, insanlara da aldanma. Şüphesiz Allah hakkında aldanmak, onun emrini terk etmektir. İnsanlara aldanmak ise onların arzu ve heveslerine uymaktır. Allah seni, kendisine karşı neden sakındırmışsa sen de ondan sakın. İnsanların da fitnelerinden sakın.
Ey ilim sahibi, gündüzün aydınlığı nasıl ancak güneşle kemale eriyorsa, hikmet te aynı şekilde yalnız Allah ile kemale erer. Ey ilim sahibi, ekin ancak su ve toprakla ıslah olduğu gibi iman da ancak ilim ve amel ile ıslah olup düzelir. Ey ilim sahibi, her yolcu (yolculuğu için) azık edinir, azığına ihtiyaç duyacak olursa, edinmiş olduğu azığı da bulacaktır. Aynı şekilde salih amel işleyen herkes de âhirette, dünyada işlemiş olduğu amele ihtiyaç duyacağı zaman, o amelini bulacaktır.
Ey ilim sahibi Allah, seni kendisine ibadete şevklendirmek isterse, şunu bil ki, O sana, senin kendi nezdindeki değerini açıklamak istemiştir. Bu sebeple, sakın sen O’ndan başkasına yönelerek, O sana ikram etmek istemişken seni alçaltmasına sebep olma! Ey ilim sahibi, şüphesiz taş ve demir taşımak, senin için, söylediğin sözü akledip kavramayan kimseye bir şeyler anlatmaya çalışmaktan daha kolaydır. Sözünü akledip kavrayamayan kimselerle konuşan kimsenin misali ise, ölüye seslenen ve kabirde olanlara sofra kuran kimseye benzer.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 56, 1/504
Senetler:
1. Ba'du'l-Fukaha (Ba'du'l-Fukaha)
2. Ebu Havârî Zeyd b. Havarî el-Ammî (Zeyd b. Havarî)
3. Abdülaziz b. Müslim el-Kasmelî (Abdülaziz b. Müslim)
4. Ebu Osman Amr b. Asım el-Kaysi (Amr b. Asım b. Ubeydullah)
Konular:
Bilgi, alimin/ilmin önemi
Bilgi, amel edilmeyince yok olup gider
Bilgi, bilgi ile amel arasındaki ilişki
Bilgi, Bilgi ve Ahlak
Bilgi, fazileti
Bilgi, Öğrenilmesi, Öğretilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37102, DM000338
Hadis:
أَخْبَرَنَا هَارُونُ بْنُ مُعَاوِيَةَ عَنْ حَفْصِ بْنِ غِيَاثٍ عَنْ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ الْخُرَاسَانِىِّ عَنِ الضَّحَّاكِ {وَلَكِنْ كُونُوا رَبَّانِيِّينَ بِمَا كُنْتُمْ تُعَلِّمُونَ الْكِتَابَ} قَالَ : حَقٌّ عَلَى كُلِّ مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ أَنْ يَكُونَ فَقِيهاً.
Tercemesi:
Bize Harun b. Muâviye, ona Hafs b. Ğiyâs, ona Ebu Abdullah el-Horasânî, ona ed-Dahhak’ın: “Fakat o: Başkalarına öğretmekte ve okuyup öğretmekte olduğunuz Kitap sayesinde Rabbaniler olun” (Ali İmran, 3/79) ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti: Kur’ân’ı okuyan herkesin bir fakih olması bir görevdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 32, 1/353
Senetler:
1. Ebu Kasım Dahhak b. Müzahim el-Hilalî (Dahhak b. Müzahim)
2. Ebu Abdullah el-Horasanî (Meymûn)
3. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
4. İbn Ebu Ubeydullah Harun b. Muaviye el-Eşarî (Harun b. Muaviye b. Ubeydullah b. Yesar)
Konular:
Bilgi, alimin/ilmin önemi
Bilgi, bilgi ile amel arasındaki ilişki
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37345, DM000373
Hadis:
أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ قَالَ قَالَ أَبُو مُسْلِمٍ الْخَوْلاَنِىُّ : الْعُلَمَاءُ ثَلاَثَةٌ : فَرَجُلٌ عَاشَ فِى عِلْمِهِ وَعَاشَ مَعَهُ النَّاسُ فِيهِ ، وَرَجُلٌ عَاشَ فِى عِلْمِهِ وَلَمْ يَعِشْ مَعَهُ أَحَدٌ ، وَرَجُلٌ عَاشَ النَّاسُ فِى عِلْمِهِ وَكَانَ وَبَالاً عَلَيْهِ.
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Yezid, ona Eyyûb, ona Ebu Kılâbe’nin şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Müslim el-Havlânî dedi ki: Âlimler üç çeşittir: İlmiyle yaşayan ve diğer insanların da onunla birlikte ilmiyle yaşadıkları adam, ilmiyle yaşamakla birlikte onunla beraber kimsenin yaşamadığı adam ve diğer insanların ilmi ile yaşamakla birlikte ilmin kendisine vebal olduğu adam.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 34, 1/372
Senetler:
1. Ebu Seleme Abdullah b. Esveb el-Havlanî (Abdullah b. Sevb b. Ya'kub b. Avf)
2. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Bilgi, alimin/ilmin önemi
Bilgi, bilgi ile amel arasındaki ilişki
Bilgi, Öğrenilmesi, Öğretilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37347, DM000375
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ سُفْيَانَ قَالَ : كَانَ يُقَالُ الْعُلَمَاءُ ثَلاَثَةٌ : عَالِمٌ بِاللَّهِ يَخْشَى اللَّهَ لَيْسَ بِعَالِمٍ بِأَمْرِ اللَّهِ ، وَعَالِمٌ بِاللَّهِ عَالِمٌ بِأَمْرِ اللَّهِ يَخْشَى اللَّهَ فَذَلِكَ الْعَالِمُ الْكَامِلُ ، وَعَالِمٌ بِأَمْرِ اللَّهِ لَيْسَ بِعَالِمٍ بِاللَّهِ لاَ يَخْشَى اللَّهَ فَذَلِكَ الْعَالِمُ الْفَاجِرُ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan’ın şöyle dediğini rivayet etti: Âlimler üç türlüdür, denirdi: Allah’ı bilen, Allah’tan korkan, fakat Allah’ın emrini bilmeyen âlim; Allah’ı bilen, Allah’ın emrini de bilen ve Allah’tan korkan âlim -işte kâmil âlim budur- ; Allah’ın emrini bilen, Allah’ı bilmeyen ve Allah’tan da korkmayan bir âlim, fâcir ve günahkâr âlim de işte budur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 34, 1/373
Senetler:
1. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf el-Firyabî (Muhammed b. Yusuf b. Vakıd b. Osman)
Konular:
Bilgi, alimin/ilmin önemi
Bilgi, bilgi ile amel arasındaki ilişki
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37355, DM000383
Hadis:
- أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ حدثنا حُمَيْدُ بْنُ الأَسْوَدِ عَنْ عِيسَى قَالَ سَمِعْتُ الشَّعْبِىَّ يَقُولُ : إِنَّمَا كَانَ يَطْلُبُ هَذَا الْعِلْمَ مَنِ اجْتَمَعَتْ فِيهِ خَصْلَتَانِ : الْعَقْلُ وَالنُّسُكُ ، فَإِنْ كَانَ نَاسِكاً وَلَمْ يَكُنْ عَاقِلاً قَالَ هَذَا أَمْرٌ لاَ يَنَالُهُ إِلاَّ الْعُقَلاَءُ فَلَمْ يَطْلُبْهُ ، وَإِنْ كَانَ عَاقِلاً وَلَمْ يَكُنْ نَاسِكاً قَالَ هَذَا أَمْرٌ لاَ يَنَالُهُ إِلاَّ النُّسَّاكُ فَلَمْ يَطْلُبْهُ. فَقَالَ الشَّعْبِىُّ : وَلَقَدْ رَهِبْتُ أَنْ يَكُونَ يَطْلُبُهُ الْيَوْمَ مَنْ لَيْسَتْ فِيهِ وَاحِدَةٌ مِنْهُمَا لاَ عَقْلٌ وَلاَ نُسُكٌ.
Tercemesi:
Bize Saîd b. Âmir, ona Humeyd b. el-Esved, ona İsa’nın şöyle dediğini rivayet etti: eş-Şa’bî’yi şöyle derken dinledim: Bu ilmi, kendisinde akıl ve ibadet denilen iki özelliğin bir arada bulunduğu kimseler öğrenmek isterlerdi. Çünkü eğer âbid olmakla birlikte akıllı değilse, bu ancak akıllı kimselerin elde edebileceği bir iştir, deyip ona talip olmazdı. Eğer akıllı olmakla birlikte âbid değil ise bu ancak âbidlerin elde edebileceği bir iştir, diyerek ona talip olmazdı. Eş-Şa’bî dedi ki: Gerçekten ben bugün, ilme bu ikisinden birisinin dahi, aklın da ibadetin de bulunmadığı kimselerin talip olmaya kalkışmasından korkmuşumdur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 34, 1/377
Senetler:
1. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
2. Ebu Muhammed İsa b. Ebu İsa el-Ğifari (İsa b. Meysere b. Hibban)
3. Humeyd b. Esved el-Basri (Humeyd b. Esved b. Eşkar)
4. Ebu Muhammed Said b. Amir ed-Dube'î (Said b. Amir)
Konular:
Bilgi, alimin/ilmin önemi
Bilgi, bilgi ile amel arasındaki ilişki
Bilgi, Öğrenilmesi, Öğretilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38439, DM000557
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ لَيْثٍ قَالَ قَالَ لِى طَاوُسٌ : مَا تَعَلَّمْتَ فَتَعَلَّمْ لِنَفْسِكَ ، فَإِنَّ النَّاسَ قَدْ ذَهَبَتْ مِنْهُمُ الأَمَانَةُ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona Leys’in şöyle dediğini rivayet etti: Bana Tâvus dedi ki: Ne öğrenirsen kendin için öğren, çünkü artık insanlardan emanet (güvenilirlik) kaybolup gitmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 45, 1/454
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
2. Leys b. Ebu Süleym el-Kuraşi (Leys b. Eymen b. Züneym)
3. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf el-Firyabî (Muhammed b. Yusuf b. Vakıd b. Osman)
Konular:
Bilgi, alimin/ilmin önemi
Bilgi, bilgi ile amel arasındaki ilişki
Bilgi, faydalı olanına talip olmak
Bilgi, uğrunda çabalamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38672, DM000595
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ أَبِى خَلَفٍ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ عِيَاضٍ حَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَالَ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَلاَمٍ : مَنْ أَرْبَابُ الْعِلْمِ؟ قَالَ : الَّذِينَ يَعْمَلُونَ بِمَا يَعْلَمُونَ. قَالَ : فَمَا يَنْفِى الْعِلْمَ مِنْ صُدُورِ الرِّجَالِ؟ قَالَ : الطَّمَعُ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ahmed b. Ebu Halef, ona Enes b. İyâs, ona Ubeydullah b. Ömer’in rivayet ettiğine göre Ömer b. el-Hattab, Abdullah b. Selâm’a: İlim erbabı kimlerdir? diye sordu. O: Bildikleriyle amel edenlerdir, dedi. Ömer: Peki, ilmi adamların göğüslerinden yok eden nedir? dedi. O: Tamahkârlıktır, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 48, 1/469
Senetler:
1. Ebu Yusuf Abdullah b. Selam el-Hazrecî (Abdullah b. Selam b. Haris)
2. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Damra Enes b. İyaz el-Leysî (Enes b. İyaz b. Damra)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Ebu Halef es-Sülemî (Muhammed b. Ahmed b. Muhammed)
Konular:
Bilgi, alimin/ilmin önemi
Bilgi, bilgi ile amel arasındaki ilişki
Bilgi, ilmin kaybolması