64 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Halid, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Yahya b. Habban, ona da Abdullah b. Abdullah b. Ömer rivayet ettiğine göre Muhammed b. Yahya der ki: "Abdullah b. Abdullah b. Ömer'e 'Sence İbn Ömer, abdesti olsa da olmasa da her namaz için neden abdest almıştır?' diye sordum. o da şöyle cevap verdi: 'Esma bt. Zeyd b. el-Hattab'ın, Abdullah b. Hanzala b. Ebu Âmir'den rivayet ettiğine göre: Rasulullah (sav) ister abdestli olsun ister abdestsiz olsun her bir namaz için abdest almakla emrolunmuştu. Bunu yapmak ona ağır gelince her namaz için misvak kullanmakla emrolundu. İbn Ömer ise buna gücünün yeteceğini düşünüyordu. Bundan dolayı her bir namaz için abdest almayı terk etmemiştir.'"
Açıklama: Rivayette yer alan soruyu kimin kime sorduğu metinden tam olarak anlaşılamamaktadır. Dârimî şarihi el-Ğamrî'nin verdiği bilgi esas alınarak soruyu soran kişi "Muhammed b. Yahya b. Habban" şeklinde; kendisine soru sorulan kişi de "Abdullah b. Abdullah b. Ömer" şeklinde tercümeye yansıtılmıştır. Bk. Nebîl b. Hâşim b. Abdullah el-Ğamrî, Fethu’l-mennân şerhu’l-müsnedi’l-câmi', IV, 57.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Veki [b. Cerrah], ona Süfyan [es-Sevrî], ona Muharib b. Disâr, ona Süleyman b. Büreyde ona da babası [Büreyde b. Husayb]'nin rivayet etiğine göre "Hz. peygamber (sav) her namaz için abdest alırdı. Mekke'nin fethedildiği gün bütün namazları tek bir abdestle kıldı."
Bize İsmail b. Tevbe, ona Ziyâd b. Abdullah, ona da Fazl b. Mübeşşir şöyle demiştir: "Cabir b. Abdullah'ın namazları tek bir abdestle kıldığını gördüm ve 'Niçin böyle yapıyorsun?' diye sordum. O da 'Rasulullah'ı (sav) böyle yaparken gördüm. Ben de Rasulullah'ın (sav) yaptığı gibi yapıyorum.' dedi."
Bize Abdüssamed b. Abdülvâris, ona Şu‘be, ona Mes'ûd b. Ali, ona da İkrime'nin rivayet ettiğine göre: Sa‘d (b. Ebî Vakkas) bütün namazları tek bir abdestle kılardı. Hz. Ali ise her namaz için abdest alır ve "Namaz kılacağınız zaman yüzünüzü ve ellerinizi... yıkayın" (Maide 5/6) meâlindeki ayeti okurdu.
Bize Yahya b. Saîd, ona Mes'ûd b. Ali, ona İkrime, ona da Sa'd şöyle dedi: "Abdest aldığın zaman, abdestini bozmadığın müddetçe onunla (dilediğin kadar) namaz kıl!" Hz. Ali (ra) ise şöyle dedi: "Namaza kalktığınız zaman yüzünüzü ve ellerinizi yıkayın!"
Bize Veki‘, ona babası ve Ali b. Salih, ona Eş'as b. Süleym, ona Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin rivayet etti. Muaviye şöyle dedi: Babam dedi ki: Abdurrahman şöyle dedi: Bize Şu'be, ona Eş'as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd, Bera b. Âzib'in (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti: "Rasûlullah (s.a.v.) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize hasta ziyaretini, cenazelere katılmayı, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet buyursun) demeyi, selamı almayı, davete icabet etmeyi, mazluma yardım etmeyi ve yapılan yemini kabul etmeyi emretti. Bize altın ve gümüş kapları, altın yüzük edinmeyi, ipek (elbise) giymeyi, ibrişimli ipek elbiseyi, (Mısır-Şam tarafında yapılan bir tür olan) ipek şeritli pamuk elbiseyi ve (hayvanların üzerine örtülen) kırmızı ipekten çulu ve kalın ipekten üretilen altın işlemeli elbiseyi yasakladı.” Abdurrahman "altın ve gümüş kapları" ifadesini zikretmedi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Veki [b. Cerrah], ona Süfyan [es-Sevrî], ona Muharib b. Disar, ona Süleyman b. Büreyde ona da babası [Büreyde b. Husayb] şöyle demiştir: "Hz. peygamber (sav) her namaz için abdest alırdı. Mekke'nin fethedildiği gün bütün namazları tek bir abdestle kıldı."
Bize Abdüssamed b. Abdülvâris, ona Şu‘be, ona Mes'ûd b. Ali, ona da İkrime'nin rivayet ettiğine göre; Sa‘d (b. Ebî Vakkas) bütün namazları tek bir abdestle kılardı. Hz. Ali ise her namaz için abdest alır ve "Namaz kılacağınız zaman yüzünüzü ve ellerinizi... yıkayın." (el-Mâide 5/6) meâlindeki ayetini okurdu.
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.