471 Kayıt Bulundu.
Abdurrezzâk, İbn Teymî'den, o da babası (Teymî'den) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Ali Hz. Peygamber adına yalan söyleyen kimse için “onun boynunu vurun” demiştir.
Açıklama: Hz. Ali ile Süleyman arasında inkıta vardır.
Bize Harun b. Maruf, ona İbn Vehb, ona Amr, ona Hişâm b. Ebu Rukiyye şöyle demiştir: Mesleme b. Mahled'i işittim, minberde insanlara hitap etti ve “ey insanlar! Keten ve yemen işi elbiseler neyinize yetmiyor da ipeğe yöneliyorsunuz! İşte aranızda Hz. Peygamber'den (sav) bu konuda hadis rivayet edecek bir adam var. Kalk ey Ukbe!” dedi. Bunun üzerine Ukbe b. Âmir kalkıp, benim işittiğim, şu sözleri söyledi: Ben Hz. Peygamber'in (sav) "kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın" buyurduğunu işittim. Ve ben yine şahadet ederim ki Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyururken işittim: "Kim bu dünyada ipek elbise giyerse, Ahiret onu giymesi kendisine haram kılınır."
Bize Kurrân b. Temmâm, ona Saîd b. Ubeyd et-Tâî, ona da Ali b. Rabîa şöyle demiştir: Ensar'dan Karaza b. Ka'b adında bir adam ölmüştü de onun ardından ağıt yakılmıştı. Bunun üzerine Muğire b. Şu'be minbere çıkıp Allah'a hamdu senâ etti ardından şöyle dedi: İslam'da ölünün ardından yakılan şu ağıt da neyin nesi? Ben Hz. Peygamber'i işittim, şöyle buyuruyordu: "Benim adıma yalan uydurmak herhangi bir kimsenin adına yalan uydurmak gibi değildir. Kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın."
Bize Yahya b. Saîd, ona Saîd b. Ubeyd, ona da Ali b. Rabîa şöyle demiştir: Bir gün Muğire b. Şu'be'yi gördüm, minbere çıkıp Allah'a hamdu senâ etti, ardından şöyle dedi: İslam'da ölünün ardından yakılan şu ağıt da neyin nesi? Ensar'dan bir adam ölmüştü de onun ardından ağıt yakılmıştı. Ben Hz. Peygamber'i işittim, şöyle buyuruyordu: "Benim adıma yalan uydurmak herhangi bir kimsenin adına yalan uydurmak gibi değildir. Kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın."
Bize Harun, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Ebu Uşâne, ona da Ukbe b. Âmir şöyle rivayet etmiştir: Ben Hz. Peygamber'in (sav) söylemediği bir şeyi onun adına söyleyemem. Hz. Peygamber'i işittim, şöyle buyuruyordu: "Kim, benim söylemediğim bir sözü bana nispet ederek benim adıma yalan söylerse cehennemdeki evine hazırlansın."
Yezîd b. Hayyân der ki: Zeyd b. Erkam, meclisinde, bize şöyle dedi: Abdullah b. Ziyâd bana haber saldı, ben de yanına gittim, bana “Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiğin bu hadisler de neyin nesi? Biz bunları Allah'ın kitabında bulamıyoruz. Sen Hz. Peygamber'in cennette bir havuzu olduğunu rivayet ediyormuşsun” dedi. Zeyd b. Erkam “bunu Rasulullah (sav) bize haber verdi ve vadetti” dedi. Abdullah b. Ziyâd “yalan söylüyorsun. Sen ancak hurafe uyduran bir şeyhsin” dedi. Zeyd b. Erkâm şöyle cevap verdi: Ben Hz. Peygamber'in "kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın" buyurduğunu kulaklarımla duydum, kalbimle belledim. Bu sebeple, Hz. Peygamber (sav) adına asla yalan söylemem.
BizeAbdullah b. Muhammed, ona Muhammed b. Bişr, ona Zekeriya b. Ebu Zâide, ona Halid b. Seleme, ona da Halid b. Urfuda'nın azatlısı Müslim; (T) Râvi der ki: Ben yine Abdullah b. Muhammed b. Ebu Şeybe'den, o da Halid b. Urfuda'nın azatlısı Müslim'den şöyle rivayet etmiştir: Halid b. Urfuda, Muhtar'dan bahsetti ve şöyle dedi: Bu adam çok yalancı birisidir. Ben Peygamber'i (sav) işittim "kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın" buyuruyordu.
Bize Yahya b. Saîd, ona Şu'be, ona Amr b. Mürre, ona Mürre, ona da Hz. Peygamber'in (sav) ashabından bir adam şöyle dedi: Hz. peygamber (sav), kulağı kesik ve kızıl bir deve üzerinde bize hitap etti ve "bugün hangi gündür bilir misiniz" diye sordu. Biz “Kurban bayramı günüdür” dedik. "Doğru söylediniz. Bugün Hacc-ı Ekber günüdür. Peki bu ayınız hangi aydır?" buyurdu. Biz “Zilhicce ayıdır” dedik. "Doğru söylediniz. Bu ay kavga ve silah sesinin duyulmadığı, Allah'ın ayıdır. Peki bu belde neresidir?" buyurdu. Biz “Meş'ari'l-Harâm” dedik. "Doğru söylediniz. Sizin canlarınız ve mallarınız da tıpkı bu ay ve bu beldenizde, bu gününüz" ya da "bu gününüz, bu ayınız ve bu beldeniz gibi saygın ve dokunulmazdır. Bilin ki ben önden gidip sizi Kevser Havuzunda bekleyeceğim. Ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuz ile iftihar edeceğim. Aman benim yüzümü kara çıkartmayın. Evet siz beni gördünüz ve işittiniz. Size beni soracaklar. Kim benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın. Ben sizden erkeklerin, kadınların ve başkalarının cehennem azabından kurtulması için “ey Rabbim” diyerek talepte bulunacağım. Bana “senden sonra bunların neler yaptığını sen bilmiyorsun” denilecek."
Bize Abdurrezzâk, ona Evzâî, ona Abdurrahman b. Amr, ona Hasan b. Atiyye, ona Ebu Kebşe, ona da Abdullah b. Amr b. el-Âs'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir ayet de olsa benden rivayette bulunun. İsrail oğullarından rivayet edin, bunda bir sakınca yoktur. Kim benim adıma bir yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın."
Bize Abdurrezzâk, ona Cafer b. Süleyman, ona Amr b. Dinâr el-Ensârî şöyle demiştir: Suhayb'in çocuklarından bazısı Suhayb'e “neden sen de Hz. Peygamber'in (sav) diğer sahabesi gibi bize hadis rivayet etmiyorsun” diye sordular, o da şöyle cevap verdi: Ben de onlar gibi Hz. Peygamber'den hadis işittim, fakat Hz. Peygamber'in "kim benim adıma bile bile yalan söylerse iki taneyi birbirine düğümleyene kadar (ki bu mümkün değil) azap edilir" buyurduğunu işittim. Ancak ben size kulaklarımla duyduğum, kalbimle anladığım bir hadisi rivayet edeyim. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurduğunu işittim: "Kim, hakkını çalmak niyetiyle bir kadın ile evlenirse, tevbe edene kadar zina etmiş olur. Yine bir kimse birisinin hakkını çalmak niyeti ile alışveriş yaparsa tevbe edene kadar haindir."