567 Kayıt Bulundu.
Bize Abdürrezzâk, ona İbn Cüreyc, ona da Abdullah b. Amr b. Alkame, İbn Ebu Hüseyin’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav), ahlakı fena olmayan genç Yahudi bir komşusu vardı. Bir gün hastalandı. Hz. Peygamber (sav) de ashabıyla birlikte onu ziyaret etti ve 'Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim O’nun elçisi olduğuma şehadet et' diye teklifte bulundu. Çocuk babasına baktı, ancak babası sessiz kaldı, genç de sustu. Hz. Peygamber (sav) bu isteğini ikinci ve üçüncü kez tekrarladı. Üçüncüde babası 'Sana söylediğini tekrar et' dedi. Genç söyleneni yaptı ve akabinde vefat etti. Yahudiler onun defin işlemlerini yapmak istedi. Ancak Hz. Peygamber (sav) 'Biz ona sizden daha yakınız' dedi. Onu kefenledi, güzel kokular sürdü ve cenaze namazını da kıldırdı." [Abdürrezzak 'Bu hadisi Abdullah b. Amr'dan işittim' demiştir.]
Açıklama: Rivayette İnkitâ vardır.
Bize Muhammed b. el-Alâ ve Ebu Küreyb el-Hemdânî, onlara Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası, ona da Esma bt. Ebu Bekir şöyle demiş: Zübeyr'le evlenmiştim. Onun yeryüzünde atından başka ne malı, ne kölesi ve ne başka bir şeyi vardı. Ben, onun atını yemliyor, yiyeceğini temin ediyor ve ona seyislik yapıyordum. Su devesi için de çekirdek kırıyor, onu yemliyor, suyunu veriyor, kovasını tamir ediyordum. Aynı zamanda hamur da yoğuruyordum, ama güzel ekmek yapamıyordum. Ensardan komşularım, benim için ekmek yapıyorlardı. Onlar, iyi kadınlardı. Ben, Rasulullah'ın (sav) Zübeyr'e vermiş olduğu araziden, başımın üzerinde hurma çekirdeği taşırdım. Bu arazi, evden bir fersahın üçte ikisi kadar bir mesafede idi. Bir gün yine başımda çekirdek olduğu halde gelirken, yolda Rasulullah'a (sav) rastladım. Yanında da ashabından bazı kişiler vardı. Hz. Peygamber beni yanına çağırdı ve arka tarafına binmem için "ıh! Ih" diyerek devesini çökertti. Ben bir taraftan utandım, bir taraftan da senin kıskançlığını hatırladım. Zübeyr dedi ki: Vallahi başında çekirdek taşıman, bana Rasulullah'la (sav) birlikte deveye binmenden daha ağır geliyor. Esma şöyle devam etti: Ondan sonra babam Ebu Bekir bana bir hizmetçi gönderdi de beni at seyisliğinden kurtardı ve sanki beni azat etti.
Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. el-Müsennâ, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik (ra.) Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: “Hiç biriniz kendisi için istediğini kardeşi için –yahut komşusu için dedi- istemedikçe (kâmil) mü’min olmaz.”
Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona Ebu Muaviye, ona el-A’meş, ona Şakik, ona da Huzeyfe’nin şöyle dediğini rivayet etti: Ömer’in yanında oturuyorduk. Ömer “Hanginiz Rasulullah’ın (sav) fitne hakkındaki hadisini iyice bellemiş” dedi. Huzeyfe der ki: Ben “ben” dedim. Ömer “sen gerçekten (hadis bellemek hususunda yetkin) ve cesaretli birisin, o hadis nasıldır” dedi. Ben de şu cevabı verdim: Allah Rasulünü işittim "Kişinin ailesi, evladı ve komşusu hususundaki fitnesine namaz, oruç, sadaka, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak kefaret olur" buyuruyordu. Bu sefer Ömer “benim istediğim bu değil, ben deniz dalgaları gibi dalga dalga geleni kastediyorum” dedi. Huzeyfe “ey müminlerin emiri, senin onunla ne alâkan var ki, şüphesiz seninle onun arasında kapalı bir kapı vardır” dedi. Ömer “peki, kapı kırılacak mı yoksa açılacak mı” dedi. Huzeyfe “açılmayıp kırılacak” dedi. Ömer “eğer böyle ise kapanmayacak demektir” dedi. Biz Huzeyfe’ye “Ömer kapının kim olduğunu biliyor muydu?” dedik. O, “yarından önce bu gecenin geleceğini bildiği gibi evet (biliyordu). Çünkü ben ona yalan yanlış olmayan bir hadis naklettim” dedi. Sahabe der ki: Bizler ona (Huzeyfe’ye) kapının kim olduğunu sormaktan çekindik, bundan dolayı Mesruk’a “sen sor” dedik. Mesruk sordu, Huzeyfe de “Ömer’dir” dedi.
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz kendisi için istediği için kardeşi -yahut komşusu- için de istemedikçe kamil manasıyla iman etmiş olmazsınız."
Bize Muhammed b. Beşşâr ile Muhammed b. el-Müsennâ, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona Katâde, ona da Enes bin Mâlik (ra) Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğu rivayet emiştir: "Sizden biri kendisi için istediği şeyi din kardeşi için –veya komşusu için - istemedikçe (kâmil) mü’min olamaz."
Açıklama: Ma'merin şekki için bk. MA019527.