Giriş

Bize Müsedded, ona Yezid b. Zurey, ona Hüseyin, ona Abdullah b. Büreyde, ona Büşeyr b. Ka'b, ona Şeddad b. Evs, ona da Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Seyyidü'l-istiğfar duası şudur: Allahümme ente rabbî, lâ ilâhe illâ ente, halaktenî ve ene abdüke, ve ene alâ ahdike ve va'dike me'steta'tü, ebûü leke bi-ni'metike, ve ebûü leke bi-zenbî, fa'firlî, fe-innehû la ya'firu'z-zünûbe illâ ente, eûzü bike min şerri mâ sana'tü. (Allahım! Rabbim sensin, senden başka ilah da yoktur. Beni sen yarattın ben de senin kulunum. Ben gücüm yettiğince sana verdiğim ahdim ve va'dim üzereyim. Senin nimetlerini ve günahlarımı sana itiraf ediyorum. Beni bağışla, senden başka günahları bağışlayacak yoktur. Yapıp ettiklerimin şerrinden sana sığınırım.) Kim bu duayı akşam okur veya sabah okur da o gün ölürse cennete girer ya da cennet ehlinden olur."


    Öneri Formu
23037 B006323 Buhari, Daavât, 16

Bize Hasan, ona (Abdullah) b. Lehîa, ona Huyey b. Abdullah, ona Ebu Abdurrahman, ona da Abdullah b. Amr şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber (sav) uyumak için uzandığı zaman şöyle derdi. "Bismike rabbi vada'tü cenbî, fa'ğfirlî zenbî. (Rabbim senin adınla yanım üzerine uzandım, günahlarımı bağışla.)"


Açıklama: Hasen li ğayrihî'dir. Bu isnad İbn Lehi'a ve Huyey b. Abdillah'ın (el-Me'âfirî) za'fından dolayı zayıftır. el-Heysemî "el-Mecma'" eserinde bunu hasen saymıştır.

    Öneri Formu
59793 HM006620 İbn Hanbel, II, 174

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Süleyman, ona Ebu Müslim, ona Tavus, ona da İbn Abbas (ra) “Peygamber (sav) gece teheccüd namazı kılmak için kalktığı zaman şöyle dua ederdi” demiştir: "Allahumme leke'l-hamdu ente kayyimu's-semâvâti vel-ardı ve menfîhinne. Ve leke'l-hamdu leke mülkü's-semâvâti ve'l-ardi ve men fîhinne. Ve leke'l-hamdu nuru's-semâvâti ve'l-ardi. Ve leke'l-hamdu ente hakku ve va'dukel-hakku ve likâuke hakkun, ve kavluke hakkun ve'l-cennetü hakkun ve'n-nâru hakkun. Ve'n-nebiyyûne hakkun ve Muhammedun hakkun ve's-sâatu hakkun. Allâhumme leke eslemtu ve bike âmentu ve aleyke tevekkeltu. Ve ileyke enebtu ve bike hâsamtu ve ileyke hâkemtu. Fağfir lîmâ kad demtü ve mâ ahhartü ve mâ esrartü ve mâ a'lentü entel-mukaddimu ve ente'l-muahhiru. Lâ ilahe illâ ente ev lâ ilahe gayruke." "Allah'ım! Her hamd Sana mahsustur. Sen göklerin, yerin ve arasındaki her şeyin müdebbirisin. Yine her hamd Sana mahsustur; göklerin, yerin ve arasındaki her şeyin sahibi Sen'sin. Her hamd Sana mahsustur, Sen göklerin, yerin ve bunlardaki her şe­yin nurusun. Yine her hamd yalnız Sen'indir. Sen haksın; Sen'in vaadin de haktır, Sana kavuşmak da haktır, Sen'in sözün de haktır. Cennet de haktır, ateş de haktır, Peygamberler de haktır, Muhammed de haktır. Kıyamet günü de haktır. Allah'ım! Yalnız Sana teslim oldum, yalnız Sana iman ettim, yalnız Sana güvendim, yalnız Sana döndüm. Yalnız Sana dayandım. Sadece Sen'i hakem kıl­dım. Allah'ım! Önce işlediğim, sonra işlerim sandığım, gizli yaptığım ve açıktan işlediğim bütün günahlarımı bağışla. Öne geçiren de geriye bırakan ancak Sen'sin. Sen'den başka tanrı yoktur, veya Sen'in dışında ilah yoktur." [Süfyan der ki: Abdülkerim Ebu Ümeyye: "Velâ havle velâ kuvvete illâ billahi" ifadesini eklemiştir. Yine Süfyan der ki: Süleyman b. Ebu Müslim, bu hadisi Tavus'tan; o da İbn Abbas'tan; o da Peygamber'den (sav) duymuştur.]


    Öneri Formu
8826 B001120 Buhari, Teheccüd, 1

Bize Hişam b. Ammâr, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Süleyman el-Ahvel, ona Tavus, o İbn Abbas’dan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) geceleyin teheccüde kalktığı vakit şöyle derdi: "Allah’ım hamd yalnız sanadır, göklerin, yerin ve onlarda bulunanların nuru sensin. Hamd sana mahsustur, gökleri, yeri ve onlarda bulunanları ayakta tutan sensin. Hamd sana mahsustur, göklerin ve yerin ve onlarda bulunanların mutlak maliki (egemeni) yalnız sensin. Hamd yalnız senindir, hak sensin, vaadin haktır, huzuruna varmak haktır, sözün haktır, cennet haktır, cehennem haktır, kıyamet haktır, nebiler haktır, Muhammed haktır. Allah’ım, sana teslim oldum, sana iman ettim, sana tevekkül ettim, sana yöneldim, senin adın ile davalaştım, anlaşmazlıkların hükmünü sana havale ettim, geçmişte yaptıklarımı da sonradan yapacaklarımı da, gizlediklerimi de açıkta yaptıklarımı da bana bağışla! Öne geçiren de sensin, geri bırakan da sensin, senden başka hiçbir ilah yoktur, bir ve tek ilah sensin, senin gücün olmadan kendimi günahtan koruyamam, senin gücün olmadan hiçbir itaatte bulunamam." [Bize Ebu Bekr b. Hallâd el-Bâhilî, ona Süfyan b. Uyeyne, ona İbn Ebu Necih’in dayısı Süleyman b. Ebu Muslim el-Ahvel, ona Tavus, ona da İbn Abbas “Rasulullah (sav) geceleyin teheccüde kalktığı zaman…” deyip hadisin benzerini zikretmiştir.]


    Öneri Formu
14069 İM001355 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 180

Bize Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, ona Yusuf el-Mâcişûn, ona babası (Yakub b. Ebu Seleme el-Macişûn), ona Abdurrahman el-A'rec, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi, ona Ali b. Ebu Talib şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) namaza durduğu vakit şöyle derdi: "Veccehtu vechiye lillezî fetare’s-semavati ve’l-arda, hanifen ve mâ ene mine’l-müşrikîn. İnne salâtî ve nusukî mahyaye ve mematî lillahi rabbi’l-âlemîne lâ şerîke leh ve bizâlike umirtu ve ene evvelu’l-muslimîn. Allahumme ente’l-meliku lâ ilâhe illâ ent. Ente rabbî ve ene abduke, zalemtu nefsî ve‘teraftu bizenbî, feğfir lî zunûbî cemia, lâ yağfiru’z-zunûbe illâ ent. Vehdinî li ahseni’l-ahlâk, lâ yehdî li ahsenihâ illâ ent, vasrif annî seyyiehâ lâ yasrifu seyyiehâ illâ ent, lebbeyke ve sa‘deyk ve’l-hayru külluhû fî yedeyk, ve’ş-şerru leyse ileyk, ene bike ve ileyk, tebarekte ve taâleyt, estağfiruke ve etubu ileyk, (Ben yüzümü bir hanif olarak gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim, Şüphesiz namazım, ibadetlerim, ölümüm ve dirimim âlemlerin Rabbi Allah içindir, onun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emr olundum ve ben müslümanların ilkiyim. Allah’ım, her şeyin mutlak maliki ve egemeni sensin. Senden başka hiçbir ilah yoktur, benim Rabbim sensin, ben de senin kulunum. Nefsime zulmettim, günahımı itiraf ettim, bana bütün günahlarımı bağışla, şüphesiz senden başka günahları bağışlayan yoktur. Beni en güzel ahlâka yönelt. Şüphesiz ahlâkın en güzeline senden başka yönelten olmaz, köktü ahlâkı da benden uzaklaştır, kötü ahlâkı da senden başka kimse uzaklaştıramaz. Buyur Rabbim, emrini dinliyorum, sana itaat için huzurundayım, hayır bütünüyle yalnız senin elindedir, kötülük ise sana nispet edilemez. Ben sen var ettiğin için varım, benim varlığım sanadır. Şanın pek mübarek ve pek yücedir, senden mağfiret diliyorum, sana tövbe ediyorum." Rükûa gittiğinde "Allahumme leke raka'tu, ve-bike âmentü, ve-leke eslemtü, haşa'a leke sem'î ve basarî ve muhhî ve izâmî, ve asabî (Allah'ım, yalnızca senin için rükûa vardım, yalnız sana inandım, yalnız sana teslim oldum. kulağım, gözüm, omurgam, kemiklerim, sinirlerim sana saygıyla eğildi)" derdi. Rükûdan kalktığında "Allahume Rabbenâ leke'l-hamd, mil'e's-semâvâti ve'l-ard, ve-mâ beynehümâ, ve-mil'e mâ şi'te min şey'in ba'd. (Ey Allah'ım, Rabbimiz, gökler dolusu, yer dolusu, ikisinin arasında olanlar kadar ve dilediğin şeylerin dolusu kadar hamd Sanadır)" derdi. Secdeye vardığında ise: "Allahumme leke secedtü ve bike âmentü ve leke eslemtü. Secede vechî lillezî halakahu ve savvarahu, ve-şakka sam'ahu ve basarahu. Tebârakellâhu ehsenü'l-hâlikîn. (Allah’ım sadece sana secde eder, sana inanır, irademi sana teslim ederim. Yüzüm, sadece, onu yaratan, ona şekil veren, kulağımı ve gözümü yerleştirene secde eder. Her şeyi en güzel şekliyle yaratan Allah güzellerin güzeli ve ne mübarektir.)" derdi. Teşehhüd ile selam arasında (Namazını bitirip selam vereceği zaman) da şöyle derdi: "Allahumme'ğfirlî ma kaddemtü ve mâ ahhartu ve mâ esrartü ve mâ a'lentü ve ente a'lemu bihî minnî, ente'l-mukaddimu ve ente'lmuahhiru, lâ ilâhe illâ ente (Allah’ım önceden işlediğim, sonradan işleyeceğim, gizlice ve aşikar olarak işlediğim, çokça yaptığım ve senin benden daha iyi bildiğin tüm günahlarımı bağışla. Evvel de sensin Ahir de. Senden başka ilah yoktur.)" Secde ettiği zaman; "Allah'ım, yalnız sana secde ettim, yalnız sana iman ettim, yalnız sana teslim oldum, yüzüm onu yaratana, ona suret ve şekil verene, ona işitecek kulak, görecek göz verene secde etti. Yaratanların en güzeli Allah'ın şanı ne yüce ve mübarektir! Sonra da teşehhüd ile selam vermek arasında son duası da şu olurdu: "Allah'ım, önceden işlediklerimi, sonradan işleyeceklerimi, gizli yaptıklarımı, açıktan işlediklerimi, yaptığım aşırılıkları ve senin benden daha iyi bildiğin günahlarımı bana bağışla. Öne geçiren de ancak sensin, geri bırakan da yalnız sensin, senden başka hiçbir ilah yoktur."


    Öneri Formu
6563 M001812 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 201

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyan, ona Süleyman b. Müslim, ona Tavus, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine Hz. Peygamber (sav) geceleyin uyanıp kalktığı zaman teheccüt namazı kılar, şu duayı ederdi: "Allâhumme leke'l-hamdu. Ente nûru's-semâvâti ve'l-Ardı ve men fîhinne. Ve leke'l-hamdu ente kayyımu's-semâvâti-ve'l-Ardı ve men fîhinne. Ve leke'l-hamdu. Ente'l-hakku ve va'duke hakkun ve kavluke hakkun ve likaauke hakkun ve'l-cennetu hakkun ve'n-nâru hakkun ve's-sâatu hakkun. Ve'n-nebiyyûne hakkun ve Muhammedun hakkun. Allâhumme leke eslemtu ve aleyke tevekkeltu ve bike âmentu ve ileyke enebtu ve bike hâsamtu ve ileyke hâkemtu. Fağfir lîmâ kaddemtu ve mâ ahhartu ve mâ esrertu ve mâ alentu. Ente'l-Mükaddimu ve ente'l-muahhıru. Lâ ilahe illâ ente -ev- lâ ilahe ğayruke." "Allah'ım, hamd sanadır. Göklerin, yerin ve yer ve göktekilerin nuru Sen'sin! Allah'ım, hamd sanadır. Göklerin, yerin ve bunlardaki her­kesin kayyımı (yani işlerini tedbir eden) ancak Sen'sin! Hamd ancak Sanadır. Hakk Sen'sin. Vadin de haktır, sözün de haktır. Sana kavuşmak da haktır. Cennet de haktır, cehennem de haktır. Kıyamet saati de haktır. Bütün peygamberler de haktır. Muhammed (sav) de hak­tır! Allah'ım! Kendimi yalnız Sana teslim ettim. Yalnız Sana güvenip dayandım. Yalnız Sana iman et­tim. Yönümü yalnız Sana döndüm. Senin rızan için düşman­larla mücadele ettim. Yalnız Seni hakem kıldım! Evvelden yaptığım, sonradan yapacağım, gizlediğim, açığa çıkardığım bütün günahlarımı bağışla! Öne geçirici ancak Sensin, sona bırakıcı da ancak Sensin! Senden başka hiçbir ilah yoktur."


    Öneri Formu
23024 B006317 Buhari, Daavât, 10

Bize Yahya b. Hassân, ona Abdülaziz b. Abdullah b. Ebu Seleme, ona amcası el-Mâcişûn, ona el-A‘rec, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi, ona da Ali b. Ebu Talib (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) namaza başladığında tekbir aldıktan sonra şöyle demiştir: "Veccehtu vechiye lillezî fetare’s-semavati ve’l-arda, hanifen ve mâ ene mine’l-müşrikîn. İnne salâtî ve nusukî mahyaye ve mematî lillahi rabbi’l-âlemîne lâ şerîke leh ve bizâlike umirtu ve ene evvelu’l-muslimîn. Allahumme ente’l-meliku lâ ilâhe illâ ent. Ente rabbî ve ene abduke, zalemtu nefsî ve‘teraftu bizenbî, feğfir lî zunûbî cemia, lâ yağfiru’z-zunûbe illâ ent. Vehdinî li ahseni’l-ahlâk, lâ yehdî li ahsenihâ illâ ent, vasrif annî seyyiehâ lâ yasrifu seyyiehâ illâ ent, lebbeyke ve sa‘deyk ve’l-hayru külluhû fî yedeyk, ve’ş-şerru leyse ileyk, ene bike ve ileyk, tebarekte ve taâleyt, estağfiruke ve etubu ileyk" "Ben yüzümü bir hanif olarak gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim, Şüphesiz namazım, ibadetlerim, ölümüm ve dirimim âlemlerin Rabbi Allah içindir, onun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emr olundum ve ben müslümanların ilkiyim. Allah’ım, her şeyin mutlak maliki ve egemeni sensin. Senden başka hiçbir ilah yoktur, benim Rabbim sensin, ben de senin kulunum. Nefsime zulmettim, günahımı itiraf ettim, bana bütün günahlarımı bağışla, şüphesiz senden başka günahları bağışlayan yoktur. Beni en güzel ahlâka yönelt. Şüphesiz ahlâkın en güzeline senden başka yönelten olmaz, köktü ahlâkı da benden uzaklaştır, kötü ahlâkı da senden başka kimse uzaklaştıramaz. Buyur Rabbim, emrini dinliyorum, sana itaat için huzurundayım, hayır bütünüyle yalnız senin elindedir, kötülük ise sana nispet edilemez. Ben sen var ettiğin için varım, benim varlığım sanadır. Şanın pek mübarek ve pek yücedir, senden mağfiret diliyorum, sana tövbe ediyorum."


    Öneri Formu
39962 DM001274 Darimi, Salat, 33

Bize Yahya b. Hassan, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Süleyman el-Ahvel, ona Tavus, ona da İbn Abbas “Rasulullah (sav) geceleyin teheccüd kılmak üzere kalktığı vakit şöyle derdi” demiştir: "Allahumme leke’l hamdu ente nuru’s-semâvâti ve’l-ardi ve men fihinne ve leke’l hamdu ente kayyimu’s-semavati ve’l-ardi ve men fihinne ve leke’l hamdu ente meliku’s-semavati ve’l-ardi ve men fihinne ente’l-hakku ve kavluke’l-hakku ve vaduke’l-hakku ve likaauke hakkun, ve’l-cennetu hakkun, ve’n-naru hakkun, ve’l-ba‘su hakkun, ve’n-nebiyyune hakkun ve Muhammedun hakkun, Allahumme leke eslemtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltu ve ileyke enebtu ve bike hâsemtu ve ileyke hâkemtu fağfir li mâ kaddemdu ve mâ ahhertu ve ma a’lentu ve ma esrartu, ente’l-mukaddimu ve ente’l-muahhir, lâ ilahe illâ ente ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ bik" "Allah’ım, hamd sana mahsustur, göklerin, yerin ve içinde olanların nuru sensin, hamd sana mahsustur, gökleri yeri ve içinde bulunanları ayakta tutan sensin, hamd yalnız sanadır, göklerin yerin ve içinde olanların mutlak maliki ve egemeni sensin, sen haksın, sözün haktır, vaadin haktır, sana kavuşmak haktır, cennet haktır, cehennem haktır, ölümden sonra diriliş haktır, nebiler haktır, Muhammed haktır, Allah’ım, ben yalnız sana teslim oldum, sana iman ettim, yalnız sana güvenip dayandım, sana döndüm, senin adına başkalarıyla davalaştım, senin hükmüne başvurarak mahkemeleştim, önden işlediklerimi de sonradan yapacaklarımı da, açıktan yaptıklarımı da, gizli işlediklerimi de bana bağışla, öne geçiren de geriye bırakan da sensin, senden başka ilah yoktur, ancak senin verdiğin güç ile itaatte bulunabilir, ancak senin verdiğin kuvvet ile mâsiyetlerden uzak kalabilirim."


    Öneri Formu
41372 DM001527 Darimi, Salat, 169

Bize Hişam b. Ammâr, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Süleyman el-Ahvel, ona Tavus, o İbn Abbas’dan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) geceleyin teheccüde kalktığı vakit şöyle derdi: "Allah’ım hamd yalnız sanadır, göklerin, yerin ve onlarda bulunanların nuru sensin. Hamd sana mahsustur, gökleri, yeri ve onlarda bulunanları ayakta tutan sensin. Hamd sana mahsustur, göklerin ve yerin ve onlarda bulunanların mutlak maliki (egemeni) yalnız sensin. Hamd yalnız senindir, hak sensin, vaadin haktır, huzuruna varmak haktır, sözün haktır, cennet haktır, cehennem haktır, kıyamet haktır, nebiler haktır, Muhammed haktır. Allah’ım, sana teslim oldum, sana iman ettim, sana tevekkül ettim, sana yöneldim, senin adın ile davalaştım, anlaşmazlıkların hükmünü sana havale ettim, geçmişte yaptıklarımı da sonradan yapacaklarımı da, gizlediklerimi de açıkta yaptıklarımı da bana bağışla! Öne geçiren de sensin, geri bırakan da sensin, senden başka hiçbir ilah yoktur, bir ve tek ilah sensin, senin gücün olmadan kendimi günahtan koruyamam, senin gücün olmadan hiçbir itaatte bulunamam." [Bize Ebu Bekr b. Hallâd el-Bâhilî, ona Süfyan b. Uyeyne, ona İbn Ebu Necih’in dayısı Süleyman b. Ebu Muslim el-Ahvel, ona Tavus, ona da İbn Abbas “Rasulullah (sav) geceleyin teheccüde kalktığı zaman…” deyip hadisin benzerini zikretmiştir.]


    Öneri Formu
270887 İM001355-2 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 180

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Süleyman, ona Ebu Müslim, ona Tavus, ona da İbn Abbas (ra) “Peygamber (sav) gece teheccüd namazı kılmak için kalktığı zaman şöyle dua ederdi” demiştir: "Allahumme leke'l-hamdu ente kayyimu's-semâvâti vel-ardı ve menfîhinne. Ve leke'l-hamdu leke mülkü's-semâvâti ve'l-ardi ve men fîhinne. Ve leke'l-hamdu nuru's-semâvâti ve'l-ardi. Ve leke'l-hamdu ente hakku ve va'dukel-hakku ve likâuke hakkun, ve kavluke hakkun ve'l-cennetü hakkun ve'n-nâru hakkun. Ve'n-nebiyyûne hakkun ve Muhammedun hakkun ve's-sâatu hakkun. Allâhumme leke eslemtu ve bike âmentu ve aleyke tevekkeltu. Ve ileyke enebtu ve bike hâsamtu ve ileyke hâkemtu. Fağfir lîmâ kad demtü ve mâ ahhartü ve mâ esrartü ve mâ a'lentü entel-mukaddimu ve ente'l-muahhiru. Lâ ilahe illâ ente ev lâ ilahe gayruke." "Allah'ım! Her hamd Sana mahsustur. Sen göklerin, yerin ve arasındaki her şeyin müdebbirisin. Yine her hamd Sana mahsustur; göklerin, yerin ve arasındaki her şeyin sahibi Sen'sin. Her hamd Sana mahsustur, Sen göklerin, yerin ve bunlardaki her şe­yin nurusun. Yine her hamd yalnız Sen'indir. Sen haksın; Sen'in vaadin de haktır, Sana kavuşmak da haktır, Sen'in sözün de haktır. Cennet de haktır, ateş de haktır, Peygamberler de haktır, Muhammed de haktır. Kıyamet günü de haktır. Allah'ım! Yalnız Sana teslim oldum, yalnız Sana iman ettim, yalnız Sana güvendim, yalnız Sana döndüm. Yalnız Sana dayandım. Sadece Sen'i hakem kıl­dım. Allah'ım! Önce işlediğim, sonra işlerim sandığım, gizli yaptığım ve açıktan işlediğim bütün günahlarımı bağışla. Öne geçiren de geriye bırakan ancak Sen'sin. Sen'den başka tanrı yoktur, veya Sen'in dışında ilah yoktur." [Süfyan der ki: Abdülkerim Ebu Ümeyye: "Velâ havle velâ kuvvete illâ billahi" ifadesini eklemiştir. Yine Süfyan der ki: Süleyman b. Ebu Müslim, bu hadisi Tavus'tan; o da İbn Abbas'tan; o da Peygamber'den (sav) duymuştur.]


    Öneri Formu
278577 B001120-2 Buhari, Teheccüd, 1