1631 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Muhammed b. Ziyad, ona Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah'ı (sav) şöyle derken işittim diyerek Rabi'in hadisinin benzerini söylemiştir.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İshâk b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Ümmü Harâm bt. Milhân'ın yanına gider (Ümmü Harâm da) onu yedirirdi. Ümmü Harâm Ubâde b. Sâmit'in hanımı idi. (Bir defasında) Rasulullah (sav), onun yanına girdi, o da Nebî'yi (sav) doyurup saçını temizlemeye başladı. (Derken) Hz. Peygamber (sav) uyuyuverdi, ardından gülerek uyandı. Ümmü Haram der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, seni güldüren de nedir?” dedim. Hz. Peygamber (sav), "bana ümmetimden insanlar; Allah yolunda gaziler, şu denizin ortasında, taht üzerinde krallar" ya da "krallar gibi taht üzerinde yol alırlarken gösterildi" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, dua et de Allah beni onlardan kılsın” dedim. Nebî (sav) onun için dua etti. Sonra başını koyup (uyuyuverdi). Ardından gülerek uyandı. Ben “ey Allah'ın Rasulü, seni güldüren de nedir?” dedim. Hz. Peygamber (sav) "ümmetimden insanlar bana, Allah yolunda gaziler olarak gösterildi" buyurup ilk dediğindeki gibi buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, dua et de Allah beni onlardan kılsın” dedim. Nebî (sav) "sen ilklerdensin" buyurdu. Ümmü Harâm, Muâviye b. Ebu Süfyân zamanında deniz seferine çıktı. Karaya çıkarken bineğinden düşüverip vefat etti.
Açıklama: Bu kayıt, önceki kayıt (B002788) ile aynı!
Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Abdurrahman b. Selman el-Hacrî, ona Ukayl b. Halid, ona Seleme b. Küheyl ona da Küreyb şöyle rivayet etmiştir: İbn Abbas bir gece Rasulullah'ın (sav) yanında geceledi ve “Rasulullah (sav) kalkıp kırbaya uzandı, kırbadan su dökerek abdest aldı. Abdest alırken suyu ne çok ne de az da kullandı” diyerek hadisin geri kalanını rivayet etti. İbn Abbas rivayet ettiği hadiste şunları da söyledi: Rasulullah (sav), o gece on dokuz kelimelik bir duada bulundu. Seleme der ki: Bunları Küreyb bana nakletti ama ben bunlar arasından on ikisini belleyebildim, geri kalanını unuttum. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ya Rabbi kalbimde bir nur, dilimde bir nur, kulağımda bir nur, gözümde bir nur, üstümden bir nur, altımdan bir nur, sağımda bir nur, solumda bir nur, önümde bir nur, arkamda bir nur yarat, nefsimde de bir nur yarat ve bana pek büyük bir nur lütfet."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İshâk b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Ümmü Harâm bt. Milhân'ın yanına gider (Ümmü Harâm da) onu yedirirdi. Ümmü Harâm Ubâde b. Sâmit'in hanımı idi. (Bir defasında) Rasulullah (sav), onun yanına girdi, o da Nebî'yi (sav) doyurup saçını temizlemeye başladı. (Derken) Hz. Peygamber (sav) uyuyuverdi, ardından gülerek uyandı. Ümmü Haram der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, seni güldüren de nedir?” dedim. Hz. Peygamber (sav), "bana ümmetimden insanlar; Allah yolunda gaziler, şu denizin ortasında, taht üzerinde krallar" ya da "krallar gibi taht üzerinde yol alırlarken gösterildi" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, dua et de Allah beni onlardan kılsın” dedim. Nebî (sav) onun için dua etti. Sonra başını koyup (uyuyuverdi). Ardından gülerek uyandı. Ben “ey Allah'ın Rasulü, seni güldüren de nedir?” dedim. Hz. Peygamber (sav) "ümmetimden insanlar bana, Allah yolunda gaziler olarak gösterildi" buyurup ilk dediğindeki gibi buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, dua et de Allah beni onlardan kılsın” dedim. Nebî (sav) "sen ilklerdensin" buyurdu. Ümmü Harâm, Muâviye b. Ebu Süfyân zamanında deniz seferine çıktı. Karaya çıkarken bineğinden düşüverip vefat etti.
Bana Muhammed b. Abdullah b. Havşeb, ona Abdülvehhâb, ona Halid, ona İkrime, ona İbn Abbâs şöyle demiştir: Peygamber (sav) Bedir günü "Allah'ım bize söz verdiğin yardımı ve vadettiğin zaferi istiyorum. Allah'ım eğer (aksini) dilersen yeryüzünde artık sana ibadet edilmez (ibadet eden kalmaz)" diye dua etti. Hz. Ebu Bekir, Peygamber'in elini tuttu “(Allah) sana yeter ey Allah'ın Rasulü” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Yakında o topluluk bozguna uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır" (Kamer, 45) ayetini okuyarak çadırından dışarı çıktı.
Bize İshak, ona Halid (b. Abdullah), ona Hâlid (b. Mihrân), ona İkrime, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav), Bedir günü, çadırda iken "Allah'ım! Ahdini ve vaadini yerine getirmeni istiyorum. Allah'ım! (Müminlerin hezimetini) dilersen bugünden sonra sana ibadet edilmeyecek." buyurdu. Ebu Bekir, Nebî'nin (sav) elinden tutup "Yâ Rasulullah! Yeter! Rabbine yeterince yakardın" dedi. Hz. Peygamber (sav) zırh kuşanmış bir şekilde "Topluluk hezimete uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklar. Hayır, kıyamet, onların (görecekleri asıl azabın) vaktidir. Kıyamet (azabı) ise daha müthiş ve daha acıdır" ayetini okuyarak (savaş alanına) çıktı.
Bana Hibbân, ona Abdullah, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) rahatsızlandığında Muavvizât (felak ve Nas) Sûreleri'ni okuyup kendi ellerine üfler, sonra eliyle vücudunu sıvazlardı. ölümünden önceki hastalığında, onun okuduğu Muavvizât surelerini, ona ben okuyup onun kendi eliyle, kendi bedenini mesh ediyordum.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Abdülaziz, ona Ebu Hâzım, ona da Sehl b. Sa'd (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) "Yarın sancağı öyle birisine vereceğim ki Allah onun eliyle Hayber fethini nasip edecek" buyurdu. Râvî der ki: Bunun üzerine orada bulunan sahabîler sancağın kime verileceği düşüncesiyle o geceyi geçirdiler ve sabah olur olmaz Rasulullah'ın huzuruna vardılar. Hepsi sancağın kendisine verilmesini umuyordu. Rasulullah (sav) "Ali b. Ebu Tâlib nerededir?" diye sordu. Sahabîler “onun gözleri ağrıyor ey Allah'ın Rasulü” dediler. Rasulullah (sav) "ona haber gönderin de bana gelsin" buyurdu. Ali gelince, Rasulullah (sav) onun gözlerine tükürüğünden bir parça sürüp dua etti ve Ali'nin gözleri hemen iyileşiverdi, hatta hiç ağrımamış gibi oldu. Sancağı Ali'ye verdi. Bunun üzerine Ali “ey Allah'ın Rasulü, Hayber Yahudileri ile onlar da bizim gibi (Müslüman) oluncaya kadar mı savaşacağım?” dedi. Rasulullah (sav) "Hayberliler'in sahasına konaklayıncaya kadar sükûnetle hareket et. Sonra onları İslâm'a girmeye davet et ve onlara İslâm'da onların sorumluluğu olacak Allah'ın haklarını bildir. Allah'a yemin ederim ki, senin sayende Allah'ın, bir tek kişiye bile hidayet vermesi senin için, kızıl develere sahip olmandan daha hayırlıdır" buyurdu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ