Giriş

Bize Hüşeym, ona da Muğîre ve A’meş, onlara da İbrahim en-Nehaî şöyle rivâyet etmiştir: Cuma günü imam (minberde) hutbe okurken (verilen) selama karşılık veriyorlardı ve aksırana rahmet diliyorlardı ('yerhamükallah (Allah sana rahmet etsin)' diyorlardı).


Açıklama: Râvi İbrahim en-Nehaî, kendi zamanında hayatta olan ashab ve tabiun büyüklerini kastetmektedir.

    Öneri Formu
271161 MŞ005302-2 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Salavat, 355

(Bu hadisi) Yunus ve Ma'mer, Zührî'den, o Sâlim'den, o da babasından (İbn Ömer) şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattâb Cuma günü hutbe verirken Nebî'nin (sav) ashabından bir adam (mescide) giriverdi. Ömer, (ona), ''nerede kaldın'' dedi. O, ''ezanı duyar duymaz (hemen) abdest alıp (geldim)'' dedi. Ömer ''sadece abdest ile mi yetindin? Hâlbuki sen, Rasulullah'ın (sav) gusül almayı emrettiğini biliyorsun'' dedi. Bu hadisi bize böylece Ebu Bekir Muhammed b. Ebân, ona Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona da ez-Zührî nakletmiştir.


Açıklama: "Saat kaç? anlamındaki''أَيَّةُ سَاعَةٍ هَذِهِ'' ifadesi, ''nerede kaldın'' şeklinde tercümeye yansıtılmıştır. ''sadece abdest ile mi yetindin'' şeklindeki bir tercüme için bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, II, 508. Yunus b. Yezîd isnadının tamamı için bk. T000495.

    Öneri Formu
287808 T000494-2 Tirmizi, Cum'a, 3


Açıklama: ''أَيَّةُ سَاعَةٍ هَذِهِ'' ifadesi, ''nerede kaldın'' şeklinde tercümeye yansıtılmıştır. ''sadece abdest ile mi yetindin'' şeklindeki bir tercüme için bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, II, 508. Yunus b. Yezîd isnadının tamamı için bk. T000495.

    Öneri Formu
12392 T000494 Tirmizi, Cum'a, 3


    Öneri Formu
1795 M002021 Müslim, Cum'a, 56


    Öneri Formu
1797 M002022 Müslim, Cum'a, 57


    Öneri Formu
1799 M002023 Müslim, Cum'a, 58


    Öneri Formu
5692 B000878 Buhari, Cuma, 2


    Öneri Formu
39243 HM000312 İbn Hanbel, I, 45

Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah b. Mübarek, ona Evzâî, ona da İshak b. Abdullah b. Ebu Talha'nın rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında insanlar bir sene kıtlık çektiler. Böyle bir zamanda Rasulullah (sav) cuma günü minberin üzerinde hutbe irad ederken bir bedevi ayağa kalktı ve 'Ya Rasulallah! Hayvanlar helak oldu. Çoluk çocuk perişan. Allah'a dua etsen de bizlere yağmur yağdırsa!' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ellerini kaldırdı ve dua etti. Bu esnada gökyüzünde tek bir bulut parçası bile yoktu. Derken dağlar gibi bulutlar gökyüzünü sardı ve Rasulullah (sav) daha minberden inmemişti ki yağmurun, onun sakalından aşağı doğru döküldüğünü gördüm. O gün, ertesi gün, ondan sonraki gün ve diğer cumaya kadar takip eden günlerde üzerimize yağmur yağmaya devam etti. Diğer cuma gelince bu bedevi veya başka bir adam ayağa kalktı ve 'Ya Rasulallah! binalar çöktü. Hayvanlar boğuldu. Bizim için Allah'a dua etsen!' dedi. Rasulullah (sav) ellerini kaldırdı ve "Allah'ım! Çevremizdeki yerlere yağdır; bizim üzerimize yağdırma!" diye dua etti. Bu esnada Rasulullah (sav) eliyle gökyüzünden her nereye işaret etmeye başlasa orası açılıyordu. Öyle ki Medine seması, etrafı bulutlarla kapalı ortası açık bir alan haline geldi. Bu yağmurlar sebebiyle vadide yani Medine vadilerinden biri olan Kanat Vadisi'nde bir ay boyunca su aktı. Nitekim etraftaki herhangi bir yerden gelen herkes, mutlaka bol yağmur yağdığından bahsetti.


    Öneri Formu
7207 B001033 Buhari, İstiska, 24


    Öneri Formu
3253 M002079 Müslim, Salâtul İstiska, 9