335 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys; (T) Bize İbn Rumh, ona Leys, ona Nafi, ona da İbn Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) huzurunda aşûrâ gününden bahsedildi de Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu 'O, cahiliye halkının oruç tuttuğu bir gündü. Artık içinizden o gün oruç tutmak isteyen tutsun, istemeyen de tutmasın.'"
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Yahya (b. Said el-Kattân), ona Ubeydullah (b. Ömer), ona da Nafi (Mevla İbn Ömer), Abdullah b. Ömer'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Aşure günü, cahiliye ehlinin oruçlu geçirdiği bir gündü. halkı oruç tutarlardı. Ramazan orucunun farziyetini bildiren ayet nazil olduğunda, Hz. Peygamber (sav), 'İsteyen aşure orucunu tutsun, isteyen de tutmasın' buyurdu."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona İbn Uyeyne, ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona da Urve (b. Zübeyr), Âişe'nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ramazan orucu farz kılınmadan önce, aşure günü oruç tutulurdu. Ramazan orucunun farziyetini bildiren ayet nazil olduğunda, Hz. Peygamber (sav) 'Dileyen aşure orucunu tutsun, dileyen tutmasın' buyurdu."
Bize Abdulvahhab b. Said, ona Şuayb b. İshak, ona Hişam b. Urve, ona abası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r. anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Aşûrâ günü, Kureyş'in cahiliye döneminde oruç tuttukları bir gündü. Rasulullah (sav) Medine'ye geldiğinde o günde oruç tutmuş ve oruç tutulmasını (ashabına) emretmişti. Ramazan orucu farz kılınınca, farz olan oruç ramazan orucu oldu, aşûrâ orucunun tutulması ise terk edildi. Daha sonra dileyen aşûrâ orucunu tuttu, dileyen tutmadı."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman, ona Süfyan, ona el-A'meş, ona Abdullah b. Mürre, ona Mesruk, ona da Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "(Ölen kişilerin ardından) yüzlerini tokatlayan, yaka bağır yırtan ve cahiliye feryatlarıyla figan eden kişiler bizden değildir."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya (b. Said el-Kattân), ona Hişam (b. Urve), ona da babası (Urve b. Zübeyr), Âişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Aşure günü, cahiliye döneminde Kureyş'in oruç tuttuğu bir gündü. Hz. Peygamber (sav) de (hicretten önce) aşure orucunu tutardı. Medine'ye geldiğinde de bu orucu tuttu ve (ashâbına da) tutulmasını emretti. Ramazan (ayında oruç tutma emri) inince, ramazan orucu farz oldu, aşure orucu ise terk edildi. Artık aşure orucunu dileyen tuttu, dileyen de tutmadı."
Bize Vekî, ona Süfyân; (T) Bize Abdurrahman, ona Süfyân, ona Zübeyd, ona İbrahim, ona Mesruk, ona da Abdullah, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "(Ölüye yas tutarken) Yanaklarını tokatlayan, elbiselerinin yakalarını parçalayan ve cahiliyedeki gibi feryat edip bağıran bizden değildir."
Bize Ya'lâ, ona Muhammed b. İshak, ona Nâfi, ona da İbn Ömer (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bu, aşûrâ günü, Kureyş'in cahiliyye döneminde oruçlu geçirdiği bir gündü. Sizden o günde oruç tutmak isteyen tutsun. Dileyen de tutmasın." İbn Ömer, devam edegeldiği oruçlarına denk gelmesi dışında, o günde oruç tutmazdı.
Onların Beytullah yanındaki duaları da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. (Ey kâfirler!) İnkâr etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın!