94 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Amr b. Ali, ona Ebû Âsım, ona Kurre b. Hâlid, ona Ebu Cemre ed-Dubaî şöyle rivayet etmiştir: "İbn Abbâs'a (Abdulkays Heyeti kıssasını) sordum, o da şöyle dedi: Abdulkays heyeti Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldiler ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Seninle bizim aramızda şu Mudar kabilesinin müşrikleri vardır. Bu yüzden bizler sana ancak haram aylar içinde gelebiliyoruz. Dolayısıyla bizlere öyle şeyler emret ki, bizler onları yapmakla cennete girelim ve arkamızda kalanlarımızı da bu işleri yapmaya davet edelim' dediler. Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: Ben sizlere dört şeyi yapmanızı emrediyorum, dört şeyi de yasaklıyorum. Sizlere Allah'a iman etmeyi emrediyorum. Siz Allah'a iman etmenin ne olduğunu bilir misiniz? Allah'tan başka ilâh olmadığına şahitlik etmektir. Sonra namaz kılmayı, zekât vermeyi ve ganimetlerin de beşte birini vermeyi emrediyorum. Sizleri dört şeyden de men ediyorum: Dubba, nakîr, müzeffet ve hanteme denilen kapları kullanmanızı yasaklıyorum."
Açıklama: الدُّبَّاء (Dübbâ): Kabak (su kabağı) kabuğundan oyularak yapılan, içi kurutulmuş kaptır. النَّقِير (Nekîr): Hurma ağacının gövdesi oyularak yapılmış içi boş kaptır. الظُّرُوفِ الْمُزَفَّتَةِ (Müzeffet): İç yüzeyi zift veya katranla kaplanmış kaptır. الْحَنْتَمَةِ (Hanteme): Yeşil renkli, sırlı veya pişmiş topraktan yapılmış büyük testidir. Peygamber Efendimiz (sav) şarap yapımında kullanılmaları sebebiyle bu kap türlerini yasaklamıştır.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Gunder, ona Şu'be, ona da Ebu Cemre şöyle rivayet etmiştir: Ben, İbn Abbas ile insanlar arasında tercümanlık yapıyordum. İbn Abbas şöyle anlattı: Abdülkays oğulları heyeti Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelmişlerdi. Hz. Peygamber (sav), "Kim bu heyet -ya da kim bu insanlar-?" diye sordu. Onlar da, 'Rabîa'yız' dediler. Hz. Peygamber (sav), "Cemâate -veya heyete- merhaba, hoş geldiniz. Allah utandırmasın ve pişman etmesin" dedi. Onlar, 'Biz uzak yerden geliyoruz. Bizimle senin aranda Mudar kafilerinin şu kabilesi var. Bu yüzden ancak haram aylarda sana gelebiliyoruz. Bize öyle şeyler söyle ki, geride bıraktıklarımıza onları haber verelim ve o sayede cennete girelim' dediler. Hz. Peygamber (sav) de, onlara dört şeyi emretti, dört şeyi de yasakladı. Onlara, aziz ve celil olan Allah'ın birliğine iman etmelerini emretti. Sonra da, "Allah'ın birliğine iman etmek ne demek, bilir misiniz?" diye sordu. Onlar, 'En doğrusunu Allah ve rasulü bilir' dediler. Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti: "Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de Allah'ın rasulü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan (orucunu) tutmak ve ganimetin beşte birini vermektir." Ayrıca Rasûlullah (sav) onlara dübbâı (kuru kabağın içi oyularak yapılan su kabı), hantemi (topraktan yapılan su testisi), müzeffeti (içi ziftle kaplanmış kap) ve nakîri (hurma kütüğünün içi oyularak yapılan su kabı) yasakladı. Râvi Şube, nakîr kelimesini bazen mukayyer diye telaffuz ederdi. Sonra şöyle buyurdu: "Bunları aklınızda tutun ve geride bıraktıklarınıza haber verin."
Bize Kuteybe b. Said, ona Abbad b. Abbad, ona Ebu Cemra, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etti: Abdulkays heyeti Rasulullah’ın (sav) huzuruna gelerek: 'Bizler Rabia’nın filan kolundanız, sana ancak haram ayda ulaşıp gelebiliyoruz. Bu sebeple bize, senden öğrenip geride bıraktıklarımızı da kendisine davet edeceğimiz bir şey(ler) emir buyur' dediler. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Size dört hususu emrediyor ve dört hususu yasaklıyorum. Allah’a iman –sonra Allah’a imanı, onlara Allah’tan başka ilah olmadığına, şüphesiz benim Allah’ın Rasulü olduğuma şehadet getirmektir diye açıkladı-, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek ve aldığınız ganimetlerin beşte birini bana tam olarak ödemenizi emrediyorum. Buna karşılık sizlere kabağı sırlı testileri, içleri ziftle sıvanmış ve oyulmuş kapları (içki içmek için vaktiyle kullanıldıklarından) yasaklıyorum."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdülvehhab, ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona Muhammed b. Sirin, ona (Abdurrahman) b. Ebu Bekre, ona da Ebu Bekre (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü haline dönmüştür. Bir sene on iki aydır. Bunların dördü haram aylardır. Bunlardan üçü peş peşedir. Zilkade, Zilhicce ve Muharrem. Ve Diğeri de Cemaziyelahir ile Şaban arasındaki Mudar'ın ayı olan Recep'tir."
Açıklama: Recep ayının Mudar kabilesine nispet edilmesi onların Recep ayının haramlığına daha çok hürmet göstermesi, diğer kabilelere göre haramlığını daha çok gözetmelerinden kaynaklanmıştır. (Hattabi, Meâlim, II, 207)