171 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Hastalıkta bulaşıcılık kudreti yoktur"
Açıklama: Bu rivayeti B005707 numaralı rivayetle değerlendirmekte fayda var. Burada kast edilen şey, sayılan şeylerde bunları oldurma ve yaratma potansiyelinin olmadığıdır. Bu kudret sadece Allah'a aittir.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. Hattab, ona Abdullah b. Abdullah b. Hâris b. Nevfel, ona da Abdullah b. Abbas şöyle söylemiştir: "Ömer b. Hattab (ra), Şam’a doğru yola çıktı. Nihayet Serğ denilen yere gelince kendisini Ecnad’ın yöneticileri olan Ebu Ubeyde b. Cerrah ve arkadaşları karşıladı ve ona Şam’da veba çıktığını haber verdiler. Bunun üzerine Ömer ‘Bana ilk muhacirleri çağır’ dedi. Ben de hemen onları çağırdım. Ömer, Onlara Şam’da veba çıktığını söyleyip istişare etti. Onlar da bu konuda ihtilafa düştüler. Bazıları 'Önemli bir iş için yola çıktın. Bundan vaz geçmeni uygun bulmuyoruz' dediler. Bazıları da 'Beraberinde diğer insanlar ve Rasulullah’ın (sav) ashabı var. Onları bu vebaya götürmeni uygun bulmuyoruz' dediler. Ömer 'Gidebilirsiniz' dedi. Ardından 'Bana ensârı çağır' dedi. Ben de kendisine onları çağırdım. Ömer onlarla istişare etti. Onlar da muhacirler gibi davrandılar, onların ihtilafa düştükleri gibi ihtilafa düştüler. Ömer 'Gidebilirsiniz' dedi. Sonra 'Bana burada bulunan fetih yılında hicret etmiş olan Kureyşli ihtiyarları çağır' dedi. Ben de onları çağırdım. Onlardan hiç kimse ihtilaf etmedi. Dediler ki 'İnsanları geri döndürmenin ve bu vebaya götürmemenin uygun olacağını düşünüyoruz' Bunun ardından Ömer insanlar arasında 'Ben sabaha bir bineğin sırtına binmiş olacağım. Siz de sabaha bir bineğin sırtında olun' diye seslendi. Bunun üzerine Ebu Ubeyde b. Cerrah 'Allah’ın kaderinden kaçmak için mi?' dedi. Ömer (ra) 'Bunu keşke senden başkası söyleseydi ey Ebu Ubeyde!' dedi ve 'Evet, Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz. Ne dersin? Senin bir takım develerin olsaydı da biri verimli diğeri kurak iki yakası olan bir vadiye inseydin, verimli olanda develerini otlattığında Allah’ın takdiriyle otlatmış, kurak olanda otlattığında da yine Allah’ın takdiriyle otlatmış olmaz mıydın?' diye ekledi. Derken Abdurrahman b. Avf geldi. Bazı ihtiyaçları için ortadan kaybolmuştu. Abdurrahman şöyle dedi: Bu konuda bende bir bilgi var. Rasulullah’ı (sav) 'Bir yerde veba olduğunu duyduğunuz zaman oraya gitmeyin. Sizin de içerisinde bulunduğunuz bir yerde veba çıktığı zaman da vebadan kaçmak için oradan çıkmayın' buyururken duydum. Bunun üzerine Ömer (ra), Allah’a hamd etti ve oradan ayrıldı."
Bize Bündâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan, ona Umare b. Ka'kâ', ona da Ebu Zür'a b. Amr b. Cerir şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) aramızda otururken kalktı ve '(Hastalık) birinden diğerine yayılmaz' buyurdu. Bir bedevi 'Ey Allah'ın Rasulü! Uyuz bir deveyi ağıla alıyoruz sonunda tüm develer uyuz oluyor' diye sordu. Rasulullah (sav) 'Peki, deveyi ilk uyuz yapan kimdir? Yayılma ve uğursuzluk diye bir şey yoktur. Allah her canlıyı yaratmış, onun hayatını, rızkını ve başına geleceklerini de takdir etmiştir' buyurdu" [Tirmizî der ki: Bu konuda Ebu Hureyre, İbn Abbas ve Enes’den de hadis rivayet edilmiştir. Tirmizî der ki: Muhammed b. Amr b. Safvan es-Sekafî el-Basrî, Ali b. el-Medînî’nin “Bana rükün ile makam arasında yemin ettirilse Abdurrahman b. Mehdî’den daha âlim bir kimse görmediğime yemin ederim” dedi.]
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ve diğerleri, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) 'hastalıkta bulaşıcılık kudreti yoktur. Safer ayında uğursuzluk yoktur. Baykuş ötüşünde uğursuzluk yoktur' buyurdu. Bunun üzerine bir bedevî 'ey Allah'ın Rasulü, benim develerimin durumu ne olacak o zaman? Çölde bir geyik misali atik, ama yanlarına bir uyuz deve gelip aralarına katıldığında hepsi uyuz oluyor' dedi. Peygamber (sav) 'Peki ilk deveye bu hastalığı kim bulaştırdı?' cevabını verdi. [Zuhrî bu hadisi, Ebu Seleme ve Sinan b. Ebu Sinan'dan rivayet etmiştir.]
Açıklama: Bu rivayeti B005707 numaralı rivayetle değerlendirmekte fayda var. Burada kast edilen şey, sayılan şeylerde bunları oldurma ve yaratma potansiyelinin olmadığıdır. Bu kudret sadece Allah'a aittir.
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Hişâm b. Yusuf, ona Ma'mer, ona Zührî, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) "hastalıkta bulaşıcılık kudreti yoktur. Safer (ayında uğursuzluk) yoktur. Baykuş (ötüşünde uğursuzluk) yoktur" buyurdu. Bunun üzerine bir bedevî ayağa kalktı ve “çölde bir geyik misali atik olan, ama yanlarına bir uyuz deve geldiğinde hepsi uyuz olan develerin durumu nedir?” dedi. Peygamber (sav) "peki ilk deveye bu hastalığı kim bulaştırdı?" cevabını verdi.
Açıklama: Bu rivayeti B005707 numaralı rivayetle değerlendirmekte fayda var. Burada kast edilen şey, sayılan şeylerde bunları oldurma ve yaratma potansiyelinin olmadığıdır. Bu kudret sadece Allah'a aittir.
Zuhrî der ki: Bana Sinan b. Ebu Sinan ed-Duelî'nin haber verdiğine göre , Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) "Hastalıkta bulaşıcılık kudreti yoktur" buyurdu. Bunun üzerine bir bedevî ayağa kalktı ve “çölde bir geyik misali atik olan, ama yanlarına bir uyuz deve geldiğinde hepsi uyuz olan develer hakkındaki görüşün nedir?” dedi. Peygamber (sav) "peki ilk deveye bu hastalığı kim bulaştırdı?" cevabını verdi.
Açıklama: Bu rivayeti B005707 numaralı rivayetle değerlendirmekte fayda var. Burada kast edilen şey, sayılan şeylerde bunları oldurma ve yaratma potansiyelinin olmadığıdır. Bu kudret sadece Allah'a aittir. İsnadın tamamı için bk. B005773.
Bize Ebu Tahir ve Harmele b. Yahya, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'hastalıkta bulaşıcılık kudreti yoktur. Safer ayında uğursuzluk yoktur. Baykuş ötüşünde uğursuzluk yoktur' buyurduğunda bir bedevî ' ey Allah'ın Rasulü, benim develerimin durumu ne olacak o zaman? Çölde bir geyik misali atik, ama yanlarına bir uyuz deve gelip aralarına katıldığında hepsi uyuz oluyor' dedi. Peygamber (sav) 'Peki ilk deveye bu hastalığı kim bulaştırdı?' cevabını verdi."
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, ona Katâde, ona da Enes'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Hiçbir hastalık kendi başına bulaşıcı değildir, uğursuzluk da yoktur. Ben ise hayra yorulan güzel sözü severim."
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, ona Katâde, ona da Enes'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Hiçbir hastalık kendi başına bulaşıcı değildir, uğursuzluk da yoktur. Ben ise hayra yorulan güzel sözü severim."