Öneri Formu
Hadis Id, No:
13625, B004984
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ حَدَّثَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ وَأَخْبَرَنِى أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ قَالَ فَأَمَرَ عُثْمَانُ زَيْدَ بْنَ ثَابِتٍ وَسَعِيدَ بْنَ الْعَاصِ وَعَبْدَ اللَّهِ بْنَ الزُّبَيْرِ وَعَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ الْحَارِثِ بْنِ هِشَامٍ أَنْ يَنْسَخُوهَا فِى الْمَصَاحِفِ وَقَالَ لَهُمْ إِذَا اخْتَلَفْتُمْ أَنْتُمْ وَزَيْدُ بْنُ ثَابِتٍ فِى عَرَبِيَّةٍ مِنْ عَرَبِيَّةِ الْقُرْآنِ فَاكْتُبُوهَا بِلِسَانِ قُرَيْشٍ ، فَإِنَّ الْقُرْآنَ أُنْزِلَ بِلِسَانِهِمْ فَفَعَلُوا .
Tercemesi:
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona da Enes b. Mâlik şöyle demiştir:
Osman, Zeyd b. Sabit, Said b. As, Abdullah b. Zübeyr ve Abdurrahman b. Haris b. Hişam’a mushaflara (Kur’an’ı) çoğaltmalarını emretti. Onlara şöyle dedi: 'Eğer siz ve Zeyd b. Sabit, Kur’ân’ın Arapçasından herhangi bir konuda ihtilafa düşerseniz, onu Kureyş lisanıyla yazın. Çünkü Kur’an, onların diliyle indirilmiştir.' Onlar da böyle yaptılar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fezâilü'l-Kur'an 2, 2/311
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
4. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Kur'ân, cem'i/ toplanması
Kur'an, Kur'ân'ı yazmak,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13689, B004990
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الْبَرَاءِ قَالَ لَمَّا نَزَلَتْ ( لاَ يَسْتَوِى الْقَاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُجَاهِدُونَ فِى سَبِيلِ اللَّهِ ) قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « ادْعُ لِى زَيْدًا وَلْيَجِئْ بِاللَّوْحِ وَالدَّوَاةِ وَالْكَتِفِ - أَوِ الْكَتِفِ وَالدَّوَاةِ - ثُمَّ قَالَ « اكْتُبْ لاَ يَسْتَوِى الْقَاعِدُونَ » وَخَلْفَ ظَهْرِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَمْرُو بْنُ أُمِّ مَكْتُومٍ الأَعْمَى قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَمَا تَأْمُرُنِى فَإِنِّى رَجُلٌ ضَرِيرُ الْبَصَرِ فَنَزَلَتْ مَكَانَهَا ( لاَ يَسْتَوِى الْقَاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ ) فِى سَبِيلِ اللَّهِ ( غَيْرُ أُولِى الضَّرَرِ )
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Musa, ona İsraîl, ona Ebu İshak, ona da Berâ (ra) şöyle demiştir:
Müminlerden özürsüz olarak oturanlarla Allah yolunda cihad edenler bir değildir. [Nisâ, 4/95]) ayeti nazil olduğunda, Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Zeyd’i bana çağırın, levha, divit ve kürek kemiğini getirsin." Yahut şöyle buyurdu: "Kürek kemiği ve diviti getirsin." Sonra şöyle buyurdu: "Yaz: Müminlerden oturanlarla..." O esnada Rasulullah’ın (sav) arkasında âmâ olan Amr b. Ümmü Mektûm bulunuyordu. 'Ey Allah’ın Rasulü,' dedi, 'ben ne yapayım? Zira görme engelliyim.' Bunun üzerine ayetin yerine şu şekilde nazil oldu: ‘Müminlerden, özür sahibi olmayan oturanlarla Allah yolunda cihad edenler bir değildir.’
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fezâilü'l-Kur'an 4, 2/312
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
3. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
4. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
Konular:
Kur'an, Kur'ân'ı yazmak,
Kur'an, Nüzul sebebleri