Açıklama: Ali b. Ebu Talib ile Said b. Ebu İmran arasında inkita' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18496, T003055
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ حَدَّثَنَا مَنْصُورُ بْنُ وَرْدَانَ عَنْ عَلِىِّ بْنِ عَبْدِ الأَعْلَى عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى الْبَخْتَرِىِّ عَنْ عَلِىٍّ قَالَ: لَمَّا نَزَلَتْ ( وَلِلَّهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً ) قَالُوا : يَا رَسُولَ اللَّهِ فِى كُلِّ عَامٍ ؟ فَسَكَتَ قَالُوا: يَا رَسُولَ اللَّهِ فِى كُلِّ عَامٍ ؟ قَالَ « لاَ وَلَوْ قُلْتُ نَعَمْ لَوَجَبَتْ » . فَأَنْزَلَ اللَّهُ ( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَسْأَلُوا عَنْ أَشْيَاءَ إِنْ تُبْدَ لَكُمْ تَسُؤْكُمْ ) . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ عَلِىٍّ . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَابْنِ عَبَّاسٍ .
Tercemesi:
Bize Saîd el-Eşec, ona Mansûr b. Verdân, ona Ali b. Abdüla'lâ, ona babası Abdüla'lâ, ona Ebu'l-Bahterî rivayet ettiğine göre Hz. Ali (ra) şöyle buyurdu: "İnsanlardan gücü yetenlere Kabe'yi haccetmeyi Allah için bir haktır" (Âl-i İmrân, 3/97) âyeti indiği zaman ashab-ı kirâm "Ey Allah'ın resulü! Her yıl mı haccedilecek?" diye sordular. Hz. Peygamber (sav) sesini çıkarmadı. Tekrar "Ey Allah'ın resulü! Her yıl mı haccetmek lazım?" diye sordular. Hz. Peygamber (sav) "Hayır. Ama eğer evet deseydim böyle gerekecekti" buyurdu. Cenab-ı Hak bu hadise üzerine "Ey iman edenler! Açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek şeyler hakkında soru sormayın..." (Maide, 5/101) âyeti nazil oldu. Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, Hz. Ali'den rivayet edilen hasen-garîb bir hadistir. Bu konuda Ebû Hüreyre ve İbn Abbâs'tan da hadis rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Ali b. Ebu Talib ile Said b. Ebu İmran arasında inkita' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 5, 5/256
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Bahterî Said b. Ebu İmran et-Taî (Said b. Feyruz)
3. Abdula'la b. Amir es-Sa'lebî (Abdula'la b. Amir)
4. Ebu Hasan Ali b. Abdula'la es-Sa'lebî (Ali b. Abdula'la b. Amir)
5. Ebu Muhammed Mansur b. Verdan el-Esedi (Mansur b. Verdan)
6. Ebu Said Abdullah b. Saîd el-Kindî (Abdullah b. Saîd b. Husayn b. Adî)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Hac, farziyyeti
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18074, T002965
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ الزُّهْرِىَّ يُحَدِّثُ عَنْ عُرْوَةَ قَالَ قُلْتُ لِعَائِشَةَ: مَا أَرَى عَلَى أَحَدٍ لَمْ يَطُفْ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ شَيْئًا وَمَا أُبَالِى أَنْ لاَ أَطَّوَّفَ بَيْنَهُمَا . فَقَالَتْ بِئْسَمَا قُلْتَ يَا ابْنَ أُخْتِى طَافَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَطَافَ الْمُسْلِمُونَ وَإِنَّمَا كَانَ مَنْ أَهَلَّ لِمَنَاةَ الطَّاغِيَةِ الَّتِى بِالْمُشَلَّلِ لاَ يَطُوفُونَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَأَنْزَلَ اللَّهُ ( فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ أَوِ اعْتَمَرَ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِ أَنْ يَطَّوَّفَ بِهِمَا ) وَلَوْ كَانَتْ كَمَا تَقُولُ لَكَانَتْ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِ أَنْ لاَ يَطَّوَّفَ بِهِمَا قَالَ الزُّهْرِىُّ: فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لأَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ هِشَامٍ فَأَعْجَبَهُ ذَلِكَ وَقَالَ: إِنَّ هَذَا لَعِلْمٌ وَلَقَدْ سَمِعْتُ رِجَالاً مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ يَقُولُونَ: إِنَّمَا كَانَ مَنْ لاَ يَطَّوَّفُ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ مِنَ الْعَرَبِ يَقُولُونَ إِنَّ طَوَافَنَا بَيْنَ هَذَيْنِ الْحَجَرَيْنِ مِنْ أَمْرِ الْجَاهِلِيَّةِ وَقَالَ آخَرُونَ مِنَ الأَنْصَارِ إِنَّمَا أُمِرْنَا بِالطَّوَافِ بِالْبَيْتِ وَلَمْ نُؤْمَرْ بِهِ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى ( إِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ مِنْ شَعَائِرِ اللَّهِ ) قَالَ أَبُو بَكْرِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ فَأُرَاهَا قَدْ نَزَلَتْ فِى هَؤُلاَءِ وَهَؤُلاَءِ . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Urve’nin şöyle dediğini rivayet etti: Âişe’ye: Ben Safa ile Merve arasında tavaf etmeyen herhangi bir kimsenin bir sorumluluğu olacağı kanaatinde değilim, ikisi arasında tavaf etmemeyi (sa’y yapmamayı) de önemsemiyorum, dedim. Âişe (r.anhâ): Ne kötü bir söz söyledin kız kardeşimin oğlu! Rasulullah da (sav) (aralarında) tavaf (sa’y) yaptı, Müslümanlar da tavaf yaptı. Ancak el-Müşellel’de bulunan el-Menât putunu anarak ihrama giren kimseler Safa ile Merve arasında tavaf yapmazlardı. Bundan dolayı yüce Allah: “Kim Beyt’i hac eder, yahut umre yaparsa, ikisi arasında tavaf (sa’y) yapmasında ona bir vebal yoktur” (Bakara, 2/158) ayetini indirdi. Eğer durum senin dediğin gibi olsaydı, ayet-i kerimenin de: İkisi arasında tavaf etmemesinden ötürü ona bir vebal yoktur, şeklinde olmalıydı, diye cevap verdi.
Ez-Zührî dedi ki: Ben bunu Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el-Hâris b. Hişâm’a zikredince, bu hoşuna gitti ve dedi ki: Şüphesiz ki bu bir ilimdir. Ben ilim ehlinden bir takım kimseleri şöyle derken dinlemiştim: Safa ile Merve arasında sa’y yapmayan Araplar şöyle derlerdi: Bizim bu iki taş arasında tavaf etmemiz (sa’y yapmamız) cahiliye işindendir. Ensar’dan diğerleri de: Bize Beyt’in etrafında tavaf etmemiz emr olunmakla birlikte Safa ile Merve arasında sa’y etmemiz emredilmedi, dediler. Bunun üzerine yüce Allah: “Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın alâmetlerindendir (Bakara, 2/158) buyruğunu indirdi.
Ebu Bekr b. Abdurrahman dedi ki: Benim görüşüme göre ayet-i kerime hem bunlar, hem ötekiler hakkında inmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 2, 5/208
Senetler:
()
Konular:
Hac, Sa'y etmek
Hac, Safa ve Merve
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18104, T002973
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا مُغِيرَةُ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ: قَالَ كَعْبُ بْنُ عُجْرَةَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَفِىَّ نزلَتْ هَذِهِ الآيَةُ وَإِيَّاىَ عنى بِهَا ( فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَرِيضًا أَوْ بِهِ أَذًى مِنْ رَأْسِهِ فَفِدْيَةٌ مِنْ صِيَامٍ أَوْ صَدَقَةٍ أَوْ نُسُكٍ ) قَالَ: كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِالْحُدَيْبِيَةِ وَنَحْنُ مُحْرِمُونَ وَقَدْ حَصَرَنَا الْمُشْرِكُونَ وَكَانَتْ لِى وَفْرَةٌ فَجَعَلَتِ الْهَوَامُّ تَسَاقَطُ عَلَى وَجْهِى فَمَرَّ بِىَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « كَأَنَّ هَوَامَّ رَأْسِكَ تُؤْذِيكَ » . قَالَ: قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ « فَاحْلِقْ » . وَنَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ . قَالَ مُجَاهِدٌ: الصِّيَامُ ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ وَالطَّعَامُ سِتَّةُ مَسَاكِينَ وَالنُّسُكُ شَاةٌ فَصَاعِدًا . حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ أَبِى بِشْرٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِنَحْوِ ذَلِكَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ أَشْعَثَ بْنِ سَوَّارٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَعْقِلٍ عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِنَحْوِ ذَلِكَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ وَقَدْ رَوَاهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الأَصْبَهَانِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَعْقِلٍ أَيْضًا .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona Huşeym, ona Muğire, ona Mücâhid’in şöyle dediğini rivayet etti: Ka‘b b. Ucre dedi ki: Nefsim elinde olana yemin ederim ki, şu: “Artık aranızdan her kim hasta olur yahut başında bir eziyet bulunursa ona oruç, sadaka yahut kurbandan biri ile fidye düşer” (Bakara, 2/196) ayet-i kerimesi benim hakkımda nâzil olmuş ve onunla kast edilen benim, dedi. (Ka‘b) devamla dedi ki: Nebi (sav) ile birlikte Hudeybiye’de idik ve ihrama girmiştik. Müşrikler de bizi alıkoymuşlardı. Benim de saçlarım kulak memelerime kadar varıyordu. Bu sefer haşerat yüzüme dökülmeye başladı. Nebi (sav) yanımdan geçti ve: “Başındaki bu haşerat sanki seni rahatsız ediyor gibi” buyurdu. Ben: Evet deyince, Rasulullah (sav): “O halde tıraş ol” buyurdu ve bu ayet-i kerime nâzil oldu.
Mücâhid dedi ki: Oruç üç gündür, yemek kefareti altı yoksula yemek yedirmektir, kurban ise bir koyun ve daha yukarısını kesmektir.
Bize Ali b. Hucr, ona Huşeym, ona Ebu Bişr, ona Mücâhid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre, Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak rivayet etmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Bize Ali b. Hucr, ona Huşeym, ona Eş’as b. Sevvâr, ona eş-Şa‘bî, ona Abdullah b. Ma‘kil, ona daKa‘b b. Ucre, o, Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak rivayet etmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Bunu ayrıca Abdurahman b. el-Esbahânî, Abdullah b. Ma‘kil’den de rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 2, 5/212
Senetler:
()
Konular:
Hac, engel durumunda ne yapılacağı
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, Yapılan Hatalar
Hayvanlar, zararı
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Kur'an, Nüzul sebebleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13978, T000662
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا الْقَاسِمُ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ يَقْبَلُ الصَّدَقَةَ وَيَأْخُذُهَا بِيَمِينِهِ فَيُرَبِّيهَا لأَحَدِكُمْ كَمَا يُرَبِّى أَحَدُكُمْ مُهْرَهُ حَتَّى إِنَّ اللُّقْمَةَ لَتَصِيرُ مِثْلَ أُحُدٍ » . وَتَصْدِيقُ ذَلِكَ فِى كِتَابِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ (ألم يعلموا أن الله وَهُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَأْخُذُ الصَّدَقَاتِ ) وَ ( يَمْحَقُ اللَّهُ الرِّبَا وَيُرْبِى الصَّدَقَاتِ ) . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ عَائِشَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوُ هَذَا . وَقَدْ قَالَ غَيْرُ وَاحِدٍ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ فِى هَذَا الْحَدِيثِ وَمَا يُشْبِهُ هَذَا مِنَ الرِّوَايَاتِ مِنَ الصِّفَاتِ وَنُزُولِ الرَّبِّ تَبَارَكَ وَتَعَالَى كُلَّ لَيْلَةٍ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا قَالُوا قَدْ تَثْبُتُ الرِّوَايَاتُ فِى هَذَا وَيُؤْمَنُ بِهَا وَلاَ يُتَوَهَّمُ وَلاَ يُقَالُ كَيْفَ هَكَذَا رُوِىَ عَنْ مَالِكٍ وَسُفْيَانَ بْنِ عُيَيْنَةَ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ أَنَّهُمْ قَالُوا فِى هَذِهِ الأَحَادِيثِ أَمِرُّوهَا بِلاَ كَيْفٍ . وَهَكَذَا قَوْلُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَهْلِ السُّنَّةِ وَالْجَمَاعَةِ . وَأَمَّا الْجَهْمِيَّةُ فَأَنْكَرَتْ هَذِهِ الرِّوَايَاتِ وَقَالُوا هَذَا تَشْبِيهٌ . وَقَدْ ذَكَرَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِى غَيْرِ مَوْضِعٍ مِنْ كِتَابِهِ الْيَدَ وَالسَّمْعَ وَالْبَصَرَ فَتَأَوَّلَتِ الْجَهْمِيَّةُ هَذِهِ الآيَاتِ فَفَسَّرُوهَا عَلَى غَيْرِ مَا فَسَّرَ أَهْلُ الْعِلْمِ وَقَالُوا إِنَّ اللَّهَ لَمْ يَخْلُقْ آدَمَ بِيَدِهِ . وَقَالُوا إِنَّ مَعْنَى الْيَدِ هَا هُنَا الْقُوَّةُ . وَقَالَ إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ إِنَّمَا يَكُونُ التَّشْبِيهُ إِذَا قَالَ يَدٌ كَيَدٍ أَوْ مِثْلُ يَدٍ أَوْ سَمْعٌ كَسَمْعٍ أَوْ مِثْلُ سَمْعٍ . فَإِذَا قَالَ سَمْعٌ كَسَمْعٍ أَوْ مِثْلُ سَمْعٍ فَهَذَا التَّشْبِيهُ وَأَمَّا إِذَا قَالَ كَمَا قَالَ اللَّهُ تَعَالَى يَدٌ وَسَمْعٌ وَبَصَرٌ وَلاَ يَقُولُ كَيْفَ وَلاَ يَقُولُ مِثْلُ سَمْعٍ وَلاَ كَسَمْعٍ فَهَذَا لاَ يَكُونُ تَشْبِيهًا وَهُوَ كَمَا قَالَ اللَّهُ تَعَالَى فِى كِتَابِهِ ( لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَىْءٌ وَهُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ ) .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ (el-Hemdânî), ona Veki (b. Cerrah er-Ruâsî), ona Abbad b. Mansur (en-Nâcî), ona Kasım b. Muhammed (et-Teymî) ona da Ebu Hüreyre Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: “Allah sadakayı kabul eder, sağ eliyle alır ve onu sizden herhangi birinizin atının yavrusunu büyüttüğü gibi büyütür, (sadaka olarak verilen) bir lokma (nın sevabı sonunda) Uhud dağı kadar oluverir. Bunun doğrulaması (delili) Aziz ve Celil olan Allah’ın kitabında mevcuttur: “Bilmiyorlar mı ki kullarının tövbesini kabul eden Allah’tır, sadakaları kabul eden de O’dur” (Tevbe,9/ 104). (Bir diğer delil de) “Allah faizi tüketir, sadakaları ise arttırır” (şeklindeki beyanıdır.) (Bakara, 2/276).
Tirmizî: Bu hadis hasen-sahihtir. Aişe vasıtası ile Nebi’den (sav) bu hadisin bir benzeri rivayet edilmiştir. Pek çok ilim adamı, bu ve benzeri hadislerdeki (Allah’ın) sıfatlarından ve Rabbin –Tebâreke ve Teâlâ- her gece dünyaya en yakın semaya inmesi gibi hususlardan söz etmiş ve şöyle demiştir: “Bu tür rivayetler sabittir, bunlara inanılmalı, vehme kapılarak ‘Bu, nasıl olur?’ dememelidir.”
İmam Malik, Süfyân b. Uyeyne, Abdullah b. Mübarek’in bu çeşit hadisler hakkında “Bu tür hadisleri “nasıl” sız olarak kabul edip inanın, Ehl-i Sünnet ve’l-cemaa ilim adamlarının görüşü böyledir.
Cehmiyye mezhebi ise bu tür rivayetleri reddetmiş ve bu (Allah’ı yarattıklarına) “benzetme” olur demiştir.
Allah, Kitabı’nın pek çok yerinde Yed (el), Sem’ (kulak) ve Basar (göz) kelimelerini zikrediyor. Cehmiyye ise bu ayetleri ilim adamlarının tefsirinden başka türlü yorumlayarak “Allah, Adem’i eliyle yaratmamıştır. Burada ‘el’ kelimesi güç ve kuvvet anlamındadır” demiştir.
İshâk b. İbrahim şöyle diyor: “Teşbih” (Allah’ı yarattıklarına benzetme), “(O’nun insanın) eli gibi eli, eline benzeyen eli; kulağı gibi kulağı, kulağa benzeyen kulağı (vardır) denirse olur.
Allah’ın buyurduğu gibi “Yed (el)” “Sem (kulak)” “Basar (gözü vardır)” denir de nitelik ve özelliği araştırılmaz ise ve (insanın) kulağı gibi (kulağı vardır) kulağına benzer (kulağı vardır) denilmezse bu teşbih olmaz ve (ifade) Allah’ın Kitabındaki şu ayete benzemiş olur: “O’na benzer hiçbir şey yoktur. O her şeyi işitir, her şeyi görür” (Şûrâ, 42/ 11).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 28, 3/50
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Ebu Seleme Abbad b. Mansur en-Nâcî (Abbad b. Mansur b. Abbad b. Sâme)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Sadaka, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18106, T002974
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ قَالَ :أَتَى عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا أُوقِدُ تَحْتَ قِدْرٍ وَالْقَمْلُ تَتَنَاثَرُ عَلَى جَبْهَتِى أَوْ قَالَ حَاجِبِى فَقَالَ « أَتُؤْذِيكَ هَوَامُّ رَأْسِكَ ؟» . قَالَ : قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ: « فَاحْلِقْ رَأْسَكَ وَانْسُكْ نَسِيكَةً أَوْ صُمْ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ أَوْ أَطَعِمْ سِتَّةَ مَسَاكِينَ » . قَالَ أَيُّوبُ : لاَ أَدْرِى بِأَيَّتِهِنَّ بَدَأَ . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. İbrahim, ona Eyyûb, ona Mücâhid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, Ka‘b b. Ucre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Ben bir tencerenin altını yakmaya çalışırken, Rasulullah (sav) yanıma geldi. Bitler ise alnımın üzerine dökülüyordu -ya da kaşımın üzerine dedi.- Rasulullah (sav): “Başındaki bu haşerat seni rahatsız ediyor mu?” buyurdu. Ka‘b dedi ki: Evet, dedim. Allah Rasulü: “O halde başının saçlarını kes ve ya bir kurban kes yahut üç gün oruç tut ya da altı yoksula yemek yedir” buyurdu.
Eyyûb dedi ki: Bunların hangisini başta söylediğini bilmiyorum.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 2, 5/213
Senetler:
()
Konular:
Hac, engel durumunda ne yapılacağı
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, Yapılan Hatalar
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19225, T003247
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مَنْصُورٍ وَالأَعْمَشِ عَنْ ذَرٍّ عَنْ يُسَيْعٍ الْحَضْرَمِىِّ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ قَالَ :سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: « الدُّعَاءُ هُوَ الْعِبَادَةُ » . ثُمَّ قَرَأَ ( وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِى أَسْتَجِبْ لَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِى سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ ) قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Mansur, ona (Süleyman b. Mihrân) el-A'meş, ona Zer (b. Abdullah el-Mürhibî), Yüsey' el-Hadramî, ona da Numan b. Beşir rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber'in (sav); 'Dua, ibadetin kendisidir.' buyurduğunu ve 'Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Şüphesiz bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.' (Mü'min, 40/60) ayetini okuduğunu duydum."
Ebu İsa (Tirmizi) şöyle dedi: "Bu, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 40, 5/374
Senetler:
1. Numan b. Beşir el-Ensârî (Numan b. Beşir b. Sa'd b. Sa'lebe)
2. Yüsey' b. Ma'dân el-Hadramî (Yüsey' b. Ma'dân)
3. Zer b. Abdullah el-Mürhibi (Zer b. Abdullah b. Zürare b. Muaviye b. Amire)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
7. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Dua
Dua, duanın kader ile ilişkisi
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18111, T002975
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْمَرَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « الْحَجُّ عَرَفَاتٌ الْحَجُّ عَرَفَاتٌ الْحَجُّ عَرَفَاتٌ أَيَّامُ مِنًى ثَلاَثٌ ( فَمَنْ تَعَجَّلَ فِى يَوْمَيْنِ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ وَمَنْ تَأَخَّرَ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ ) وَمَنْ أَدْرَكَ عَرَفَةَ قَبْلَ أَنْ يَطْلُعَ الْفَجْرُ فَقَدْ أَدْرَكَ الْحَجَّ » . قَالَ ابْنُ أَبِى عُمَرَ: قَالَ سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ وَهَذَا أَجْوَدُ حَدِيثٍ رَوَاهُ الثَّوْرِىُّ . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَرَوَاهُ شُعْبَةُ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ وَلاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Süfyan es-Sevrî, ona Bükeyr b. Atâ, ona da Abdurrahman b. Ya‘mer’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Hac Arafat’(ta vakfe)dir, hac Arafat’(ta vakfe)dir, hac Arafat’(ta vakfe)dir. Minâ’da kalınacak günler de üç gündür. Bununla birlikte “Kim acele edip iki günde ayrılırsa ona bir vebal yoktur, kim de geç kalırsa ona da bir vebal yoktur” (Bakara, 2/203). Tan yeri ağarmadan önce Arafat’a yetişebilen kimse de hacca yetişmiş demektir.
İbn Ebu Ömer dedi ki: Süfyan b. Uyeyne dedi ki: İşte bu, es-Sevrî’nin rivayet ettiği en güzel hadistir. Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Bunu ayrıca Şu‘be, Bükeyr b. Atâ’dan rivayet etmiş olup, biz bu hadisi ancak Bükeyr b. Atâ’nın rivayeti olarak bilmekteyiz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 2, 5/214
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafatın önemi
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282533, T003247-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مَنْصُورٍ وَالأَعْمَشِ عَنْ ذَرٍّ عَنْ يُسَيْعٍ الْحَضْرَمِىِّ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ قَالَ :سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: « الدُّعَاءُ هُوَ الْعِبَادَةُ » . ثُمَّ قَرَأَ ( وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِى أَسْتَجِبْ لَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِى سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ ) قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Mansur, ona (Süleyman b. Mihrân) el-A'meş, ona Zer (b. Abdullah el-Mürhibî), Yüsey' el-Hadramî, ona da Numan b. Beşir rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber'in (sav); 'Dua, ibadetin kendisidir.' buyurduğunu ve 'Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Şüphesiz bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.' (Mü'min, 40/60) ayetini okuduğunu duydum."
Ebu İsa (Tirmizi) şöyle dedi: "Bu, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 40, 5/374
Senetler:
1. Numan b. Beşir el-Ensârî (Numan b. Beşir b. Sa'd b. Sa'lebe)
2. Yüsey' b. Ma'dân el-Hadramî (Yüsey' b. Ma'dân)
3. Zer b. Abdullah el-Mürhibi (Zer b. Abdullah b. Zürare b. Muaviye b. Amire)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
7. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Dua
Dua, duanın kader ile ilişkisi
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
KTB, KADER
نا محمد بن مخلد نا أحمد بن منصور نا يزيد بن أبي حكيم نا سفيان بن سعيد حدثني إبراهيم بن يزيد عن محمد بن عباد عن بن عمر قال : سئل رسول الله صلى الله عليه و سلم عن قوله ولله على الناس حج البيت من استطاع إليه سبيلا قال السبيل إلى الحج الزاد والراحلة فقيل له وما الحاج قال الشعث التفل وسئل أي الحج أفضل قال العج والثج. ورواه إبراهيم بن يزيد الخوزي عن محمد بن عباد بن جعفر عن بن عمر عن النبي صلى الله عليه و سلم وهو مشهور عنه وقد تابعه محمد بن عبد الله بن عبيد بن عمير الليثي فرواه عن محمد بن عباد عن بن عمر عن النبي صلى الله عليه و سلم : كذلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
185662, DK002421
Hadis:
نا محمد بن مخلد نا أحمد بن منصور نا يزيد بن أبي حكيم نا سفيان بن سعيد حدثني إبراهيم بن يزيد عن محمد بن عباد عن بن عمر قال : سئل رسول الله صلى الله عليه و سلم عن قوله ولله على الناس حج البيت من استطاع إليه سبيلا قال السبيل إلى الحج الزاد والراحلة فقيل له وما الحاج قال الشعث التفل وسئل أي الحج أفضل قال العج والثج. ورواه إبراهيم بن يزيد الخوزي عن محمد بن عباد بن جعفر عن بن عمر عن النبي صلى الله عليه و سلم وهو مشهور عنه وقد تابعه محمد بن عبد الله بن عبيد بن عمير الليثي فرواه عن محمد بن عباد عن بن عمر عن النبي صلى الله عليه و سلم : كذلك
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, Hac 2421, 3/217
Senetler:
()
Konular:
Hac, hacca ait amellerin en faziletlisi
Hac, yolculuğuna azıksız çıkmamak
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19891, T003310
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنِ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنِى ثَوْرُ بْنُ زَيْدٍ الدِّيلِىُّ عَنْ أَبِى الْغَيْثِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ أُنْزِلَتْ سُورَةُ الْجُمُعَةِ فَتَلاَهَا فَلَمَّا بَلَغَ ( وَآخَرِينَ مِنْهُمْ لَمَّا يَلْحَقُوا بِهِمْ ) قَالَ لَهُ رَجُلٌ : يَا رَسُولَ اللَّهِ مَنْ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ لَمْ يَلْحَقُوا بِنَا فَلَمْ يُكَلِّمْهُ قَالَ وَسَلْمَانُ الْفَارِسِىُّ فِينَا قَالَ فَوَضَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى سَلْمَانَ يَدَهُ فَقَالَ « وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَوْ كَانَ الإِيمَانُ بِالثُّرَيَّا لَتَنَاوَلَهُ رِجَالٌ مِنْ هَؤُلاَءِ » . ثَوْرُ بْنُ زَيْدٍ مَدَنِىٌّ وَثَوْرُ بْنُ يَزِيدَ شَامِىٌّ وَأَبُو الْغَيْثِ اسْمُهُ سَالِمٌ مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُطِيعٍ مَدَنِىٌّ ثِقَةٌ .قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ وَ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ هُوَ وَالِدُ عَلِىِّ بْنِ الْمَدِينِىِّ ضَعَّفَهُ يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Cuma sûresi indirildiği zaman Rasûlullah (s.a.v.)’in yanında idik, bize okudu ve 3. ayetteki: “Bu peygamber daha sonra gelecek olan diğer toplumlara…” gelince bir adam: O’na, Ey Allah’ın Rasûlü dedi: “Bize erişemeyen bu kişiler kimlerdir?” Rasûlullah (s.a.v.), onunla konuşmadı. Selman da aramızda idi. Rasûlullah (s.a.v.), elini Selman’ın üzerine koydu ve şöyle buyurdu: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki iman Süreyya yıldızında bile olsa bunlardan bazı kimseler onu elde edebilirler.”Sevr b. Zeyd, Medînelidir. Sevr b. Yezîd ise Şamlıdır. Ebûl Gays’ın ismi Sâlim’dir ve kendisi Abdullah b. Mutı’ın azâdlısıdır. Medîneli olup güvenilen bir kimsedir.Tirmizî: Bu hadis garibtir. Abdullah b. Cafer, Ali b. el Medini’nin babasıdır. Yahya b. Maînkendisini zayıf kabul eder.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 62, 5/413
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ğays Salim el-Adevi (Salim)
3. Sevr b. Zeyd ed-Dîlî (Sevr b. Zeyd)
4. Abdullah b. Cafer es-Sa'di (Abdullah b. Cafer b. Necih)
5. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Tarih algısı, Ümmet, başının ve sonunun fazileti