Öneri Formu
Hadis Id, No:
19048, T003156
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ أَبُو الْمُغِيرَةِ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ رضى الله عنه قَالَ :قَرَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ( وَأَنْذِرْهُمْ يَوْمَ الْحَسْرَةِ ) قَالَ :« يُؤْتَى بِالْمَوْتِ كَأَنَّهُ كَبْشٌ أَمْلَحُ حَتَّى يُوقَفَ عَلَى السُّورِ بَيْنَ الْجَنَّةِ وَالنَّارِ فَيُقَالُ: يَا أَهْلَ الْجَنَّةِ . فَيَشْرَئِبُّونَ . وَيُقَالُ يَا أَهْلَ النَّارِ . فَيَشْرَئِبُّونَ . فَيُقَالُ :هَلْ تَعْرِفُونَ هَذَا؟ فَيَقُولُونَ نَعَمْ هَذَا الْمَوْتُ . فَيُضْجَعُ فَيُذْبَحُ فَلَوْلاَ أَنَّ اللَّهَ قَضَى لأَهْلِ الْجَنَّةِ الْحَيَاةَ فِيهَا وَالْبَقَاءَ لَمَاتُوا فَرَحًا وَلَوْلاَ أَنَّ اللَّهَ قَضَى لأَهْلِ النَّارِ الْحَيَاةَ فِيهَا وَالْبَقَاءَ لَمَاتُوا تَرَحًا » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî' (el-Beğavî), ona Nadr b. İsmail Ebu Muğîre, ona (Ebu Muhammed Süleyman b. Mihrân) el-A'meş, ona Ebu Salih (es-Semmân), ona da Ebu Said'in (el-Hudrî) (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav); 'Sen onları, o hasret günü ile ilgili olarak uyar.' (Meryem 19/39) ayetini okumuş ve şöyle buyurmuştur:
"Kıyamet Günü ölüm, alaca bir koç suretinde getirilir. Nihayet Cennet'le Cehennem arasındaki surun üzerinde durdurulur ve 'Ey Cennet ehli!' diye seslenilir. Bunun üzerine Cennet ehli boynunu uzatır. Sonra da 'Ey Cehennem ehli!' diye seslenilir. Cehennem ehli de boynunu uzatır. Müteakiben; 'Bunu tanıyor musunuz?' diye sorulur. Onlar da 'Evet. Bu, ölümdür.' diye cevap verirler. Ardından koç yatırılır ve kesilir. Bu durum karşısında eğer Allah, Cennet ehli için orada yaşamaya ve ebediliği takdir etmeseydi sevinçten mutlaka ölürlerdi. Aynı şekilde Allah, Cehennem ehli için orada yaşamayı ve ebediliği takdir etmeseydi üzüntü ve kederden muhakkak ölürlerdi." Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: "Bu, hasen sahih bir hadistir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 19, 5/315
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Nadr b. İsmail el-Becelî (Nadr b. İsmail b. Hazım)
5. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Cennet, Cehennem, cennet ve cehennem ebedidir
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
KTB, ÖLÜM
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18207, T002992
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ آدَمَ بْنِ سُلَيْمَانَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ: لَمَّا نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ ( إِنْ تُبْدُوا مَا فِى أَنْفُسِكُمْ أَوْ تُخْفُوهُ يُحَاسِبْكُمْ بِهِ اللَّهُ ) قَالَ: دَخَلَ قُلُوبَهُمْ مِنْهُ شَىْءٌ لَمْ يَدْخُلْ مِنْ شَىْءٍ فَقَالُوا لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ :« قُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا » . فَأَلْقَى اللَّهُ الإِيمَانَ فِى قُلُوبِهِمْ فَأَنْزَلَ اللَّهُ ( آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مِنْ رَبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ ) الآيَةَ ( لاَ يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِنْ نَسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا ) قَالَ :« قَدْ فَعَلْتُ » . ( رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِنَا ) قَالَ :« قَدْ فَعَلْتُ » . ( رَبَّنَا وَلاَ تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا ) الآيَةَ قَالَ :« قَدْ فَعَلْتُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ وَقَدْ رُوِىَ هَذَا مِنْ غَيْرِ هَذَا الْوَجْهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَآدَمُ بْنُ سُلَيْمَانَ هُوَ وَالِدُ يَحْيَى بْنِ آدَمَ . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رضى الله عنه .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Ğaylan (el-Adevî), ona Veki' b. Cerrah (er-Ruâsî), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Adem b. Süleyman (el-Kuraşî), ona Said b. Cübeyr (el-Esedî), ona da (Abdullah) b. Abbas (r. anhümâ) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
“Şu ayet yani 'Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker.' (Bakara 2/284) ayeti nazil olunca bu ayetten dolayı Rasulullah’ın (sav) ashabının kalbine öyle bir hüzün çöktü ki daha önce hiçbir şeyden dolayı bu derece kaygılanmamışlardı. Hemen Rasulullah’a (sav) durumu arz ettiler. Rasulullah (sav); 'İşittik ve itaat ettik.' deyin.' buyurdu. Böylece Allah onların kalbine imanı sapasağlam yerleştirdi ve şu ayetleri indirdi: 'Peygamber ve inananlar, ona Rabb'inden indirilene iman etti. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman etti. Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş ancak sanadır' dediler. Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, ettiği kötülük de kendi aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma.' (Bakara 2/285-286) [Mü’minlerden gelecek bu duaya kabul anlamında] Allah şöyle buyurdu: 'Sorgulamayacağım.' 'Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme.' (Bakara 2/286) Allah şöyle buyurdu: 'Yüklemeyeceğim.' 'Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı.' (Bakara 2/286) Allah şöyle buyurdu: 'Duanızı öylece kabul ediyorum."
Ebu İsa (Tirmizi) şöyle dedi: "Bu, hasen bir hadistir. Bu hadis, (Abdullah) b. Abbas'tan (r. anhümâ) bunun dışında senedlerle de rivayet edilmiştir. Senedde geçen Âdem b. Süleyman, Yahya b. Âdem'in babasıdır. Bu konuda Ebu Hureyre'den de (ra) rivayet bulunmaktadır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 2, 5/221
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Ebu Yahya Adem b. Süleyman el-Kuraşi (Adem b. Süleyman)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Günah, zihinden geçenler fiilen gerçekleştirilmediği sürece günah olarak yazılmaz
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
İman, Esasları, Kitaplara iman
Kur'an, Bakara suresinin son iki ayeti
Sorumlululuk, herkes konumuna göre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18503, T003058
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ يَعْقُوبَ الطَّالْقَانِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا عُتْبَةُ بْنُ أَبِى حَكِيمٍ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ جَارِيَةَ اللَّخْمِىُّ عَنْ أَبِى أُمَيَّةَ الشَّعْبَانِىِّ قَالَ أَتَيْتُ أَبَا ثَعْلَبَةَ الْخُشَنِىَّ فَقُلْتُ لَهُ كَيْفَ تَصْنَعُ فِى هَذِهِ الآيَةِ قَالَ أَيَّةُ آيَةٍ قُلْتُ قَوْلُهُ ( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَيْكُمْ أَنْفُسَكُمْ لاَ يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ ) قَالَ أَمَا وَاللَّهِ لَقَدْ سَأَلْتَ عَنْهَا خَبِيرًا سَأَلْتُ عَنْهَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « بَلِ ائْتَمِرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَتَنَاهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِ حَتَّى إِذَا رَأَيْتَ شُحًّا مُطَاعًا وَهَوًى مُتَّبَعًا وَدُنْيَا مُؤْثَرَةً وَإِعْجَابَ كُلِّ ذِى رَأْىٍ بِرَأْيِهِ فَعَلَيْكَ بِخَاصَّةِ نَفْسِكَ وَدَعِ الْعَوَامَّ فَإِنَّ مِنْ وَرَائِكُمْ أَيَّامًا الصَّبْرُ فِيهِنَّ مِثْلُ الْقَبْضِ عَلَى الْجَمْرِ لِلْعَامِلِ فِيهِنَّ مِثْلُ أَجْرِ خَمْسِينَ رَجُلاً يَعْمَلُونَ مِثْلَ عَمَلِكُمْ » . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ وَزَادَنِى غَيْرُ عُتْبَةَ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَجْرُ خَمْسِينَ رَجُلاً مِنَّا أَوْ مِنْهُمْ قَالَ « بَلْ أَجْرُ خَمْسِينَ مِنْكُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Said b. Yakub et-Tâlekânî, ona Abdullah b. Mübarek, ona Utbe b. Ebu Hakîm, ona Amr b. Cariye el-Lahmî, ona da Ebu Ümeyye eş-Şa'bânî şöyle demiştir: Ebu Sa'lebe el-Hüşenî'ye geldim ve şu ayet hakkında ne diyorsun diye sordum. Ebu Sa'lebe de hangi ayet dedi. Bende şu ayet dedim: "Ey iman edenler! Siz yalnız kendinizden sorumlusunuz. Eğer siz doğru yolda iseniz, sapıklığa düşenler size hiçbir zarar veremezler..." Bunun üzerine şöyle dedi: 'Muhakkak ki sen bu ayeti bilen bir kimseye sormuş durumdasın.' Ben de aynı şekilde bu ayeti Rasulullah'a (sav) sormuştum, şöyle buyurmuştu: "Birbirinize iyiliği emredin kötülükten sakındırın. Cimriliğe boyun eğildiğini, insanların hevesleri peşinde gittiklerini gördüğünde, dünyanın dine tercih edilip herkesin kendi görüşünü beğendiği dönemlerde sadece kendi başının çaresine bak ve halkı bırak. Bundan sonra öyle günler gelecek ki o günlerde dinin emirlerine uyma hususunda gösterilecek sabır bir ateş parçasını elde tutmak gibi (zor) olacaktır. O günlerde amel edenlere (Müslüman olarak yaşamaya çalışanlar), sizden elli kişinin amelinin sevabı gibi sevap verilecektir.
Abdullah b. Mübarek dedi ki: Utbe dışında birisi bu hadisi rivayetinde bana şu ilaveyi yaptı: "Ey Allahın Rasulü! Bizden elli kişi mi? Yoksa onlardan elli kişinin sevabı mı? Rasulullah (sav): "Hayır sizden elli kişinin sevabı" buyurdu.
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu hadis hasen garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 5, 5/257
Senetler:
1. Ebu Sa'lebe el-Hüşenî (Cürsüm b. Nâşim)
2. Ebu Ümeyye Abdullah b. Uhamir eş-Şa'banî (Yahmed b. Uhamir)
3. Amr b. Cariye el-Lahmi (Amr b. Cariye)
4. Utbe b. Ebu Hakim eş-Şa'bani (Utbe b. Ebu Hakim)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Said b. Yakub et-Talekani (Said b. Yakub)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Cimrilik, zemmedilişi
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
İstismar, dinin dünyaya alet edilmesi
Sabır, sabretmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
74977, HM025856
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ ابْنِ طَاوُسٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ
كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا رَأَى مَخِيلَةً تَغَيَّرَ وَجْهُهُ وَدَخَلَ وَخَرَجَ وَأَقْبَلَ وَأَدْبَرَ فَإِذَا سُرِّيَ عَنْهُ فَذُكِرَ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ مَا أَمِنْتُ أَنْ يَكُونَ كَمَا قَالَ اللَّهُ
{ فَلَمَّا رَأَوْهُ عَارِضًا مُسْتَقْبِلَ أَوْدِيَتِهِمْ إِلَى رِيحٌ فِيهَا عَذَابٌ أَلِيمٌ }
Tercemesi:
Bize Abdürrezzak rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Ma‘mer, İbn Tavus’tan, o babasından, o da Hz. Aişe’den rivayet ettiğine göre şöyle dedi: Rasulullah (sav) yağmur bulutu görünce yüzünün rengi değişir, eve girer çıkar, gelip giderdi. Bu sıkıntı geçince bu kendisine bildirildi ve şöyle buyurdu: “O azabı vadilerine doğru yayılan bir bulut olarak gördüklerinde “bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur” dediler. Hayır! O, size acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acı azap bulunan bir rüzgardır” (Ahkaf, 46/24) ayetinde bahsedilen gibi olmasından emin değildim” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Aişe bt. Ebubekir 25856, 8/313
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
3. Ebu Muhammed Abdullah b. Tavus el-Yemanî (Abdullah b. Tâvus b. Keysan)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
Konular:
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Hz. Peygamber, kızması
Kibir, Kibir ve gurur
Kur'an, Ayet Yorumu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16859, T002954
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَبُنْدَارٌ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سِمَاكِ بْنِ حَرْبٍ عَنْ عَبَّادِ بْنِ حُبَيْشٍ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الْيَهُودُ مَغْضُوبٌ عَلَيْهِمْ وَالنَّصَارَى ضُلاَّلٌ » . فَذَكَرَ الْحَدِيثَ بِطُولِهِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsenna (H) Bündar ikisi bize Muhammed b. Cafer, Şube b. Haccâc, o da Simak b. Harb'ten, o da Abbad b. Hübeyş'ten o da Adiyy b. Hâtim (r.)’den rivâyet ettiğine göre, Hz. Peygamber (s.) şöyle buyurmuştur: “Yahudiler, Allah’ın gazablandığı kimselerdir, Hıristiyanlar da sapık kimselerdir.” Sonra hadisi uzunca zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 1, 5/204
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Hz. Peygamber, Yahudilere laneti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
47022, DM002880
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أنبأنا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« إِنَّ فِى الْجَنَّةِ شَجَرَةً يَسِيرُ الرَّاكِبُ فِى ظِلِّهَا مِائَةَ عَامٍ لاَ يَقْطَعُهَا ، وَاقْرَءُوا إِنْ شِئْتُمْ {وَظِلٍّ مَمْدُودٍ} ».
Tercemesi:
Bize Yezid b. Harun, ona Muhammed b. Amr el-Leysî, , ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Hakikaten Cennet'te öyle bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse onun gölgesinde yüz yıl yol alır da onu geçemez! Dilerseniz; "...Ve (sağın adamları) uzanmış gölgededirler" ayetini okuyun. "
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 114, 3/1875
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Leysî (Muhammed b. Amr b. Alkame b. Vakkas)
4. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
Cennet, cennetteki ağaçlar
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri