Öneri Formu
Hadis Id, No:
25773, N001196
Hadis:
أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ يُونُسَ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا الأَحْوَصِ يُحَدِّثُنَا فِى مَجْلِسِ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَابْنُ الْمُسَيَّبِ جَالِسٌ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا ذَرٍّ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَزَالُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ مُقْبِلاً عَلَى الْعَبْدِ فِى صَلاَتِهِ مَا لَمْ يَلْتَفِتْ فَإِذَا صَرَفَ وَجْهَهُ انْصَرَفَ عَنْهُ » .
Tercemesi:
Bize Süveyd b. Nasr (el-Mervezî), ona (Ebu Abdurrahman) Abdullah b. Mübarek (el-Hanzalî), ona da Yunus'un (b. Yezid el-Eylî) rivayet ettiğine göre (Ebu Bekir Muhammed b. Şihab) ez-Zührî şöyle demiştir:
"Said b. Müseyyeb'in bulunduğu ve oturmakta olduğu bir ortamda Ebu Ahvas'ı (Mevla Benî Leys), Ebu Zer'den (el-Ğıfârî), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ederken duyduğunu işittim. Buna göre Rasulullah (sav) demiştir ki: 'Kul, namazında sağa sola dönmediği sürece; Allah kuluna yönelir. Kul namazında sağa sola dönerek yüzünü kıbleden ayırır ayırmaz, Allah da o kuldan yüz çevirir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Sehv 10, /2165
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Ahvas Mevla Benî Leys (Ebu Ahvas)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Süveyd b. Nasr el-Mervezi (Süveyd b. Nasr b. Süveyd)
Konular:
Namaz, Kıble
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ قَالَ حَدَّثَنَا زَائِدَةُ عَنْ أَشْعَثَ بْنِ أَبِى الشَّعْثَاءِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ سَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ الاِلْتِفَاتِ فِى الصَّلاَةِ فَقَالَ « اخْتِلاَسٌ يَخْتَلِسُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الصَّلاَةِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25774, N001197
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ قَالَ حَدَّثَنَا زَائِدَةُ عَنْ أَشْعَثَ بْنِ أَبِى الشَّعْثَاءِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ سَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ الاِلْتِفَاتِ فِى الصَّلاَةِ فَقَالَ « اخْتِلاَسٌ يَخْتَلِسُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الصَّلاَةِ » .
Tercemesi:
Bize (Ebu Hafs) Amr b. Ali (el-Fellâs), ona (Ebu Said) Abdurrahman (b. Mehdî el-Anberî), ona Zâide (b. Kudâme es-Sekafî), ona Eş'as b. Ebu Şa'sâ (el-Muharibî), ona babası (Ebu Şa'sâ Süleym b. Esved el-Muharibî), ona (Ebu Aişe) Mesruk (b. Ecda'), ona da Hz. Âişe (r. anhâ) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah'a (sav) namazda sağa sola dönmekle ilgili olarak sordum. Şöyle buyurdu: 'Bu, Şeytan'ın namazdan aşırdığı bir hırsızlıktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Sehv 10, /2165
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Şa'sâ Süleym b. Esved el-Muharibî (Süleym b. Esved b. Hanzale)
4. Eşas b. Ebu Şa'sâ el-Muharibî (Eşas b. Süleym b. Esved)
5. Zâide b. Kudame es-Sekafî (Zâide b. Kudame)
6. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
7. Ebu Hafs Amr b. Ali el-Fellâs (Amr b. Ali b. Bahr b. Kenîz)
Konular:
Namaz, Kıble
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
حدثنا عبد السلام بن حرب عن القاسم بن الوليد قال قال علي لا جماعة يوم جمعة إلا مع الإمام
Öneri Formu
Hadis Id, No:
104880, MŞ005441
Hadis:
حدثنا عبد السلام بن حرب عن القاسم بن الوليد قال قال علي لا جماعة يوم جمعة إلا مع الإمام
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Salât 5441, 4/123
Senetler:
()
Konular:
Cuma Namazı, Cuma namazı
Cuma namazı, kılma ve kıldırma şartları
KTB, CUMA
Namaz, cemaatle
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Bize Harun b. Abdullah, ona Hasan b. Sevvâr, ona Leys b. Sa'd, ona Muaviye b. Salih, ona Amr b. Kays Kindî, ona Asım b. Humeyd, Avf b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (sav) ile birlikte kalktım; önce misvak kullandı, sonra abdest aldı, sonra namaza durdu. Bakara suresini okumaya başladı, rahmet ayetine geldiğinde durur, rahmet dilerdi. Azap ayeti geçince yine durur ve Allah’a sığınırdı. Sonra rükuya gider, kıyamda kaldığı kadar da rükuda kalırdı. Rükuda: “Sübhâne zi'l-ceberûti ve'l-melekûti ve'l-kibriyâi ve'l-azameti (Kudret, hükümranlık, büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim)” der sonra secdeye varırdı. Secdesi de rükusu kadar uzun olurdu, secde de ise yine: “Sübhâne zi'l-ceberûti ve'l-melekûti ve'l-kibriyâi ve'l-azameti (Kudret, hükümranlık, büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim)” der, sonra ikinci rekata kalkar Âl-i İmrân suresini okur, sonra başka bir sure, (daha) sonra başka bir sure daha okur ve tüm rekatlarda da aynen böyle yapardı.
Açıklama: " سُبْحَانَ ذِى الْجَبَرُوتِ وَالْمَلَكُوتِ وَالْكِبْرِيَاءِ وَالْعَظَمَةِ (Kudret, hükümranlık, büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim)" dua cümlesi, hem rükuda hem secdede söylenebilir.
Ebu Dâvûd, Salat, 153.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25374, N001133
Hadis:
أَخْبَرَنِى هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ سَوَّارٍ قَالَ حَدَّثَنَا لَيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ صَالِحٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ قَيْسٍ الْكِنْدِىِّ أَنَّهُ سَمِعَ عَاصِمَ بْنَ حُمَيْدٍ يَقُولُ سَمِعْتُ عَوْفَ بْنَ مَالِكٍ يَقُولُ قُمْتُ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَبَدَأَ فَاسْتَاكَ وَتَوَضَّأَ ثُمَّ قَامَ فَصَلَّى فَبَدَأَ فَاسْتَفْتَحَ مِنَ الْبَقَرَةِ لاَ يَمُرُّ بِآيَةِ رَحْمَةٍ إِلاَّ وَقَفَ وَسَأَلَ وَلاَ يَمُرُّ بِآيَةِ عَذَابٍ إِلاَّ وَقَفَ يَتَعَوَّذُ ثُمَّ رَكَعَ فَمَكَثَ رَاكِعًا بِقَدْرِ قِيَامِهِ يَقُولُ فِى رُكُوعِهِ « سُبْحَانَ ذِى الْجَبَرُوتِ وَالْمَلَكُوتِ وَالْكِبْرِيَاءِ وَالْعَظَمَةِ » . ثُمَّ سَجَدَ بِقَدْرِ رُكُوعِهِ يَقُولُ فِى سُجُودِهِ « سُبْحَانَ ذِى الْجَبَرُوتِ وَالْمَلَكُوتِ وَالْكِبْرِيَاءِ وَالْعَظَمَةِ » . ثُمَّ قَرَأَ آلَ عِمْرَانَ ثُمَّ سُورَةً ثُمَّ سُورَةً فَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ .
Tercemesi:
Bize Harun b. Abdullah, ona Hasan b. Sevvâr, ona Leys b. Sa'd, ona Muaviye b. Salih, ona Amr b. Kays Kindî, ona Asım b. Humeyd, Avf b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (sav) ile birlikte kalktım; önce misvak kullandı, sonra abdest aldı, sonra namaza durdu. Bakara suresini okumaya başladı, rahmet ayetine geldiğinde durur, rahmet dilerdi. Azap ayeti geçince yine durur ve Allah’a sığınırdı. Sonra rükuya gider, kıyamda kaldığı kadar da rükuda kalırdı. Rükuda: “Sübhâne zi'l-ceberûti ve'l-melekûti ve'l-kibriyâi ve'l-azameti (Kudret, hükümranlık, büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim)” der sonra secdeye varırdı. Secdesi de rükusu kadar uzun olurdu, secde de ise yine: “Sübhâne zi'l-ceberûti ve'l-melekûti ve'l-kibriyâi ve'l-azameti (Kudret, hükümranlık, büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim)” der, sonra ikinci rekata kalkar Âl-i İmrân suresini okur, sonra başka bir sure, (daha) sonra başka bir sure daha okur ve tüm rekatlarda da aynen böyle yapardı.
Açıklama:
" سُبْحَانَ ذِى الْجَبَرُوتِ وَالْمَلَكُوتِ وَالْكِبْرِيَاءِ وَالْعَظَمَةِ (Kudret, hükümranlık, büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim)" dua cümlesi, hem rükuda hem secdede söylenebilir.
Ebu Dâvûd, Salat, 153.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tatbîk 73, /2160
Senetler:
1. Ebu Amr Avf b. Malik el-Eşcaî (Avf b. Malik)
2. Asım b. Humeyd es-Sekûnî (Asım b. Humeyd)
3. Ebu Sevr Amr b. Kays el-Kindî (Amr b. Kays b. Sevr b. Mazin)
4. Ebu Hamza Muaviye b. Salih el-Hadramî (Muaviye b. Salih b. Hudeyr b. Said)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Ala Hasan b. Sevvar el-Beğavî (Hasan b. Sevvar)
7. Harun b. Abdullah el-Bezzâz (Harun b. Abdullah b. Mervan)
Konular:
Abdest, abdest alırken misvak kullanmak
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Namaz, misvak kullanmak
Açıklama: Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13718, İM001255
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ أَنْبَأَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ زِرٍّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَعَلَّكُمْ سَتُدْرِكُونَ أَقْوَامًا يُصَلُّونَ الصَّلاَةَ لِغَيْرِ وَقْتِهَا فَإِنْ أَدْرَكْتُمُوهُمْ فَصَلُّوا فِى بُيُوتِكُمْ لِلْوَقْتِ الَّذِى تَعْرِفُونَ ثُمَّ صَلُّوا مَعَهُمْ وَاجْعَلُوهَا سُبْحَةً » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. es-Sabbâh, ona Ebu Bekr b. Ayyâş, ona Âsım, ona Zir, ona Abdullah b. Mesud’un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Muhtemelen sizler vaktinden sonra namazı kılan bir takım kimselere yetişeceksiniz. Onları yetişirseniz siz bildiğiniz vakitte evlerinizde namazınızı kılın, sonra onlarla beraber namaz kılıp o kıldığınızı da nafile sayın.”
Açıklama:
Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 150, /203
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Meryem Zir b. Hubeyş el-Esedi (Zir b. Hubeyş b. Hubabe b. Evs b. Bilal b. Sa'd)
3. Asım b. Ebu Necûd el-Esedî (Âsım b. Behdele)
4. Ebu Bekir b. Ayyaş el-Esedî (Ebu Bekir b. Ayyaş b. Salim)
5. Muhammed b. Sabbah el-Cürcerâî (Muhammed b. Sabbah b. Süfyan b. Ebu Süfyan)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, cemaatla kılmanın fazileti
Namaz, cemaatle kılamama durumu
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10782, İM000803
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ الطَّنَافِسِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنِى عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ عَطَاءٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا حُمَيْدٍ السَّاعِدِىَّ يَقُولُ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا قَامَ إِلَى الصَّلاَّةِ اسْتَقْبَلَ الْقِبْلَةَ وَرَفَعَ يَدَيْهِ وَقَالَ « اللَّهُ أَكْبَرُ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed et-Tanâfisî, ona Ebu Usame, ona Abdulhamid b. Cafer, ona Muhammed b. Amr b. Ata’nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ebu Humeyd es-Saidî’yi şöyle derken dinledim: Rasulullah (sav) namaz kılmak üzere kalktığı vakit kıbleye döner, ellerini kaldırır ve: “Allahu Ekber” derdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 1, /137
Senetler:
1. Ebu Humeyd Abdurrahman b. Sa'd es-Sâ'îdî (Münzir b. Sa'd b. Malik)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Amiri (Muhammed b. Amr b. Ata b. Ayyaş b. Alkame)
3. Ebu Fadl Abdülhamid b. Cafer el-Ensârî (Abdülhamid b. Cafer b. Abdullah b. Hakem b. Rafi' b. Sinan)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10783, İM000804
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ الْحُبَابِ حَدَّثَنِى جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ الضُّبَعِىُّ حَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ عَلِىٍّ الرِّفَاعِىُّ عَنْ أَبِى الْمُتَوَكِّلِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَسْتَفْتِحُ صَلاَتَهُ يَقُولُ « سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ وَتَبَارَكَ اسْمُكَ وَتَعَالَى جَدُّكَ وَلاَ إِلَهَ غَيْرُكَ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Zeyd b. el-Hubâb, ona Cafer b. Süleyman ed-Duba‘î, ona Ali b. Ali er-Rifâ‘î, ona Ebu’l Mütevekkil, ona Ebu Said el-Hudrî’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) namazına başladıktan sonra ilk olarak: “Subhânekellâhumme ve bi hamdik ve tebârekesmuk ve teâlâ cedduke ve lâ ilâhe ğayruke: Allah’ım, seni hamdinle her türlü eksiklikten tenzih ederim. İsmin ne kadar mübarek ve şanın ne kadar yücedir! Senden başka hiçbir ilâh yoktur,” duası ile başlardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 1, /137
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Mütevekkil Ali b. Davud en-Nâcî (Ali b. Davud)
3. Ebu İsmail Ali b. Nicâd er-Rifâ'î (Ali b. Ali b. Nicad b. Rifâ'a)
4. Ebu Süleyman Cafer b. Süleyman ed-Duba'î (Cafer b. Süleyman)
5. Ebu Huseyin Zeyd b. Hubab et-Temimi (Zeyd b. Hubab b. Reyyan)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273306, M000932-2
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَابْنُ خَشْرَمٍ قَالاَ أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُعَلِّمُنَا يَقُولُ « لاَ تُبَادِرُوا الإِمَامَ إِذَا كَبَّرَ فَكَبِّرُوا وَإِذَا قَالَ وَلاَ الضَّالِّينَ . فَقُولُوا آمِينَ . وَإِذَا رَكَعَ فَارْكَعُوا وَإِذَا قَالَ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ . فَقُولُوا اللَّهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ » .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim ve İbn Haşrem, onlara İsa b. Yunus, ona el-A‘meş, ona Ebu Salih, ona Ebu Hureyre rivayetle dedi ki: Rasulullah (sav) bize öğretir ve: “İmamdan önce hareket etmeyin, o tekbir alınca siz de arkasından tekbir alın, o “vele’d-dâllîn” derse, siz de arkasından “âmin” deyin, o rükûa varınca siz de akabinde rükû edin, o “semiallahu limen hamideh” derse, siz de “Allahumme Rabbenâ leke’l hamd deyin,” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 932, /175
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Dua, duaya amin demek
İbadet, Namaz
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Namaz, amin demek
Namaz, âmin demenin fazileti
Namaz, bitişinde tekbir
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Namaz, namaz
Namaz, namazda iken yapılan hareketler
Namaz, Namazda imamet, duruşu, kişi sayısı vs
Namaz, Namazda rukû'
Namaz, tekbir
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْحُلْوَانِىُّ جَمِيعًا عَنْ عَبْدِ الرَّزَّاقِ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ حَدَّثَنِى ابْنُ شِهَابٍ عَنْ حَدِيثِ عَبَّادِ بْنِ زِيَادٍ أَنَّ عُرْوَةَ بْنَ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ أَخْبَرَهُ أَنَّ الْمُغِيرَةَ بْنَ شُعْبَةَ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ غَزَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَبُوكَ - قَالَ الْمُغِيرَةُ - فَتَبَرَّزَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قِبَلَ الْغَائِطِ فَحَمَلْتُ مَعَهُ إِدَاوَةً قَبْلَ صَلاَةِ الْفَجْرِ فَلَمَّا رَجَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَىَّ أَخَذْتُ أُهَرِيقُ عَلَى يَدَيْهِ مِنَ الإِدَاوَةِ وَغَسَلَ يَدَيْهِ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ ثُمَّ غَسَلَ وَجْهَهُ ثُمَّ ذَهَبَ يُخْرِجُ جُبَّتَهُ عَنْ ذِرَاعَيْهِ فَضَاقَ كُمَّا جُبَّتِهِ فَأَدْخَلَ يَدَيْهِ فِى الْجُبَّةِ حَتَّى أَخْرَجَ ذِرَاعَيْهِ مِنْ أَسْفَلِ الْجُبَّةِ . وَغَسَلَ ذِرَاعَيْهِ إِلَى الْمِرْفَقَيْنِ ثُمَّ تَوَضَّأَ عَلَى خُفَّيْهِ ثُمَّ أَقْبَلَ - قَالَ الْمُغِيرَةُ - فَأَقْبَلْتُ مَعَهُ حَتَّى نَجِدُ النَّاسَ قَدْ قَدَّمُوا عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ عَوْفٍ فَصَلَّى لَهُمْ فَأَدْرَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِحْدَى الرَّكْعَتَيْنِ فَصَلَّى مَعَ النَّاسِ الرَّكْعَةَ الآخِرَةَ فَلَمَّا سَلَّمَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ قَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُتِمُّ صَلاَتَهُ فَأَفْزَعَ ذَلِكَ الْمُسْلِمِينَ فَأَكْثَرُوا التَّسْبِيحَ فَلَمَّا قَضَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم صَلاَتَهُ أَقْبَلَ عَلَيْهِمْ ثُمَّ قَالَ « أَحْسَنْتُمْ » . أَوْ قَالَ « قَدْ أَصَبْتُمْ » . يَغْبِطُهُمْ أَنْ صَلَّوُا الصَّلاَةَ لِوَقْتِهَا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281105, M000952-2
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْحُلْوَانِىُّ جَمِيعًا عَنْ عَبْدِ الرَّزَّاقِ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ حَدَّثَنِى ابْنُ شِهَابٍ عَنْ حَدِيثِ عَبَّادِ بْنِ زِيَادٍ أَنَّ عُرْوَةَ بْنَ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ أَخْبَرَهُ أَنَّ الْمُغِيرَةَ بْنَ شُعْبَةَ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ غَزَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَبُوكَ - قَالَ الْمُغِيرَةُ - فَتَبَرَّزَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قِبَلَ الْغَائِطِ فَحَمَلْتُ مَعَهُ إِدَاوَةً قَبْلَ صَلاَةِ الْفَجْرِ فَلَمَّا رَجَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَىَّ أَخَذْتُ أُهَرِيقُ عَلَى يَدَيْهِ مِنَ الإِدَاوَةِ وَغَسَلَ يَدَيْهِ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ ثُمَّ غَسَلَ وَجْهَهُ ثُمَّ ذَهَبَ يُخْرِجُ جُبَّتَهُ عَنْ ذِرَاعَيْهِ فَضَاقَ كُمَّا جُبَّتِهِ فَأَدْخَلَ يَدَيْهِ فِى الْجُبَّةِ حَتَّى أَخْرَجَ ذِرَاعَيْهِ مِنْ أَسْفَلِ الْجُبَّةِ . وَغَسَلَ ذِرَاعَيْهِ إِلَى الْمِرْفَقَيْنِ ثُمَّ تَوَضَّأَ عَلَى خُفَّيْهِ ثُمَّ أَقْبَلَ - قَالَ الْمُغِيرَةُ - فَأَقْبَلْتُ مَعَهُ حَتَّى نَجِدُ النَّاسَ قَدْ قَدَّمُوا عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ عَوْفٍ فَصَلَّى لَهُمْ فَأَدْرَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِحْدَى الرَّكْعَتَيْنِ فَصَلَّى مَعَ النَّاسِ الرَّكْعَةَ الآخِرَةَ فَلَمَّا سَلَّمَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ قَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُتِمُّ صَلاَتَهُ فَأَفْزَعَ ذَلِكَ الْمُسْلِمِينَ فَأَكْثَرُوا التَّسْبِيحَ فَلَمَّا قَضَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم صَلاَتَهُ أَقْبَلَ عَلَيْهِمْ ثُمَّ قَالَ « أَحْسَنْتُمْ » . أَوْ قَالَ « قَدْ أَصَبْتُمْ » . يَغْبِطُهُمْ أَنْ صَلَّوُا الصَّلاَةَ لِوَقْتِهَا .
Tercemesi:
Bana Muhammet! b. Râfî (T) Hasen b. Ali El-Hulvânî ikisi Abdürrezzâk'dan rivayet ettiler. İbni Rafî' dedi ki, bize Abdürrezzâk rivayet etti, (Dedi ki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dedi ki): Bana İbni Şihâb, Abbas b. Ziyad'ın hadîsini Urve b. Mugîre b. Şu'be, Mugîre b. Şu'be'nin Resûlüllah (s.a.v.) ile birlikte Tebük gazasında bulunduğunu haber verdiğini nakletti. Muğire şöyle dedi: "Resûlüllah (sav) kazâ-i hacet için çukura doğru gitti ve ben de ona bir su kabı getirmiştim. Resûlüllah (sav) kazâ-i hacetden sonra sabah namazından önce yanıma dönünce bu kaptan ellerine su dökmeye başladım. Ellerini Üç defa yıkadı. Sonra yüzünü yıkadı. Sonra cübbesini kollarından çıkarmaya çalıştı. Fakat cübbesinin yenleri dar geldi. Bu sefer ellerini cübbenin içine doğru çekerek kollarım cübbenin aşağısından çıkardı ve kollarını dirsekleriyle beraber yıkadı. Sonra mestleri üzerine abdest aldı. Sonra (cemâatin yanına) geldi.
Mugîre demiştir ki; Ben onunla beraber geldim. Cemâati, Abdurrahman b. Avf'ı imam yapmışlar namaz kıldırırken bulduk. Relûlüllah (sav) iki rek'âtın birine yetişti ve cemaatla birlikte son rek'âtı kıldı. Abdurrahman b. Avf selâm verince Resûlüllah (sav) namazını tamamlamak üzere kalktı. Bu, müslümanları telâşa düşürdü ve bir çok teşbihlerde bulundular. Peygamber namazını bitirince onlara döndü ve (iyi ettiniz) yahut; (isabet ettiniz)» buyurdu. Namazı vaktinde kılmış olmalarından dolayı onlara gıpta ediyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 952, /179
Senetler:
1. Ebu Abdullah Muğîra b. Şube es-Sekafî (Mugîra b. Şube b. Ebu Amir b. Mesud b. Muattib)
2. Ebu Ya'fur Urve b. Muğira es-Sekafi (Urve b. Muğira b. Şube)
3. Ebu Harb Abbad b. Ziyad el-Ümevi (Abbad b. Ziyad b. Ebu Süfyan)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
6. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
7. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Abdest, alınış şekli
Abdest, ayakların yıkanması (topuklarla beraber)
Abdest, eksiksiz almak gerekir
KTB, ABDEST
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Namaz, namaza yetişmiş olmak
Namaz, namazı tamamlama
Öneri Formu
Hadis Id, No:
73003, HM023294
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو النَّضْرِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ بَهْرَامَ الْفَزَارِيُّ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ غَنْمٍ
أَنَّ أَبَا مَالِكٍ الْأَشْعَرِيَّ جَمَعَ قَوْمَهُ فَقَالَ يَا مَعْشَرَ الْأَشْعَرِيِّينَ اجْتَمِعُوا وَاجْمَعُوا نِسَاءَكُمْ وَأَبْنَاءَكُمْ أُعَلِّمْكُمْ صَلَاةَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ صَلَّى لَنَا بِالْمَدِينَةِ فَاجْتَمَعُوا وَجَمَعُوا نِسَاءَهُمْ وَأَبْنَاءَهُمْ فَتَوَضَّأَ وَأَرَاهُمْ كَيْفَ يَتَوَضَّأُ فَأَحْصَى الْوُضُوءَ إِلَى أَمَاكِنِهِ حَتَّى لَمَّا أَنْ فَاءَ الْفَيْءُ وَانْكَسَرَ الظِّلُّ قَامَ فَأَذَّنَ فَصَفَّ الرِّجَالَ فِي أَدْنَى الصَّفِّ وَصَفَّ الْوِلْدَانَ خَلْفَهُمْ وَصَفَّ النِّسَاءَ خَلْفَ الْوِلْدَانِ ثُمَّ أَقَامَ الصَّلَاةَ فَتَقَدَّمَ فَرَفَعَ يَدَيْهِ فَكَبَّرَ فَقَرَأَ بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ وَسُورَةٍ يُسِرُّهُمَا ثُمَّ كَبَّرَ فَرَكَعَ فَقَالَ سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ ثَلَاثَ مِرَارٍ ثُمَّ قَالَ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ وَاسْتَوَى قَائِمًا ثُمَّ كَبَّرَ وَخَرَّ سَاجِدًا ثُمَّ كَبَّرَ فَرَفَعَ رَأْسَهُ ثُمَّ كَبَّرَ فَسَجَدَ ثُمَّ كَبَّرَ فَانْتَهَضَ قَائِمًا فَكَانَ تَكْبِيرُهُ فِي أَوَّلِ رَكْعَةٍ سِتَّ تَكْبِيرَاتٍ وَكَبَّرَ حِينَ قَامَ إِلَى الرَّكْعَةِ الثَّانِيَةِ فَلَمَّا قَضَى صَلَاتَهُ أَقْبَلَ إِلَى قَوْمِهِ بِوَجْهِهِ فَقَالَ احْفَظُوا تَكْبِيرِي وَتَعَلَّمُوا رُكُوعِي وَسُجُودِي فَإِنَّهَا صَلَاةُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الَّتِي كَانَ يُصَلِّي لَنَا كَذَا السَّاعَةِ مِنْ النَّهَارِ ثُمَّ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمَّا قَضَى صَلَاتَهُ أَقْبَلَ إِلَى النَّاسِ بِوَجْهِهِ فَقَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ اسْمَعُوا وَاعْقِلُوا وَاعْلَمُوا أَنَّ لِلَّهِ عَزَّ وَجَلَّ عِبَادًا لَيْسُوا بِأَنْبِيَاءَ وَلَا شُهَدَاءَ يَغْبِطُهُمْ الْأَنْبِيَاءُ وَالشُّهَدَاءُ عَلَى مَجَالِسِهِمْ وَقُرْبِهِمْ مِنْ اللَّهِ فَجَاءَ رَجُلٌ مِنْ الْأَعْرَابِ مِنْ قَاصِيَةِ النَّاسِ وَأَلْوَى بِيَدِهِ إِلَى نَبِيِّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا نَبِيَّ اللَّهِ نَاسٌ مِنْ النَّاسِ لَيْسُوا بِأَنْبِيَاءَ وَلَا شُهَدَاءَ يَغْبِطُهُمْ الْأَنْبِيَاءُ وَالشُّهَدَاءُ عَلَى مَجَالِسِهِمْ وَقُرْبِهِمْ مِنْ اللَّهِ انْعَتْهُمْ لَنَا يَعْنِي صِفْهُمْ لَنَا فَسُرَّ وَجْهُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِسُؤَالِ الْأَعْرَابِيِّ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ هُمْ نَاسٌ مِنْ أَفْنَاءِ النَّاسِ وَنَوَازِعِ الْقَبَائِلِ لَمْ تَصِلْ بَيْنَهُمْ أَرْحَامٌ مُتَقَارِبَةٌ تَحَابُّوا فِي اللَّهِ وَتَصَافَوْا يَضَعُ اللَّهُ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مَنَابِرَ مِنْ نُورٍ فَيُجْلِسُهُمْ عَلَيْهَا فَيَجْعَلُ وُجُوهَهُمْ نُورًا وَثِيَابَهُمْ نُورًا يَفْزَعُ النَّاسُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلَا يَفْزَعُونَ وَهُمْ أَوْلِيَاءُ اللَّهِ الَّذِينَ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
Tercemesi:
Abdurrahman b. Ganm'dan: Ebû Mâlik el-Eş'arî (ra) kavmini topladı ve: 'Ey Eş'arîler topluluğu! Toplanın! (Aynca) kadınlarınızı ve oğullarınızı toplayın ki bize Medine'de namaz kıldıran Rasûlullah'ın (sav) namazını size öğreteyim' dedi. Bunun üzerine hepsi toplandı, kadınlarını ve oğullarını topladılar. Ebû Mâlik abdest aldı, abdestin nasıl alınacağını onlara gösterdi ve abdest suyunu ilgili uzuvlara iyice ulaştırdı/yıkadı. Gölge (zevalden) dönüp yön değiştirdiğinde (yani Öğle vakti) kalktı, ezan okudu, erkekleri öne saf tutturdu, onların arkasına (bulûğa ermeyen) erkek çocukları aldı, erkek çocukların arkasına da kadınları saf tutturdu. Sonra namaz kameti getirdi, öne geçti, ellerini kaldırdı ve tekbir getirdi. (Ayakta) Fatiha ve uygun gördüğü bir sureyi içinden okudu. Sonra tekbir aldı ve rukûya gitti, rukûda üç kere 'Subhanallahi ve bihamdihi' dedi. Sonra 'Semi'a'llahü limen hamideh dedi ve tam olarak doğruldu. Sonra tekbir getirdi ve secdeye gitti, sonra tekbir getirdi ve başını (secdeden) kaldırdı. Sonra (tekrar) tekbir getirdi ve secdeye gitti, sonra tekbir getirdi ve ayağa kalktı. İlk rekattaki tekbiri altı taneydi, ikinci rekata kalkarken de tekbir getirdi. Namazı bitirince kavmine döndü ve şöyle dedi:
'(Namazdaki şu) tekbirimi ezberleyin, rükû ve secdemi öğrenin! (Çünkü) bu, gündüzün şu vaktinde bize namaz kıldıran Rasûlullah'ın namazıdır. Ayrıca Rasûlullah namazı bitirince insanlara döndü ve şöyle dedi: "Ey insanlar! İyi dinleyin, düşünün ve (şunu) bilin ki izzet ve celâl sahibi Allah'ın Peygamber ya da şehit olmayan (bazı özel) kulları vardır. Onların meclislerine ve Allah'a olan yakınlıklarına Peygamberler ve şehitler bile gıpta ederler." İnsanların uzağından bedevilerden bir adam geldi, Allah'ın Peygamberine eliyle işaret etti ve: Ey Allah 'ın Peygamberi! Peygamber ya da şehitlerden olmadıkları hâlde Peygamber ve şehitlerin bile onların meclislerine ve Allah'a olan yakınlıklarına gıpta ettikleri bu kişileri bize anlat/vasfet dedi. Bedevinin bu sorusu üzerine Rasûlullah'ın yüzü açıldı/sevinçle doldu ve şöyle dedi: "Onlar, insanlardan kimsesiz ve farklı kabilelerden olan bazı kişilerdir ki aralarında yakın akrabalık durumu yoktur. (Ancak) birbirlerini Allah için severler, birbirlerine samimi/dürüst davranırlar. Kıyamet günü Allah onlar için nurdan minberler yaratır ve onları üzerlerine oturtur, onların yüzlerini nurlandırır ve elbiselerine de nur saçar. Kıyamet günü insanlar korku içinde olacakları hâlde bu kimseler korku taşımazlar. Onlar kendilerine korku verilmeyen ve üzüntüye düşmeyecek olan Allah'ın velileridir (dostlarıdır)."'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Malik el-Eşarî 23294, 7/606
Senetler:
1. Ebu Malik el-Eşarî (Ka'b b. Asım)
2. Abdurrahman b. Ğanm el-Eşari (Abdurrahman b. Ğanm)
3. Şehr b. Havşeb el-Eşarî (Şehr b. Havşeb)
4. Abdülhamid b. Behram el-Fezarî (Abdülhamid b. Behram)
5. Ebu Nadr Haşim b. Kasım el-Leysi (Haşim b. Kasım b. Müslim)
Konular:
Eğitim, Görsel öğretim, Rasulullah-sahabe-tabiin arasında
Eğitim, Hz. Peygamberi taklit
Hz. Peygamber, namaz kılış şekli
Hz. Peygamber, öğreticiliği
Kıyamet, ahvali
KTB, ABDEST
Kul, Allah'ın sevdiği / seçkin kulları
Namaz, abdestten sonra
Namaz, cemaatle
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
Namaz, kamet getirmek
Namaz, Kametten Sonra
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Namaz, kıraat
Namaz, namaz vakitleri
Namaz, Namazda rukû'
Namaz, Ruku' ve secdede söylenecek ve okunacak şeyler
Namaz, rüku'da nasıl olunacağı ve ne kadar kalınacağı
Namaz, rüku'dan kalkınca ne denileceği
Namaz, saf tutma ve düzeni
Namaz, secde, okunacak dualar vs,
Namaz, tekbir
Namaz, tekbir almak (rükün geçişlerinde)
Namaz, Tekbir, namaza başlarken
Sahabe, örnekliği
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Sevgi, Allah için sevmek
Zihin İnşası, gıpta edilecek kimseler