32 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Muhammed b. Bükeyr en-Nakıd, ona Süfyan b. Uyeyne, ona da Muhammed b. Münkedir, Cabir b. Abdullah'ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Hastalandım. Rasulullah (sav) Ebu Bekir'le birlikte yaya olarak beni ziyarete geldiler. Bir ara bayıldım. Hz. Peygamber abdest aldı sonra abdest suyundan bir miktar üzerime döktü. Böylece kendime geldim. (Ayılınca) 'Ey Allah'ın Elçisi, malım (miras taksimi) hususunda nasıl hüküm vereyim? diye sordum. Hz. Peygamber (sav) bana bir cevap vermedi. Nihayet "Senden fetva istiyorlar. De ki: 'Allah, kelâlenin (babası ve çocuğu olmayan kimsenin) mirası hakkındaki hükmü şöyle açıklıyor...' (Nisa, 4/176) şeklindeki miras ayeti nazil odu.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona İbn Cüreyc, ona da İbn Münkedir, Cabir’in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) ve Ebu Bekir (hastalığım sırasında) yürüyerek Seleme oğulları yurdundaki (evimde) beni ziyarete gelmişlerdi. Hz. Peygamber (sav) (geldiğinde) beni bilincim kapalı olarak bulmuş. Bunun üzerine biraz su isteyip abdest almış, sonra da (bu sudan) üzerime serpmiş. Derken ayılıp kendime geldim ve 'Ey Allah’ın Rasulü! Malım hususunda ne yapmamı emredersiniz?' diye (mirasımı) sordum. Bu sorum üzerine (Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe iki kadın payı kadar vermenizi emreder...) (Nisâ 4/11) diye başlayan ayet-i kerime nâzil oldu."