1196 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Harmele b. Yahya ve Yunus b. Abdüla‘lâ, onlara Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah, Kıyamet gününde, yeri avucunun içine alır, sağ tarafına da semayı dürüp katlar, sonra da “gerçek hükümdar ve melik benim, hani nerede yeryüzünün hükümdarları!” buyurur."
Bize Harmele b. Yahya ve Yunus b. Abdüla‘lâ, onlara Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah, Kıyamet gününde, yeri avucunun içine alır, sağ (kudret) eliyle de semayı dürüp katlar, sonra da “gerçek hükümdar ve melik benim, hani nerede yeryüzünün hükümdarları!” buyurur."
Bize İshak b. İbrahim, ona Cerir, ona Mansur, ona Ebu Duhâ, ona da Mesruk şöyle demiştir: Abdullah'ın yanında oturuyorduk. Kendisi de aramızda yaslanmıştı. Derken ona bir adam gelerek; ey Ebu Abdurrahman! Kinde kapıları yanında bir hikayeci kıssa anlatıyor ve duman mucizesi gelecek, kâfirlerin canlarını alacak, müminler de ondan nezle şeklinde etkilenecek diyor dedi. Bunun üzerine Abdullah kızarak oturdu ve şunları söyledi: Ey insanlar! Allah'tan korkun! Sizden kim bir şey biliyorsa bildiğini söylesin. Bilmeyen de Allah bilir desin. Çünkü birinizin bilmediği bir şey için Allah bilir demesi en büyük ilimdir. Hiç Şüphesiz Allah (ac), Peygamber'ine; "de ki: Tebliğim karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik de taslamıyorum" (Sâd, 38/86) buyurdu. (Duman meselesine gelince) Hz. Peygamber (sav) insanların İslâm Dinini kabulde ağır davrandıklarını görünce; "Allah'ım Yusuf Peygamber'in kavmine verdiğin gibi bunlara da yedi yıllık kıtlık ver" diye dua etti. Hemen ardından onları öyle şiddetli bir kıtlık yakaladı ki, birçokları açlıktan ölü eti ve deriler yediler. Öyle ki kişi yerle gök arasındaki hava tabakasını duman şekli gibi görüyordu. Bunun üzerine Ebu Süfyan, Hz. Peygamber'e geldi ve ey Muhammed, sen bize gelmiş, Allah'a itaati ve hısımlarla ilgilenmeyi emrediyorsun, ama kavmin ise helak oldu. Artık onlar için Allah'a dua et dedi. Yüce Allah şöyle buyurdu: "Şimdi sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azaptır. O gün insanlar; ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Artık biz inanıyoruz derler. Onlar nerede, öğüt almak nerede? Halbuki onlara her şeyi açıkça bildiren bir peygamber gelmişti. Fakat onlar peygamberden yüz çevirmiş. Bu, kendisine belletilmiş delinin biri' demişlerdi. Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine inkâra döneceksiniz." (Duhân, 44/10-15) Abdullah şöyle dedi: (Bu azap Kindeli'nin dediği gibi ahiret azabı olsaydı) Ahiret azabı bir kere geldikten sonra tekrar kaldırılır mı? (Kureyş müşrikleri sonra yine şirklerine döndüler. Bu dönekliğin cezasını) Allah; "fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız." (Duhân, 44/16) ayetinde bildirmiştir. Bu intikam günü, Bedir günüdür. Duman mucizesi, Lizâm ve Rumların tekrar galip geleceğini bildiren mucize, olmuş bitmiştir.
Açıklama: "Duhân Mucizesi": Kureyşlilerin kıtlıkla cezalandırılmasıdır. (Duhân, 10-15 ayetlerinin tefsirine bakınız). "Lizâm": Bedir'de yenilip esir düşmeleridir. (Furkân, 77. ayetin tefsirine bakınız). "Rumların galip gelmesi" de Mekke döneminde ehl-i kitap olan Bizans'ın ateşperest olan İranlılara mağlup olmasından sonra bir kaç sene içinde tekrar galip geleceklerinin Kur'an tarafından önceden bildirilmesi, bildirildiği üzere de Bizans'ın İranlıları mağlup etmesidir. (Rûm, 1-4 ayetlerinin tefsirine bakınız)
Bize Vekî, ona A'meş, ona Süleyman b. Müshir ona Haraşe b. Hurr, ona da Ebu Zer şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) bana 'Ey Ebu Zer! Mescitte en itibarlı kişiye bak' buyurdu. Ben baktım, üzerinde güzel bir elbise bulunan bir adam gördüm ve 'Şu mu?' dedim. Rasulullah (sav) bana 'Şimdi de mescitte en aşağı görülen kişiye bak' buyurdu, ben de baktım; üzerinde eski püskü elbiseler bulunan birini gördüm ve 'Şu mu?' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Bu (fakir gördüğün kişi), kıyamet günü Allah katında, bu (itibarlı gördüğün) adam gibi yeryüzü dolusu kadar adamdan daha hayırlıdır' buyurdu."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Yahudi'nin biri Medine çarşısında “Hz. Musa'yı bütün insanlardan üstün kılan (Allah)'a yemin olsun” dedi. Ensar'dan bir adam da elini kaldırıp Yahudi'ye bir tokat attı ve “Rasulullah (sav) aramızda iken sen böyle diyorsun” dedi Bu durum Rasulullah'a (sav) aktarıldı. Hz. Peygamber (sav) de "O gün sûra üflenir; Allah’ın dilediklerinden başka göklerde ve yerde kim varsa kıyâmetin dehşetinden çarpılıp cansız yere serilir. Sonra sûra bir daha üflenir; bir de bakarsın ki, bütün ölüler dirilip kabirlerinde ayağa kalkmış, merak ve endişe içinde etraflarına bakınıp duruyorlar" (Zümer, 68) ayetini okuyup şöyle buyurdu: "Şüphesiz ilk dirilen ben olurum ve bir de bakarım ki Musa, Arş'ın direklerinden birine tutunmuş duruyor. Artık bilemiyorum, acaba benden önce mi uyandı, yoksa Aziz ve Celil Allah'ın istisna ettiklerinden miydi? Kim, benim, Yunus b. Mettâ'dan daha hayırlı olduğumu söylerse yalan söylemiş olur."