1191 Kayıt Bulundu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Nehai kabilesinin şeyhlerinden Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize öğüt vermek üzere ayağa kalktı ve şunları söyledi: "Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız. (Nitekim Yüce Allah) “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.” (Enbiyâ, 104) (buyurmuştur.) Sonra kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Şunu da bilin ki, o gün ümmetimden bazı kişiler getirilip sol tarafa alınırlar. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Bana “Sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin.” (Mâide, 117). O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir."
Açıklama: İlk defa Hz. İbrahim’e elbise giydirilmesi, muhtemelen; ya Hz. İbrahim ateşe atılırken elbisesinden soyulmuş olduğundan, veyahut da tesettür için şalvarı ilk defa onun giymiş olmasından dolayıdır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona da Veki; (T) Yine bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası (Muâz b. Muâz), her ikisine de Şu'be; (T) Yine bize Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, –buradaki lafız İbn Müsennâ'ya aittir- onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize öğüt vermek üzere ayağa kalktı ve şunları söyledi: "Ey insanlar! Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız. Nitekim Yüce Allah “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.” (Enbiyâ, 104) buyurmuştur. Şunu bilin ki, kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Şunu da bilin ki, o gün ümmetimden bazı kişiler getirilip sol tarafa alınırlar. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Bana “Sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 5/117-118) O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir." Vekî ile Muâz’ın rivayetinde: "Onların, senden sonra neler sen bilmezsin, denilecek" ifadesi vardır.
Peki inkâr ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek o günden kendinizi nasıl koruyabileceksiniz?
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Siz Kıyamet günün toplanacaksınız ve birtakım insanlar yakalanıp sol tarafa götürülürler. Ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) dediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti daima üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 117-118)."
Gökyüzü bile onunla (o günün dehşetiyle) yarılacaktır. Allah'ın vâdi mutlaka yerine gelir.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona Muğîre b. Numân, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas'ın (r.anhuma) rivâyet ettiğine göre Rasulullah (sav.) şöyle buyurmuştur: "Sizler yalın ayak, çıplak, ve sünnetsiz olarak haşr olunacaksınız" buyurdu. Sonra da "Biz onları ilk yarattığımızdaki hâle döndürürüz. Sözümüz sözdür, biz bunu mutlaka yaparız" (Enbiyâ,104) mealindeki ayeti okudu ve şöyle devam etti: "Kıyamet günü kendisine ilk elbise giydirilecek olan kişi İbrahim'dir. O gün ashabımdan bazıları yakalanıp sol tarafa doğru götürülürler. Ben hemen “Onlar benim ashabımdır, benim ashabım” derim. Ama bana “Sen onlardan ayrıldığından beri onlar ökçeleri üzerinde gerisin geriye döndüler” diye cevap verilir. O zaman ben de, Allah'ın sâlih kulu ve peygamberi İsâ'nın dediği gibi derim “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti daima üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 117-118)"
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız. Nitekim Yüce Allah “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.” (Enbiyâ, 104) buyurmuştur. Kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Sonra ümmetimden bazı kişiler getirilip sağ ve sol tarafa alınırlar. Ben “onlar benim ashabımdır” derim. Bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti daima üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 117-118)" Muhammed b. Yusuf der ki: Ebu Abdullah'tan aktarıldığına göre Kabîsa “Onlar Ebu Bekir zamanında dinden dönen mürtetlerdir. Ebu Bekir onlarla harp etti” demiştir .
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona da Veki; (T) Yine bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası (Muâz b. Muâz), her ikisine de Şu'be; (T) Yine bize Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, –buradaki lafız İbn Müsennâ'ya aittir- onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize öğüt vermek üzere ayağa kalktı ve şunları söyledi: "Ey insanlar! Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız. Nitekim Yüce Allah “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.” (Enbiyâ, 104) buyurmuştur. Şunu bilin ki, kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Şunu da bilin ki, o gün ümmetimden bazı kişiler getirilip sol tarafa alınırlar. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Bana “Sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 5/117-118) O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir." Vekî ile Muâz’ın rivayetinde: "Onların, senden sonra neler sen bilmezsin, denilecek" ifadesi vardır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona da Veki; (T) Yine bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası (Muâz b. Muâz), her ikisine de Şu'be; (T) Yine bize Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, –buradaki lafız İbn Müsennâ'ya aittir- onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize öğüt vermek üzere ayağa kalktı ve şunları söyledi: "Ey insanlar! Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız. Nitekim Yüce Allah “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.” (Enbiyâ, 104) buyurmuştur. Şunu bilin ki, kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Şunu da bilin ki, o gün ümmetimden bazı kişiler getirilip sol tarafa alınırlar. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Bana “Sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 5/117-118) O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir." Vekî ile Muâz’ın rivayetinde: "Onların, senden sonra neler sen bilmezsin, denilecek" ifadesi vardır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona da Veki; (T) Yine bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası (Muâz b. Muâz), her ikisine de Şu'be; (T) Yine bize Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, –buradaki lafız İbn Müsennâ'ya aittir- onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize öğüt vermek üzere ayağa kalktı ve şunları söyledi: "Ey insanlar! Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız. Nitekim Yüce Allah “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.” (Enbiyâ, 104) buyurmuştur. Şunu bilin ki, kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Şunu da bilin ki, o gün ümmetimden bazı kişiler getirilip sol tarafa alınırlar. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Bana “Sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 5/117-118) O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir." Vekî ile Muâz’ın rivayetinde: "Onların, senden sonra neler sen bilmezsin, denilecek" ifadesi vardır.