Bize Hennâd ve Nasr b. Abdurrahman el-Kûfî, onlara el-Muhâribî, ona Ebû Halid Yezid b. Abdurrahman, ona Zeyd b. Ebû Üneyse, ona Saîd el-Makburî, ona da Ebû Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kendisinde, din kardeşinin namusu veya malı ile ilgili bir hak bulunan ve ölmeden önce kendisine gelip helâllik istediğinde (hakkını helâl eden) kula Allah Teâlâ merhamet buyursun! Zira o gün ne dinar ve ne de dirhem geçerlidir! Eğer onun sevapları varsa bu hakkı sevaplarından alınacaktır, şayet sevapları yoksa (hak sahibinin) günahları onun sırtına yüklenecektir."
Ebû İsa şöyle demiştir: Bu, Said el-Makburî'nin rivayet ettiği hasen-sahih-garîb bir hadistir. Bu hadisin benzerini Malik b. Enes, Said el-Makburî'den, o Ebû Hureyre'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Kul haklarını affetme yetkisi sadece kendisine haksızlık yapılan kişiye aittir. Başka hiç kimsenin suçluyu bağışlama yetkisi yoktur. Kıyâmet günü bu suçtan kurtulmanın yolu da, dünyada yapılan hayır ve şerrin teâtisinden ibarettir. Yani zâlim, eğer bir hayırlı ameli varsa, onu, haksızlık ettiği insana verecek, hayırlı ameli yoksa veya suçunu affettirmeye kâfi gelmezse, bu sefer mazlumun günahı alınıp onun sırtına vurulacaktır. İnsan hakları konusunda İslâm'ın ölçüsü budur.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14146, T002419
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ وَنَصْرُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْكُوفِىُّ قَالَ :حَدَّثَنَا الْمُحَارِبِىُّ عَنْ أَبِى خَالِدٍ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَبِى أُنَيْسَةَ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « رَحِمَ اللَّهُ عَبْدًا كَانَتْ لأَخِيهِ عِنْدَهُ مَظْلَمَةٌ فِى عِرْضٍ أَوْ مَالٍ فَجَاءَهُ فَاسْتَحَلَّهُ قَبْلَ أَنْ يُؤْخَذَ وَلَيْسَ ثَمَّ دِينَارٌ وَلاَ دِرْهَمٌ فَإِنْ كَانَتْ لَهُ حَسَنَاتٌ أُخِذَ مِنْ حَسَنَاتِهِ وَإِنْ لَمْ تَكُنْ لَهُ حَسَنَاتٌ حَمَّلُواه عَلَيْهِ مِنْ سَيِّئَاتِهِمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ . وَقَدْ رَوَاهُ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Bize Hennâd ve Nasr b. Abdurrahman el-Kûfî, onlara el-Muhâribî, ona Ebû Halid Yezid b. Abdurrahman, ona Zeyd b. Ebû Üneyse, ona Saîd el-Makburî, ona da Ebû Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kendisinde, din kardeşinin namusu veya malı ile ilgili bir hak bulunan ve ölmeden önce kendisine gelip helâllik istediğinde (hakkını helâl eden) kula Allah Teâlâ merhamet buyursun! Zira o gün ne dinar ve ne de dirhem geçerlidir! Eğer onun sevapları varsa bu hakkı sevaplarından alınacaktır, şayet sevapları yoksa (hak sahibinin) günahları onun sırtına yüklenecektir."
Ebû İsa şöyle demiştir: Bu, Said el-Makburî'nin rivayet ettiği hasen-sahih-garîb bir hadistir. Bu hadisin benzerini Malik b. Enes, Said el-Makburî'den, o Ebû Hureyre'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama:
Kul haklarını affetme yetkisi sadece kendisine haksızlık yapılan kişiye aittir. Başka hiç kimsenin suçluyu bağışlama yetkisi yoktur. Kıyâmet günü bu suçtan kurtulmanın yolu da, dünyada yapılan hayır ve şerrin teâtisinden ibarettir. Yani zâlim, eğer bir hayırlı ameli varsa, onu, haksızlık ettiği insana verecek, hayırlı ameli yoksa veya suçunu affettirmeye kâfi gelmezse, bu sefer mazlumun günahı alınıp onun sırtına vurulacaktır. İnsan hakları konusunda İslâm'ın ölçüsü budur.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme 2, 4/613
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Zeyd b. Ebu Üneyse el-Cezeri (Zeyd b. Zeyd)
4. Ebu Halid Yezid b. Abdurrahman ed-Dâlânî (Yezid b. Abdurrahman b. Asım)
5. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Muhammed el-Muharibi (Abdurrahman b. Muhammed b. Ziyad)
6. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Ahirete iman, mizan ve hesaplaşma
Haklar, haklara saygı
Haklar, kul Hakkı
Helalleşmek, hak sahipleriyle helalleşmek
Kavramlar, hak
Kıyamet, ahvali
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette sevabı bitene hak sahibinin günahının yüklenmesi
Açıklama: Salih b. Dinar'ın cehaleti (bilinmemesi) sebebiyle isnadı zayıftır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
68635, HM019699
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ الْحَدَّادُ أَبُو عُبَيْدَةَ عَنْ خَلَفٍ يَعْنِي ابْنَ مِهْرَانَ حَدَّثَنَا عَامِرٌ الْأَحْوَلُ عَنْ صَالِحِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ الشَّرِيدِ قَالَ سَمِعْتُ الشَّرِيدَ يَقُولُ
سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: "مَنْ قَتَلَ عُصْفُورًا عَبَثًا عَجَّ إِلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْهُ يَقُولُ 'يَا رَبِّ إِنَّ فُلَانًا قَتَلَنِي عَبَثًا وَلَمْ يَقْتُلْنِي لِمَنْفَعَةٍ.'"
Tercemesi:
Bize Ebu Ubeyde Abdülvahid (b. Vasıl) el-Haddad, ona Halef b. Mihran, ona Amir el-Ahvel, ona Salih b. Dinar, ona Amr b. Şerid, ona da Şerid (b. Süveyd), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir. "Kim bir serçeyi gereksiz yere öldürürse kıyamet günü o serçe Allah'tan şöyle diyerek yardım isteyecek: 'Ey Rabbim falan kişi beni gereksiz yere öldürdü. Beni faydalanmak için de öldürmedi.'"
Açıklama:
Salih b. Dinar'ın cehaleti (bilinmemesi) sebebiyle isnadı zayıftır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Şerid b. Süveyd es-Sekafi 19699, 6/581
Senetler:
1. Şerid b. Süveyd es-Sekafi (Şerîd b. Süveyd)
2. Amr b. Şerid es-Sekafi (Amr b. Şerid b. Süveyd)
3. Salih b. Dinar el-Cu'fî (Salih b. Dinar)
4. Amir el-Ahvel (Amir b. Abdulvahid)
5. Ebu Rabi' Halef b. Mihran (halef b. mihran)
6. Ebu Ubeyde Abdülvahid b. Vasıl es-Sedusî (Abdülvahid b. Vasıl)
Konular:
Avlanma, avlanmayla ilgili hükümler
Haklar, haklara saygı
Haklar, Hayvan Hakları
Hayvanlar, kuş beslemek, öldürmek
Hesap/Mizan, Hak Sahibine Hakkının Verileceği, Ahirette
Kıyamet, ahvali
Merhamet, hayvanlara
Öneri Formu
Hadis Id, No:
156121, BS018895
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو طَاهِرٍ الْفَقِيهُ أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ الْقَطَّانُ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ قَالَ ذَكَرَ سُفْيَانُ عَنْ عَوْفٍ عَنِ الْوَلِيدِ أَوْ أَبِى الْوَلِيدِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ : مَنْ بَنَى بِبِلاَدِ الأَعَاجِمِ وَصَنَعَ نَيْرُوزَهُمْ وَمِهْرَجَانَهُمْ وَتَشَبَّهَ بِهِمْ حَتَّى يَمُوتَ وَهُوَ كَذَلِكَ حُشِرَ مَعَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ. [قَالَ الشَّيْخُ الإِمَامُ رَحِمَهُ اللَّهُ قَالَ الشَّيْخُ أَبُو سُلَيْمَانَ رَحِمَهُ اللَّهُ بنَى هُوَ الصَّوَابُ].
Tercemesi:
Bize Ebu Tahir el-Fakîh, ona Ebu Bekir el-Kattân, ona Ahmed b. Yusuf, ona Muhammed b. Yusuf, Süfyân'dan o Avf'tan, o Velîd veya Ebu'l-Velîd'den, o da Abdullah b. Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Kim gayrımüslimlerin topraklarında ev kurup ölenceye kadar onların nevruzlarını, bayramlarını kutlayıp onlara benzerse kıyamet günü onlar ile haşr olunur.[Şeyhu'l-İmâm -Allah ona rahmet eylesin- Ebu Süleyman "بنى doğru olandır" dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Cizye 18895, 19/167
Senetler:
()
Konular:
Farklı inanç kesimleriyle ilişkiler
Kıyamet, ahvali
Teşebbüh, Özenme, ehl-i kitaba, kafirlere benzemek
Açıklama: Hadis sahih li gayrihi olup isnadı zayıftır. Abdullah b. Abdirrahman b. el-Hibbân el-Ensârî'den rivâyette bulunduğu nakledilen sadece Musâ b. Cübeyr vardır. O da Ensârî ve Medenî'dir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
62683, HM016160
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ (قَالَ عَبْد اللَّهِ وَسَمِعْتُهُ أَنَا مِنْ هَارُونَ) قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ أَنَّ مُوسَى بْنَ جُبَيْرٍ حَدَّثَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحُبَابِ الْأَنْصَارِيَّ حَدَّثَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أُنَيْسٍ حَدَّثَهُ
أَنَّهُمْ تَذَاكَرُوا هُوَ وَعُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَوْمًا الصَّدَقَةَ فَقَالَ عُمَرُ أَلَمْ تَسْمَعْ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حِينَ ذَكَرَ غُلُولَ الصَّدَقَةِ إِنَّهُ مَنْ غَلَّ مِنْهَا بَعِيرًا أَوْ شَاةً أُتِيَ بِهِ يَحْمِلُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُنَيْسٍ بَلَى
Tercemesi:
Bize Harun b. Maruf (Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah bu hadisi ben de Harun'dan işittim demiştir), ona (Abdullah) b. Vehb, ona Amr b. Haris, ona Musa b. Cübeyr, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Hubab el-Ensârî, ona da Abdullah b. Üneys şöyle haber vermiştir. Biz Ömer b. el-Hattab ile birlikte bir gün zekat konusunda müzakere ediyorduk. Ömer dedi ki; siz Hz. Peygamber'in (sav) zekatlara hıyanet konusu geçtiğinde şöyle dediğini duymadınız mı? "Kim zekat malından bir deve veya bir koyun çalarak ona hıyanet ederse kıyamet günü onu sırtında taşıyarak getirecektir." Bunun üzerine Abdullah b. Üneys tabi ki (duyduk) dedi.
Açıklama:
Hadis sahih li gayrihi olup isnadı zayıftır. Abdullah b. Abdirrahman b. el-Hibbân el-Ensârî'den rivâyette bulunduğu nakledilen sadece Musâ b. Cübeyr vardır. O da Ensârî ve Medenî'dir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Uneys 16160, 5/513
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Yahya Abdullah b. Üneys (Abdullah b. Üneys b. Esʻad b. Haram b. Habib)
3. Abdullah b. Abdurrahman el-Ensari (Abdullah b. Abdurrahman b. Hubab b. Amr b. Abbad)
4. Musa b. Cübeyr el-Ensari (Musa b. Cübeyr)
5. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
6. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
7. Ebu Ali Harun b. Maruf el-Mervezî (Harun b. Maruf)
Konular:
Kıyamet, ahvali
Yönetim, İstişare / Danışma
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekat memuruna topladığı zekattan verilebilir mi?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8435, İM000185
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ خَيْثَمَةَ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلاَّ سَيُكَلِّمُهُ رَبُّهُ لَيْسَ بَيْنَهُ وَبَيْنَهُ تَرْجُمَانٌ فَيَنْظُرُ عَنْ أَيْمَنَ مِنْهُ فَلاَ يَرَى إِلاَّ شَيْئًا قَدَّمَهُ ثُمَّ يَنْظُرُ عَنْ أَيْسَرَ مِنْهُ فَلاَ يَرَى إِلاَّ شَيْئًا قَدَّمَهُ ثُمَّ يَنْظُرُ أَمَامَهُ فَتَسْتَقْبِلُهُ النَّارُ فَمَنِ اسْتَطَاعَ مِنْكُمْ أَنْ يَتَّقِىَ النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ فَلْيَفْعَلْ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed ve Vakı', ona el-A'meş, ona Hayseme, ona da Adiyy b. Hatim'den (-i Tai) (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu demiştir:
"Sizden hiç kimse yoktur ki Rabbi, (Ahiret günü) kendisi ile konuşacak olmasın. (Rabbiniz her biriniz ile ayrı ayrı konuşacakken de) Rab ile kul arasında tercüman bulunmayacaktır. Bu esnada kul sağına bakar, önceden sunmuş olduğu amelinden başka hiçbir şey görmez. Sonra sol tarafına bakar, takdim ettiği amelinden başka hiçbir şey görmez. Daha sonra önüne bakar, Cehennem ateşi ona görünür. Sizden kim Cehennem ateşinden bir hurma tanesinin yarısı ile de olsa korunabilirse bunu yapsın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 13, /43
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, ahvali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
287010, ŞKMŞ1422
Hadis:
أَلَا رُبَّ نَفْسٍ طَاعِمَةٍ نَاعِمَةٍ فِي الدُّنْيَا جَائِعَةٍ عَارِيَةٍ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Tercemesi:
Dikkat edin! Dünyada iken lezzetli yemekler yiyen ve süslü elbiseler giyen nice kimseler vardır ki, kıyamet günü aç ve çıplaktırlar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kudâî, Müsnedü'ş-Şihâb, Hadisler , 2/308
Senetler:
()
Konular:
Dünya, aldatıcılığı
Kıyamet, ahvali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
62142, HM014238
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ يَعْنِي ابْنَ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ سَمِعْتُ عَبْدَ رَبِّ يُحَدِّثُ عَنِ الزُّهْرِيِّ عَنْ ابْنِ جَابِرٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ
عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ قَالَ فِي قَتْلَى أُحُدٍ لَا تُغَسِّلُوهُمْ فَإِنَّ كُلَّ جُرْحٍ أَوْ كُلَّ دَمٍ يَفُوحُ مِسْكًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلَمْ يُصَلِّ عَلَيْهِمْ
Tercemesi:
Bize Muhammed (İbn Cafer), ona Şube, ona Abdürabb, ona ez-Zührî, ona İbn Cabir, ona da Cabir b. Abdullah rivayet ettiğine göre Nebi (sav) Uhud ölülerinin/şehitlerinin yanında şöyle buyurdu:
"Onları yıkamayınız. Çünkü her yara veya her kan kıyamet günü misk kokusu saçacaktır." (Nebi) Onların (cenaze) namazını kılmadı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Cabir b. Abdullah el-Ensarî 14238, 5/23
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Atîk Abdurrahman b. Cabir el-Ensarî (Abdurrahman b. Cabir b. Abdullah)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Abdurabbih b. Said el-Ensari (Abdurabbih b. Said b. Kays b. Amr b. Sehl)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
Konular:
Cenaze namazı, şehidlere?
Kıyamet, ahvali
Şehit, yıkanmaz
Siyer, Uhud savaşı / gazvesi
عبد الرزاق عن الثوري عن مخول عن العيزار بن حريث عن زيد بن صوحان قال : لا تغسلوا عني دما ، ولا تنزعوا عنى ثوبا ، إلا الخفين ، وارمسوني في الارض رمسا ، فإني رجل محاج أحاج يوم القيامة.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
80229, MA009586
Hadis:
عبد الرزاق عن الثوري عن مخول عن العيزار بن حريث عن زيد بن صوحان قال : لا تغسلوا عني دما ، ولا تنزعوا عنى ثوبا ، إلا الخفين ، وارمسوني في الارض رمسا ، فإني رجل محاج أحاج يوم القيامة.
Tercemesi:
Bize Abdürrezzâk, ona Sevrî, ona Muhavvel, ona Ayzâr b. Hureys, ona da Zeyd b. Suhân [Cemel günü] şöyle demiştir:
Üzerimdeki kanı yıkamayın, mestler hariç elbiselerimi çıkarmayın, üstüme toprak atın. Çünkü ben, kendisine karşı gelinecek (delil getirilecek) bir adamım. (Sahip olduğum deliller ile) kıyamet gününde delil getireceğim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Cihâd 9586, 5/274
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, ahvali
Şehit, gömülmesi
Şehit, kefenlenmesi
Şehit, yıkanmaz
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39142, HM002683
Hadis:
حَدَّثَنَا يُونُسُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنَا سَالِمُ بْنُ أَبِي الْجَعْدِ قَالَ
جَاءَ رَجُلٌ إِلَى ابْنِ عَبَّاسٍ فَقَالَ يَا ابْنَ عَبَّاسٍ أَرَأَيْتَ رَجُلًا قَتَلَ مُؤْمِنًا قَالَ فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ
{ جَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِدًا فِيهَا }
إِلَى آخِرِ الْآيَةِ قَالَ فَقَالَ يَا ابْنَ عَبَّاسٍ أَرَأَيْتَ إِنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا قَالَ ثَكِلَتْهُ أُمُّهُ وَأَنَّى لَهُ التَّوْبَةُ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ الْمَقْتُولَ يَجِيءُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مُتَعَلِّقًا رَأْسَهُ بِيَمِينِهِ أَوْ قَالَ بِشِمَالِهِ آخِذًا صَاحِبَهُ بِيَدِهِ الْأُخْرَى تَشْخَبُ أَوْدَاجُهُ دَمًا فِي قُبُلِ عَرْشِ الرَّحْمَنِ فَيَقُولُ رَبِّ سَلْ هَذَا فِيمَ قَتَلَنِي
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 2683, 1/755
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Salim b. Ebu Ca'd el-Eşceî (Salim b. Rafi')
3. Ebu Haris Yahya b. Abdullah et-Teymî (Yahya b. Abdulah b. Haris)
4. Ebu Bişr Abdülvahid b. Ziyad el-Abdî (Abdülvahid b. Ziyad)
5. Ebu Muhammed Yunus b. Muhammed el-Müeddib (Yunus b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Kıyamet, ahvali
Tevbe, kasden adam öldürenin tevbesi
Tevbe, tevbenin esası pişmanlıktır
Yargı, adam öldürmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
156122, BS018896
Hadis:
وَأَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىِّ بْنِ عَفَّانَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا عَوْفٌ عَنْ أَبِى الْمُغِيرَةِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ : مَنْ بَنَى فِى بِلاَدِ الأَعَاجِمِ فَصَنَعَ نَوْرُوزَهُمْ وَمِهْرَجَانَهُمْ وَتَشَبَّهَ بِهِمْ حَتَّى يَمُوتَ وَهُوَ كَذَلِكَ حُشِرَ مَعَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ. [وَهَكَذَا رَوَاهُ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ وَابْنُ أَبِى عَدِىٍّ وَغُنْدَرٌ وَعَبْدُ الْوَهَّابُ عَنْ عَوْفٍ عَنْ أَبِى الْمُغِيرَةِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو مِنْ قَوْلِهِ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Abdullah el-Hâfız, ona Ebu'l-Abbâs Muhammed b. Yakub, ona Hasan b. Ali b. Affân, ona Ebu Üsame, ona Avf, Ebu'l-Mugîre'den rivayet edildiğine göre Abdullah b. Amr şöyle demiştir: Kim gayrımüslimlerin topraklarında ev edinir, nevruzlarını, bayramlarını kutlar ve ölünceye kadar onlara benzerse kıyamet günü onlarla beraber haşr edilir. [Bu hadisi Yahya b. Saîd, İbn Ebu Adî, Gunder, Abdülvehhâb, Avf'dan o Ebu'l-Muğîre'den o da Abdullah b. Amr'dan böyle rivayet etmişlerdir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Cizye 18896, 19/167
Senetler:
()
Konular:
Farklı inanç kesimleriyle ilişkiler
Kıyamet, ahvali
Teşebbüh, Özenme, ehl-i kitaba, kafirlere benzemek