16 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona el-A‘meş, ona Şakîk, ona da Huzeyfe şöyle rivâyet etti: Hz. Ömer’in (ra) huzurunda oturuyorduk. Bir ara; 'Hanginiz Rasûlullah’ın (sav) fitne hakkındaki buyruğunu belledi?' diye sordu. Ben; 'O nasıl dediyse aynı şekilde ben ezberledim' dedim. Hz. Ömer; 'Şüphesiz ki sen, ona (Allah Rasulü hakkında söz söylemek konusunda) ya da o işe (fitneye dair açıklamalar yapmaya) pek cüretkârsın' dedi. Ben; 'Rasûlullah (sav), "Kişinin ailesi, malı, evladı ve komşusu sebebiyle maruz kaldığı fitnenin vebaline namaz, oruç, sadaka, iyiliği emretmek ve kötülüğe mani olmak keffâret olur" buyurdu' dedim. Hz. Ömer; 'Benim sorduğum bu değil, asıl öğrenmek istediğim deniz dalgaları gibi gelen fitnelerdir' dedi. Huzeyfe; 'Bu tür fitnelerden dolayı senin için korkulacak bir şey yok, ey mü'minlerin emiri. Çünkü seninle o fitne arasında kilitlenmiş bir kapı vardır' dedi. Hz. Ömer; 'Kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı?' diye sordu. Huzeyfe; 'Kırılacak' deyince, Hz. Ömer; 'O halde o kapı ebediyen kapatılıp kilitlenmeyecek demektir' dedi. Biz (Huzeyfe’ye); 'Ömer kapının kim olduğunu biliyor muydu?' diye sorduk. 'Evet. Bu geceden sonra gündüzün geleceğini bildiği gibi biliyordu. Üstelik ben ona anlaşılmaz üstü kapalı bir söz söylemedim' dedi. Bizler Huzeyfe’ye soru sormaktan çekindiğimiz için Mesrûk’a, bu hususu ona sormasını istedik. O da sordu. Huzeyfe cevaben, 'O kapı Ömer’dir' dedi.
Bize Cerir, ona İbrahim b. Müslim el-Hecerî, ona Ebu Iyad, ona da Ebu Hüreyre (ra), Rasulüllah'tan şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav), -Her bir müslümanın, her gün bir sadaka vermesi gereklidir, buyurdu." Sahabiler, 'Buna kim güç yetirebilir?' dediler. (Bunun üzerine) Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Yolda sıkıntı veren bir şeyi gidermen sadakadır, Müslüman kimseye yol göstermen sadakadır, Müslüman bir kimseyi ziyaret etmen sadakadır, Müslümanın cenazesine katılman sadakadır, Müslümanın selamına karşılık vermen sadakadır."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Zühri arasında inkıta vardır.
Bize Hammad b. Üsame, ona Hişam (b. Urve), ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Bir kadın açlıktan ölünceye kadar hapsettiği bir kedi yüzünden cezalandırıldı. Zira o kediyi doyurmadığı gibi yerin haşeratından yemesi için de salıvermedi. Bir adam da bir diken dalını yoldan kaldırdığı için bağışlandı."