Öneri Formu
Hadis Id, No:
282819, T000990-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا خَالِدٌ وَمَنْصُورٌ وَهِشَامٌ فَأَمَّا خَالِدٌ وَهِشَامٌ فَقَالاَ عَنْ مُحَمَّدٍ وَحَفْصَةَ وَقَالَ مَنْصُورٌ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ تُوُفِّيَتْ إِحْدَى بَنَاتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « اغْسِلْنَهَا وِتْرًا ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا أَوْ أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ إِنْ رَأَيْتُنَّ وَاغْسِلْنَهَا بِمَاءٍ وَسِدْرٍ وَاجْعَلْنَ فِى الآخِرَةِ كَافُورًا أَوْ شَيْئًا مِنْ كَافُورٍ فَإِذَا فَرَغْتُنَّ فَآذِنَّنِى » . فَلَمَّا فَرَغْنَا آذَنَّاهُ فَأَلْقَى إِلَيْنَا حِقْوَهُ فَقَالَ « أَشْعِرْنَهَا بِهِ » . قَالَ هُشَيْمٌ وَفِى حَدِيثِ غَيْرِ هَؤُلاَءِ وَلاَ أَدْرِى وَلَعَلَّ هِشَامًا مِنْهُمْ قَالَتْ وَضَفَّرْنَا شَعْرَهَا ثَلاَثَةَ قُرُونٍ . قَالَ هُشَيْمٌ أَظُنُّهُ قَالَ فَأَلْقَيْنَاهُ خَلْفَهَا . قَالَ هُشَيْمٌ فَحَدَّثَنَا خَالِدٌ مِنْ بَيْنِ الْقَوْمِ عَنْ حَفْصَةَ وَمُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ وَقَالَ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَابْدَأْنَ بِمَيَامِنِهَا وَمَوَاضِعِ الْوُضُوءِ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ أُمِّ سُلَيْمٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أُمِّ عَطِيَّةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ النَّخَعِىِّ أَنَّهُ قَالَ غُسْلُ الْمَيِّتِ كَالْغُسْلِ مِنَ الْجَنَابَةِ . وَقَالَ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ لَيْسَ لِغُسْلِ الْمَيِّتِ عِنْدَنَا حَدٌّ مُؤَقَّتٌ وَلَيْسَ لِذَلِكَ صِفَةٌ مَعْلُومَةٌ وَلَكِنْ يُطَهَّرُ . وَقَالَ الشَّافِعِىُّ إِنَّمَا قَالَ مَالِكٌ قَوْلاً مُجْمَلاً يُغَسَّلُ وَيُنْقَى وَإِذَا أُنْقِىَ الْمَيِّتُ بِمَاءٍ قَرَاحٍ أَوْ مَاءٍ غَيْرِهِ أَجْزَأَ ذَلِكَ مِنْ غُسْلِهِ وَلَكِنْ أَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ يُغْسَلَ ثَلاَثًا فَصَاعِدًا لاَ يُقَصر عَنْ ثَلاَثٍ لِمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اغْسِلْنَهَا ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا » . وَإِنْ أَنْقَوْا فِى أَقَلَّ مِنْ ثَلاَثِ مَرَّاتٍ أَجْزَأَ وَلاَ نرَى أَنَّ قَوْلَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِنَّمَا هُوَ عَلَى مَعْنَى الإِنْقَاءِ ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا وَلَمْ يُؤَقِّتْ . وَكَذَلِكَ قَالَ الْفُقَهَاءُ وَهُمْ أَعْلَمُ بِمَعَانِى الْحَدِيثِ . وَقَالَ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ وَتَكُونُ الْغَسَلاَتُ بِمَاءٍ وَسِدْرٍ وَيَكُونُ فِى الآخِرَةِ شَىْءٌ مِنْ كَافُورٍ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî’, ona Huşeym, ona Hâlid, Mansur ve Hişam rivayet etti, Hâlid ve Hişam: Bize Muhammed ve Hafsa rivayet etti, derken, Mansur dedi ki: (Bize) Muhammed, ona Ümm Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etti: Nebi’nin (sav) kızlarından biri vefat etmişti. O: “Onu tek, beş ya da gerek görürseniz bundan fazla defa yıkayınız. Onu su ve sidr ile yıkayın ve sonuncusuna da ya kâfur ya da – bir miktar kâfur- koyunuz. İşinizi bitirdikten sonra da bana haber veriniz” buyurdu. Bizler işimizi bitirince ona haber verdik. O da bize hikvini (belden aşağısını peştamal gibi örten elbisesini) uzattı ve: “Bunu, ona iç gömleği yapın” buyurdu.
Huşeym dedi ki: Bunların dışındaki ravilerin hadisi rivayetinde – bilemiyorum, belki de Hişam bunlardan birisidir- (Ümm Atiyye’nin) şöyle dediği zikredilmektedir: Ve biz onun saçlarını üç bölük halinde ördük.
Huşeym dedi ki: Sanırım o (Hişam) şöyle dedi: Biz, o saçlarını da arkasına bıraktık.
Huşeym dedi ki: Raviler arasından bize Hâlid, ona Hafsa ve Muhammed, onlara da Ümm Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ayrıca Rasûlullah (sav) bize: “(Onu yıkamaya) sağ taraflarından ve abdest alma yerlerinden başlayınız” buyurdu.
Bu hususta Ümm Suleym’den gelmiş rivayet de bulunmaktadır.
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Ümm Atiyye’nin rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. İlim ehli nezdinde uygulama da buna göredir. İbrahim en-Nehâi’nin de şöyle dediği rivayet edilmiştir: Ölünün yıkanması tıpkı cünupluktan yıkanmak gibidir.
Mâlik b. Enes de dedi ki: Bize göre, ölünün yıkanması için tayin edilmiş, sınırları belli bir yıkama şekli yoktur. Bunun bilinen bir niteliği bulunmamaktadır ama (ölü) iyice temizlenir.
Şâfiî dedi ki: Mâlik gerçekten oldukça özlü ve kapsamlı bir söz söylemiştir. O, yıkanır ve tertemiz edilir. Ölü katıksız bir su yahut da başka şey de katılmış bir su ile yıkanırsa bu da onu gusletmek için yeterlidir. Ama bizim için daha çok sevdiğimiz üç defa ve daha fazla sayıda yıkanması ve üç defa ile yetinilmemesidir. Çünkü Rasûlullah (sav): “Onu üç ya da beş defa yıkayınız” buyurmuştur. Eğer üç defa yıkamaktan daha azı ile onu temizleyecek olurlarsa bu dahi yeterlidir. Bizim görüşümüze göre, Nebi’nin (sav) “üç yahut beş defa” buyruğu ancak temizlemek anlamını ifade etmek için kullanılmıştır, bu tayin edilen bir sınır değildir.
Nitekim fukahâ da böyle demiştir ve onlar hadisin manasını daha iyi bilirler.
Ahmed ve İshak dedi ki: Yıkayışlar su ve sidr ile yapılır ve son yıkamada da bir miktar kâfur kullanılır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 15, 3/315
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
5. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Cenaze, cenazenin yıkanması
Cenaze, koku sürmek
Cenaze, sidir ile yıkanması
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282820, T000990-3
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا خَالِدٌ وَمَنْصُورٌ وَهِشَامٌ فَأَمَّا خَالِدٌ وَهِشَامٌ فَقَالاَ عَنْ مُحَمَّدٍ وَحَفْصَةَ وَقَالَ مَنْصُورٌ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ تُوُفِّيَتْ إِحْدَى بَنَاتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « اغْسِلْنَهَا وِتْرًا ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا أَوْ أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ إِنْ رَأَيْتُنَّ وَاغْسِلْنَهَا بِمَاءٍ وَسِدْرٍ وَاجْعَلْنَ فِى الآخِرَةِ كَافُورًا أَوْ شَيْئًا مِنْ كَافُورٍ فَإِذَا فَرَغْتُنَّ فَآذِنَّنِى » . فَلَمَّا فَرَغْنَا آذَنَّاهُ فَأَلْقَى إِلَيْنَا حِقْوَهُ فَقَالَ « أَشْعِرْنَهَا بِهِ » . قَالَ هُشَيْمٌ وَفِى حَدِيثِ غَيْرِ هَؤُلاَءِ وَلاَ أَدْرِى وَلَعَلَّ هِشَامًا مِنْهُمْ قَالَتْ وَضَفَّرْنَا شَعْرَهَا ثَلاَثَةَ قُرُونٍ . قَالَ هُشَيْمٌ أَظُنُّهُ قَالَ فَأَلْقَيْنَاهُ خَلْفَهَا . قَالَ هُشَيْمٌ فَحَدَّثَنَا خَالِدٌ مِنْ بَيْنِ الْقَوْمِ عَنْ حَفْصَةَ وَمُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ وَقَالَ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَابْدَأْنَ بِمَيَامِنِهَا وَمَوَاضِعِ الْوُضُوءِ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ أُمِّ سُلَيْمٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أُمِّ عَطِيَّةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ النَّخَعِىِّ أَنَّهُ قَالَ غُسْلُ الْمَيِّتِ كَالْغُسْلِ مِنَ الْجَنَابَةِ . وَقَالَ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ لَيْسَ لِغُسْلِ الْمَيِّتِ عِنْدَنَا حَدٌّ مُؤَقَّتٌ وَلَيْسَ لِذَلِكَ صِفَةٌ مَعْلُومَةٌ وَلَكِنْ يُطَهَّرُ . وَقَالَ الشَّافِعِىُّ إِنَّمَا قَالَ مَالِكٌ قَوْلاً مُجْمَلاً يُغَسَّلُ وَيُنْقَى وَإِذَا أُنْقِىَ الْمَيِّتُ بِمَاءٍ قَرَاحٍ أَوْ مَاءٍ غَيْرِهِ أَجْزَأَ ذَلِكَ مِنْ غُسْلِهِ وَلَكِنْ أَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ يُغْسَلَ ثَلاَثًا فَصَاعِدًا لاَ يُقَصر عَنْ ثَلاَثٍ لِمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اغْسِلْنَهَا ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا » . وَإِنْ أَنْقَوْا فِى أَقَلَّ مِنْ ثَلاَثِ مَرَّاتٍ أَجْزَأَ وَلاَ نرَى أَنَّ قَوْلَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِنَّمَا هُوَ عَلَى مَعْنَى الإِنْقَاءِ ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا وَلَمْ يُؤَقِّتْ . وَكَذَلِكَ قَالَ الْفُقَهَاءُ وَهُمْ أَعْلَمُ بِمَعَانِى الْحَدِيثِ . وَقَالَ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ وَتَكُونُ الْغَسَلاَتُ بِمَاءٍ وَسِدْرٍ وَيَكُونُ فِى الآخِرَةِ شَىْءٌ مِنْ كَافُورٍ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî’, ona Huşeym, ona Hâlid, Mansur ve Hişam rivayet etti, Hâlid ve Hişam: Bize Muhammed ve Hafsa rivayet etti, derken, Mansur dedi ki: (Bize) Muhammed, ona Ümm Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etti: Nebi’nin (sav) kızlarından biri vefat etmişti. O: “Onu tek, beş ya da gerek görürseniz bundan fazla defa yıkayınız. Onu su ve sidr ile yıkayın ve sonuncusuna da ya kâfur ya da – bir miktar kâfur- koyunuz. İşinizi bitirdikten sonra da bana haber veriniz” buyurdu. Bizler işimizi bitirince ona haber verdik. O da bize hikvini (belden aşağısını peştamal gibi örten elbisesini) uzattı ve: “Bunu, ona iç gömleği yapın” buyurdu.
Huşeym dedi ki: Bunların dışındaki ravilerin hadisi rivayetinde – bilemiyorum, belki de Hişam bunlardan birisidir- (Ümm Atiyye’nin) şöyle dediği zikredilmektedir: Ve biz onun saçlarını üç bölük halinde ördük.
Huşeym dedi ki: Sanırım o (Hişam) şöyle dedi: Biz, o saçlarını da arkasına bıraktık.
Huşeym dedi ki: Raviler arasından bize Hâlid, ona Hafsa ve Muhammed, onlara da Ümm Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ayrıca Rasûlullah (sav) bize: “(Onu yıkamaya) sağ taraflarından ve abdest alma yerlerinden başlayınız” buyurdu.
Bu hususta Ümm Suleym’den gelmiş rivayet de bulunmaktadır.
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Ümm Atiyye’nin rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. İlim ehli nezdinde uygulama da buna göredir. İbrahim en-Nehâi’nin de şöyle dediği rivayet edilmiştir: Ölünün yıkanması tıpkı cünupluktan yıkanmak gibidir.
Mâlik b. Enes de dedi ki: Bize göre, ölünün yıkanması için tayin edilmiş, sınırları belli bir yıkama şekli yoktur. Bunun bilinen bir niteliği bulunmamaktadır ama (ölü) iyice temizlenir.
Şâfiî dedi ki: Mâlik gerçekten oldukça özlü ve kapsamlı bir söz söylemiştir. O, yıkanır ve tertemiz edilir. Ölü katıksız bir su yahut da başka şey de katılmış bir su ile yıkanırsa bu da onu gusletmek için yeterlidir. Ama bizim için daha çok sevdiğimiz üç defa ve daha fazla sayıda yıkanması ve üç defa ile yetinilmemesidir. Çünkü Rasûlullah (sav): “Onu üç ya da beş defa yıkayınız” buyurmuştur. Eğer üç defa yıkamaktan daha azı ile onu temizleyecek olurlarsa bu dahi yeterlidir. Bizim görüşümüze göre, Nebi’nin (sav) “üç yahut beş defa” buyruğu ancak temizlemek anlamını ifade etmek için kullanılmıştır, bu tayin edilen bir sınır değildir.
Nitekim fukahâ da böyle demiştir ve onlar hadisin manasını daha iyi bilirler.
Ahmed ve İshak dedi ki: Yıkayışlar su ve sidr ile yapılır ve son yıkamada da bir miktar kâfur kullanılır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 15, 3/315
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
5. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Cenaze, cenazenin yıkanması
Cenaze, koku sürmek
Cenaze, sidir ile yıkanması
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282821, T000990-4
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا خَالِدٌ وَمَنْصُورٌ وَهِشَامٌ فَأَمَّا خَالِدٌ وَهِشَامٌ فَقَالاَ عَنْ مُحَمَّدٍ وَحَفْصَةَ وَقَالَ مَنْصُورٌ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ تُوُفِّيَتْ إِحْدَى بَنَاتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « اغْسِلْنَهَا وِتْرًا ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا أَوْ أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ إِنْ رَأَيْتُنَّ وَاغْسِلْنَهَا بِمَاءٍ وَسِدْرٍ وَاجْعَلْنَ فِى الآخِرَةِ كَافُورًا أَوْ شَيْئًا مِنْ كَافُورٍ فَإِذَا فَرَغْتُنَّ فَآذِنَّنِى » . فَلَمَّا فَرَغْنَا آذَنَّاهُ فَأَلْقَى إِلَيْنَا حِقْوَهُ فَقَالَ « أَشْعِرْنَهَا بِهِ » . قَالَ هُشَيْمٌ وَفِى حَدِيثِ غَيْرِ هَؤُلاَءِ وَلاَ أَدْرِى وَلَعَلَّ هِشَامًا مِنْهُمْ قَالَتْ وَضَفَّرْنَا شَعْرَهَا ثَلاَثَةَ قُرُونٍ . قَالَ هُشَيْمٌ أَظُنُّهُ قَالَ فَأَلْقَيْنَاهُ خَلْفَهَا . قَالَ هُشَيْمٌ فَحَدَّثَنَا خَالِدٌ مِنْ بَيْنِ الْقَوْمِ عَنْ حَفْصَةَ وَمُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ وَقَالَ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَابْدَأْنَ بِمَيَامِنِهَا وَمَوَاضِعِ الْوُضُوءِ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ أُمِّ سُلَيْمٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أُمِّ عَطِيَّةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ النَّخَعِىِّ أَنَّهُ قَالَ غُسْلُ الْمَيِّتِ كَالْغُسْلِ مِنَ الْجَنَابَةِ . وَقَالَ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ لَيْسَ لِغُسْلِ الْمَيِّتِ عِنْدَنَا حَدٌّ مُؤَقَّتٌ وَلَيْسَ لِذَلِكَ صِفَةٌ مَعْلُومَةٌ وَلَكِنْ يُطَهَّرُ . وَقَالَ الشَّافِعِىُّ إِنَّمَا قَالَ مَالِكٌ قَوْلاً مُجْمَلاً يُغَسَّلُ وَيُنْقَى وَإِذَا أُنْقِىَ الْمَيِّتُ بِمَاءٍ قَرَاحٍ أَوْ مَاءٍ غَيْرِهِ أَجْزَأَ ذَلِكَ مِنْ غُسْلِهِ وَلَكِنْ أَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ يُغْسَلَ ثَلاَثًا فَصَاعِدًا لاَ يُقَصر عَنْ ثَلاَثٍ لِمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اغْسِلْنَهَا ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا » . وَإِنْ أَنْقَوْا فِى أَقَلَّ مِنْ ثَلاَثِ مَرَّاتٍ أَجْزَأَ وَلاَ نرَى أَنَّ قَوْلَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِنَّمَا هُوَ عَلَى مَعْنَى الإِنْقَاءِ ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا وَلَمْ يُؤَقِّتْ . وَكَذَلِكَ قَالَ الْفُقَهَاءُ وَهُمْ أَعْلَمُ بِمَعَانِى الْحَدِيثِ . وَقَالَ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ وَتَكُونُ الْغَسَلاَتُ بِمَاءٍ وَسِدْرٍ وَيَكُونُ فِى الآخِرَةِ شَىْءٌ مِنْ كَافُورٍ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî’, ona Huşeym, ona Hâlid, Mansur ve Hişam rivayet etti, Hâlid ve Hişam: Bize Muhammed ve Hafsa rivayet etti, derken, Mansur dedi ki: (Bize) Muhammed, ona Ümm Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etti: Nebi’nin (sav) kızlarından biri vefat etmişti. O: “Onu tek, beş ya da gerek görürseniz bundan fazla defa yıkayınız. Onu su ve sidr ile yıkayın ve sonuncusuna da ya kâfur ya da – bir miktar kâfur- koyunuz. İşinizi bitirdikten sonra da bana haber veriniz” buyurdu. Bizler işimizi bitirince ona haber verdik. O da bize hikvini (belden aşağısını peştamal gibi örten elbisesini) uzattı ve: “Bunu, ona iç gömleği yapın” buyurdu.
Huşeym dedi ki: Bunların dışındaki ravilerin hadisi rivayetinde – bilemiyorum, belki de Hişam bunlardan birisidir- (Ümm Atiyye’nin) şöyle dediği zikredilmektedir: Ve biz onun saçlarını üç bölük halinde ördük.
Huşeym dedi ki: Sanırım o (Hişam) şöyle dedi: Biz, o saçlarını da arkasına bıraktık.
Huşeym dedi ki: Raviler arasından bize Hâlid, ona Hafsa ve Muhammed, onlara da Ümm Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ayrıca Rasûlullah (sav) bize: “(Onu yıkamaya) sağ taraflarından ve abdest alma yerlerinden başlayınız” buyurdu.
Bu hususta Ümm Suleym’den gelmiş rivayet de bulunmaktadır.
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Ümm Atiyye’nin rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. İlim ehli nezdinde uygulama da buna göredir. İbrahim en-Nehâi’nin de şöyle dediği rivayet edilmiştir: Ölünün yıkanması tıpkı cünupluktan yıkanmak gibidir.
Mâlik b. Enes de dedi ki: Bize göre, ölünün yıkanması için tayin edilmiş, sınırları belli bir yıkama şekli yoktur. Bunun bilinen bir niteliği bulunmamaktadır ama (ölü) iyice temizlenir.
Şâfiî dedi ki: Mâlik gerçekten oldukça özlü ve kapsamlı bir söz söylemiştir. O, yıkanır ve tertemiz edilir. Ölü katıksız bir su yahut da başka şey de katılmış bir su ile yıkanırsa bu da onu gusletmek için yeterlidir. Ama bizim için daha çok sevdiğimiz üç defa ve daha fazla sayıda yıkanması ve üç defa ile yetinilmemesidir. Çünkü Rasûlullah (sav): “Onu üç ya da beş defa yıkayınız” buyurmuştur. Eğer üç defa yıkamaktan daha azı ile onu temizleyecek olurlarsa bu dahi yeterlidir. Bizim görüşümüze göre, Nebi’nin (sav) “üç yahut beş defa” buyruğu ancak temizlemek anlamını ifade etmek için kullanılmıştır, bu tayin edilen bir sınır değildir.
Nitekim fukahâ da böyle demiştir ve onlar hadisin manasını daha iyi bilirler.
Ahmed ve İshak dedi ki: Yıkayışlar su ve sidr ile yapılır ve son yıkamada da bir miktar kâfur kullanılır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 15, 3/315
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
3. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
5. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Cenaze, cenazenin yıkanması
Cenaze, koku sürmek
Cenaze, sidir ile yıkanması
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282822, T000990-5
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا خَالِدٌ وَمَنْصُورٌ وَهِشَامٌ فَأَمَّا خَالِدٌ وَهِشَامٌ فَقَالاَ عَنْ مُحَمَّدٍ وَحَفْصَةَ وَقَالَ مَنْصُورٌ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ تُوُفِّيَتْ إِحْدَى بَنَاتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « اغْسِلْنَهَا وِتْرًا ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا أَوْ أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ إِنْ رَأَيْتُنَّ وَاغْسِلْنَهَا بِمَاءٍ وَسِدْرٍ وَاجْعَلْنَ فِى الآخِرَةِ كَافُورًا أَوْ شَيْئًا مِنْ كَافُورٍ فَإِذَا فَرَغْتُنَّ فَآذِنَّنِى » . فَلَمَّا فَرَغْنَا آذَنَّاهُ فَأَلْقَى إِلَيْنَا حِقْوَهُ فَقَالَ « أَشْعِرْنَهَا بِهِ » . قَالَ هُشَيْمٌ وَفِى حَدِيثِ غَيْرِ هَؤُلاَءِ وَلاَ أَدْرِى وَلَعَلَّ هِشَامًا مِنْهُمْ قَالَتْ وَضَفَّرْنَا شَعْرَهَا ثَلاَثَةَ قُرُونٍ . قَالَ هُشَيْمٌ أَظُنُّهُ قَالَ فَأَلْقَيْنَاهُ خَلْفَهَا . قَالَ هُشَيْمٌ فَحَدَّثَنَا خَالِدٌ مِنْ بَيْنِ الْقَوْمِ عَنْ حَفْصَةَ وَمُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ وَقَالَ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَابْدَأْنَ بِمَيَامِنِهَا وَمَوَاضِعِ الْوُضُوءِ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ أُمِّ سُلَيْمٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أُمِّ عَطِيَّةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ النَّخَعِىِّ أَنَّهُ قَالَ غُسْلُ الْمَيِّتِ كَالْغُسْلِ مِنَ الْجَنَابَةِ . وَقَالَ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ لَيْسَ لِغُسْلِ الْمَيِّتِ عِنْدَنَا حَدٌّ مُؤَقَّتٌ وَلَيْسَ لِذَلِكَ صِفَةٌ مَعْلُومَةٌ وَلَكِنْ يُطَهَّرُ . وَقَالَ الشَّافِعِىُّ إِنَّمَا قَالَ مَالِكٌ قَوْلاً مُجْمَلاً يُغَسَّلُ وَيُنْقَى وَإِذَا أُنْقِىَ الْمَيِّتُ بِمَاءٍ قَرَاحٍ أَوْ مَاءٍ غَيْرِهِ أَجْزَأَ ذَلِكَ مِنْ غُسْلِهِ وَلَكِنْ أَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ يُغْسَلَ ثَلاَثًا فَصَاعِدًا لاَ يُقَصر عَنْ ثَلاَثٍ لِمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اغْسِلْنَهَا ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا » . وَإِنْ أَنْقَوْا فِى أَقَلَّ مِنْ ثَلاَثِ مَرَّاتٍ أَجْزَأَ وَلاَ نرَى أَنَّ قَوْلَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِنَّمَا هُوَ عَلَى مَعْنَى الإِنْقَاءِ ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا وَلَمْ يُؤَقِّتْ . وَكَذَلِكَ قَالَ الْفُقَهَاءُ وَهُمْ أَعْلَمُ بِمَعَانِى الْحَدِيثِ . وَقَالَ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ وَتَكُونُ الْغَسَلاَتُ بِمَاءٍ وَسِدْرٍ وَيَكُونُ فِى الآخِرَةِ شَىْءٌ مِنْ كَافُورٍ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî’, ona Huşeym, ona Hâlid, Mansur ve Hişam rivayet etti, Hâlid ve Hişam: Bize Muhammed ve Hafsa rivayet etti, derken, Mansur dedi ki: (Bize) Muhammed, ona Ümm Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etti: Nebi’nin (sav) kızlarından biri vefat etmişti. O: “Onu tek, beş ya da gerek görürseniz bundan fazla defa yıkayınız. Onu su ve sidr ile yıkayın ve sonuncusuna da ya kâfur ya da – bir miktar kâfur- koyunuz. İşinizi bitirdikten sonra da bana haber veriniz” buyurdu. Bizler işimizi bitirince ona haber verdik. O da bize hikvini (belden aşağısını peştamal gibi örten elbisesini) uzattı ve: “Bunu, ona iç gömleği yapın” buyurdu.
Huşeym dedi ki: Bunların dışındaki ravilerin hadisi rivayetinde – bilemiyorum, belki de Hişam bunlardan birisidir- (Ümm Atiyye’nin) şöyle dediği zikredilmektedir: Ve biz onun saçlarını üç bölük halinde ördük.
Huşeym dedi ki: Sanırım o (Hişam) şöyle dedi: Biz, o saçlarını da arkasına bıraktık.
Huşeym dedi ki: Raviler arasından bize Hâlid, ona Hafsa ve Muhammed, onlara da Ümm Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ayrıca Rasûlullah (sav) bize: “(Onu yıkamaya) sağ taraflarından ve abdest alma yerlerinden başlayınız” buyurdu.
Bu hususta Ümm Suleym’den gelmiş rivayet de bulunmaktadır.
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Ümm Atiyye’nin rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. İlim ehli nezdinde uygulama da buna göredir. İbrahim en-Nehâi’nin de şöyle dediği rivayet edilmiştir: Ölünün yıkanması tıpkı cünupluktan yıkanmak gibidir.
Mâlik b. Enes de dedi ki: Bize göre, ölünün yıkanması için tayin edilmiş, sınırları belli bir yıkama şekli yoktur. Bunun bilinen bir niteliği bulunmamaktadır ama (ölü) iyice temizlenir.
Şâfiî dedi ki: Mâlik gerçekten oldukça özlü ve kapsamlı bir söz söylemiştir. O, yıkanır ve tertemiz edilir. Ölü katıksız bir su yahut da başka şey de katılmış bir su ile yıkanırsa bu da onu gusletmek için yeterlidir. Ama bizim için daha çok sevdiğimiz üç defa ve daha fazla sayıda yıkanması ve üç defa ile yetinilmemesidir. Çünkü Rasûlullah (sav): “Onu üç ya da beş defa yıkayınız” buyurmuştur. Eğer üç defa yıkamaktan daha azı ile onu temizleyecek olurlarsa bu dahi yeterlidir. Bizim görüşümüze göre, Nebi’nin (sav) “üç yahut beş defa” buyruğu ancak temizlemek anlamını ifade etmek için kullanılmıştır, bu tayin edilen bir sınır değildir.
Nitekim fukahâ da böyle demiştir ve onlar hadisin manasını daha iyi bilirler.
Ahmed ve İshak dedi ki: Yıkayışlar su ve sidr ile yapılır ve son yıkamada da bir miktar kâfur kullanılır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 15, 3/315
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
5. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Cenaze, cenazenin yıkanması
Cenaze, koku sürmek
Cenaze, sidir ile yıkanması
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282830, M002238-2
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى وَأَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ - وَاللَّفْظُ لِيَحْيَى - قَالَ أَبُو بَكْرٍ حَدَّثَنَا وَقَالَ يَحْيَى أَخْبَرَنَا وَكِيعٌ عَنْ مَالِكِ بْنِ مِغْوَلٍ عَنْ سِمَاكِ بْنِ حَرْبٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ قَالَ أُتِىَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِفَرَسٍ مُعْرَوْرًى فَرَكِبَهُ حِينَ انْصَرَفَ مِنْ جَنَازَةِ ابْنِ الدَّحْدَاحِ وَنَحْنُ نَمْشِى حَوْلَهُ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya ve Ebu Bekr b. Ebu Şeybe -lafız Yahya’ya ait olmak üzere- rivayet etti, Ebu Bekr: “Haddesenâ: Bize rivayet etti” derken, Yahya: “Ahberenâ: Bize haber verdi” dedi. (Onlara) Vekî’, ona Malik b. Miğvel, ona Simâk b. Harb, ona da Câbir b. Semura’nın şöyle dediğini rivayet etti: Nebi’ye (sav) çıplak bir at getirildi. İbnü’d-Dahdâh’ın cenazesinden döndüğünde ona bindi. Biz de onun (sav) etrafında yürüyorduk.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2238, /374
Senetler:
1. Ebu Halid Cabir b. Semure el-Amirî (Cabir b. Semure b. Cünâde)
2. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
3. Malik b. Miğvel el-Becelî (Malik b. Miğvel b. Asım Malik)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Cenaze, takip etmek, yaya ve binitlinin
Cenaze, törenine katılmak
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282835, M003735-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى وَقُتَيْبَةُ وَابْنُ رُمْحٍ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ صَفِيَّةَ بِنْتَ أَبِى عُبَيْدٍ حَدَّثَتْهُ عَنْ حَفْصَةَ أَوْ عَنْ عَائِشَةَ أَوْ عَنْ كِلْتَيْهِمَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ - أَوْ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ - أَنْ تُحِدَّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجِهَا » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, Kuteybe ve İbn Rumh, onlara Leys b. Sa‘d, ona Nâfi’in rivayet ettiğine göre Ebu Ubeyd’in kızı Safiyye kendisine Hafsa’nın yahut Âişe’nin yahut da her ikisinin şu rivayeti naklettiğini söyledi: Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden –ya da Allah’a ve Rasulüne iman eden- bir kadının kocası dışında herhangi bir ölü için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Talak 3735, /613
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Safiyye bt. Ebu Ubeyd es-Sekafiyye (Safiyye bt. Ebu Ubeyd b. Mesud b. Amr b. Umeyr)
3. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Cenaze, Yas tutma, ölünün ardından tutulan yasın müddeti
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282836, M003735-3
Hadis:
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى وَقُتَيْبَةُ وَابْنُ رُمْحٍ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ صَفِيَّةَ بِنْتَ أَبِى عُبَيْدٍ حَدَّثَتْهُ عَنْ حَفْصَةَ أَوْ عَنْ عَائِشَةَ أَوْ عَنْ كِلْتَيْهِمَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ - أَوْ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ - أَنْ تُحِدَّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجِهَا » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, Kuteybe ve İbn Rumh, onlara Leys b. Sa‘d, ona Nâfi’in rivayet ettiğine göre Ebu Ubeyd’in kızı Safiyye kendisine Hafsa’nın yahut Âişe’nin yahut da her ikisinin şu rivayeti naklettiğini söyledi: Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden –ya da Allah’a ve Rasulüne iman eden- bir kadının kocası dışında herhangi bir ölü için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Talak 3735, /613
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Safiyye bt. Ebu Ubeyd es-Sekafiyye (Safiyye bt. Ebu Ubeyd b. Mesud b. Amr b. Umeyr)
3. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Cenaze, Yas tutma, ölünün ardından tutulan yasın müddeti
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282839, M003735-6
Hadis:
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى وَقُتَيْبَةُ وَابْنُ رُمْحٍ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ صَفِيَّةَ بِنْتَ أَبِى عُبَيْدٍ حَدَّثَتْهُ عَنْ حَفْصَةَ أَوْ عَنْ عَائِشَةَ أَوْ عَنْ كِلْتَيْهِمَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ - أَوْ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ - أَنْ تُحِدَّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجِهَا » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, Kuteybe ve İbn Rumh, onlara Leys b. Sa‘d, ona Nâfi’in rivayet ettiğine göre Ebu Ubeyd’in kızı Safiyye kendisine Hafsa’nın yahut Âişe’nin yahut da her ikisinin şu rivayeti naklettiğini söyledi: Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden –ya da Allah’a ve Rasulüne iman eden- bir kadının kocası dışında herhangi bir ölü için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 3735, /613
Senetler:
1. Hafsa bt. Ömer el-Adeviyye (Hafsa bt. Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza b. Riyah)
2. Safiyye bt. Ebu Ubeyd es-Sekafiyye (Safiyye bt. Ebu Ubeyd b. Mesud b. Amr b. Umeyr)
3. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Cenaze, Yas tutma, ölünün ardından tutulan yasın müddeti
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Bize Yahya b. Yahya et-Temimi, ona Ebu Heyseme, ona Eş’as b. Ebu’ş-Şa’sa (T) Yine bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Züheyr, ona Eş’as, Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin’in şöyle anlattığını rivayet etti: Bera b. Azib’in huzuruna girdim ve onu şöyle derken işittim: Hz. Peygamber bize yedi şeyi emir, yedi şeyi de yasak etti: Bize hastayı ziyaret etmeyi, cenaze törenine katılıp namazını kılmayı, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunmayı, yemin edince gereğini yerine getirmeyi veya (şöyle yapacaksın diye) yemin edenin yeminini bozdurmamayı, mazluma yardım etmeyi, davete icabet etmeyi ve selamı yaymayı emretti. Altın yüzükleri yahut altından yüzük takmayı, gümüş kaptan bir şey içmeyi, ipekten eyer kılıfı yapmayı, ibrişimli ipek kumaşları, ipek, parlak atlas (istebrak) ve halis ipeği (dibac) yasak etti."
Açıklama: Hz. Peygamber tarafından emredilen ve nehyedilen yedi şey incelendiğinde bütün davranışların sosyal içerikli olduğu görülür. Hasta ziyareti de fertlerin zor zamanlarda birbirlerine maddi ve manevi olarak destek olmalarını sağlayacak toplumsal yönü olan bir ameldir. İbnü'l-Cevzî hadiste zikredilen hasta ziyaretinin gayelerine dikkat çekmiştir. Ona göre hasta şunlar gibi bazı amaçlara binaen ziyaret edilir: Rahatlatmak ve ihtiyaçlarını gidermek, ya da belki de vefatı yaklaşmış birinin ölüm hakkındaki nasihatlerini dinleyip, bunlara kulak vermek. (Bk. İbnü'l-Cevzi, Keşfu'l-müşkil, II, 236)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
208869, M005388-2
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ أَخْبَرَنَا أَبُو خَيْثَمَةَ عَنْ أَشْعَثَ بْنِ أَبِى الشَّعْثَاءِ ح وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا أَشْعَثُ حَدَّثَنِى مُعَاوِيَةُ بْنُ سُوَيْدِ بْنِ مُقَرِّنٍ قَالَ دَخَلْتُ عَلَى الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ أَمَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِسَبْعٍ وَنَهَانَا عَنْ سَبْعٍ أَمَرَنَا بِعِيَادَةِ الْمَرِيضِ وَاتِّبَاعِ الْجَنَازَةِ وَتَشْمِيتِ الْعَاطِسِ وَإِبْرَارِ الْقَسَمِ أَوِ الْمُقْسِمِ وَنَصْرِ الْمَظْلُومِ وَإِجَابَةِ الدَّاعِى وَإِفْشَاءِ السَّلاَمِ . وَنَهَانَا عَنْ خَوَاتِيمَ أَوْ عَنْ تَخَتُّمٍ بِالذَّهَبِ وَعَنْ شُرْبٍ بِالْفِضَّةِ وَعَنِ الْمَيَاثِرِ وَعَنِ الْقَسِّىِّ وَعَنْ لُبْسِ الْحَرِيرِ وَالإِسْتَبْرَقِ وَالدِّيبَاجِ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya et-Temimi, ona Ebu Heyseme, ona Eş’as b. Ebu’ş-Şa’sa (T) Yine bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Züheyr, ona Eş’as, Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin’in şöyle anlattığını rivayet etti: Bera b. Azib’in huzuruna girdim ve onu şöyle derken işittim: Hz. Peygamber bize yedi şeyi emir, yedi şeyi de yasak etti: Bize hastayı ziyaret etmeyi, cenaze törenine katılıp namazını kılmayı, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunmayı, yemin edince gereğini yerine getirmeyi veya (şöyle yapacaksın diye) yemin edenin yeminini bozdurmamayı, mazluma yardım etmeyi, davete icabet etmeyi ve selamı yaymayı emretti. Altın yüzükleri yahut altından yüzük takmayı, gümüş kaptan bir şey içmeyi, ipekten eyer kılıfı yapmayı, ibrişimli ipek kumaşları, ipek, parlak atlas (istebrak) ve halis ipeği (dibac) yasak etti."
Açıklama:
Hz. Peygamber tarafından emredilen ve nehyedilen yedi şey incelendiğinde bütün davranışların sosyal içerikli olduğu görülür. Hasta ziyareti de fertlerin zor zamanlarda birbirlerine maddi ve manevi olarak destek olmalarını sağlayacak toplumsal yönü olan bir ameldir. İbnü'l-Cevzî hadiste zikredilen hasta ziyaretinin gayelerine dikkat çekmiştir. Ona göre hasta şunlar gibi bazı amaçlara binaen ziyaret edilir: Rahatlatmak ve ihtiyaçlarını gidermek, ya da belki de vefatı yaklaşmış birinin ölüm hakkındaki nasihatlerini dinleyip, bunlara kulak vermek. (Bk. İbnü'l-Cevzi, Keşfu'l-müşkil, II, 236)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Libâs ve'z-zinet 5388, /880
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu Süveyd Muaviye b. Süveyd el-Müzenî (Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin b. Âiz)
3. Eşas b. Ebu Şa'sâ el-Muharibî (Eşas b. Süleym b. Esved)
4. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
5. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
Adab, Davet, davete icabet etmek gerek
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
Adab, yeme - içme adabı
Cenaze, törenine katılmak
KTB, ADAB
KTB, CENAZE, CENAİZ
KTB, HASTA, HASTALIK
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
KTB, SELAM
Kültürel Hayat, gümüş kap vs. kullanmak
Selam, selamı yaymak
Süslenme, yüzük takmak
Yardımseverlik, yardımlaşma
Yemin, yeminle istenileni vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282831, M002167-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ ح وَحَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ كِلاَهُمَا عَنْ هِشَامٍ عَنْ حَفْصَةَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ نُهِينَا عَنِ اتِّبَاعِ الْجَنَائِزِ وَلَمْ يُعْزَمْ عَلَيْنَا .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsame (Hammad b. Üsame); (T) Bize İshak b. İbrahim, ona İsa b. Yunus, onlara Hişam (b. Hassan), ona Hafsa (bt. Sirin), ona da Ümmü Atiyye (Nesibe bt. Ka'b) şöyle demiştir: Bize (kadınlar) cenazenin arkasından gitmek yasaklanmıştı. (Ancak bu mesele) üzerimize kesin bir şekilde haram kılınmadı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2167, /363
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Cenaze, törenine katılmak
Kadın, cenazeyi takip etmemesi
KTB, CENAZE, CENAİZ
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller