119 Kayıt Bulundu.
Bize Esbağ, ona İbn Vehb, ona Amr, ona da Muhammed b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: "Urve'ye, hacca niyet ederek Mekke dışından gelen ve Kâbe'yi tavaf eden kişinin ihramdan çıkıp çıkamayacağını sordum, şöyle dedi: Bana Hz. Âişe'nin (r. anhâ) rivayet ettiğine göre Mekke'ye geldiği vakit Hz. Peygamber'in (sav) yaptığı ilk şey, abdest almak oldu, sonra Kâbe'yi tavaf etti. Ancak bu bir umre olmadı. (Yani ihramdan çıkmadı.) Daha sonra Ebu Bekir ve Ömer de (r. anhümâ) da aynı şekilde yaptı. Daha sonra babam Zübeyir (ra) ile birlikte hac ibadetini eda ettim. Onun da ilk yaptığı şey, tavaf oldu. Ayrıca muhacir ve Ensar'ı da böyle yaparken gördüm. Annem (Esma) bana; kendisi, kız kardeşi (Hz. Âişe), Zübeyir, falan ve falanın telbiye getirip umre için ihrama girdiklerini ve dolayısıyla Hacerülesved'e el sürünce (tavafı bitirince) ihramdan çıktıklarını söyledi."
Bize Esbağ, ona İbn Vehb, ona Amr, ona da Muhammed b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: "Urve'ye, hacca niyet ederek Mekke dışından gelen ve Kâbe'yi tavaf eden kişinin ihramdan çıkıp çıkamayacağını sordum, şöyle dedi: Bana Hz. Âişe'nin (r. anhâ) rivayet ettiğine göre Mekke'ye geldiği vakit Hz. Peygamber'in (sav) yaptığı ilk şey, abdest almak oldu, sonra Kâbe'yi tavaf etti. Ancak bu bir umre olmadı. (Yani ihramdan çıkmadı.) Daha sonra Ebu Bekir ve Ömer de (r. anhümâ) da aynı şekilde yaptı. Daha sonra babam Zübeyir (ra) ile birlikte hac ibadetini eda ettim. Onun da ilk yaptığı şey, tavaf oldu. Ayrıca muhacir ve Ensar'ı da böyle yaparken gördüm. Annem (Esma bt. Ebu Bekir) bana; kendisinin, kız kardeşinin (Hz. Âişe), Zübeyir'in, falan ve falanın telbiye getirip umre için ihrama girdiklerini ve dolayısıyla Hacerülesved'e el sürünce (tavafı bitirince) ihramdan çıktıklarını söyledi."
Bize Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona da Safvân b. Ya'lâ şöyle rivayet etti: "Ya'lâ, Hz. Ömer'e, 'Vahiy geldiği anda Hz. Peygamber'i (sav) bana göster' dedi. Râvi der ki: O sırada Nebi (sav) yanında ashabından bir topluluk olduğu halde Cîrâne'de iken bir adam ona geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü, koku sürünmüş bir halde umre için ihrama giren biri hakkında ne dersin' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) bir süre sessiz kaldı. (Derken) ona vahiy geldi. Ömer, Ya'lâ'ya işaret etti, Ya'lâ da, Nebi'nin üzerinde kendisini gölgeleyen bir elbise varken geldi ve başını (elbisenin içerisine) soktu. Nebi (sav), yüzü kıpkırmızı, horlar vaziyetteydi. Ardından bu hal ondan gitti ve 'Umre hakkında soran nerede?' buyurdu. Adam, huzura getirildi, Nebi (sav), ona 'üzerindeki kokuyu üç kere yıka, cübbeyi de çıkar, hacda yaptığını umrende de yap' buyurdu." [(İbn Cüreyc der ki): Atâ'ya, “Hz. Peygamber (sav), üç kere yıkaması ile temizliği mi kastetti” dedim, “evet” dedi.]
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Dahhâk b. Mahled arasında inkita vardır.
(Amr b. Dinar şöyle demiştir:) Biz Cabir b. Abdullah'a da sorduk, o da “Sakın! Safa ile Merve arasında sa'y yapmadıkça yaklaşmasın” dedi.
Açıklama: Hadisin tamamı için B001793 numaralı rivayete bakınız.
Bize Kuteybe b. Said, ona Malik, ona Sümey, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "İki umre, arada işlenen günahlara kefarettir. Allah tarafından kabul görmüş haccın mükafatı da mutlaka cennettir."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الْحَجُّ الْمَبْرُورُ لَيْسَ لَهُ جَزَاءٌ إِلَّا الْجَنَّةُ
Bize Şeyban b. Ferruh, ona Hemmâm, ona Ata b. Ebu Rabah, ona Safvan b. Ya'la b. Ümeyye, ona da babası (Ya'la b. Ümeyye (ra)) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) Cî'râne’de bulunduğu sırada, üstünde, halûk kokusu sürülmüş bir cübbe bulunan bir adam yanına geldi ve 'umremi nasıl eda etmemi emir buyurursun' dedi. O sırada Hz. Peygamber'e (sav) vahiy geldi, (hemen) bir elbise ile örtüldü. Ya'la 'keşke, kendisine vahiy inerken Nebî'yi (sav) görseydim' derdi. Ya'lâ der ki: Ömer 'Vahiy inerken Nebî'ye (sav) bakmak seni mutlu eder mi?' dedi ve elbisenin bir tarafını kaldırdı. Bir de gördüm ki Hz. Peygamber (sav), -genç bir devenin horultusuna benzer şekilde- derin derin nefes alıyordu. Bu hal ondan gidince 'Umre hakkında soran nerede? Üzerindeki sarılık izini -ya da halûk kokusu izini- yıka, cübbeni de çıkar, ve hacda yaptığını umrende de yap' buyurdu."
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Amr, ona Ata, ona Safvan b. Ya'la, ona da babası (Ya'lâ) şöyle demiştir: "Peygamber (sav) ile birlikte Cirâne'deyken, yanına, üzerinde mukattaat denilen biçilmiş bir cübbe bulunan ve halûk kokusu sürünmüş bir adam geldi 'Ben Umreye niyet ettim, üzerimde bu cübbe var. Halûka bulanmış haldeyim' dedi. Peygamber (sav) ona 'Haccetmiş olsan ne yapardın?' diye sordu. O zat 'üzerimden bu elbiseyi çıkarır ve bu halûku bedenimden yıkardım' dedi. Peygamber (sav) 'hacda yaptığının aynısını Umrende de yap' buyurdu."
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim; (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Muhammed b. Bekir, o ikisine İbn Cüreyc; (T) Bize Ali b. Haşrem -ki hadisin lafızları ona aittir-, ona İsa, ona İbn Cüreyc, ona Ata, ona da Safvan b. Ya'la b. Ümeyye şöyle rivayet etti: "Ya'la, Ömer b. Hattab'a (ra) 'Keşke, kendisine vahiy indirilirken Nebi'yi (sav) görebilsem' derdi. Nebî (sav), üzerinde, kendisine gölge olan bir elbise olduğu halde, içlerinde Ömer'in de bulunduğu bir sahabe topluluğu ile birlikte Cîrâne'de iken, üstünde kokuya bulanmış yünden cübbe olan bir adam geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü, kokuya süründükten sonra umre için ihrama giren bir adam hakkında ne dersin' dedi. Nebî (sav), ona bir müddet baktı, sonra sessiz kaldı. (Derken) ona vahiy geldi. Ömer, Ya'la b. Ümeyye'ye eliyle işaret edip 'gel' dedi. Ya'la da geldi. Başını (elbiseye) soktu. O sırada Allah Rasulü (sav), yüzü kıpkırmızı bir halde, derin bir şekilde soluk alıp veriyordu. Bir müddet sonra vahiy sona erdi, (kendine geldi) ve 'Az önce, bana umre hakkında soran nerede' buyurdu. Adam arandı ve huzuruna getirildi. Nebî (sav) ona 'üzerindeki kokuya gelince, onu üç kere yıka; cübbeye gelince, onu çıkar, ardından hacda yaptığını umrende de yap' buyurdu."
Bana Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona da Muhammed b. Abdurrahman şöyle haber vermiştir: "Iraklı bir adam, Muhammed b. Abdurrahman'a şöyle dedi: Benim için, Urve b. Zübeyir’e 'Bir kimse yalnızca hac için ihrama girse ve sonra (Kâbe’yi) tavaf etse, ihramdan çıkabilir mi, çıkamaz mı?' diye sorabilir misin? Eğer sana ‘İhramdan çıkamaz’ derse, sen de ona 'ama bir adam bunun caiz olduğunu söylüyor' dersin. Muhammed der ki: Bunun üzerine ben meseleyi Urve'ye sordum. Urve 'hac için ihrama giren kimse ancak haccın bitimi ile ihramdan çıkabilir' cevabını verdi. Ben 'ama bir adam bunun caiz olduğunu söylüyormuş' dedim. Urve 'ne çirkin söylemiş' dedi. Daha sonra bu adam ile karşılaştık, bana sordu, ben de (aldığım cevabı) kendisine anlattım. Bunun üzerine adam 'Sen ona 'bir adam, Rasulullah'ın (sav) bunu yaptığını haber verirdi. Ayrıca bunu yapan Esma ile Zübeyir'in halleri ne olacak?' diye sor' dedi. Bunun üzerine ben tekrar Urve'ye gelerek bunları kendisine söyledim. Urve 'o adam kimdir' diye sordu, 'bilmiyorum' dedim. 'Ona ne oluyor da bana gelip bizzat sormuyor? Zannederim bu adam Iraklı olacak' dedi. Ben 'bilmiyorum' cevabını verdim. Urve 'Bu adam hata etmiş. Evet, Rasulullah (sav) haccetmiştir. Bana da Aişe (r.anha) şöyle haber verdi' dedi:" "Hz. Peygamber (sav) Mekke'ye vardığı vakit yaptığı ilk iş abdest alarak beyti tavaf etmek olmuş. Sonra Ebu Bekir de haccetmiş, onun da ilk işi beyti tavaf etmek olmuştur. Bundan sonra bir şey yapmamıştır. Ebu Bekir'den sonra gelen Ömer de böyle yapmıştır. Bilahare Osman haccetti, onu bizzat gördüm, ilk işi beyti tavaf etmek oldu. Sonra başka bir şey yapmadı. Daha sonra Muaviye ile Abdullah b. Ömer (de aynı şekilde haccettiler.) Daha sonra ben, babam Zübeyir b. Avvam ile birlikte haccettim, onun da ilk işi Beyti tavaf etmek oldu. Ondan sonra başka bir şey yapmadı. Sonraları muhacirlerle Ensârın da böyle yaptıklarını gördüm. Başka bir şey yapmadılar. Bunu yaparken gördüğüm en son zât İbn Ömer'dir. O Haccını, O da ihramını umreyle bozmadı (haccı tamamlayıncaya kadar ihramdan çıkmadı). İşte İbn Ömer yanlarındadır. Ona sorsalar ya! Öncekilerin hepsi Mekke'ye ayak bastıklarında ilk olarak Kabe'yi tavaf eder, sonra da ihramdan da çıkmazlardı. Annem ile teyzemi de görmüşümdür. Mekke'ye geldikleri vakit önce Kabe'yi tavaf eder, sonra da ihramdan çıkmazlardı. Ama bana, annemin haber verdiğine göre kendisi, kız kardeşi Aişe, Zübeyir, filan ve filan sırf Umreye niyet ederek Mekke'ye gelmişler, bundan dolayı rüknü (Hacerü'l-esved'i) selamladıktan (tavaf ve Sa'y yaptıktan) sonra ihramdan çıkmışlardır. Dolayısıyla o zât, bu hususta sana söylediklerinde hata etmiştir."
Bize Ahmed b. Abde ed-Dabbî, ona Yezid b. Zürey, ona Habib el-Muallim, ona Ata, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav), Ensar'dan Ümmü Sinan denilen bir kadına 'Bizimle birlikte hac yapmana engel nedir?' diye sordu, kadın kocasını kastederek 'Ebu filanın su taşıyan iki devesi var. Kendisi oğlu ile birine binerek hacca gitti. Diğeriyle de hizmetçimiz su taşıyor' cevabını verdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'öyle ise (Ramazan'da umre yap.) Ramazan'da yapılan bir umre, bir hac -yahut benimle bir hac- yerine geçer' buyurdu."