119 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Avf et-Tâî, ona Ahmed b. Halid el-Vehbî, ona Muhammed b. İshak, ona İsa b. Ma'kil b. Ümmü Ma'kil el-Esedî, -Huzeyme kabilesinin Esed kolu-, ona Yusuf b. Abdullah b. Selam, ona da ninesi Ümmü Makil rivayet etmiştir: Hz. Peygamber Vedâ haccına çıkacağı sırada bizim bir tane devemiz vardı, onu da (kocam) Ebu Makil Allah yolunda vakfetmişti. O sırada biz hastalandık, Ebu Makil de öldü. Rasulullah (sav) hacdan dönünce, kendisine gittim. Bana "Ya Ümmü Makil, benimle yola çıkmaktan seni ne alıkoydu?" dedi. Ben biz hazırlanmıştık, ama (kocam) Ebu Makil öldü. Bizim de hacca gidebilecek bir devemiz vardı; Ebu Makil bana, onu Allah yolunda vakfettiğini vasiyet etmişti dedim. Rasulullah (sav); "Keşke o deve ile hacca gelseydin! Çünkü hac da Allah yolunda yapılan bir iştir. Ama bizimle bu haccı kaçırdın ise de Ramazan’da umre yap; çünkü o da hac gibidir" dedi. [Ümmü Makil dedi ki: Hac hacdır, umre de umredir. Fakat Rasulullah (sav) bana böyle söyledi; bu söz sadece bana mı aittir, bilemiyorum. ]
Açıklama: Bu rivayetle daha önce geçen rivayet, görünürde birbiriyle çelişir gibidir. Bu rivayette olayı Ümmü Makil anlatmakta, önceki rivayette geçen ve Hz. Peygamber’le yola çıkmadan yaptıkları görüşme ile ilgili kısım yer almamaktadır. Muhtemelen Hz. Peygamber henüz yola çıkmadan önce, önceki rivayette görüldüğü şekilde kendisiyle görüşmüşlerdi. Ama çok geçmeden Ebû Makil ölmüştü. Ümmü Makil de zaten yaşlı ve hasta bir kadındı, dolayısıyla o da hacca gidemedi. Hz. Peygamber hacdan dönünce, Ümmü Makil kendisini ziyarete gider, niçin hacca gidemediğini anlatır ve bunun yerine ne yapabileceğini sorar. Hz. Peygamber de Ramazan’da umre yapmasını tavsiye eder.
Bize Abdân, ona Yezid b. Zürey', ona Habib el-Muallim, ona Atâ, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) hacdan döndüğünde ensardan olan Ümmü Sinan'a "(Bizimle) hac yapmana engel olan şey nedir?" diye sordu. Ümmü Sinan, kocası Ebu Sinan'ı kastederek 'Ebu filanın iki devesi var. Bunların birine binip hacca gitti. Diğeri de bizim bir arazimizi suluyor' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ramazan'da umre yapmak benimle birlikte hac yapmaya bedel olur." Bu hadisi İbn Cüreyc, ona Atâ, ona İbn Abbas, ona da Hz. Peygamber (sav) tarikiyle nakletmiştir. Ubeydullah da, Abdulkerim'den, o Atâ'dan, o Câbir'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn Cüreyc arasında inkita vardır.
Bize Abdân, ona Yezid b. Zürey', ona Habib el-Muallim, ona Atâ, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) hacdan döndüğünde ensardan olan Ümmü Sinan'a "(Bizimle) hac yapmana engel olan şey nedir?" diye sordu. Ümmü Sinan, kocası Ebu Sinan'ı kastederek 'Ebu filanın iki devesi var. Bunların birine binip hacca gitti. Diğeri de bizim bir arazimizi suluyor' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ramazan'da umre yapmak benimle birlikte hac yapmaya bedel olur." Bu hadisi İbn Cüreyc, ona Atâ, ona İbn Abbas, ona da Hz. Peygamber (sav) tarikiyle nakletmiştir. Ubeydullah da, Abdulkerim'den, o Atâ'dan, o Câbir'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ubeydullah b. Amr arasında inkita vardır.
Bize el-Humeydî, ona Süfyan, ona da Amr b. Dînar şöyle demiştir: İbn Ömer'e “bir adam, umre yaparken Kabe'yi tavaf ettikten Safa ile Merve arasında sa’y yapmadan hanımına yaklaşabilir mi?” diye sorduk o şöyle dedi: Nebi (sav) geldi, Kabe'yi yedi şavt tavaf yaptı, sonra Makamı İbrahim'in arkasında iki rekât namaz kıldı ardından Safa ile Merve arasında sa’y etti. Muhakkak sizin için Rasulullah’da uyulacak pek güzel bir örnek vardır.
Bize Yahya b. Yahya ve Ebu Rabî ez-Zehrânî, o ikisine Hammad b. Zeyd; (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Muhammed b. Bekir, ona İbn Cüreyc, onlara Amr b. Dinar, ona İbn Ömer (ra), o da Nebi'den (sav) İbn Uyeyne'nin hadisine yakın hadisi rivayet etti. Biz İbn Ömer'e, umre yapmak üzere gelen bir kimse hakkında “Kabe'yi tavaf ettikten sonra henüz daha Safa ile Merve arasında sa'y yapmadan hanımına yaklaşabilir mi?” diye sorduk. O şu cevabı verdi: Rasulullah (sav) (Mekke'ye) geldi, Kabe'nin etrafında yedi şavt tavaf yapıp Makamı İbrahim'in arkasında iki rekât namaz kıldı, sonra da Safa ile Merve arasında yedi defa sa'y yaptı. Şüphesiz sizin için Rasulullah'ta uyulmaya değer güzel bir örnek vardır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona da Amr b. Dinar şöyle demiştir: Biz, İbn Ömer'e (ra) “bir adam umre niyetiyle Kabe'yi tavaf edip Safa ve Merve arasında sa'y yapmadan eşine yaklaşabilir mi?” diye sorduk. İbn Ömer de şöyle cevap verdi: Peygamber (sav) (umre için) Mekke'ye gelmişti. Kabe'yi yedi defa tavaf etti. Makam-ı İbrahim'in arkasında iki rekat namaz kıldı sonra da Safa ile Merve arasını da yedi kere dolaştı. "Sizin için Rasulullah’ta güzel bir örneklik vardır." (Ahzab, 21)
Bize Humeydî, ona Süfyan, ona da Amr b. Dinar şöyle demiştir: Biz İbn Ömer'e “Umrede Kabe'i tavaf etmiş, fakat henüz Safa ile Merve arasında say etmemiş olan kimse hanımına yaklaşabilir mi?” diye sorduk. İbn Ömer de şu ceavbı verdi: Peygamber (sav) Mekke'ye geldi, Kabe'yi yedi defa tavaf yaptı, Makamı İbrahim'in arkasında iki rekat namaz kıldı, ardından Safa ile Merve arasında yedi defa sa'y yaptı. "Muhakkak ki size Allah Elçisi'nde pek güzel bir örnek vardır." (Ahzâb, 21).
Bize Muhammed b. Kesir, ona Hemmâm, ona Ata, ona Safvan b. Ya'la b. Ümeyye, ona da babası rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Cirâne'de iken üzerinde halûk-yahut safran- denilen bir tür parfüm eseri bulunan cübbeli bir adam gelmiş ve Ey Allah'ın Rasulü, umremi yaparken ne şekilde hareket etmemi tavsiye edersin? diye sormuş. Bunun Allah Tebâreke ve Teâlâ hemen Hz. Peygamber'e ayet indirdi. Hz. Peygamber vahyin etkisinden çıkınca "umreyi soran zât nerede?" diye sormuş ve ona hitaben, "vücudundaki halûk'un -yahut da safranın- izlerini yıka, cübbeni çıkar, haccında ne yaptın ise, umrende de onu yap!" buyurmuştur.
Bize Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî, ona Süfyân, ona Mutarrif, ona Ebu Sefer, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Ey insanlar, size söyleyeceğim şeyleri iyi dinleyin, dinlediklerinizi de bana tekrarlayın ki sonra iyice anlamadan, gidip “İbn Abbas şöyle dedi, böyle dedi” demeyin. Her kim Kâbe'yi tavaf edecekse, Hicr'in arka tarafından tavaf etsin. Hicr'e, Hatîm demeyin. Çünkü Cahiliye devrinde herhangi birisi orada yemin eder ve (yeminine işaret olsun diye) oraya kamçısını yahut ayakkabısını ya da yayını atardı. (İşte bundan dolayı oraya Hatîm denilmiş).
Bize Ebu Kamil, ona Ebu Avane, ona İbrahim b. Muhacir, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman, ona Mervân'ın Ümmü Makil'e gönderdiği elçisi demiştir ki: Ebu Makil, Hz. Peygamber’le birlikte hacca gitmeye karar vermişti. Ebu Makil eve gelince, (karısı) Ümmü Makil, biliyorsun ki, benim de hac yapmam gerekiyor dedi. Birlikte Hz. Peygamber'e gidip huzuruna çıktılar. Ümmü Makil, Ey Allah’ın Rasulü; benim haccetmem gerekiyor. Ebu Makil'in de genç bir devesi var dedi. Ebu Makil doğru söyledi, yalnız ben o deveyi Allah yolunda vakfetmiştim dedi. Rasulullah (sav) şöyle söyledi: "Deveyi karına ver, onunla haccetsin! Çünkü hac da Allah yolunda bir ibadettir." Bunun üzerine Ebu Makil, deveyi karısına verdi. O zaman Ümmü Makil, Ey Allah'ın Rasulü ben yaşlı ve hasta bir kadınım, acaba benim için hacca denk düşecek başka bir ibadet var mı? diye sordu. Rasulullah da (sav) "ramazan umresi hacca denktir," buyurdu.