657 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Muaviye; (T) Bize İbn Nümeyr, ona babası, o ikisine de A'meş bu isnadla rivayet etmiştir. İbn Nümeyr'in rivayetinde; "her doğan çocuk bu millet (din) üzere dünyaya gelir" ifadesi yer almıştır. Ebu Bekir'in Ebu Muaviye'den rivayetinde ise "her doğan çocuk, lisanı belli oluncaya kadar bu millet (din) üzeredir" ifadesini kullanmıştır. Ebu Küreyb'in Ebu Muaviye'den naklinde ise "her doğan çocuk, lisanı belli oluncaya kadar bu fıtrat (İslam) üzeredir" denilmiştir.
Açıklama: Hadisin tam metni için M006758 numaralı rivayete bakınız.
Bana Abdullah b. Ebu Şeybe, ona Ebu Ahmed, ona Süfyan, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre’nin (ra) rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Allah buyurur ki: Âdemoğlu, bana kötü söz söylüyor. Benim için bu şekilde ağır sözler söylemesi ona yakışmaz. Ayrıca o beni yalanlıyor. Beni yalanlaması ona yakışmaz. Onun bana ağır sözler söylemesi, 'benim çocuğumun olduğunu' iddia etmesidir. Beni yalanlaması ise 'beni ilk yarattığı gibi tekrar yaratmayacak' demesidir."
Bize Mâlik, oa Ebu Zinâd, ona A’rec, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'Her doğan çocuk, fıtrat (İslam yaratılışı) üzere doğar. Sonra anne-babası onu Yahudi veya Hıristiyan yapar. Tıpkı, sağlıklı (eksiksiz) bir deve doğuran hayvan gibi. Hiç burnu kesik (kusurlu) doğmuş bir deve yavrusu gördün mü?' buyurdu. Ashab 'Ey Allah’ın Rasulü, ya küçük yaşta ölen çocuklar?' diye sordu. Rasulullah (sav) 'Allah, onların ne yaptıklarını en iyi bilendir' buyurdu."
Bize Ebu Bekir b. Nafi b. Abdî, ona Yahya b. Kesir, ona Ali , ona Yahya, ona Zeyd b. Sellam, ona babası (Memtur el-Esved), ona dedesi Ebu Sellam, ona Abdullah b. Ferruh, ona da Hz. Aişe, “Rasulullah (sav) "Bütün insanlar yaratılmıştır" buyurdu” diyerek hadisi Muaviye'nin Zeyd'den aktardığı bir önceki hadise benzer şeklide rivayet etti ve rivayetinde "o gün yürür" ifadesini söyledi.
Açıklama: Hadisin tam metni için M002331 numaralı rivayete bakınız.
Bize İbn Müsenna ve İbn Ebu Ömer, onlara Abdülvahhab, ona Yahya b. Said, ona Amre, ona da Hz. Aişe şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), İbn Harise, Cafer b. Ebu Talib ve Abdullah b. Ravaha'nın (Mut'de) şehit olduğu haberi gelince oturdu. Mahzun olduğu belliydi. Ben, kapının aralığından bakıyordum. Derken bir adam geip 'Ey Allah'ı Rasulü! Cafer'in kadınları...' diyerek onların ağladıklarım haber verdi. Rasulullah (sav) o adama, gidip kadınların ağlamasını yasaklamasını emir buyurdu. O zât da gitti, ardından tekrar gelerek kadınların kendisine itaat etmediklerini Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Rasulullah (sav) ona ikinci defa giderek kadınların ağlamasını yasaklamasını emir buyurdu. O da gitti ve tekrar Peygamber'e (sav) gelerek 'Vallahi bu kadınlar bize baskın çıktılar Ey Allah'ın Rasulü!' dedi. (Ravi der ki): Hz. Aişe'nin ifadesine göre Rasulullah (sav) o adama 'Hadi git, onların ağızlarına toprak sac' buyurdu. Hz. Aişe der ki: Bunun üzerine ben o adama 'Burnun sürtülsün! Vallahi sen ne Rasulullah'ın (sav) emrini yerine getirdin, ne de onu kederiyle baş başa bıraktın' dedim."
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Serh, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Ebu Zübeyir el-Mekkî, ona da Amir b. Vasile şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Mesud “Şaki annesinin karnında şakî olandır. Said ise başkasından ibret alandır” dedi. Amir b. Vasile de Rasulullah'ın (sav) ashabından Huzeyfe b. Esîd el-Ğıfârî denilen bir zata gelerek İbn Mesud'un söylediğini ona nakletti. Bunun üzerine Huzeyfe “Bir adam amelsiz nasıl şaki olabilir” dedi. Bu kişi de ona “Sen buna şaşıyor musun? Ben Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim” dedi: "Nutfenin üzerinden kırk iki gece geçtiği zaman Allah ona bir melek gönderir. Melek ona suretini verir ve onun kulağını, gözünü, cildini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra 'Ya Rabbi! Erkek mi olacak, dişi mi' diye sorar. Rabbin dilediğini hüküm buyurur, melek de yazar. Sonra 'Ey Rabbim! Eceli ne olacak' der. Rabbin dilediğini söyler, melek yine yazar. Sonra 'Ey Rabbim rızkı ne olacak' der. Rabbin dilediği hükmü verir, melek de yazar. Sonra melek elinde bir sahife ile çıkar kendisine emredilene ne bir ilave yapabilir, ne de eksiltebilir."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Yahya, ona İsmail, ona Kays, ona da İbn Mesud (ra) şöyle demiştir: "Peygamber (sav) ile gaza giderken, yanımızda eşlerimiz olmazdı. Biz 'Ey Allah'ın Rasulü! Kendimizi hadım edelim mi?' diye sorduk. Rasulullah (sav) bizlere hadım olmayı yasakladı."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Sa'd, ona Ebu Seleme ona da Ebu Hüreyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Adamın biri, bir öküzün sırtına binmişti. Öküz, adama dönerek 'ben bunun için değil, tarla sürmek için yaratıldım' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'ben, Ebubekir ve Ömer bu olaya inandık' buyurdu. Bir kurt bir koyunu kaptı. Çoban onun peşine düştü. Bunun üzerine kurt ona 'Benden başka çobanın bulunmadığı o vahşi hayvanlar gününde, bakalım bu koyunları kim kurtaracak' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ben, Ebubekir ve Ömer buna inandık' buyurdu." [Ravi Ebu Seleme der ki: bu olayın anlatıldığı gün Ebubekir ve Ömer orada değildi.]
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Şeytan sizden birine gelip 'Bunu kim yarattı? Şunu kim yarattı?' der. Nihayet 'Rabbini kim yarattı?' der. Kendisine (böyle düşünceler) gelen kimse Allah'a sığınsın ve (bu düşüncelerine) son versin.