657 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Yahya, Said b. Mansur ve Kuteybe b. Said, ona Yahya, ona Ebu Avane, ona Katade, ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurmuştur: "Âdemoğlunun iki vadi dolusu malı olsa, üçüncü bir vadi daha isterdi. Âdemoğlunun karnını topraktan başka bir şey dolduramaz. Allah, tövbe eden kimsenin tövbesini kabul eder."
Bize Ebu'l-Yemân, ona Şuayb, ona Ebu'z-Zinâd, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah Teala buyurdu ki: Ademoğlu beni yalanladı ama onun bunu yapmaması gerekirdi. Ademoğlu bana sövdü hâlbuki onun bunu yapmaması gerekirdi. Onun beni yalanlaması benim kendisini ilk kez yarattığım gibi bir daha asla yeniden yaratamayacağımı söylemesidir. Onu yeniden yaratmam benim için ilk yaratmaktan daha kolaydır. Onun bana sövmesi ise Allah bir evlat edindi, demesidir. Hâlbuki ben tekim, doğurmamış ve doğurulmamış Samed'im ve hiç kimse benim dengim değildir."
Bize Yahya b. Yahya, Said b. Mansur ve Kuteybe b. Said, ona Yahya, ona Ebu Avane, ona Katade, ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurmuştur: "Âdemoğlunun iki vadi dolusu malı olsa, üçüncü bir vadi daha isterdi. Âdemoğlunun karnını topraktan başka bir şey dolduramaz. Allah, tövbe eden kimsenin tövbesini kabul eder."
"Bir de size kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü kadın eğe kemiğinden yaratılmıştır. Bu kemikte en eğri kısım üst tarafıdır. Eğer sen eğri kemiği doğrultmaya çalışırsan onu kırarsın. Onu kendi hâlinde bırakırsan öylece eğri kalır. Dolayısıyla size kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum."
Açıklama: Hadisin isnadı için bk. B005185.
Bize Ömer b. Hafs, ona babası, ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona Ebu Hüreyre'nin (ra.) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İki nefha (sura iki üfleme) arasında kırk vardır." Dinleyenler Ebu Hüreye'ye, 'Ya Eba Hüreyre, kırk gün mü?' diye sordular. Ebu Hüreyre, 'Cevap vermedim' dedi. Başka birisi, 'Yoksa kırk sene mi?' diye sordu. Ebu Hüreyre, 'Yine cevap vermedim' dedi. Bir diğeri de, 'Yoksa kırk ay mı?' diye sordu, Ebu Hüreyre, 'Ona da cevap vermedim' dedi. (Çünkü bu konuda bilgi sahibi değildi). Ebu Hüreyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle söylediğini de ekledi: "Bir tek kemik hariç insanın her şeyi çürür. Yalnız acbu zeneb denilen kuyruk sokumu kemiği çürümez. İkinci yaratma işte bu kemikten yapılacaktır."
Açıklama: Bir rivâyete göre “Acbu’z-zeneb hardal tanesi büyüklüğünde bir kemik parçasıdır.” Buna göre o, sözü edilen kemikten çok farklı, ama insana ait özelliklerin tamamını taşıyan küçücük bir şey olmalıdır. Bu ifâdeyi, günümüz teknolojisinin ortaya koyduğu DNA hücresi benzeri bir şey diye anlamak da mümkündür. Çünkü bilindiği üzere insanın bütün kimliği bu hücrede saklıdır. Bütün bedeni yakılıp kül haline getirilen ve kuyruk sokumu kemiği de kalmayan insanlar düşünüldüğünde, bunun insanın özünü teşkil eden bir şey olma ihtimali kuvvet azanmaktadır. Kıyâmette insanların bu kemikten yaratılmasında, Allah’tan başka kimsenin bilemeyeceği bir sır vardır. Çünkü insanı yoktan var eden Allah’ın, onu tekrar yaratmak için başka bir şeyin varlığına ihtiyacı yoktur. Bu sırrı izah sadedinde; insan bedeninin bir cüz’ü olan rûhun, herhangi bir bedene değil, bizzat âit olduğu bedene iâde edileceği bilinsin diye sözü edilen kemikten yaratılacağı ihtimali üzerinde durulur. Eğer insanın bütün aksamı çürüse ve geriye hiçbir şey kalmasa, zihinlerde rûhun herhangi bir bedene gidebileceği düşüncesi uyanabilir.
Bana Ebu Rabî ez-Zehrânî, ona Hammâd (b. Zeyd), ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona da Muhammed (b. Sîrîn), Ümmü Atiyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bey'at esnasında, bizden ağıt yakmayacağımıza dair de söz almıştı. Fakat beş kadın hariç içimizden hiçbiri bu sözüne sadık kalamadı. Bunlar; Ümmü Süleym, Ümmü Alâ, Muâz'ın karısı olan Bint. Ebu Sebre ya da Bint. Ebu Sebre ile Muâz'ın karısıdır."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Ali, ona Zâide, ona Meysere, ona Ebu Hazim, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir olay gördüğünde ya hayır söylesin ya da sussun. Kadınlar hakkındaki vasiyetimi tutunuz. Kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburganın en eğri yeri üst kısmıdır. Eğer onu düzeltmek için zorlarsan kırılır. Olduğu gibi bırakırsan eğri kalmaya devam eder. Siz kadınlar hakkında birbirinize hayrı tavsiye etmeye devam edin."
Bize Yahya b. Yahya, Said b. Mansur ve Kuteybe b. Said, ona Yahya, ona Ebu Avane, ona Katade, ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurmuştur: "Âdemoğlunun iki vadi dolusu malı olsa, üçüncü bir vadi daha isterdi. Âdemoğlunun karnını topraktan başka bir şey dolduramaz. Allah, tövbe eden kimsenin tövbesini kabul eder."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Ukayl, ona ez-Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb ile Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir çoban, koyun sürüsünü güderken sürüye kurt saldırdı ve bir koyunu kaptı. Çoban kurdun arkasına düştü ve sonunda koyunu o kurttan kurtardı. Bunun üzerine kurt çobana dönüp dedi ki: "Sürünün benden başka çobanının bulunmayacağı o yırtıcılar gününde koyunu kim kurtaracak?" İnsanlar (kurdun konuşmasına şaşarak): "Sübhânellah" dediler. Bunun üzerinde Hz. Peygamber (sav): "Ben kurdun konuştuğuna inanıyorum. Ebu Bekr ile Ömer de inanıyorlar" buyurdu. Râvî der ki: Hz. Peygamber (sav) bu sözü söylediği sırada Ebu Bekr ile Ömer orada değillerdi."