489 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyub, ona Nâfi, ona İbn Ömer; (T) Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Nâfi, ona Abdullah b. Ömer şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) minberde sadakadan, iffetli olmaktan ve istemenin (kötülüğünden) bahsedip şöyle buyurdu: "Veren el, alan elden daha hayırlıdır. Çünkü veren el, infak edendir. Alan el ise isteyendir."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik b. Enes, ona Zeyd b. Eslem, ona babası (Eslem el-Adevî), ona da Ömer (ra) şöyle demiştir: Allah yolunda bir at bağışladım ama sahibi ona iyi bakmadı. Ben de onun atı ucuza satacağını düşünerek satın almak istedim ve bunu Rasullullah'a (sav) sordum, Hz. Peygamber (sav) "Onu sana bir dirheme bile verse satın alma. Çünkü bağışından dönen kimse kusmuğunu tekrar yutan kimse gibidir" buyurdu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Rabîa b. Ebu Abdurrahman, ona Kasım b. Muhammed, ona da Âişe şöyle demiştir: "Berîre dolayısıyla üç hüküm gerçekleşmiştir: (Birincisi) O azat edildi ve kendisine (evliliğini sürdürüp sürdürmeme konusunda) tercih hakkı verildi. (İkincisi) Allah Rasulü (sav) (onun hakkında) 'Velâyet hakkı köleyi azat edene aittir' buyurdu. (Üçüncüsu) Rasulullah (sav) evine girdiğinde çömlekte et kaynıyordu. Onun önüne ekmek ve evde bulunan azık kondu. Bunun üzerine Allah Rasulu (sav) 'Çömlek (içinde pişeni) göremedim' dedi. Kendisine 'Berîre’ye sadaka olarak verilmiş bir ettir, oysa siz sadaka yemiyorsunuz' diye cevap verildi. Peygamber (sav) 'O Berîre’ye sadaka, bizim için ise hediyedir' buyurdu."
Bize İsmâil b. Abdullah, ona Mâlik, ona Rabîa b. Ebu Abdurrahman, ona Kasım b. Muhammed, ona da Peygamber’in hanımı Âişe şöyle demiştir: "Berîre üzerinden üç hüküm (sünnet) gerçekleşmiştir. Bu hükümlerden birisi şudur: Berîre hürriyetine kavuştu ve evliliğini devam ettirme konusunda tercih kendisine bırakıldı. (Diğeri) Allah Rasulu (sav) onun hakkında 'Velâyet hakkı köleyi âzat edene aittir' buyurdu. (Bir diğeri de) Rasulullah (sav) evine girdiği esnada çömlekte et (yemeği) kaynıyordu. Onun önüne ekmek ve evde bulunan katıklardan biri kondu. Bunun üzerine Allah Rasulu (sav) 'sanki ben içinde et bulunan bir çömlek gördüydüm?' diye sordu. Onlar da 'evet, ama o Berîre’ye sadaka olarak verilmiş bir ettir, oysa siz sadaka yemiyorsunuz' diye cevap verdiler. Bunun üzerine Allah Rasulu (sav) 'O Berîre’ye sadaka, bizim için ise hediyedir' buyurdu."
Bize Humeyd b. Mes'ade, ona Hammad (b. Zeyd el-Ezdî), ona da Ebu Cehdam (Musa b. Salim el-Basrî), Abdullah b. Ubeydullah b. Abbas'ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: İbn Abbas'ın yanındaydım. Bir adam ona 'Rasulullah (sav) öğle ve ikindi namazlarında Kur'an okur muydu?' diye sordu. İbn Abbas: 'Hayır' cevabını verdi. Adam: 'Belki de içinden sessizce okuyordu?' diye üsteleyince İbn Abbas: 'Ne kötü bir söz bu! Birincisinden daha kötü. Resûlullah (s.a.v.), Allah teâlâ'nın emrini yerine getiren bir kuldur; O’nun (cc) tebliğ emrini yerine getirdi. Vallahi, Peygamber (sav) diğer insanlardan farklı olarak şu üç konuyu bize has kıldı: Bize abdesti tastamam almamızı, sadaka yemememizi ve atları eşeklerle çiftleştirmememizi emretti.'
Bize Ahmed b. Abdullah, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Osman b. Ebu Süleyman, ona Ali el-Ezdî, ona Ubeyd b. Umeyr el-Leysî, ona da Abdullah b. Hubşî şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Amellerin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'İçerisinde hiçbir şüphe bulunmayan iman, ganimet malına hainlik içermeyen cihat ve makbul olan hacdır' buyurdu. 'Namazların hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Kıyamı uzun olandır' dedi. 'Sadakaların hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Malı az olan kişinin, elinden geldiğince vermeye çabaladığı sadakadır' diye cevap verdi. 'Hicretin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Allah'ın sana haram kıldığı şeyleri terk etmendir' dedi. 'Cihadın hangisi daha faziletlidir? diye sorulduğunda, 'Müşriklerle malı ve canıyla çarpışan kişinin cihadıdır' dedi. 'Şehadetin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulunca da 'Atı telef olan ve kendi kanı da akıtılan kişinin şehadetidir' şeklinde cevap verdi."
Bana İshak b. İbrahim b. Nasr, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Ata’nın, Cabir b. Abdullah’ı şöyle derken dinlediğini haber vermiştir: Nebi (sav) bir ramazan bayramı günü kalktı, namaz kıldı. Önce namazla başladı, sonra hutbe verdi. Hutbesini bitirince indi, kadınların bulunduğu tarafa gitti. Onlara öğütler verdi. Bu sırada Bilal’in eline dayanıyordu. Bilal de elbisesini açmıştı. Kadınlar ona sadakalarını atıyorlardı. (İbn Cüreyc) dedi ki: Ben Ata’ya, onlar fıtr günü zekâtını (fıtr sadakasını) mı veriyorlardı, dedim. O: Hayır, ama o vakit verdikleri bir sadakadan ibaretti. Bir kadın, halkalarını (bileziklerini), yüzüklerini atıyor, diğerleri de atıyorlardı. Dedim ki: Bunun ve onlara öğüt vermenin, imamın (halifenin) bir vazifesi olduğu görüşünde misin? O: Şüphesiz ki, bu onların bir vazifesidir. Hem bu işi neden yapmasınlar ki, dedi.
Bize Ali b. Muhammed, ona Veki', ona İsrâîl, ona Simâk; (T) Bize Muhammed b. Yahyâ, ona Vehb b. Cerîr, ona Şu'be, ona Simâk b. Harb, ona Mus'ab b. Sa'd, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah, taharetsiz (abdestsiz) kılınan namazı ve ganimetten aşırılan maldan verilen sadakayı kabul etmez."
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Haccâc (b. Muhammed), ona İbn Cüreyc, ona Osman b. Ebu Süleyman, ona Ali el-Ezdî, ona da Ubeyd b. Umeyr, Abdullah b. Hubşî el-Has'amî'nin şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Nebi'ye (sav) 'Amellerin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Kıyamı uzun olan namazdır' buyurdu. 'Hangi sadaka daha faziletlidir?' denildiğinde, 'Malı az olanın takati nispetinde verdiğidir' buyurdu. 'Hangi hicret daha üstündür?' denildiğinde, 'Allah'ın kendisine haram kıldığı şeyleri terk edenin hicretidir' cevabını verdi. Hangi cihad daha faziletlidir?' denildiğinde, 'Malı ve canı ile müşriklerle cihad edenin cihadı" buyurdu. 'Hangi ölüm daha şereflidir?' diye sorulduğunda ise 'Atının ayakları kesilmiş, kendisinin de kanı akıtılarak öldürülen kimsenin ölümü' buyurdu."
Bize Yahya b. Kaze'a, ona Mâlik, ona Zeyd b. Eslem, ona babası (Eslem el-Adevî), ona da Ömer b. Hattâb (ra) şöyle rivayet etmiştir: Allah yolunda bir at bağışladım ama sahibi ona iyi bakmadı. Ben de onun atı ucuza satacağını düşünerek satın almak istedim ve bunu Rasullullah'a (sav) sordum, Hz. Peygamber (sav) "Onu sana bir dirheme bile verse satın alma. Çünkü bağışından dönen kimse kusmuğunu tekrar yutan köpek gibidir" buyurdu.