489 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Musa, ona Veki’ ona Şu’be, ona Katâde Enes’in şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber’e (sav) Berîre'ye sadaka olarak verilmiş bir parça et getirildiğinde; O şöyle dedi:“O et, Berîre'ye sadakadır; ondan (Berîre’den) bize de hediyedir” buyurdu. Ebu Davud et-Tayâlîsî şöyle dedi: "Bize Şu’be, bize Katâde'den nakille Enes'ten Hz. Peygamber’den bu sözünü işittiğini nakletti."
Açıklama: Ebu Dâvûd et-Tayâlisî Katade'nin tedlis yapan birisi olmakla birlikte Enes'ten bu rivayeti işittiğini tespit edilmiştir. Bu rivayetin isnadının sıhhati açısından önemlidir. Bedrüddin el-Aynî, Umdetu'l-kârî, (Beyrut: Dârü İhyâi't-Türasi'l-Arabî, ts.), 9/92. Rivayetten anlaşılan husus kendisine sadaka düşen aldığı sakayı hediye edebilir. Hz. Peygamber kendine gelen hediye edileni yer sadaka malından yemezdi. Sadaka verilen kişinin tasarrufu ile ancak Hz. Peygamber'e (ve sadaka düşmeyenlere) sadaka helal olur. bkz. İbn Battal, Ebu'l-Hüseyn Ali b. Halef b. Abdilmelik, Şerhu Sahihu'l-buhârî, thk. Ebu Temim Yasir b. İbrahim (Riyad: Mektebetü'r-Rüşd, 1423/2003),3/544
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Zühri arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Abdurrahman b. Kasım, ona da Kasım şöyle rivayet etmiştir: Âişe, Berîre'yi satın almak istedi, ancak sahipleri Berîre'nin velâyetinin kendilerine ait olmasını şart koştular. Âişe bu durumu Peygamber'e (sav) iletti. Bunun üzerine Peygamber (sav) "sen Berîre'yi satın al ve onu hürriyetine kavuştur. Hiç şüphesiz velâyet hakkı hürriyete kavuşturana aittir" buyurdu. Berîre'ye bir miktar et hediye edilmişti. Hz. Peygamber'e (sav) “bu et Berîre'ye sadaka verilmiştir” denildi. Peygamber (sav) "o Berîre için sadaka, bizim için hediyedir" buyurdu. Berîre hürriyetine kavuşunca (nikâhının feshi veya devamı konusunda) serbest bırakıldı. Râvî Abdurrahman der ki: Berîre'nin kocası hür yahut köleydi. Şu'be de der ki: Ben Abdurrahman'a Berîre'nin kocasının durumunu sordum. Abdurrahman “hür mü, yoksa köle miydi, bilmiyorum” dedi.
Bize Ubeydullah b. Abdülkerim, ona Hişam b. Halid, ona Halid b. Yezid, ona Ebu Hatim, ona Hişam b. Halid, ona Halid b. Yezid b. Ebu Malik, ona babası, ona da Enes b. Malik'ten rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu, demiştir: "İsra gecesi Cennet'in kapısı üzerinde “Sadaka karşılığı on misli (sevap) vardır. Borç karşılığında) ise on sekiz misli (sevap) vardır” ifadesinin yazılı olduğunu gördüm. Bunun üzerine Cebrail'e “Borç vermenin sadakadan üstün olmasının hikmeti nedir?” diye sordum. Cebrail dedi ki: Çünkü sadaka dileyen kişi bazen elinde bulunduğu halde dilenir. Fakat borç isteyen kimse, ancak ihtiyaçtan dolayı borçlanmak ister."
Bize Ubeydullah b. Abdülkerim, ona Hişam b. Halid, ona Halid b. Yezid, ona Ebu Hatim, ona Hişam b. Halid, ona Halid b. Yezid b. Ebu Malik, ona babası, ona da Enes b. Malik'ten rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu, demiştir: "İsra gecesi Cennet'in kapısı üzerinde “Sadaka karşılığı on misli (sevap) vardır. Borç karşılığında) ise on sekiz misli (sevap) vardır” ifadesinin yazılı olduğunu gördüm. Bunun üzerine Cebrail'e “Borç vermenin sadakadan üstün olmasının hikmeti nedir?” diye sordum. Cebrail dedi ki: Çünkü sadaka dileyen kişi bazen elinde bulunduğu halde dilenir. Fakat borç isteyen kimse, ancak ihtiyaçtan dolayı borçlanmak ister."