488 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Gıyas), ona A'meş, ona Şekîk, ona Amr b. Haris, ona Abdullah b. Mesud'un hanımı Zeyneb bint Abdullah (r.anhüma); (T) A'meş der ki: Ben bu hadisi İbrahim b. Yezid'e söyleyince, bana İbrahim, ona Ebu Ubeyde, ona Amr b. Haris, ona da Abdullah'ın hanımı Zeyneb bt. Abdullah şöyle dedi: "Ben mescitteydim, Hz. Peygamber'i (sav) gördüm, 'Ziynetlerinizden de olsa sadaka olarak bir şeyler verin' buyurdu. (Ravi der ki) Zeynep ise hem kocası Abdullah hem de evindeki yetimlere infakta bulunurdu. (Rasulullah'tan bunu işitince) kocası Abdullah'a 'Rasulullah'a, sana ve evimdeki yetimlere infakta bulunmam, vermem gereken sadakanın yerine geçer mi? diye bir sorsan ya' dedi. Abdullah ona 'sen kendin sor' dedi. (Zeynep der ki:) Bunun üzerine ben Rasulullah'a (sav) gittim ve kapıda Ensar'dan bir kadın gördüm, o da aynı şeyi sormak istiyordu. O sırada Bilal yanımıza geldi. Biz ona 'Rasulullah'a bir sorsan, benim, kocama ve evimde bulunan yetimlere infakta bulunmam (vermem gereken sadakaya) karşılık olur mu? Ama bizim sorduğumuzu söyleme' dedik. Bilal içeri girip sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Soranlar kim?' dedi. Bilal, 'Zeyneb' dedi. 'Hangi Zeyneb?' deyince Bilal 'Abdullah'ın hanımı' diye cevap verdi. Rasulullah (sav) 'Evet olur. Hem de iki ecir kazanır. Birisi akrabasına yardımda bulunma ecri diğeri ise sadaka verme ecri' buyurdu."
Açıklama: Rivayet muallaktır. Buhari ile A'meş arasında inkıta' vardır.
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Gıyas), ona A'meş, ona Şekîk, ona Amr b. Haris, ona Abdullah b. Mesud'un hanımı Zeyneb bint Abdullah (r.anhüma); (T) A'meş der ki: Ben bu hadisi İbrahim b. Yezid'e söyleyince, bana İbrahim, ona Ebu Ubeyde, ona Amr b. Haris, ona da Abdullah'ın hanımı Zeyneb bt. Abdullah şöyle dedi: "Ben mescitteydim, Hz. Peygamber'i (sav) gördüm, 'Ziynetlerinizden de olsa sadaka olarak bir şeyler verin' buyurdu. (Ravi der ki) Zeynep ise hem kocası Abdullah hem de evindeki yetimlere infakta bulunurdu. (Rasulullah'tan bunu işitince) kocası Abdullah'a 'Rasulullah'a, sana ve evimdeki yetimlere infakta bulunmam, vermem gereken sadakanın yerine geçer mi? diye bir sorsan ya' dedi. Abdullah ona 'sen kendin sor' dedi. (Zeynep der ki:) Bunun üzerine ben Rasulullah'a (sav) gittim ve kapıda Ensar'dan bir kadın gördüm, o da aynı şeyi sormak istiyordu. O sırada Bilal yanımıza geldi. Biz ona 'Rasulullah'a bir sorsan, benim, kocama ve evimde bulunan yetimlere infakta bulunmam (vermem gereken sadakaya) karşılık olur mu? Ama bizim sorduğumuzu söyleme' dedik. Bilal içeri girip sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Soranlar kim?' dedi. Bilal, 'Zeyneb' dedi. 'Hangi Zeyneb?' deyince Bilal 'Abdullah'ın hanımı' diye cevap verdi. Rasulullah (sav) 'Evet olur. Hem de iki ecir kazanır. Birisi akrabasına yardımda bulunma ecri diğeri ise sadaka verme ecri' buyurdu."
Bize Ebu Velid, ona Şu‘be, ona Adiy b. Sabit, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak zikretmiştir.
Açıklama: Hadisin metni için DM001651 numaralı hadise bakınız.
Bize Ubeydullah b. Abdülkerim, ona Hişam b. Halid, ona Halid b. Yezid, ona Ebu Hatim, ona Hişam b. Halid, ona Halid b. Yezid b. Ebu Malik, ona babası, ona da Enes b. Malik'ten rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu, demiştir: "İsra gecesi Cennet'in kapısı üzerinde “Sadaka karşılığı on misli (sevap) vardır. Borç karşılığında) ise on sekiz misli (sevap) vardır” ifadesinin yazılı olduğunu gördüm. Bunun üzerine Cebrail'e “Borç vermenin sadakadan üstün olmasının hikmeti nedir?” diye sordum. Cebrail dedi ki: Çünkü sadaka dileyen kişi bazen elinde bulunduğu halde dilenir. Fakat borç isteyen kimse, ancak ihtiyaçtan dolayı borçlanmak ister."
Bize Ya‘lâ b. Ubeyd, ona Abdülmelik, ona Ata, ona da Cabir’in şöyle dediğini rivayet etti: "Rasulullah (sav) ile birlikte bir bayram gününde hazır bulundum. Hutbeden önce namazı kılmakla başladı. Sonra Bilal’e dayanmış olarak kalktı, hanımların bulunduğu yere kadar gitti. Onlara vaaz etti, öğüt verdi, Allah’a karşı takvalı olmalarını emrederek 'Sadaka verin' buyurdu. Ve cehennemin durumuna dair bir şeylerden söz etti. Yanakları esmerce, sıradan sayılan bir kadın ayağa kalkarak 'Neden? Ey Allah’ın Rasulü' deyince, Hz. Peygamber (sav) 'Çünkü sizler çokça şikâyet eder, çokça lanet okur ve kocaya karşı da nankörlük ediyorsunuz' buyurdu. Bunun üzerine kadınlar, süs eşyalarının, küpelerinin yüzüklerinin bir kısmını, sadaka olmak üzere Bilal’in eteğine atmaya koyuldular."
Bize Yezid b. Harun, ona Yahya b. Said el-Ensârî, ona Abdurrahman b. Kasım, ona Muhammed b. Cafer b. Zübeyr, ona Abbâd b. Abdullah b. Zübeyr, ona da Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Nebî'ye (sav) soru sorup, yanıp mahvolduğunu söyledi. Hz. Peygamber (sav) ona ne olduğunu sorunca, ramazan ayında hanımı ile beraber olduğunu söyledi. O esnada Rasulullah'a (sav) 'arak' denilen ve içerisinde hurma bulunan bir sepet getirildi. Nebî (sav) 'Yanıp mahvolan nerede?' buyurunca, adam ayağa kalktı. Hz. Peygamber (sav) de 'Al bunları sadaka olarak dağıt' buyurdu."
Bize Ubeydullah b. Abdülkerim, ona Hişam b. Halid, ona Halid b. Yezid, ona Ebu Hatim, ona Hişam b. Halid, ona Halid b. Yezid b. Ebu Malik, ona babası, ona da Enes b. Malik'ten rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu, demiştir: "İsra gecesi Cennet'in kapısı üzerinde “Sadaka karşılığı on misli (sevap) vardır. Borç karşılığında) ise on sekiz misli (sevap) vardır” ifadesinin yazılı olduğunu gördüm. Bunun üzerine Cebrail'e “Borç vermenin sadakadan üstün olmasının hikmeti nedir?” diye sordum. Cebrail dedi ki: Çünkü sadaka dileyen kişi bazen elinde bulunduğu halde dilenir. Fakat borç isteyen kimse, ancak ihtiyaçtan dolayı borçlanmak ister."