حدثنا محمد بن كثير قال أخبرنا سفيان عن أبى مالك الأشجعي عن ربعى عن حذيفة قال قال نبيكم صلى الله عليه وسلم : كل معروف صدقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164045, EM000233
Hadis:
حدثنا محمد بن كثير قال أخبرنا سفيان عن أبى مالك الأشجعي عن ربعى عن حذيفة قال قال نبيكم صلى الله عليه وسلم : كل معروف صدقة
Tercemesi:
Huzeyfe'den (Radiyallahu anh) rivayet edildiğine göre dedi ki: Peygamberiniz (Sallaliahü Aleyhi ve Seîlem) şöyle buyurdu: «Her ma'rııf = iyilik, bir sadakadır.»[464]
H u z e y f e hadîs-i şerifi anlatırken, sizin Peygamber iniz, diye söze başlamıştır. Bunun sebebi, Peygamber in sözüne önem ve İhtimam vermek ve ma'rufu işlemekte kusur etmemek içindir.
H u z e y f e kimdir? :
Ebu Abdullah künyesi ile tanınan Huzeyfe ibni'l-Y e m a n Ashab-ı kiramın büyükferindendir. Babası ile beraber Medine'ye gelerek İslâm'ı kabul etmişlerdi. Ensar veya Muhacirin arasına girmek hususunda Hz. Peygamber tarafından muhayyer bırakılmışlar ve kendileri Ensar arasına girmeyi tercih etmişlerdi.
Huzeyfe, babası H usey I, kardeşi S a f v a n , Uhud savaşında bulunmuşlar ye babası, Müslümanlar tarafından yanlışlıkla şehîd edildi.
Hendek savaşında soğuk ve karanlık bir gecede, Peygamber Efendimiz H u z e y f e V' düşmanın durumu hakkında bilgi edinmek üzere, düşmana karşı göndermiş ve Huzeyfe de düşmanın fırtına ve soğuktan perişan bir halde göç etmekte oldukları haberini getirmişti. Peygamber Efendimiz, münafıkları yalnız Huzeyfe'ye tanıtmış ve onu kendisine sırdaş edinmişti.
Hz. Ömer hilâfeti zamanında memuriyetlerde kullandığı zevat arasında münafık bulunup bulunmadığını Huzeyfe 'den sormuş ve münafık bulunduğunu söylemesine rağmen kimliklerini açıklamaktan sakınmıştı. Hz. Ömer, ashabdan vefat eden birinin cenazesinde Huzeyfe yi görmeyince, cenazede bulunmazdı.
Huzeyfe, İran fetihlerinde bulunmuş ve Nihavend'de kumandan Nüman ibni Mukrin'in şehid edilmesi üzerine sancağı ele geçirerek Hemedan, Rey ve Dînever beldelerini fethetmişti. Daha sonra Nusaybin valiliğine tayin edildi. Çok emin bir kimse olduğundan, Hz. Ömer:
«— Huzeyfe ne isterse ona veriniz.»
Emrİnİ verdiği halde, Huzeyfe kendi yiyeceği atının yemi ile yetinerek Medine ye dönüşünde Hz. Ömer halinde bir değişiklik görmemesi üzerine, memnun kalmış ve boynuna sarılmış ve şöyle demişti :
«— Sen, benim kardeşimsın, ben de senin kardeşinim.»
Huzeyfe, Hz. Ömer'in şehid edilmesinden 40 gün sonra hicretin 37. yılında vefat etti. Allah ondan razı olsun.[465]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 233, /216
Senetler:
()
Konular:
KTB, İYİLİK, BİRR,
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
حدثنا قتيبة حدثنا بن المنكدر عن أبيه عن جابر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : كل معروف صدقة وإن من المعروف أن تلقى أخاك بوجه طلق وأن تفرغ من دلوك في إناء أخيك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164308, EM000304
Hadis:
حدثنا قتيبة حدثنا بن المنكدر عن أبيه عن جابر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : كل معروف صدقة وإن من المعروف أن تلقى أخاك بوجه طلق وأن تفرغ من دلوك في إناء أخيك
Tercemesi:
— Cabir'den rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
— Resûlüllah (Sallailahü Aleyhi ve SeJiem) buyurdu ki: «Her iyilik bir sadakadır. Senin tatlı bir yüzle kardeşinle karşılaşman ve senin (varlık) kabından onun çanağına boraltman da ma'rufdan = iyiliktendir.»[601]
Hadîs-i şerîfte önce her iyiliğin bir sadaka yerine geçtiği, yani sadaka sevabına sebebiyet verdiği beyan buyuruîduktan sonra, mâna daha genişletilip inceltilerek güler ve tatlı bir yüzle din kardeşini karşılamanın da bir maruf *= iyilik olduğu ifade edilmiştir. İnsan sahip bulunduğu maddî ve manevî imkânlardan kardeşine de aktarmalıdır. Kardeşin ve arkadaşın böyle istifadelendirİlmesi de iyiliktir. Ona neş'e ve sürür vermek, ihtiyacı varsa onu görmek, yani kendi kabından onun çanağına bir şeyler aktarma1: hep iyilik sayılır ve sadaka sevabını kazandırır.[602]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 304, /268
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Münkedir el-Kuraşî (Muhammed b. Münkedir b. Abdullah b. Hüdeyr)
3. Münkedir b. Muhammed et-Teymî (Münkedir b. Muhammed b. Münkedir)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, SADAKA
Müslüman, Güleryüzlü
Müslüman, mü'minin kişiliği
Sadaka, çeşitleri
Tebessüm, kardeşinin yüzüne tebessüm etmek
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
حدثنا الأويسى قال حدثنا عبد الرحمن بن أبى الزناد عن أبيه عن عروة عن أبى مراوح عن أبى ذر : سئل النبي صلى الله عليه وسلم أي الأعمال خير قال إيمان بالله وجهاد في سبيله قال فأى الرقاب أفضل قال أغلاها ثمنا وأنفسها عند أهلها قال أفرأيت إن لم أستطع بعض العمل قال تعين ضائعا أو تصنع لأخرق قال أفرايت ان ضعفت قال تدع الناس من الشر فإنها صدقة تصدقها على نفسك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164309, EM000305
Hadis:
حدثنا الأويسى قال حدثنا عبد الرحمن بن أبى الزناد عن أبيه عن عروة عن أبى مراوح عن أبى ذر : سئل النبي صلى الله عليه وسلم أي الأعمال خير قال إيمان بالله وجهاد في سبيله قال فأى الرقاب أفضل قال أغلاها ثمنا وأنفسها عند أهلها قال أفرأيت إن لم أستطع بعض العمل قال تعين ضائعا أو تصنع لأخرق قال أفرايت ان ضعفت قال تدع الناس من الشر فإنها صدقة تصدقها على نفسك
Tercemesi:
— Ebû Zer'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e soruldu ki, amellerin hangisi daha hayırlıdır? Peygamber :
«— Allah'a iman etmek ve onun yolunda cihad etmektir.» buyurdu. (Azad etme bakımından) kölelerin hangisi daha hayırlıdır? diye soruldu.
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«— Kıymetçe en yükseği ve sahipleri katında en makbulüdür.» buyurdu. (Bunları soran adam yine)' dedi ki, bunlardan birini yapmaya gü-. cüm yetmezse, ne yapacağımı bildirir misiniz?
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem);
«— Malı helak olana yardım edersin, yahud kazanamayan zavallıya iyilik edersin.» buyurdu. (Adam yine sorup) dedi ki, biçare olursam (ne yapmam gerektiğini) bildirir misiniz?
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem);
Kötülüğünü insanlardan kaldırırsın, çünkü bu bir sadakadır ki, onu kendin için sadaka vermiş olursun.» buyurdu.[603]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 305, /269
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Muravih Sa'd el-Ğıfarî (Sa'd)
3. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
4. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
5. İbn Ebü'z-Zinad Abdurrahman b. Ebu Zinad el-Kuraşi (Abdurrahman b. Abdullah b. Zekvan)
6. Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysi (Abdulaziz b. Abdullah b. Yahya b. Amr b. Üveys)
Konular:
Amel, faziletlileri
Cihad, Allah yolunda tozlanmak, çalışıp çabalamak
Cihad, fazileti
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
KTB, İMAN
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
حدثنا حجاج قال حدثنا شعبة قال أخبرني عدي بن ثابت قال سمعت عبد الله بن يزيد يحدث عن أبي مسعود البدري عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من أنفق نفقة على أهله وهو يحتسبها كانت له صدقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165028, EM000749
Hadis:
حدثنا حجاج قال حدثنا شعبة قال أخبرني عدي بن ثابت قال سمعت عبد الله بن يزيد يحدث عن أبي مسعود البدري عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من أنفق نفقة على أهله وهو يحتسبها كانت له صدقة
Tercemesi:
— Ebû Mes'ud El-Bedrî'den, Peygamber {SallaÜahü Aleyhi ve S*Uem)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
— Kim sevabını umarak ailesine infak ederse (geçimi için harcarsa) bu harcama onun için bir sadaka olur, (yani sadaka sevabını kazanır).»[219]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 749, /595
Senetler:
()
Konular:
Aile, Erkeğin ailesine iyi davranması, geçimini sağlaması
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
KTB, SADAKA
Sadaka, aileye yapılan harcama
Sadaka, çeşitleri
Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
حدثنا حفص بن عمر قال حدثنا شعبة قال أخبرني سعيد بن أبى بردة سمعت أبى يحدث عن جدي عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : على كل مسلم صدقة قال أفرأيت إن لم يجد قال فليعمل فلينفع نفسه وليتصدق قال أفرايت إن لم يستطع أو لم يفعل قال ليعن ذا الحاجة الملهوف قال أفرأيت إن لم يستطع أو لم يفعل قال يمسك عن الشر فإنها له صدقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164310, EM000306
Hadis:
حدثنا حفص بن عمر قال حدثنا شعبة قال أخبرني سعيد بن أبى بردة سمعت أبى يحدث عن جدي عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : على كل مسلم صدقة قال أفرأيت إن لم يجد قال فليعمل فلينفع نفسه وليتصدق قال أفرايت إن لم يستطع أو لم يفعل قال ليعن ذا الحاجة الملهوف قال أفرأيت إن لم يستطع أو لم يفعل قال يمسك عن الشر فإنها له صدقة
Tercemesi:
— Ebu Musa'dan rivayet edildiğine göre, dedi ki, Peygamber şöyle buyurdu:
«— Her müslümanın sadaka vermesi gerekir.» (Ashabdan biri) dedi ki, verecek bir şey bulamazsa (ne yapacağını) bildirir misiniz?
Peygamber (Saİlallahü Aleyhi ve Seilem):
«— Çalışsın da kendine fayda temin etsin, bir de sadaka versin.» buyurdu. (Adam yine) dedi ki, gücü yetmezse, yahud çalışamazsa (ne yapması gerektiğini) bildirir misiniz?
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seilem):
«— Çaresiz muhtaca yardım etsin.» buyurdu. (Adam tekrar) dedi ki, gücü yetmezse, yahud çalışamazsa?
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seilem) :
«— İyiliği emretsin, (tavsiye etsin).» buyurdu. (Adam tekrar) dedi ki, buna da gücü yetmezse, yahud (dedi ki,) bunu da yapamazsa, (başka ne yapması gerektiğini) bildirir misiniz?
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seilem):
«— Kötülük işlemekten kendini korur, çünkü bu hareket onun için bir sadakadır.» buyurdu.[604]
225 sayılı metindeki hadîs-i şerifin lâfzına uygun olan bu hadîs-i şerîfle çaresiz kalan ihtiyaç sahiplerine yardım etmenin lüzumuna işaret edilmektedir. Gerçİ iyiliğin her çeşitinde bir sevab vardır ve bunları İşleyen kimse kendi nefsi için sadaka vermiş hükmündedir. Fakat çaresiz kalan, mazlum ve muhtaç duruma düşen kimseye yardım etmek daha önce gelen bir vazifedir. Meselâ; bir zelzele felâketine uğrayanlara, yangın ve su baskını veya trafik kazaları gibi acil vak'alarda İmdat İsteyenlere koşmak, gücü yetenler üzerine borçtur. Her gücü yeten sahip bulunduğu imkânlarla muzlar kardeşlerine yardım etmekle yükümlüdür. Bu yardımı esirgeyenler, islâm'ın nurundan aydınlanmamışlar demektir. Lâkin güçsüz bulunanlar hiç olmazsa iyi şeyler tavsiye ederler ve fenalığa yardımcı olmazlar. Böylece yine iyilik etmiş olacakları için, yine sadaka sevabı kazanırlar.[605]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 306, /269
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Said b. Ebu Bürde el-Eşari (Said b. Amir b. Abdullah b. Kays)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Hz. Peygamber, ibadetlerde kolaylığı tercihi
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
Teşvik Edilenler, Kolaylaştırıcı olmak, kolaylık göstermek
Yardımseverlik, muhtaç kimselerin ihtiyacını gidermek
حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا عبد الوهاب قال حدثنا أيوب عن عمرو بن سعيد عن حميد بن عبد الرحمن قال حدثني ثلاثة من بنى سعد كلهم يحدث عن أبيه : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم دخل على سعد يعوده بمكة فبكى فقال ما يبكيك قال خشيت أن أموت بالأرض التي هاجرت منها كما مات سعد قال اللهم اشف سعدا ثلاثا فقال لي مال كثير يرثنى ابنتى أفأوصى بمالى كله قال لا قال فبالثلثين قال لا قال فالنصف قال لا قال فالثلث قال الثلث والثلث كثير إن صدقتك من مالك صدقة ونفقتك على عيالك صدقة وما تأكل امرأتك من طعامك لك صدقة وإنك أن تدع أهلك بخير أو قال بعيش خير من أن تدعهم يتكففون الناس وقال بيده
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164760, EM000520
Hadis:
حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا عبد الوهاب قال حدثنا أيوب عن عمرو بن سعيد عن حميد بن عبد الرحمن قال حدثني ثلاثة من بنى سعد كلهم يحدث عن أبيه : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم دخل على سعد يعوده بمكة فبكى فقال ما يبكيك قال خشيت أن أموت بالأرض التي هاجرت منها كما مات سعد قال اللهم اشف سعدا ثلاثا فقال لي مال كثير يرثنى ابنتى أفأوصى بمالى كله قال لا قال فبالثلثين قال لا قال فالنصف قال لا قال فالثلث قال الثلث والثلث كثير إن صدقتك من مالك صدقة ونفقتك على عيالك صدقة وما تأكل امرأتك من طعامك لك صدقة وإنك أن تدع أهلك بخير أو قال بعيش خير من أن تدعهم يتكففون الناس وقال بيده
Tercemesi:
— Sa'd'ın oğullarından üçü de babalarından rivayet ettiklerine göre, Resûlüllah (SaÜaliahü Aleyhi ve Sellenı), Mekke'de hasta olan Sa'd'ın ziyaretine vardı. Sa'd (Peygamberi görünce) ağladı. Peygamber ona sordu:
*— Neden ağlıyorsun?» Sa'd:
— Hicret etmiş olduğum yerde ölmekten korkuyorum. Nitekim Sa'd İbni Havle böyle olmuştu, (Medine'ye hicretinden sonra Mekke'de vefat etmişti.) dedi. Peygamber üç defa:
«— Allah'ım! Sa'd'a şifa ver!» diye dua etti. Sa'd dedi ki:
— Benim çok malım var; bana bir kızım varis oluyor. Malımın tamamını vasiyyet edeyim mi? Peygamber:
«— Hayır!» dedi. Sa'd :
— Üçte ikisini edeyim mi? dedi. Peygamber: «— Hayır!» dedi. Sa'd :
— Yarısını? dedi. Peygamber: «— Hayır!» buyurdu. Sa'd :
— Üçte birini? dedi. Peygamber :
«— Üçte biri (vasiyyet et), üçte bir çoktur. Malından verdiğin (fakirlere) sadakan bir sadakadır. Çoluk çocuğuna yedirdiğin tir sadakadır. Zevcenin, senin yemeğinden yediği de senin için hır sadakadır. Senin çoluk çocuğunu mal ile bırakman (yahut geçimle, dedi), onları insanlara avuç açıp dilenir bırakmandan daha hayırlıdır.» buyurdu.
Ravi demiştir ki:
— Peygamber eli ile (işaret ederek) söyledi.[1011]
Bu hadîs-i şerifi, Hz. Sa'd ibni E b i V a k k a s 'in üç oğlu babalarından rivayet etmişlerdir. Bu çocukları adları, Âmir, Mus'ab ve M u h a m m e d 'dir. Şimdi hatıra gelir ki, Sa'd hastalığında varis olarak geriye bir kız çocuğun bırakmak üzere olduğunu hastalık halinde Hz.
Peygamber'e ifade ettiğinde bu üç çocuklardan neden bahsedilmemişti?
Peygamber Efendimizin S a ' d hazretlerini ziyaret etmeleri. Veda Haccı ve bir rivayete göre de Mekke fethi zamanlarına tesadüf etmektedir. Peygamberimizin şifa ve bereket duaları makbul olmuş ve S a ' d bu hastalıktan kurtularak 45 yıl daha yaşamıştır. Bu müddet içerisinde hal terceme-sinde anlatıldığı gibi, İslâm'a pek çok yararları dokunmuş ve müşrikler kendisinden zarar görmüştür. İşte bu hastalığından sonra geçen 45 yıl içinde doğup yetişen çocukları, yukarda adları geçen oğulları oluyor.
Bilgi için ve 499 ve Sa'd İbni Ebi Vakkas'ın hal tercemesi için 24 sayılı hadîslere ve açıklamalarına bakılsın.
Sonuç olarak, hastaya şifa bulması İçin dua etmek sünnettir.[1012]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 520, /415
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
2. Selase Min Benî Sa'd (Selase Min Benî Sa'd)
3. Humeyd b. Abdurrahman el-Himyerî (Humeyd b. Abdurrahman)
4. Ebu Said Amr b. Saîd el-Kuraşî (Amr b. Saîd)
5. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
6. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
7. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
KTB, ADAB
KTB, HASTA, HASTALIK
KTB, SADAKA
Sadaka, aileye yapılan harcama
Sadaka, çeşitleri
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Vasiyet, malın ne kadarı?
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا محمد بن فضيل بن غزوان عن عمارة عن أبي زرعة عن أبي هريرة جاء رجل إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال : يا رسول الله أي الصدقة أفضل أجرا قال أما وأبيك لتنبأنه أن تصدق وأنت صحيح شحيح تخشى الفقر وتأمل الغنى ولا تمهل حتى إذا بلغت الحقوم قلت لفلان كذا ولفلان كذا وقد كان لفلان
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165057, EM000778
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا محمد بن فضيل بن غزوان عن عمارة عن أبي زرعة عن أبي هريرة جاء رجل إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال : يا رسول الله أي الصدقة أفضل أجرا قال أما وأبيك لتنبأنه أن تصدق وأنت صحيح شحيح تخشى الفقر وتأمل الغنى ولا تمهل حتى إذا بلغت الحقوم قلت لفلان كذا ولفلان كذا وقد كان لفلان
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, bir adam Resûlüllah (SailailahU Aleyhi ve Selton)'e gelip :
— Ey Allah'ın Resulü! Mükâfat bakımından sadakanın hangisi daha faziletlidir? dedi. Peygamber şöyle buyurdu:
«Babana rahmet, bu sana bildirilecektir: ihtiyaçtan korkarak snğlftm ve hırslı olup, zenginlik arzusunda iken, senin sadaka vermen dir. Yoksa can boğaza gelinciye kadar geciktirme ki, şöyle dersin: Falana şu kadar, falana şu kadar (verilsin). Halbuki mal falan (verese) için gerçekleşmiştir, (artık bu ölüm halinde tasarruf hakkın kalmamıştır).»[277]
Yerinde bir soru sorulduğu zaman, soran kimseyi övme ve sorusunu beğenme karşılığında : «Babana rahmet» tâbirini Hz. Peygamber kullanmıştır. Bu tâbir, Arapça d a «Lâ ve Ebîk» veya «Emâ ve Ebîk» lâfızlarının karşılığı olarak verilmiştir. Burada Arapça metindeki «ve»Ier, yemin ifade etmeyip yerine göre medih ve zem ifade ederler, «!â»nın da nehî manası yoktur, sözü teyid ve tespit içindir.
Mükâfatı en büyük olan sadaka için şu şartlar koşulmuştur:
1— İhtiyaçtan ve fakirlikten korku halinde sadaka vermek. Böyle bir durumda insanın sadaka vermesi zordur ve bunu başarmak da din kuvvetine bağlıdır. Sıkıntı ve şiddet hulindeki ibadetlerin sevabı daha çok olur.
2— Vücut sıhhatte iken, ölüm döşeğine düşmeden ve hayattan ümidi kesmeden önce vermek. İnsan hasta olduğu zaman daha çok merhamete getir, öleceğim diye malını şuna buna verir. Böylece sadaka vermesi kolaylaşır. Sağlık durumu yerinde olan insan ise, mala daha çok rağbet eder, merhamet hisleri kısıntılı olur. Onun için sağlık halinde vermenin fazileti çoktur.
3— Bahil ve cimri iken vermek. Cimrilik halini yenerek sadaka vermek, nefsin büyük mücahedesidir. Bu mücahedeyi kazanmanın sevabı da ona göre fazilet taşır.
4— Zenginliği arzu eder bir halde iken sadaka vermek. Zenginleşmeyi arzu eden kimse, mal toplamaya ve harcamamaya gayret gösterir. Bu durumda olanın sadaka vermesi güçleşir ve ağır gelir. Bu tazyikten kurtulup mal vermenin de bu yönden fazileti çok olur. işte bu dört şart muvacehesinde hayır yollarına para ve mal harcamak, en büyük ve en faziletli manevî mükâfatı, sevabı temin eder.
Yoksa nasıl olsa mal elden gidiyor düşüncesiyle can boğaza dayandığı zaman şuna buna vasi yy et bir önlem taşımaz. Bu anda zaten mal şunun bunundur. Ölüm halinde tasarruf hakkı kalmamıştır.[278]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 778, /618
Senetler:
()
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri