460 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, -Ebu Bekir "bize tahdis etti" ifadesini kullanmıştır.-, onlara A'meş, ona Müslim, ona Mesruk, ona el-Mugîre b. Şu'be şöyle nakletmiştir: Bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile birlikteydim. "Ey Mugîre! İbriği al" dedi. İbriği aldım ve onunla birlikte çıktım. Rasulullah yanımdan ayrıldı ve göremediğim bir yere gitti. Orada hacetini gördü. Sonra geri geldi. Üzerinde yenleri dar şam işi bir cübbe vardı. Gelip elini yeninden çıkarmaya çalıştı, dar gelince altından çıkardı. Ona su döktüm. Namaz abdesti aldı. Mestleri üzerine meshetti ve daha sonra namaz kıldı.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Vekî' b. Cerrah ve Gunder (Muhammed b. Cafer), onlara Şube b. Haccâc; (T) Bize Muhammed b. Müsenna, -hadisin lafzı Muhammed b. Müsennâ'ya aittir- ona Şube b. Haccâc, ona Ata b. Ebu Meymune ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: Allah Rasûlü (sav) helaya girer, ben ve benim gibi bir çocuk da bir su kabı ile ucu demirli bir değnek taşırdık. Hz. Peygamber de bu su ile istinca ederdi (taharetlenirdi).
Bize Muhammed b. İbrahim el-Basrî, ona Bişr b. Mufaddal, ona İbn Avn, ona Âmir es-Şa'bî, ona Urve b. Mugîre ve Muhammed b. Sîrîn, ona bir adam nakletmiş ve bu vasıtayla da hadisi Muğire'ye ulaştırmıştır. -İbn Avn "Bu kişinin bu kişiden naklettiği hadisi bilmiyorum demiştir."- Rivayete göre Mugîre şöyle demiştir: Bir yolculuğunda Rasulullah (sav) ile birlikteydim. Yanındaki bir sopayla sırtıma hafifçe dürttü ve yolunu değiştirdi. Ben de onu takip ettim. Sonra falanca yere gelip devesini çökertti ve uzaklaştı. Gözden kayboluncaya kadar gitti. Ardından geldi ve "Yanında su var mı?" diye sordu. Yanımda bir kırba su vardı. Onu getirip kendisi için döktüm. Ellerini ve yüzünü yıkadı. Ardından kollarını yıkamak istedi. Üzerinde kolları dar bir Şam cübbesi vardı. Ellerini cübbenin altından çıkardı ve yüzünü ve kollarını yıkadı. Hadisin ravisi Hz. Peygamber'in alın ve sarığından da bahsetmiştir. İbn Avn: "Bunları tam olarak ezberleyemedim." demiştir. Sonra mestleri üzerine mesh etti. Sonra "Senin de ihtiyacın varsa sen de gör" dedi. "Benim bir hacetim yok" dedim ve kervanın yanına geldik. İnsanlar Abdurrahman b. Avf'ı imam yapmışlardı. Sabah namazının birinci rekatını kıldırmıştı. Onu uyarmak istediysem de Hz. Peygamber (sav) buna izin vermedi. Yetiştiğimiz rekatı (onun arkasında), yetişemediğimizi ise kendimiz kıldık.
Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Saîd ve Ebu Kamil el-Cahderî -Hadisin lafzı Said'e aittir.-, onlara Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah el-Yeşrukî), ona Simak b. Harb, ona da Musab b. Saîd şöyle demiştir: Abdullah b. Ömer, hasta olan İbn Âmir'i ziyarete gitmişti. İbn Âmir ona 'Ey İbn Ömer! Bana dua etmeyecek misin?' diye sordu. İbn Ömer ise şöyle dedi: Ben Rasûlüllah'ı (sav) şöyle buyururken duydum: "Taharetsiz (abdestsiz) kılınan namaz ve ganimetten (kamu malından) aşırılarak verilen sadaka kabul edilmez." Sen Basra'da valilik yapmış bir kimsesin.
Açıklama: İbn Amir'in dua talebine karşılık, Abdullah b. Ömer'in ganimetlerle ilgi bir hadis aktardıktan sonra ona Basra' da valilik yaptığını hatırlatmasının nedeni, muhtemelen valilik döneminde ganimet mallarından bilerek ve ya bilmeyerek kullanmış olabileceğini ima etmek ve onun bizzat kendisinin tevbe etmesi gerektiğine işaret etmek istemesidir. Bk. en-Nevevî, Minhâc, III, 104.
Bize Ebû Saîd el-Eşecc ile Ebû Küreyb Muhammed b. el-Alâ ve İshak b. İbrahim, onlara Vekî’; -İshak bize Vekî’ haber verdi dedi, diğer ikisi ise bize Vekî’ hadis olarak rivayet etti ifadesini kullandılar-, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona İbn Abbâs’ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurmuştu: "Bunlara azap ediliyor, hem de çok büyük olmayan sebeplerden dolayı azap görüyorlar. Bunlardan biri insanlar arasında söz taşırdı, diğeri ise idrar yaparken örtünmüyordu." Sonra Hz. Peygamber (sav) taze bir hurma dalı isteyip onu iki parçaya ayırmış ve her birini bir mezara dikerek şöyle buyurmuştu: "Bu dallar kurumadıkça, umulur ki bu kimselerin azabı hafifletilir."
Açıklama: Bu hadîse genellikle "idrarından sakınmıyordu" diye mana verilmektedir. Bu manaya uygun başka rivayetler vardır. Ancak bu hadiste örtünmek anlamına gelen "setr" fiili kullanılmaktadır. O dönemde müstakil tuvaletler bulunmadığı için insanlar bu ihtiyaçlarını açık alanda yerine getirirlerdi. Dolayısıyla hadisin, abdest bozarken bir sütrenin arkasına geçilmesi, insanların gözleri önünde yapılmaması, mahremiyete uygun davranılması manasına gelmesi muhtemeldir.
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr, onlara Muhammed b. Ca'fer, ona Şu'be (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Ali, ona Zaide rivayet etmiştir. Ebû Bekir (b. Ebû Şeyde), Veki''in İsraîl'den rivayet ettiğini söylemiştir. Bunların hepsi bu hadisin benzerini, Peygamber'den (sav) bu isnadla Simâk b. Harb'ten rivayet etmişlerdir.
Açıklama: Senedi verilen hadisin metni bir önceki M000535-2, M000535-3 hadislerde geçmektedir.
Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Saîd ve Ebu Kamil el-Cahderî -Hadisin lafzı Said'e aittir-, onlara Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah el-Yeşrukî), ona Simak b. Harb, ona Musab b. Saîd şöyle demiştir: Abdullah b. Ömer, hasta olan İbn Âmir'i ziyarete gitmişti. İbn Âmir ona 'Ey İbn Ömer! Bana dua etmeyecek misin?' diye sordu. İbn Ömer ise şöyle dedi: Ben Rasûlüllah'ı (sav) şöyle buyururken duydum: "Taharetsiz (abdestsiz) kılınan namaz ve ganimetten (kamu malından) aşırılarak verilen sadaka kabul edilmez." Sen Basra'da valilik yapmış bir kimsesin.
Açıklama: İbn Amir'in dua talebine karşılık, Abdullah b. Ömer'in ganimetlerle ilgi bir hadis aktardıktan sonra ona Basra'da valilik yaptığını hatırlatmasının nedeni, muhtemelen valilik döneminde ganimet mallarından bilerek ve ya bilmeyerek kullanmış olabileceğini ima etmek ve onun bizzat kendisinin tevbe etmesi gerektiğine işaret etmek istemesidir. Bk. en-Nevevî, Minhâc, III, 104.
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr, onlara Muhammed b. Ca'fer, ona Şu'be (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Ali, ona Zaide rivayet etmiştir. Ebû Bekir (b. Ebû Şeyde), Veki''in İsraîl'den rivayet ettiğini söylemiştir. Bu (râvilerin) hepsi bu hadisin benzerini, Peygamber'den (sav) bu isnadla Simâk b. Harb'ten rivayet etmişlerdir.
Açıklama: Senedi verilen hadisin metni bir önceki M000535-2, M000535-3 hadislerde geçmektedir.
Bize Ebû Saîd el-Eşecc ile Ebû Küreyb Muhammed b. el-Alâ ve İshak b. İbrahim, onlara Vekî’; -İshak bize Vekî’ haber verdi dedi, diğer ikisi ise bize Vekî’ hadis olarak rivayet etti ifadesini kullandılar-, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona İbn Abbâs’ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurmuştu: "Bunlara azap ediliyor, hem de çok büyük olmayan sebeplerden dolayı azap görüyorlar. Bunlardan biri insanlar arasında söz taşırdı, diğeri ise idrar yaparken örtünmüyordu." Sonra Hz. Peygamber (sav) taze bir hurma dalı isteyip onu iki parçaya ayırmış ve her birini bir mezara dikerek şöyle buyurmuştu: "Bu dallar kurumadıkça, umulur ki bu kimselerin azabı hafifletilir."
Bize İshak b. İbrahim ve Ali b. Haşrem, onlara İsa b. Yunus, -İshak 'bize haber verdi'; İsa 'bize tahdis etti' ifadesini kullanmıştır.- ona A'meş, ona Müslim, ona Mesrûk, ona Mugîre b. Şu'be şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) hacetini görmek için çıkmıştı. Geri dönünce onu su kabı ile karşıladım ve ona su döktüm. Önce ellerini yıkadı. Ardından yüzünü yıkadı. Kollarını yıkamak istedi ama üzerindeki cübbe dar geldiği (için kollarını hemen çıkaramadı). Sonra onları cübbenin altından çıkarıp yıkadı. Başı ve mestleri üzerine mesh etti. Sonra da biz namaz kıldırdı."