460 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Hatim el-Cerceraî Hibbî, ona İbn Mübarek, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Ebu Eş'as es-San'anî, ona da Evs b. Evs es-Sekafi, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Her kim cuma günü (başını ve vücudunun geri kalan kısmını) yıkar ve gusleder, erkenden yola çıkıp (hutbenin başına) yetişir, (bir şeye) binmeyip yürür, imamın yakınına oturarak boş şeylerle uğraşmayıp hutbeyi dinlerse onun için attığı her adıma bir senelik oruç ve namazının ecri vardır."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Bişr, ona Zekeriyya, ona Musab b. Şeybe, ona Talk b. Habib el-Anezi, ona Abdullah b. Zübeyr, ona da Aişe şöyle dedi: "Hz. Peygamber (sav) şu dört şeyden dolayı gusül abdesti alırdı. Cünüplük, cuma namazı, kan aldırmak ve cenaze yıkamak."
Bize Mahmud b. Halid ed-Dımaşkî, ona Mervan, ona da Ali b. Havşeb şöyle demiştir: "Mekhul'e yıkar ve yıkanır ifadesinin manasını sordum. O, başını ve bedenini yıkar demektir dedi."
Bize Ebu Şeybe'nin iki oğlu Osman ve Ebu Bekir, onlara Ömer b. Sa'd, ona Süfyan, ona Dahhak b. Osman, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav) küçük abdest bozarken bir adam çıkageldi ve O'na selam verdi. Rasulullah adamın selamını almadı." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbn Ömer'den ve başkalarından rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) teyemmüm etmiş sonra o adamın selamını almıştır.]
Bize Hafs b. Ömer ve Müslim b. İbrahim, onlara Şube; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Avane -hadisin lafzı Hafs'a aittir- Şube ve Ebu Avane'ye Süleyman, ona Ebu Vâil, ona da Huzeyfe şöyle demiştir: "Hz. Peygamber bir kavmin çöplüğüne geldi, ayakta küçük abdest bozdu ve su istedi. Bu suyla mestlerinin üzerine mesh yaptı." [Ebû Davud şöyle dedi: Müsedded'in bildirdiğine göre Huzeyfe şöyle demiştir: Hz. Peygamberin abdest bozarken yalnız kalmak isteyeceğini düşünerek oradan uzaklaşmak istedim. Rasulullah beni çağırdı. Ben de hemen arkasında durdum.]
Bize Müsedded b. Müserhed, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona da Ata b. Yezid el-Leysî'nin naklettiğine göre Ebu Eyyüb bir rivayette şöyle dedi: "Tuvalete gittiğinizde ne küçük ne de büyük abdestinizi giderirken kıbleye dönmeyiniz. Doğu veya batıya dönünüz." (Ebu Eyyüb devamla) Şam'a gittiğimizde tuvaletlerin kıbleye doğru inşa edildiğini gördük. Artık kıbleden farklı tarafa yönümüzü çeviriyor ve Allah'tan af diliyorduk. [İbn A'rabî şöyle dedi: Bize ez-Za'ferânî nakletti: Bize Süfyan b. Uyeyne bu isnadla ve aynı muhteva ile (manen) nakletti.]
Bize Züheyr b. Harb ve Hennâd b. Serî, onlara Veki', ona el-A'meş, ona Mücahid, ona Tâvus, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (sav) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurdu: "Bu ikisi azap görüyorlar. Azap görmelerinin sebebi de büyük bir günah değildir. Şu kişi hacet giderirken idrarından sakınmazdı. Şu ise insanlar arasında laf taşırdı." Sonra yaş bir hurma dalı istedi ve onu iki parçaya ayırdı. İki parçayı ayrı ayrı mezarlara dikip şöyle buyurdu: "Bunlar kurumadığı sürece umarım ki onların azabı hafifler." [Hennâd rivayetteki "yestenzihü/sakınmazdı" ifadesi yerine, aynı anlama gelen "yestetirü" kelimesini kullanmıştır.]
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Halid b. Yezid, ona Said b. Ebu Hilal, ona Ubade b. Nüsey, ona da Evs es-Sekafî, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etti: "Her kim cuma günü (başını ve vücudunun geri kalan kısmını) yıkar ve gusleder..." Devamında da önceki hadisin benzerini nakletti. ".... erkenden yola çıkıp (hutbenin başına) yetişir, (bir şeye) binmeyip yürür, imamın yakınına oturarak boş şeylerle uğraşmayıp hutbeyi dinlerse onun için attığı her adıma bir senelik oruç ve namazının ecri vardır."
Bize Muhammed b. Velid ed-Dımaşkî, ona Ebu Müshir, ona da Said b. Abdülaziz "yıkar ve yıkanır (gassele ve tegasele) ifadesi hakkında başını ve bedenini yıkar dedi."
Bize Müsedded b. Müserhed, ona Hammad b. Zeyd ve Abdülvaris, onlara Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah (sav) helaya girmek istediğinde, -Hammad rivayetinde- "Allah'ım sana sığınırım" diye dua ederdi. Abdulvâris rivayetine göre ise "Hubus ve habâisten Allah'a sığınırım" diye dua ederdi. [Ebû Davud şöyle dedi: Bu hadisi Şube, Abdülaziz'den bir defa "Allah'ım sana sığınırım," bir defa da "Allah'a sığınırım" lafızlarıyla rivayet etmiştir. Vüheyb ise, "(Kişi) Allah'a sığınsın" (lafızlarıyla) rivayet etmiştir.]