1099 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Yahya b. Cezzar, ona Abdullah'ın hanımı Zeynep'in kardeşinin oğlu, ona Abdullah'ın hanımı Zeynep, ona da Abdullah, Rasulullah'ı (sav) şöyle söylerken işittiğini rivayet etmiştir: "(İçerisinde sihre ya da küfre ihtimali bulunan anlaşılmaz sözleri) okuyarak (hasta) tedavi etmek, muska takmak ve (kadının kocası için yaptırdığı) sihre benzer şeyler yapmak şirktir." Bunun üzerine Zeyneb, şöyle dedi: Acaba Rasulullah (sav) bunu niçin söylüyor? Vallahi (benim) gözüm (bir ağrıdan dolayı) çapaklanıyordu. Ben de (tedavi için) falanca yahudiye gidip geliyordum (o da) bana okuyordu. (Bu sayede gözümün ağrısı) dindi. Abdullah ona (şöyle) söyledi: Bu şeytanın işinden başka bir şey değildir. (Şeytan seni buna inandırmak için senin) gözünü eliyle (devamlı) dürtüyor (ve onu ağrıtıyor). Sen (yahudinin yanına varıp da yahudi senin) gözüne okuyunca (şeytan elini) gözünden çekiyor. Oysa sadece Rasulullah'ın (sav) dediği gibi şöyle diyerek dua etmen sana yeter: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Şifa ver! Şifa veren yalnız sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ الرُّقَى وَالتَّمَائِمَ وَالتِّوَلَةَ شِرْكٌ
Bize İshak, ona Habbân, ona Davud b. Ebu Furât, ona Abdullah b. Bureyde, ona da Yahya b. Ya'mer Hz. Peygamber'in eşi Âişe'den şöyle rivayet etmiştir: Hz. Âişe, Rasûlullah'a veba salgınını sormuş, Hz. Peygamber (sav) de şu cevabı vermiştir: "Şüphesiz veba Allah'ın, dilediği topluluk üzerine gönderdiği bir azaptır. Allah vebayı müminler için bir rahmet vesilesi kılmıştır. Bir yerde veba salgını çıkar da orada bulunan kul sabırla ve kendisine Allah'ın yazgısı dışında hiç bir musibetin dokunmayacağını bilerek yerinde beklerse Allah onu şehit olmuş gibi mükafatlandırır."
Bize Muhammed b. Sinan, ona Füleyh, ona Abde b. Ebu Lübâbe, ona da Muğîre b. Şu'be'nin azatlısı Verrâd şöyle rivayet etmiştir: Muâviye b. Ebu Sufyân, Mugîre'ye "Hz. Peygamber'in (sav) namazdan sonra ne okuduğu konusunda işittiğin şeyi bana yaz" diye mektup gönderdi. Bunun üzerine Mugîre "Hz. Peygamber'in (sav) namazdan sonra şu duayı okuduğunu işittim" diyerek bana şunu yazdırdı: "Lâ ilahe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, Allâhumme lâ mânia limâ a'tayte velâ mu'tiye limâ mena'te velâ yenfau ze'l-ceddi minke'l-cedd (Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O hükümranlığında tektir, hiçbir ortağı yoktur. Allah'ım, Sen'in verdiğine mâni olabilecek, vermediğini verebilecek hiç kimse yoktur. Zenginin zenginliği, senin ihsanın dışında kendisine fayda vermez)" İbn Cureyc der ki: Bana Abde b. Ebu Lubâbe, ona da Verrâd, bu hadisi rivayet etmiştir. Bir zaman sonra ben Şam'a Muaviye'nin yanına gittim. Orada Muaviye'nin insanlara bu duayı okumalarını tavsiye ettiğini işittim.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn Cüreyc arasında inkıta vardır.
Bize Humeydî, ona Süfyân (T); bana Mahmud, ona Abdurrezzâk, ona Ma'mer, onlara (Süfyân ve Ma'mer'e) İbn Tâvûs, ona Babası (Tâvûs b. Keysân) ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle demiştir: Ben, günaha benzeyecek en küçük kusuru, Ebu Hureyre'nin Hz. Peygamber'den (sav)'den rivayet ettiği şu hadiste gördüm. "Allah, Ademoğlunun zinadan payına düşeni yazmıştır. Bu yazı onun başına mutlaka gelecektir. Gözün zinası (şehvetle) bakmak, dilin zinası da (şehvetle) konuşmaktır. Nefis zinayı temenni eder ve buna arzu duyar. Cinsel organ da bu arzuyu ya onaylar (zina eder), ya da reddeder (zinadan uzak durur)."
Bize Muhammed b. Sinan, ona Füleyh, ona Abde b. Ebu Lübâbe, ona da Muğîre b. Şu'be'nin azatlısı Verrâd şöyle rivayet etmiştir: Muâviye b. Ebu Sufyân, Mugîre'ye "Hz. Peygamber'in (sav) namazdan sonra ne okuduğu konusunda işittiğin şeyi bana yaz" diye mektup gönderdi. Bunun üzerine Mugîre "Hz. Peygamber'in (sav) namazdan sonra şu duayı okuduğunu işittim" diyerek bana şunu yazdırdı: "Lâ ilahe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, Allâhumme lâ mânia limâ a'tayte velâ mu'tiye limâ mena'te velâ yenfau ze'l-ceddi minke'l-cedd (Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O hükümranlığında tektir, hiçbir ortağı yoktur. Allah'ım, Sen'in verdiğine mâni olabilecek, vermediğini verebilecek hiç kimse yoktur. Zenginin zenginliği, senin ihsanın dışında kendisine fayda vermez)" İbn Cureyc der ki: Bana Abde b. Ebu Lubâbe, ona da Verrâd, bu hadisi rivayet etmiştir. Bir zaman sonra ben Şam'a Muaviye'nin yanına gittim. Orada Muaviye'nin insanlara bu duayı okumalarını tavsiye ettiğini işittim.
Bize Humeydî, ona Süfyân (T); bana Mahmud, ona Abdurrezzâk, ona Ma'mer, onlara (Süfyân ve Ma'mer'e) İbn Tâvûs, ona Babası (Tâvûs b. Keysân) ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle demiştir: Ben, günaha benzeyecek en küçük kusuru, Ebu Hureyre'nin Hz. Peygamber'den (sav)'den rivayet ettiği şu hadiste gördüm. "Allah, Ademoğlunun zinadan payına düşeni yazmıştır. Bu yazı onun başına mutlaka gelecektir. Gözün zinası (şehvetle) bakmak, dilin zinası da (şehvetle) konuşmaktır. Nefis zinayı temenni eder ve buna arzu duyar. Cinsel organ da bu arzuyu ya onaylar (zina eder), ya da reddeder (zinadan uzak durur)."