1100 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said ve Muhammed b. Abbad, o ikisine Hatim -b. İsmail-, ona Ca'd b. Abdurrahman, ona Saib b. Yezid şöyle rivayet etmiştir: Teyzem beni Rasulüllah'a (sav) götürüp ey Allah'ın Rasulü! Kız kardeşimin (şu) oğlunun çok ağrısı (rahatsızlığı) var dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, başımı sıvazladı ve benim için bereket diledi (bana hayır duada bulundu). Sonra abdest aldı. Ben de onun abdest suyundan (geri kalanını) içtim. Sonra arkasında durdum ve omuzlarının arasındaki çadır düğmesi (veya keklik yumurtası) gibi mührüne baktım."
O peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık mucizeler verdik ve onu Rûhu'l-Kudüs ile güçlendirdik. Allah dileseydi o peygamberlerden sonra gelen milletler, kendilerine açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar ihtilafa düştüler de içlerinden kimi iman etti, kimi de inkâr etti. Allah dileseydi onlar savaşmazlardı; lâkin Allah dilediğini yapar.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: تِلْكَ الرُّسُلُ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ
Bize Ebu Nuaym, ona el-A’meş, ona İbrahim et-Teymî, ona babası (Yezid b. Şerik et-Teymî), ona da Ebu Zer şöyle demiştir: "Ben güneşin batışı esnasında Nebî (sav) ile birlikte mescitteydim. Rasulullah (sav) bana 'Ey Ebu Zer! Güneş nerede batar bilir misin?' diye sordu. Ben de 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'Güneş, Arş'ın altında (Allah’a) secde etmek için gider. İşte 'Güneş kendisine ait yerleşik bir düzene göre (yörüngesinde) akıp gider. Bu, çok güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir' [Yâsîn 36/38] ayetinin ifade ettiği şey budur' buyurdu."
Bize Muhammed b. Abdullah, ona Ebu Üsame, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Hz. Aişe “Rasulullah devamlı şöyle dua ederdi” demiştir: "Allah'ım! Cehennem fitnesinden ve cehennem azabından, kabir fitnesinden ve kabir azabından, Mesih Deccal'in fitnesinin şerrinden, fakirliğin fitnesinin şerrinden, zenginliğin fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allah'ım! Hatalarımı kar ve dolu suyu ile yıka. Beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi kalbimi de hata ve günahlardan temizle. Benimle hatalarımın arasını doğu ile batının arasını uzaklaştırdığın gibi uzaklaştır. Allah'ım! Tembellikten, ihtiyarlıktan, günahtan ve borçtan Sana sığınırım."
Bize İshak b. İbrahim, ona Cerir (b. Abdullah), ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Hz. Aişe “Rasulullah (sav) şu kelimelerde dua ederdi” demiştir: "Allah'ım! Kabir azabından, ateşin (cehennemin) fitnesinden, kabrin fitnesinden, kabir azabından, Mesih Deccâl'in fitnesinin şerrinden, zenginliğin fitnesinin şerrinden, fakirliğin fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allah'ım! Hatalarımı kar ve dolu suyu ile yıka. Beyaz elbiseyi kirinden temizlediğin gibi kalbimi de hata ve günahlardan temizle. Allah'ım! Tembellikten, ihtiyarlıktan, borçtan ve günahtan sana sığınırım."
Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah dilemedikçe yine de inanacak değillerdi; fakat çokları bunu bilmezler.
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Abdullah b. Nümeyr; (T) Bize Ali b. Muhammed, ona Veki', ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Âişe'den (r.anha) rivayet edildiğine göre; Peygamber (sav) şu cümlelerle dua ederdi: "Allah’ım! Cehennem fitnesinden ve cehennem azabından, kabir fitnesinden ve kabir azabından, zenginlik fitnesinin şerrinden ve fakirlik fitnesinin şerrinden, Mesih Deccal’in fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allah’ım! Hatalarımı kar ve dolu suyu ile yıka. Kalbimi, beyaz elbisenin kirden arındırıldığı gibi günahlardan arındır. Benimle günahlarım arasını, doğu ile batı arasını ayırdığın gibi uzaklaştır. Allah’ım! Tembellikten, yaşlılığın gevşekliğinden, günaha düşmekten ve borca batmaktan sana sığınırım."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Abdullah b. Nümeyr; (T) Bize Ali b. Muhammed, ona Veki', ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Âişe'den (r.anha) rivayet edildiğine göre; Peygamber (sav) şu cümlelerle dua ederdi: "Allah’ım! Cehennem fitnesinden ve cehennem azabından, kabir fitnesinden ve kabir azabından, zenginlik fitnesinin şerrinden ve fakirlik fitnesinin şerrinden, Mesih Deccal’in fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allah’ım! Hatalarımı kar ve dolu suyu ile yıka. Kalbimi, beyaz elbisenin kirden arındırıldığı gibi günahlardan arındır. Benimle günahlarım arasını, doğu ile batı arasını ayırdığın gibi uzaklaştır. Allah’ım! Tembellikten, yaşlılığın gevşekliğinden, günaha düşmekten ve borca batmaktan sana sığınırım."