1969 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Amr b. Mürre, ona da Said b. el-Müseyyeb'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ali ve Osman (r.anhuma) Usfan'da bir araya geldi. Osman temettu haccı yapmayı ya da umreyi yasaklıyordu. Bunun üzerine Ali “Rasulullah'ın (sav) yapmış olduğu bir işi yasaklamaktan maksadın nedir?” dedi. Osman “bu konuda beni rahat bırak” dedi. Ali “hayır, ben seni bırakamam” dedi. Ali bu hali görünce hem umre hem de hacca birlikte niyet ederek ihrama girdi.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdülvehhab, ona Ubeydullah, ona Vehb b. Keysân, ona da Cabir b. Abdullah (r. anhuma) şöyle nakletmiştir: Bir gazvede Hz. Peygamberle (sav) beraber bulunuyordum. Devem yavaşladı ve yürüyemez oldu. Hz. Peygamber (sav) yanıma gelerek "Cabir" dedi. Ben de “buyur” dedim. Hz. Peygamber "Durumun nedir?" dedi. Ben “devem yavaşladı ve yürüyemiyor, geride kaldım” dedim. Hz. Peygamber (devesinden) indi ve devemi elindeki ucu eğik çengelli değneği ile çekmeye başladı. Sonra da bana "devene bin" buyurdu. Deveme bindim. Sonrasında baktım ki devemi Hz. Peygamber'i geçmesin diye engellemeye çalışıyorum. Hz. Peygamber bu esnada bana "evlendin mi" diye sordu. Ben de “evet” dedim. "Bekar mı dul mu?" diye sordu. Ben de “dul”, dedim. "Senin onunla oynaşacağın, onun da seninle oynaşacağı bekar kız yok muydu?" dedi. Ben de “benim kız kardeşlerim var. Onları bir araya getiren, saçlarını toplayan, onların bakımını üstlenen birisiyle evlenmeyi istedim” dedim. Hz. Peygamber (sav), "şimdi sen (Medine'ye) gidiyorsun. Oraya varınca (ailene karşı) olgun, zarif ol" buyurup, "deveni satıyor musun?" diye sordu. “Evet” dedim. Hz. Peygamber "onu bana bir ukiyye (bedeli) karşılığında sat" buyurdu. Hz. Peygamber (sav) benden önce Medine'ye vardı. Ben de sabah vakitlerinde ulaştım. Mescid'e geldik, Hz. Peygamber'i mecsidin kapısında buldum. Hz. Peygamber (sav) "şimdi mi geldin" buyurdu. Ben de “evet” dedim. Hz. Peygamber (sav) "deveni bırak da iki rekat namaz kıl" buyurdu. Girip iki rekat namaz kıldım. Bilal'e (deve için) bir ukiyye tartmasını emretti. Bilal de benim için tarttı, hatta fazladan tarttı. Ayrılmak üzere arkamı dönüp giderken, Hz. Peygamber (sav) "Cabir'i bana çağırın" buyurdu. Ben de (içimden) şimdi (iyi olmadığı için) deveyi iade edecek, diye düşündüm. Bana o deveden daha sevimsiz gelen başka bir şey yoktu. Hz. Peygamber (sav) "deveni al, bedeli de sende kalsın" buyurdu.
İbn Abbâs'tan rivayetle Atâ der ki: Karîbe bt. Ebu Ümeyye, Ömer b. Hattâb'ın nikâhında idi. Ömer onu boşadı, Muaviye b. Ebu Süfyân onunla evlendi. Ebu Sufyân'ın kızı Ümmü'l-Hakem de İyâd b. Ganm el-Fıhrî'nin nikâhında idi, İyâd onu boşadı, onunla da Abdullah b. Osman es-Sakafî evlendi.
Bize Yahya b. Yahya, ona Hüşeym, ona Seyyar, ona Şa'bî, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Bir gazada Rasulullah (sav) ile birlikteydik. Dönüşte, ben yavaş giden bir deveye binmiş acele ile gitmeye çabalıyordum. Derken arkamdan bana bir süvari yetişerek elindeki sopa ile dürttü. Bunun üzerine hayvanım görmüş olduğun en iyi develer gibi koşmağa başladı. Bir de baktım Rasulullah (sav) bana yetişmiş. "neye acele ediyorsun ya Cabir" dedi. “Ya Rasulullah, ben yeni evliyim” dedim. "Bakire ile mi evlendin, dul ile mi?" diye sordu. “Dul aldım” dedim. "Bakire alsaydın ya! Sen onunla, o seninle oynaşırdınız" buyurdu. Medine'ye geldiğimizde şehre girmeye hazırlandık. Rasulullah (sav) "acele etmeyin, şehre geceleyin yâni yatsı zamanı girelim ki, (eşlerinizden) saçları dağınık olan taransın, kasıklarını tıraş edecek olan etsin" buyurdu ve bana "Medine'ye vardığın zaman eşinle ilişkiye girmeye bak, eşinle ilişkiye girmeye" dedi.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sekafî, ona Ubeydullah, ona Vehb b. Keysan, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ile bir gazaya çıktım. Devem beni geri bıraktı. Derken yanıma Rasulullah (sav) gelerek bana "ya Cabir" diye seslendi. “buyur” dedim. "Ne haldesin" dedi. “Devem beni geri bıraktı ve bitap düştü de arkada kaldım” cevabını verdim. Bunun üzerine hayvanından inerek bastonu ile devemi çekti. Sonra "bin" dedi. Ben de bindim. Yemin olsun hayvanım Rasulullah'ın (sav) devesini geçmesin diye onu durdurmağa çalıştığımı bilirim. Rasulullah (sav) "evlendin mi" diye sordu. “Evet” cevabını verdim. "Bakire mi aldın, dul mu" dedi. “dul adım” dedim. "Bakire alsaydın ya! Sen onunla, o seninle oynaşırdınız" buyurdu. “Benim kız kardeşlerim vardır. Bu sebeple onları toplayıp başlarını tarayacak, kendilerine bakacak bir kadınla evlenmek istedim” dedim. "Dikkat et! İşte geliyorsun! Evine vardığında cima' etmeye bak, cima' etmeye" buyurdu. Sonra "deveni satıyor musun" diye sordu. “Evet” dedim. Onu bir ukıyye mukabilinde benden satın aldı. Sonra Rasulullah (sav) Medine'ye geldi. Ben ertesi gün geldim. Az sonra mescide geldim ve onu mescidin kapısında buldum. Bana "şimdi mi geldin?" diye sordu. “Evet” dedim. "Öyle ise deveni bırak da gir iki rekât namaz kıl" buyurdu. Hemen içeri girerek namaz kıldım. Sonra döndüm. Rasulullah (sav) Bilal'e benim için bir okıyye tartmasını emir buyurdu. Bilal de dolu dolu tarttı. Ben oradan çekildim. uzaklaştığım vakit "bana Cabir'i çağır" emrini vermiş. Beni çağırdılar. İçimden 'şimdi deveyi bana iade edecek' dedim. Bu hayvan kadar kendisinden hoşlanmadığım hiçbir şey yoktu. "Al deveni! Parası da senin olsun" buyurdu.
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be ve Hemmâm, onlara Katâde, ona İkrime, ona da İbn Abbâs, Berîre'nin kocasını (Mugîs'i) kast ederek “ben onu bir köle olarak gördüm” demiştir.
Bize Muhammed, ona Abdulvahhâb, ona Hâlid, ona İkrime, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Berîre'nin kocası Mugîs adında bir köle idi. Onun, gözyaşları sakalının üzerine akmış bir şekilde ağlayarak Berîre'nin peşinde dolaşması hâlâ gözümün önünde. Peygamber (sav) Abbâs'a "ey Abbâs, Mugîs'in Berîre'ye olan aşırı sevgisine, Berîre'nin de Mugıs'e olan nefretine şaşırmıyor musun?" buyurdu. Peygamber (sav) Berîre'ye "Keşke şu Mugîs'e geri dönsen?" buyurdu. Berîre de “ey Allah'ın Rasulü, ona dönmemi mi emrediyorsun?” dedi. Peygamber (sav) de "hayır, emretmiyorum, sadece aracılık ediyorum" buyurdu. Bunun üzerine Berîre “öyleyse benim o adama ihtiyâcım yok” dedi.
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona, Yezid b. Harun, ona Yahya b. Said, ona Kasım b. Muhammed, ona da Ensârdan olan Abdurrahmân b. Yezîd ile Mücemmî’ b. Yezîd şöyle rivayet etmişlerdir: Ensar'dan Hizâm adında bir adam kızını evlendirdi, ama kızı evliliği istemedi ve Rasulullah'a (sav) gelip şikayette bulundu. Rasulullah (sav) da babasının yaptığı bu nikahı iptal etti. Sonra bu kız, Ebu Lubabe b. Abdülmunzir'le evlendi. Râvi Yahya o kızın dul olduğunu ifade etmiştir.
Bize Yezîd b.Harun, ona Yahya b. Saîd, ona Kasım b. Muhammed, ona da Abdurrahman b. Yezîd el-Ensâri ve Mucemmi b. Yezîd el-Ensârî şöyle rivayet etmişlerdir: Ensar'dan Hizâm adında bir adam kızını evlendirmişti, ama kızı evliliği istemedi ve Rasulullah'a (sav) gelip şikayette bulundu. Rasulullah (sav) da babasının yaptığı bu nikahı iptal etti. Sonra bu kız, Ebu Lubabe b. Abdülmunzir'le evlendi. Yahya, kendisine ulaşan habere göre, bu kadının dul olduğunu ifade etmiştir.
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be ve Hemmâm, onlara Katâde, ona İkrime, ona da İbn Abbâs, Berîre'nin kocasını (Mugîs'i) kast ederek “ben onu bir köle olarak gördüm” demiştir.