450 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdurrahim b. Süleyman, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Minâ (hacıların şeytan taşlama) günleri, yeme ve içme günleridir."
Açıklama: Kurban bayramı günlerine tekabül ettiği için, oruç tutmanın dinen yasak olduğu günlerdir.
Bize Abbas b. Abdülazim el-'Anberî, ona Dahhâk b. Mahled, ona Muhammed b. Rifâa, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Sâlih es-Semmân), ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav) pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Ona (bunun nedenini merak ederek) 'Yâ Rasulullah! Sen pazartesi ve perşembe günü oruç tutuyorsun!' dediler. Hz. Peygamber (sav) de 'Çünkü Allah (cc), küs olan kişiler hariç pazartesi ve perşembe günü her müslümanı bağışlar. Onlar hakkında da 'Barışıncaya dek onları kendi hallerine bırakın buyurur' dedi."
Bize Hişâm b. Ammâr, ona Enes b. İyâz, ona Abdullah b. Abdülaziz el-Leysî, ona el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah, yolunda bir gün oruç tutanın yüzünü, cehennemden 70 yıl (mesafesinde) uzaklaştırır."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Hafs b. Ğıyâs, onlara A'meş (Süleyman b. Mihran), ona da Ebu Salih (es-Semmân), Ebu Hüreyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), bir önceki veya bir sonraki günü de oruçlu geçirmedikçe, (sadece) cuma günü oruç tutmayı yasaklamıştır."
Bana Mâlik (b. Enes), ona Ebu Zinâd (Abdullah b. Zekvân), ona A'rec (Abdurrahman b. Hürmüz), ona da Ebu Hüreyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İftar etmeksizin peş peşe oruç (savm-ı visal) tutmayın! Savm-ı visal tutmayın! Bunun üzerine sahabe: 'Ama sen iftar etmeden peş peşe oruç tutuyorsun Ey Allah'ın Rasulü!' dediler. Hz. Peygamber (sav) de: 'Ben sizin gibi değilim. Rabbim beni yedirdiği ve içirdiği halde gecelerim' buyurdu." Hataen bir kimseyi öldüren veya zıhâr yapan kimsenin tutması gereken oruçlar bölümü: Bana Yahya, Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Hataen adam öldürüp veya zıhar yapıp kendisine iki ay peş peşe oruç kefareti farz olan kimse, kefaret orucuna başlayınca hastalanıp zor duruma düşse ve orucuna ara vermek zorunda kalsa, iyileşince tekrar kaldığı yerden devam eder. Hastalık sebebiyle orucu ertelemez. Bu konuda duyduğum en güzel hüküm budur. Aynı şekilde hataen bir kimseyi öldürüp farz olan kefaret orucunu tutmaya başlayan kadın da oruç esnasında hayız görse, o da temizlenince kaldığı yerden oruca devam eder, hayız oldum diye kefaret oruçlarını ertelemez. Kendisine iki ay aralıksız kefaret orucu farz olan kimse, sadece hastalık ve hayız sebepleriyle orucunu bozabilir. Yolculuk hali kefaret orucuna ara vermek için bir sebep sayılmaz. Bu konuya dair duyduğum hükümlerden en güzeli budur.' Hasta kimse oruçluyken nasıl davranır bölümü: Bana Yahya, Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Alimlerden şöyle duydum: Bir kimse kendisiyle birlikte oruç tutmanın güçleştiği bir hastalığa yakalansa, bu oruç da onu yorsa ve bir hayli güç duruma soksa, orucunu bozabilir. Aynı şekilde namazda ayakta durması zor olan ve bu yüzden güç durumda kalan kimse de namazını oturarak kılabilir. Allah, kulunun özrünü ve hangi durumda olduğunu daha iyi bilir. Allah'ın dini kolaydır. Allah yolculara seferde oruç tutmama müsaadesi vermiştir, halbuki seferde olan kimse, oruç tutmaya hastadan daha iyi güç getirir. Allah teâlâ Kitab'ında (Sizden hasta olanlar veya yolcu olanlar, tutamadıkları günler kadar başka günlerde oruçlarını tutarlar..." (Bakara, 2/184) buyurmakta ve seferde olan kimse oruca hastadan daha iyi güç getirebileceği halde, yolcuya seferde oruç tutmama müsadesi vermektedir. Bu konuda duyduğum en güzel hüküm ve üzerinde de ittifak olan hüküm budur.
Bana Yahya (b. Yahya), ona Mâlik (b. Enes), ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam ramazanda orucunu bozmuştu. Rasulullah (sav) da ondan; bir köle azat etmesini veya peş peşe iki ay oruç tutmasını ya da altmış yoksulu doyurmak suretiyle kefaret ödemesini istedi. Adam ise '(Bunları yapacak imkanı) bulamam' dedi. O esnada Rasulullah'a (sav) bir hurma sepeti getirildi. O da adama 'Al bunları, sadaka olarak dağıt' buyurdu. Adam 'Yâ Rasulallah! Bunlara benden daha muhtaç bir kimse yok ki!' deyince, Hz. Peygamber (sav) yan dişleri gözükene dek gülüverdi. Sonra da '(O halde) onu sen ye' buyurdu."
Bana Yahya (b. Yahya), ona Mâlik, ona Muhammed b. Yahya b. Habbân, ona da A'rec, Ebu Hureyre şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), şu iki günde oruç tutulmasını yasaklamıştır: Ramazan bayramı ve kurban bayramı günlerinde."
Bana Mâlik, ona da İbn Şihâb şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Abbas ve Ebu Hureyre, ramazan orucunun kazası konusunda ihtilafa düştüler. Biri, 'orucunu ara vererek tutabilir derken' diğeri, 'ara vermeden tutar' dedi. Hangisinin 'ara vererek tutar' görüşünde olduğunu bilemiyorum."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Hafs b. Ğıyâs, onlara A'meş (Süleyman b. Mihran), ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), bir önceki veya sonraki günü de oruçlu geçirmedikçe, (sadece) cuma günü oruç tutmayı yasaklamıştır."
Bana Malik (b. Enes), ona da İbn Şihâb şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Abbas ve Ebu Hureyre ramazan orucunun kazası konusunda ihtilaf ettiler. Biri 'Kaza eden ara vererek tutar' derken, diğeri 'Ara vermeden tutar' dedi. 'Ara vererek tutar' diyenin hangisi olduğunu ise bilemiyorum."